Ana Sayfa Blog Sayfa 1841

Doluluğu yüzde 29’a düşen İstanbul barajlarında ‘dip suyu’ uyarısı

İstanbul barajlarının doluluk oranı bugün itibariyle yüzde 29.43 seviyesinde. Alibeyköy Barajı’nda 24.21 seviyesindeki doluluk oranı, çekilen sularlar çok net şekilde gözükürken, tarihi su kemeri neredeyse tam boy görünüyor.

Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, ise bu seviyedeki sularda dip seviyesine yaklaşıldığı için ağır metaller bulunabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

‘Testlerden geçmesi gerekiyor’

Dip suyun çeşitli riskleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlhan, “Dip suyun şöyle bir riski elbette olabilir; suyun altına ağır maddeler çöker, partiküller çöker gibi gözükebilir. Fakat burada aslında önemli olan denizlerde de benzer durum geçerlidir; dipte en altta ağır metaller kalır eğer suda varsa. Yani cıva, demir gibi ağır metaller en altta kalır. Bu sularda bu tip riskler söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: Gülseli Kenarlı/ DHA

Şebeke suyuna verilecek olan suların tahlillerinin tam olarak yapılası gerektiğini belirten İlhan, DHA’ya yaptığı açıklamada “Bu ister dip suyu olsun, isterse üst su olsun değişen hiçbir şey söz konusu değil. Bunların tamamının fiziksel, kimyasal ve biyolojik muayeneden geçirildikten sonra şebekeye verilmesi gerekiyor. Bu sırada başta klorlama ve filtreleme olmak üzere diğer mikro organizmalardan da arındırılması gerekiyor” dedi.  İlhan, muayenelerde nelere bakıldığını ise şu şekilde anlattı:

  • Fiziksel muayenede suyun berrak olup olmadığı, renginin olup olmadığı ki şeffaf olması, berrak olması gerekir, partikül içermemesi gerekir. Bunlara bakılır.
  • Kimyasal muayenede özellikle demir ve cıva başta olmak üzere bunların var olup olmadığına bakılır. Bunların belli bir düzeyin üzerinde olmaması gerekir.
  • Biyolojik muayenede ise hepimizin bildiği kanalizasyonla karışmış mı veya başla bir şey olmuş mu? Buna göre de klorlama, filtreleme yaparak verilir. Burada önemli olan suyun belli bir nitelikte ve kalitede olması. Suyun üst ya da orta kısmının aslında farkı yoktur. Ama bu standartları geçen suyun şebekeye verilmesi gerekiyor.
Fotoğraf: Gülseli Kenarlı/ DHA

‘Fazla klorlamak da sakıncalı’

Testlerin sonucunda temiz raporu verilen suyun kullanılmasında bir sakınca olmadığını söyleyen İlhan, O yüzden öncesi yapılan kontroller doğru bir şekilde yapılıyorsa, klorlaması yapılıyorsa bu suları kullanmanın bir sakıncası yok” dedi. Öte yandan fazla klorlamanın da sakıncalı olduğunu belirten Prof. Dr. İlhan şunları söyledi:

Fazla klorun zararı elbette olabilir ama burada yapılan klorlama doğrudan kişiye verilen klor tableti olmadığı için veya kullanacağımız suya kendimiz klorlama yapmayacağımız için çok düşük düzeyde şebekeye geleceğinden kişiler üzerinde bir olumsuz etkisi olmaz. Suyun resmen klorla dolması lazım ki yan etkileri olsun. Şu an böyle bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum.

 

Facebook, Instagram, Twitter, Periscope, YouTube ve TikTok’a 10’ar milyon lira ceza

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada yasal sürenin sona ermesinin ardından temsilci bildiriminde bulunmayan sosyal medya platformlarına yeni yürürlüğe giren sosyal medya düzenlemesi kapsamında ceza kesildiğini duyurdu.

