Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşet

Pazar’da balık çiftliği projesi: Karadaki rantla yetinmeyen sermaye denize göz dikiyor

0
Fotoğraf: ÇMO, balık çiftliği
Fotoğraf: ÇMO

RİZE – Günvak Gıda Tarım ve Endüstriyel Temizlik Pazarlama Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nce Rize, Pazar‘da hayata geçirilmek istenen Günvak-2 Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi için 15 Mayıs 2023’te başvuru yapıldı.

Proje kapsamında 200 bin metrekarelik alanda, yılda dört bin tonluk kapasiteyle oluşturulacak polietilen kafeslerde su ürünleri yetiştirilmesi planlanıyor.

Rize Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Türk Somonu yetiştiriciliği için denizde ağ kafes su ürünleri yetiştiricilik tesisine onay verildiği bildirildi. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü de taleplerin Bakanlıkça uygun görülerek ön izin verildiğini bildirdi.

balık, PAzar

Pazar Kent Meclisi: Pazar’da yeni bir ekolojik tahribat projesi planlanıyor

Tesis yapılacak nokta, karaya 950 metre mesafede yer alıyor. Deniz açıklarında kurulacak tesiste “Türk Somonu” olarak adlandırılan balık üretiminde; tatlı suda 500 gram ağırlığa ulaşan alabalıkların; Karadeniz’de deniz ortamında kafeslere alınarak büyümesinin sağlanması planlanıyor.

Pazar Kent Meclisi projeye ‘Pazar ilçesi halkının ve diğer canlıların yaşamını şekillendiren Karadeniz’de, havalimanından sonra yeni bir ekolojik tahribat projesi planlanıyor” diyerek karşı çıkıyor.

balık çiftliği, Pazar

Tesisin yapılması planlanan alan. Fotoğraf: Proje Tanıtım Dosyası

‘Karadaki rantla yetinmeyen sermaye deniz yaşam alanlarına da göz dikiyor’

Öte yandan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şube Başkanı Selahattin Beyaz da konuya ilişkin değerlendirmede bulunarak “Ekolojik yıkım projelerinin yeni adresi olan; Rize ili Pazar ilçesinde yeni bir planlanma yapılıyor. Yeşil yol adı altında ilçenin yaylalarında başlayan yıkım projeleri, ekolojik yaşam alanlarının yapılaşmaya açılması, havalimanı ve taş ocakları ile devam etmiştir. Karasal alandaki rant ile yetinmeyen sermaye deniz yaşam alanlarına da göz dikiyor” diyor.

Pazar Kent Meclisi’nce yapılan açıklamada ise tatlı su ortamından deniz suyu ortamına geçen balıklarda, gelişimleri sırasında değişimler meydana geleceği, balıkların hızla istenilen ağırlığa ulaşarak ticari ürüne dönüşeceği ifade ediliyor. Kent Meclisi tarafından yapılan açıklamada projeye dair şu saptamalara yer veriliyor:

  • “ÇED Başvuru raporunda; balık üretimi için deniz ortamının seçilmesinin nedeni; karadaki sistemlere göre ilk yatırım maliyetinin düşük olması, kullanılan su alanlarını kiralamanın kara alanlarına göre daha ucuz olması olarak açıklanmaktadır.
  • Raporun sonuç kısmında ‘Planlanan alan deniz yüzey alanı olup Devletin hüküm ve tasarrufundadır. Bu yüzden etkilenecek hassas grup/paydaş bulunmamaktadır’ vurgusu yapılırken diğer bir bölümde, ‘Proje alanına yakın Balıkçı ve Merdivenli Köyleri projenin ana paydaşlarıdır. Ana paydaşların yanında bölgedeki kurum ve kuruluşlar, STK’lar diğer paydaş grubunu oluşturmaktadır. Yukarıda belirtilen paydaşların projeden etkilenmesi muhtemeldir’ denilmektedir.
  • Kafes ortamında balıklara verilen yemin balık ağırlığına yani ticari olarak balık etine dönüşmesi üretimin esasını oluşturmaktadır, 1 kg yem 1 ile 1,4 kg balık ağırlığına ulaşılmaktadır.
  • Karadeniz canlılık ve canlılığın sürdürülebilirliği verimi olarak dünyanın en zengin denizlerinden biri olarak kabul edilmektedir, özellikle nehir sularının denize döküldüğü bölgeler besin değeri olarak en yüksek alanlardır. Özellikle yaz aylarında 100 metre derinliğe kadar canlı türleri sayısı artmaktadır. Denizlerde az görülen bu özellik, Karadeniz’de canlılar için önemli su ekolojik yaşam alanı oluşturmaktadır. Karadeniz’de bulunan 108 balık türünün 57 adedi Akdeniz’den göç eden, 22 adedi ise tatlı su kökenli olup, bu balıklar planlanan proje alanında yaşamaktadırlar.
  • Proje raporunda balık kafes çiftliğinden kaynaklanan atıklar ‘tüketim fazlası olarak kalan yemler, dışkılar ve boşaltım ürünlerinin oluşturduğu çözünmeyen veya çözülebilir karaktere sahip olan maddeler’ olarak tanımlanırken, tesisin işletilmesi sırasında ortaya çıkacak olan çevresel etkilerden küçük çapta bir alanın etkileneceği belirtilmektedir. Yani kirlenmenin etkisi sadece çiftlik alanı ile sınırlı tutulmaktadır, deniz ortamında bu yaklaşım doğru değildir.”

