Fotoğraf: Climate Analytics
Kar amacı gütmeyen bilim ve politika organizasyonu Climate Analytics‘te yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, Avustralya‘nın kömür ve gaz ihracatları, Rusya hariç diğer tüm ülkelerden daha fazla iklim zararına sebep oluyor. Çalışma, Avustralya’nın küresel fosil yakıtlardan uzaklaşma anlaşmasını baltaladığını savunuyor.
New South Wales Üniversitesi Avustralya İnsan Hakları Enstitüsü tarafından yapılan analize göre, Avustralya 2021’de enerji bazında ABD ve Rusya‘nın ardından üçüncü en büyük fosil yakıt ihracatçısıydı. Ancak emisyon bazında ABD’yi geçerek ikinci sıraya yükseldi. Bu durum, Avustralya’nın ihracatlarının çoğunun emisyon açısından yoğun bir yakıt olan kömürden oluşmasından kaynaklanıyor.
Avustralya’nın iç emisyonları küresel toplamın yüzde 1’ini oluştururken, ihracatları da dahil edildiğinde bu oran yüzde 4,5’e çıkıyor.
Climate Analytics tarafından hazırlanan rapora göre, Avustralya’nın fosil yakıt ihracatlarının en az 2035’e kadar mevcut seviyelerinde kalması bekleniyor ve hükümet yeni kömür ve gaz ihracat projelerini onaylamaya devam ediyor.
Climate Analytics CEO’su Bill Hare, bu durumun, Avustralya’nın yaptığı uluslararası taahhütlerle, özellikle Cop28 İklim Zirvesi‘nde neredeyse 200 ülke tarafından desteklenen fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısıyla çeliştiğini belirtiyor.
Hare, “Avustralya hükümeti, gaz ihracatlarını artırmayı hedefleyen bilinçli bir strateji izliyor, bu da net sıfır hedefine ulaşmakla tutarsız ve bu sorunun bilimiyle tamamen çelişkili” dedi.
Avustralya İnsan Hakları Enstitüsü’nün iklim hesap verebilirliği projesi lideri Dr. Gillian Moon, Avustralya’nın fosil yakıt ihracatlarından kaynaklanan emisyonlarının 1961’den bu yana 30 milyar ton CO2 olduğunu ve bu miktarın 2035’e kadar yüzde 50 artmasının beklendiğini belirtti. Dr. Moon, ülkenin bu yolu izlemeye devam etmesine rağmen iklim krizinin etkilerine en duyarlı ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
Moon, Avustralya’nın ciddi bir iklim taahhüdü varsa, fosil yakıtlarını satın alan ülkeleri – özellikle Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi gelişmiş ekonomiler – yenilenebilir enerjiye daha hızlı geçmeye teşvik etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, Kanada ve Norveç gibi benzer düşünen fosil yakıt ihracatçılarıyla benzer tartışmaların yapılması gerektiğini belirtti.
Eğer küresel topluluk Paris İklim Anlaşması‘nın başlık hedefini yerine getirecekse – yani küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamaya çalışmak – fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların 2035 yılına kadar yüzde 64 oranında azaltılması gerektiği belirtiliyor.
Raporda ayrıca şu bilgilere yer verildi:
The Guardian tarafından bu hafta yayımlanan veriler, Avustralya’nın bu önerilerinin ABD, İngiltere ve Kanada gibi zengin demokrasiler tarafından yapılan yeni petrol ve gaz aramalarındaki artışın bir parçası olduğunu ve bu durumun, neredeyse 12 milyar ton ısıtıcı emisyonun ortaya çıkmasına neden olabileceğini ve ulusal ve küresel iklim taahhütlerini baltalayabileceğini ortaya koydu.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü tarafından yayımlanan bir rapor, Japonya’nın enerji tedarikini sürdürmek için Avustralya gazına ihtiyaç duyduğu önerilerine meydan okudu. Raporda, Asya ülkesinde gaz talebinin son on yılda yüzde 25 oranında azaldığı ve ülkenin Avustralya’dan satın aldığından daha fazla LNG’yi denizaşırı ülkelere sattığı belirtildi.
Dünya çapında fosil yakıt tüketiminde önde gelen zengin ve imtiyazlı konumda yer alan gelişmiş ülkelerin, artan iklim krizi etkileri karşısında ada ülkeleri gibi dezavantajlı konumda yer alan ülkelere finansman sağlanması için çeşitli fonlar oluşturulmuş durumda.
Son Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansları‘nda (COP28) kayıp zarar fonu için, gelişmekte olan ülkelerin her yıl karşı karşıya kaldığı tahmin edilen 400 milyar dolarlık kaybın çok altında kalan bir meblağ taahhüt edilmişti.
Yine de COP28’de gündem alınan kayıp-zarar fonu, gelişmekte olan ülkelerin zorlukla kazanılmış bir zaferi olarak değerlendirilmişti.
Avustralya da bu ülkeler arasında yer alan zengin demokrasiler arasında bulunuyor. Ülke, Rusya hariç diğer tüm ülkelerden daha fazla iklim zararına sebep olduğu fosil yakıt ihracatı yaparken bir yandan da fosil yakıtlar nedeniyle etkisi artan iklim krizi karşısında dezavantajlı olan, tam olarak topun ağzındaki ülkelere, ada ülkelerine yaptığı iklim finansmanlarını duyurmaktan geri kalmıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…