Bu kapsamda Facebook, Instagram, Twitter, Periscope, YouTube ve TikTok olmak üzere sosyal ağ sağlayıcılarına 10’ar milyon lira ceza kesildi.

Ödemezlerse ne olacak?

  • Bu cezanın tebliğinden itibaren 30 gün içinde de yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcıya, bu defa 30 milyon lira idari para cezası kesilecek.
  • İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülük de yerine getirilmezse reklam verilmesi yasaklanacak.
  • Reklam yasağı kararından itibaren 3 ay içinde yükümlülükler yerine getirilmezse internet trafiği bant genişliği yüzde 50 daraltılacak.
  • Yükümlülüğe uymamakta ısrar eden sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliği yüzde 90 daraltılacak.

Sayan, yaptığı açıklamada “Yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul eden ve Türkiye’de temsilcilik açmayı kabul eden sosyal ağ sağlayıcılarına kesilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilecek, reklam yasağı kaldırılacak ve internet trafiği bant genişliğine yapılan müdahale de sonlandırılacak” dedi.

Düzenlemeye yönelik eleştiriler

1 milyondan fazla kullanıcısı bulunan sosyal medya platformlarına ülkede temsilcilik açma zorunuluğu getiren 7253 sayılı kanunda yapılan değişiklik, teklif aşamasından bu yana internette ifade özgürlüğünü kısıtlayacak olması başta olmak üzere pek çok nedenle eleştirildi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye’den yapılan açıklamada, düzenlemedeki değişiklerin uluslararası insan hakları hukuku ve standardına aykırı olduğu ve sosyal medya şirketlerini sansüre zorlama anlamına geldiği belirtilmişti.

Eleştirilere rağmen söz konusu düzenleme Meclis’ten 29 Temmuz tarihinde geçmişti. Meclis, sosyal medya düzenlemesini kabulünün ardından 1 Ekim’e kadar tatile girmiş, yasa ise 1 Ekim’de yürürlüğe girmişti.

Polonyalı kadınların isyanı sonuç verdi: Hükümet kürtaj kararında geri adım attı

Polonya’da kadınların Anayasa Mahkemesi‘nin kadınların kürtaj hakkını kısıtlayan kararından sonra başlattıkları barışçıl gösteriler olumlu sonuç verdi.  Hükümet, kürtaj kararıyla ilgili geri adım atma kararı alarak söz konusu yasanın yayınlanmasını ve yürürlüğü geçmesini ertledi.

Hükümet sözcüsü Piotr Muller basın açıklamasında “Bu karar etrafında barışa ve müzakereye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.  Başkanlık ofisi başkanı Michal Dworczyk ise konuyla ilgili şunları söyledi:

Sürmekte olan bir tartışma var. Zor, yoğun duygular uyandıran bu durumda yeni bir tutum bulmak ve diyalog kurmak için biraz zaman tanımak iyi olacaktır.

Neler yaşandı?

Polonya’da kürtaj yalnızca hamile kalan kişinin hayatı tehlikede olduğunda, fetüs kusurlu olduğunda ya da kişinin tecavüz, ensest ilişki sonucu hamile kaldığı gibi sınırlı durumlarda gerçekleşiyordu. Fakat Anayasa Mahkemesi, 23 Ekim’de fetüsün kusurlu olduğu durumlarda da yapılan kürtajların anayasaya aykırı olduğuna karar vermişti.

Ülkedeki kürtaj vakalarının yüzde 98’i bu karara dayanıyordu. Polonyalı kadınlar, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu kararı 22 Ekim’den beri protesto ediyor, yasa değişikliğinin geri alınmasını talep ediyordu. 

Ayrıca, anketler partinin seçmen tabanının da kürtaj yasağını desteklemediğini ortaya çıkarttı. Polonyalı kadınların eylemleri ise hala devam ediyor.

