Benim yazılarım gün geçtikçe Hıncal Uluç yazıları gibi olmaya başladı. Ama neyse.
Önce şuna bir bakalım :
6094 SAYILI YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ AMAÇLI KULLANIMINA İLİŞKİN KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
28 Aralık da mecliste yasa onaylandı, cumhurbaşkanı henüz onaylamadığından ve resmi gazete de yayinlanmadigindan resmen yururluge girmemiş olan soz konusu yasanın 5/3. Maddesi:
Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir.
Yani;
Tabiatı ve Biyolojik çeşitliliği koruma Kanunu’ndan önce milli park, sit ve diğer korunan alanlar HESLERE AÇILMIŞTIR
Bunu görünce neden karamsar bir yazı yazdığımı ve neden sevinemediğimi sanırım görüyoruz , evet beceremedik ve yasa paşa paşa geçti. Gözümüz aydın. Biz böyle 55bin parça iken, birileri yeni yıla 3 gün yasayı geçirdi. Helal olsun!
İşte durum böyle olunca Türkiye Su Meclisi 24 Ocak’ta Anadolu’ya sahip çıkıyoruz isimli bir etkinliğe tüm ekolojistleri , Anadolu’ya sahip çıkanları göreve çağırıyor. Sanırım cidden kaybediyoruz. Kaybetmemek adına yapacağız az şeylerden biri de sanırım bu etkinlik, en azından vicdanlarımızı rahatlatmak adına. Mazeretsiz, hesapsız, kitapsız.
LOÇ’ta ise önce mühürleme, ardından gelen Yürütme’yi durdurma kararı çıktı. Bütün bunlar hiç siyasi hareketin arka bahçesi olmadan hareket eden tüm adanmışlığı ile harekete kendini adayan son derece iyi niyetli, özverili bir insanın Yakup Okumuşoğlu’nun inanılmaz, inadına mücadelesinin sonucudur. Kocaman bir teşekkürü hak ediyor sanırım. Bu ülkede pirincin içinde pirinç gibi görünmeyen ender değerlerden biridir. Mücadele de bize kılavuz olmaya umarım uzun süre devam eder ancak LOÇ konusunda iyimser olmak erken midir emin değilim. Bekleyip göreceğiz. Ama şu bir gerçek ki ekoloji hareketi, siyasi söylemlerin arka bahçesi, biblosu olmaktan çıkıp halkla bütünleştikçe, çok daha kazanılabilir hale geliyor. İşte Yuvarlakçay, işte LOÇ.
Basını son günlerde meşgul eden bir başka gündem ise Hizbullahçıların hapisten çıkması bunu uzun uzadıya başka bir yazıda öncesi sonrası olarak kaleme alacağım ama ancak şimdilik şaşırmadığımı, evet çıkan yasanın sonuçlarının tam da bu noktada olması açısından şaşırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Vatana millete hayırlı olsun. Onlar çıkarken, su sıkılarak ODTÜ’lü öğrenciler en doğal hakları ellerinden alınarak püskürtülür, üstelik demokrasi ile yönetilen bir yerlerde, ilginç günlerden geçiyoruz ve ben kızlarımın bu ülkede okumaması gerektiğine inanıyorum gün geçtikçe. Nedense???
Not: Allianoi için minik bir katkı koymak isterseniz Mimarlar Odası Karaköy şubesine uğrayıp kendinize bir masa takvimi armağan edebilirsiniz.