‘Projenin yıkım etkisi yakın gelecekte deniz ve kara ekosisteminde görülecek’

Ayrıca Kent Meclisi tarafından projeye ilişkin yapılan değerlendirmede şunlara yer veriliyor:

  • Ayder, Hemşin ve diğer yüksekte bulunan yaylaların yapılaşmaya açılması, bölgeye ulaşımı arttıracak tesislerin yapılması, endüstriyel tarım ve balıkçılık projelerinin yıkım etkisi yakın gelecekte deniz ve kara ekosisteminde görülecektir. Bu sonuç sadece diğer canlıları değil doğa ile iç içe yaşayan, yaşam kaynağı doğa olan Pazar halkını da olumsuz etkileyecektir.
  • İlçeye yaklaşık 1.100 metre uzaklıkta 200.000 m2 alanda deniz ekosisteminde planlanan ticari balık üretim projesi, deniz yaşam alanında tahribatlar meydana getirecektir.
  • Kafes çiftliğinden kaynaklanan atıklar, yem atıkları, balık dışkıları deniz ekosisteminde kirlenmeye neden olacaktır. Yemlerde bulunan kirleticilerin büyük kısmı suya karışacaktır. Balık çiftliğinde hastalıkların tedavisi amacı ile kullanılan antibiyotikler ve kimyasal maddeler deniz yaşam alanında risk oluşturacaktır.
  • Balık yemi olarak kullanılan; balık unu ve yağı, yine bölgeden temine edilecek hamsi ve diğer doğal balık türlerinden karşılanacaktır. Bu durumda Karadeniz’e özgü doğal balık türlerinde değişim meydana gelecek veya yok olacaktır. Deniz ekosisteminde türlerin değişmesi, yok olması veya başka yaşam alanlarına göç etmesine neden olacaktır.
  • Kıyı balıkçılarının avlanma alanlarını kapsayan proje bölge balıkçılığının yok olması anlamına gelmektedir.
  • Sahil yolu projesi ile denizden koparılan Pazar halkı bu tür projelerle yeniden deniz kültüründen uzaklaştırılacaktır. Proje alanı halkın yüzme alanlarına yakındır. Pazar halkı ormanı ile, doğası ile, denizi ile birlikte iç içe yaşamayı tercih etmektedir. Halkın ve ekolojik yaşam alanlarının imtiyazlı sermayeye verilmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.
  • Denizlerimizi kafese kapatarak adeta hapseden, yarattığı kirlikle canlıların yaşamını ve deniz kültürünü tehlikeye sokan bu projeden vazgeçilmelidir.”

Beyaz: Geri dönüşü olmayan yıkıma neden olacak

Pazar halkının; ormanıyla, deniziyle ve bütün ekolojik yaşam alanlarındaki diğer canlılarla birlikte yaşama geleneğine sahip olduğunu belirten ÇMO İstanbul Şube Başkanı Selahattin Beyaz ise “Bu yıkım projeleri; Pazar halkını doğadan kopararak, yaşanamaz bir çevre oluşturmaya hızla evriliyor” diyor ve ekliyor:

“Karadeniz’in sahile yakın kısmında deniz ekosisteminde 200 bin metrekarelik bir alanda planlanan ticari balık üretim çiftliği; ilçe için bir kazanım değil, geri dönüşü olmayan yıkıma neden olacaktır.”

Son olarak Çevre Mühendisleri Odası İstanbul şubesi de, ekolojik yıkım projelerinin karşısında yaşam alanlarını savunmak için mücadele eden Pazar halkının yanında yer alacağını duyurdu.

You may also like

Comments

Comments are closed.