İsveç’ten Polonyalı kadınlara destek

İsveç Cinsiyet Eşitliği Bakanı Asa Lindhagen, ise sürmekte olan kürtaj tartışmasıyla ilgili ‘Polonyalı kadınlara ücretsiz kürtaj hizmeti’ teklifinde bulundu. Bakan, Polonya’ya bu konuda neden destek verilmesi gerektiğini de şu sözleriyle açıkladı:

Polonya bir zamanlar bizim için ayağa kalktı! 1960’larda İsveç’te kürtaj yasaklandığında, binlerce İsveçli kadın kürtajın yasal olduğu Polonya’ya seyahat etti.

 

Erkekler ekimde en az 23 kadını öldürdü

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği Erkek Şiddeti Çetelesi‘nin ekim ayı sonuçları yayınlandı. Buna göre erkekler ekimde en az 23 kadını öldürdü, yedi kadına tecavüz etti.

Ekim 2020‘de en az 14 kadının ölümü ise (Mardin (1), Antep (1), Antalya (1), Karaman (1), Diyarbakır (2), Malatya (1), Zonguldak (1), İzmir (2), Düzce (1), Kayseri (1), İstanbul (1), Adıyaman (1) ) basına şüpheli olarak yansıdı. Ölümü “şüpheli” olan kadınlardan biri transtı.

Erkekler Manisa’da bir kadını öldürmeye teşebbüs etti. Ayrıca, Konya’da bir kadın meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkeklerin 15 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler, dört kadını “ayrılmak istediği”, “barışmak istemediği”, üç kadını “kıskançlık”, bir kadını “namus” bahanesi ile öldürdü.

Erkekler, bir kadın “koruma kararı” için karakola başvuru yaptıktan sonra, üç kadın da “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü.

Kadınları öldürenlerin yüzde 47’si koca/eski koca

Ekim’de 11 kadını kocası/eski kocası, beş kadını sevgilisi/nişanlısı, iki kadını damadı, bir kadını kardeşi, bir kadını reddettiği bir erkek, bir kadını da evine gelen tamirci öldürdü. İki kadını öldüren erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler, 13 kadını ev içinde, altı kadını ormanlık alan, araba, kuaför salonu, sokak gibi ev dışı alanlarda öldürdü. Erkeklerin dört kadını nerede öldürdüğü basına yansımadı.

Erkekler kadınların yarısından çoğunu, yüzde 60’unu ateşli silahlarla öldürdü Erkekler, 16 kadını ateşli silahlarla, beş kadını bıçak, balta gibi kesici aletlerle, iki kadını da boğarak öldürdü.

Erkekler en az dört çocuğu öldürdü

Erkekler, Ekim’de en az dört çocuğu öldürdü. Geçen yıl aynı ay bu sayı ikiydi. Bir çocuğu annesi ve annesinin sevgilisi, üç çocuğu da babası öldürdü.

Muğla’da bir, Mersin’de bir ve Rize’de en az üç çocuğun ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı.

Erkekler en az yedi kadına tecavüz etti

bianet‘in derlediği verilerde gazetelere yansıyan tecavüz vakalarına da yer verildi. Buna göre erkekler Ekim 2020’de en az yedi kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı ikiydi.

Bir kadına sevgilisi, üç kadına kendisini “hoca” olarak tanıtan din istismarcısı, bir kadına işvereni, bir kadına gazete yöneticisi, bir kadına da babası tecavüz etti. Erkeklerin kadınlara nerede tecavüz ettiği basına yansımadı.

Türkiye’de ekim ayı yağış ortalaması yüzde 58 azaldı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de uzun yıllar ekim ayı yağış ortalaması 51 milimetre olarak ölçüldü. Geçen yıl ekim yağışları 27,4 milimetre kaydedilirken, bu yıl ekimde yüzde 21 azalarak 21,7 milimetre olarak kayıtlara geçti.

Bu yılın ekim yağışları, uzun yıllar alınan ortalamaya göre yüzde 58 azaldı. Yağışlar ülke genelinde normalin ve geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşti.

