Köşe Yazıları

Geçen Sahi Ne? Yıllar Mı –Biz Mi?-EMO Kongresinin Ardından.

0

Hafta sonu bir gazetenin Pazar ekinde Onur Caymaz, geçen yıllar olsun demiş, ben yaşam acemisiyim hala, hala dostlarımı apansız ararken ürkerim, hala bana verilen para üstünü saymaya utanırım, dostum oldukları için evimde tek baskısı olan kitabı dostlarımın götürmesine kırılmam, bilirim ki dostumdadır ne fark eder?

Onur’un siyasi bir gazetede yazdığı bu yazı o kadar sıcacıktı ki, kıskanmadan edemedim, beni mi anlatmıştı diye garip bir tuhaf bozukluk da geçmedi değil içimden, o yazıdan sonra hiçbir yeni yıl yazısı aynı sıcaklığı veremezdi, o yüzden bu yazı bölük pörçük olacak eminim.

23-26 aralık tarihlerinde hem okumayı düşlediğim ama ancak 2. kez gidebildiğim ODTÜ’de EMO 13. kez Ulusal Kongre’yi gerçekleştirdi. 83 de Adana’da başlayan ve her 2 yılda bir yapılan etkinlik. Elektrik, Elektronik. Elektronik Haberleşme, Bilgisayar, Biomedikal, Elektromekanik mühendislerinin yani EMO ya bağlı tüm mesleki grupları kapsayan etkinlik 4 gün 4 farklı salonda devam etti, ayrıca her akşam farklı bir etkinlik vardı. Birgün Anadolu Ateşi gösterileri, bir başka akşam türkü akşam yemek ve son gece Sheraton Ankara’da yılbaşı yemeği ile son bulan günler.

Katılım nasıl diye sorduğumuzda bu işin içindekilere iyi dediler, ama bana göre vasattı. ODTÜ gibi bir okulda, ODTÜ organizasyonu ile yapılan etkinliğe katılımın daha yoğun olmsı gerekirdi, en azından hafta içi öğrenciler gelebilirdi, zira çoğu cidden eğitim gibiydi. Güç elektroniği 1 örneğinde olduğu gibi. Bu tür etkinliklerin kime yapıldığını doğru belirlemez lazım. Eğer çok bilimsel olursa halkın bunu anlaması çok da kolay olamayacağı ve sadece belli bir çevreye hitap ettiğinizden katılımını sağlayamazsanız. Normaldir. Ama kanımca bu tür etkinliklerin asıl hedefi Halk olmalı ve fazla elitist yaklaşılmamadır. Bize bilgisayarı öğreten ya da kızıma Marks’ı 10 yaşında okutabilen Kapital Manga tarzında yapılabilse bu tür etkinlikler sonuçta çok daha verimli olacaktır.

İşte bu noktada tam da şu soru karşımıza çıkıyor, odaların işlevi ne olmalıdır? Kongreler, çalıştaylar, yılbaşı yemekleri anlamlıdır ve her emek değerlidir sonuçta ama ya ötesi. Güzeldir TMMOB bileşenleri Tekel işçilerine desteklerini sürdürmektedir. Ama asıl işlevi nedir derseniz? Bana göre bir örneklem ile girecek olursak, günlerdir yazıyorum ve yaşıyorum Tedaş özelleşmiştir ve özelleşme neticesinde Aksaray kadrolarına baktığımda, enerji konusunda çalışan bir meslektaşım, Adliye’ye, bir diğeri ise Tarım Kredi’ye atanmıştır. Şimdi sormak lazım, 20 yıllık bir mühendis oralarda ne yapabilir, bunca yıldan sonra yeniden sil baştan yapmalımıdır, yoksa EMO bu tür özelleştirmeler karşısında somut adımlar atamıyorsa ki imkânsızdır, üyelerine yapacakları destek konusunda danışmanlık yapabilmeli, satılan firma ile görüşmeler yaparak kendi yerlerinde kalması için sınırları zorlamalıdır. Odalar üyelerine her açıdan sahip çıkma, koruma destekleme gibi bir asli görevi olmalıdır. Yoksa kimilerinin düşündüğü gibi gerçekten kimi partilerin arka bahçesi gibi kalmaya mahkûmdur. O yüzden yeniden bir yapılanma sürecine girmelidir. Nitekim 2010 da yeniden başlayacak seçimlerde adaylar ve seçimler buna göre değerlendirilmelidir. Aksi halde işlevsizlik gibi bir süreç kaçınılmaz olacaktı.

Kendi odama bu kadar taş atmak yeter sanırım ama dost da acı söyler, zaten bu uyarıların çoğu da kendimizedir biline böylece.

Gelelim yeni yıla ve başta sorduğumuz soruya, geçen yıllar olsun demiş onur, evet geçen yılar olsun, ama sevdikleriniz, bir gün bir biçimiyle görmedikleriniz, ruhunuzu sonuna kadar isteyenler değil de, varlığı ile yaşamınıza güç katanlar, bir şarkı, bir şiir, bir tango gecesi ayda sizin  için en özel ne varsa, onlara inadına sahip çıkarak yıllar geçsin, saçma sapan kişiler, saçma sapan anlarla değil. Yaşamın her anı geride çizilen harika bir resim gibi ama her milimi sizin kokan, sorumluluğu size ait bir resim gibi, ilmek ilmek sevda ile dokuyarak geçsin. Nice yıllara.

You may also like

Comments

Comments are closed.