Dış Köşe

AKP, yeni anayasadan kaçtı…- Saruhan Oluç

0
Saruhan Oluç

Siyasal ve toplumsal ilişkiler bakımından çökmüş ve çürümüş bir anayasa yenilenemedi. Birçok maddesi değiştirilmiş, delik deşik olmuş, iç bütünlüğü olmayan bir anayasayı çöpe atma ve yeni bir anayasa oluşturma iradesi ne yazık ki oluşmadı.

Başbakan Erdoğan, dün yaptığı grup toplantısında, “Tıpkı 1921’de olduğu gibi herkesi kucaklayan sivil bir anayasa yapmayı hedefledik. Statükocu partiler yeni anayasa çalışmalarını tıkadı. CHP, MHP, BDP o masada olsa ne fayda olmasa ne fayda” dedi. Sonra da ekledi: “Uzlaşmadılar”.

Peki 4 partinin her konuda uzlaşması mümkün müydü?

Hayır… Zaten mümkün olmadığı için partiler arası eşit katılımla bir komisyon oluşturdu AKP. Çünkü AKP uzlaşılamayacağını ve kendi çoğunluğu ile oluşacak bir komisyonda adım atmasının gerekli olacağını biliyordu.

İşte AKP bundan çekindi, ürktü. Sivil ve demokratik yeni bir anayasa yapacak siyasi cesarete sahip olamadı. Kaçtı.

Türkiye’de farklı kimlik, kültür, anadil ve inanca sahip olanların eşit olduğu ve bu farklılıkların sadece zenginlik sayılmadığı, aynı zamanda anayasal güvence altına alındığı bir yurttaşlık tanımı gerekiyor. Milliyetçi-ırkçı bir yaklaşıma sahip olan MHP’nin temel eksenini değiştirip bu konuda uzlaşması beklenebilir miydi? Ya da tek tipleştirme politikalarının, ulus devlet inşa uygulamalarının bugünkü ve dünkü savunucusu olan CHP, Türklüğe dayanmayan bir yurttaşlık tanımında uzlaşabilir miydi?

“Anadilinde eğitim memleketi böler diyenlerle”, “anadil haktır, evrenseldir, vazgeçilmez, pazarlığı yapılmaz” diyenler nasıl uzlaşacaklardı? Hele hele ağzına Kürt ve Kürtçe kelimelerini almaktan imtina eden CHP’liler, “Türk’le Kürt, Türkçe’yle Kürtçe eşit değildir” diyen o ulusalcılar nasıl uzlaşacaklardı?

Peki merkezi vesayete dayalı idari sistemi bir vazgeçilmez olarak gören; bölge lafını duyduğunda, “eyvah bölünüyoruz” diye telaşa kapılanlarla; yerel demokrasi, yerinden ve yerelden yönetim, demokratik özerklik, özgür ve demokratik belediyecilik kavramlarını duyunca Anıtkabir defterine mesaj yazmaya koşanlarla nasıl bir uzlaşma yapılacaktı?

Anayasa’nın ırkçı içerik taşıyan “başlangıç” bölümüne ve değişmez denilen maddelerine hiç girmiyorum bile…

Bugün hem AKP hem de CHP içi ittifakların çatırdamasının temel nedeni, her ikisinde de Türkiye’nin ve bölgenin yeni dönemine ilişkin adımlar üzerinde fikir ve duygu birliğinin olmaması; yeniye karşı muhafazakar milliyetçi veya statükocu direncin sürdürülmesidir.

Başbakan aynı konuşmada, Kürt sorununu kast ederek, “Makyajla sorun ortadan kalkmadı. Bizden öncekiler gibi inkar edebilirdik, ama yapamayız. Çünkü bu sorun saklanamaz. Reddetme, geçici çözüm ve makyaj yoluyla sorunları görmezden gelemezdik” dedi. Ama durmadı, ekledi: “Anayasadaki sınırlar ve çizgilerin dışına çıkmıyoruz. Kimse bize milliyetçilik ve vatanseverlik dersi vermesin.”

21. yüzyılda Kürt halkı ve Kürdistan realitesi Ortadoğu’nun bir parçası. Evet, bu realite makyajla yok gösterilemez. Demek ki, Başbakan Erdoğan da, makyaj değil, gerçek zihniyet değişikliği yapılması gerektiğini biliyor.

İşte buna cesaret edemedi. “Anayasal çizgilerin ve sınırların dışına çıkmaya” gönlü yetmedi.

Halbuki BDP-Blok grubu hazırdı yeni bir anayasa yapmaya. Verdikleri bütün teklifler demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü, sosyal ve ekolojist bir anayasa yönündeydi. Merak edenler tutanaklara baksınlar. Herşey orada yazılı.

AKP korktu. Eski statükonun baskısı ve etkisi altında kaldı. O anlayışlara boyun eğdi.

Başbakan’ın ona buna yüklenmesinin, bağırıp çağırmasının nedeni de bu gerçeği örtmek için zaten… Ama mızrak çuvala sığmıyor. AKP de CHP de bu vebali taşıyacak. MHP’yi saymaya gerek yok…

Saruhan Oluç –  Özgür Gündem

Saruhan Oluç

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.