Son 40 yılın en düşük yağışı

Ekim yağışları, Bursa civarı ile Sinop, Antalya hattının doğusunda normallerine göre azalma gösterdi. Yağışlardaki azalma Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 90’ın üzerine çıkarken, her iki bölgede de son 40 yılın en düşük ekim ayı yağışı gerçekleşti.

AA’nın aktardığına göre Uşak, Afyonkarahisar, Denizli, Isparta civarları, Muğla’nın batı ve güneyi ile Trakya’nın kuzey kesimleri normallerine göre yüzde 40’ın üzerinde artış gösterdi.

Ekim ayında en az yağış 0,1 milimetrenin ile Mardin‘de, en fazla yağış ise 103,9 milimetre ile Rize’de gerçekleşti. Eylül ayında en düşük yağış, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kaydedildi.

Sebep iklim krizi

İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayınlanan “İklim Değişikliği ve Kuraklık” isimli raporda azalan yağışların iklim değişikliğinin bir sonucu olduğu belirtiliyor.

İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve İklim Değişikliği Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz tarafından kaleme alınan rapor sera gazlarının artmasıyla Türkye’de artan kuraklık riskinin altını çiziyor.

Yunanistan’da Selanik ve Serez şehirleri bugünden itibaren karantinaya alınıyor

Yunanistan’ın kuzeyinde yer alan Selanik ve Serez kentlerinde, artan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakaları nedeniyle ilan edilen 14 günlük karantina bugün başlıyor.

Hükümet Sözcüsü Stelyo Petsas, haftalık basın toplantısında Covid-19 tedbirlerinin sıkılaştırılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Salgının yoğun olduğu Selanik ve Serez kentlerinde Çarşamba gününden itibaren 14 gün süreyle karantinaya gidileceğini söyleyen Petsas, tedbirler kapsamında bu kentlere hava ulaşımı dahil tüm giriş ve çıkışların askıya alınacağını kaydetti.

Gece saatlerinde sokağa çıkma yasağı

Petsas, seyahat kısıtlamasının yanı sıra 21.00-05.00 saatlerinde sokağa çıkma yasağı da ilan edileceğini belirterek, vatandaşların sadece iş ve sağlık sebepleriyle kısa mesaj atarak evlerinden çıkabileceğini aktardı.

Ülkede 27 Ekim’de günlük vaka sayısı ilk defa 1000 sınırını aşarak 1259 olmuştu. Hafta sonunda da hızlı bir şekilde artan vakaların ardından Yunanistan’da, Atina ve Selanik kentlerindeki hastanelerin yoğun bakım doluluk oranının yüzde 60’ın üzerine çıktığı açıklanmıştı.

10 milyon nüfuslu ülkede şu ana kadar 44 bin 246 vaka kaydedildi. Koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ise 655 olarak bildirildi.

 

Ayder’de kurulmak istenen kayak merkezine mahkeme engeli

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Ayder ve Hazindak yaylaları arasında kurulmak istenen Kış Sporları Merkezi’nin imar planları, Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.

Bunun üzerine Fırtına İnisiyatifi, söz konusu projenin iptali için dava açtı. Independent Türkçe’den Eren Dağıstanlı’nın haberine göre Açılan davada Kaçkarlarda kış sporlarına dair Çevre Düzeni Planı’nın Danıştay tarafından tamamen iptal edildiği, bu sebeple söz konusu kış sporları merkezinin üst ölçekli plana uygunluğundan söz edilemeyeceği belirtildi.

Ayrıca merkezin imar planlarına aykırı olduğu, projede kamu yararı bulunmadığı, Milli Park ve 1’inci Derece SİT statüsüyle korunan alanlarda ekolojik etki değerlendirmesinin yapılmadığı iddia edildi.

Fırtına İnisiyatifi

Danıştay’ın ‘Yeşil Yol’ kararı uygulandı

Karadeniz’de 8 ilin yaylalarının birbirine bağlanması amacıyla yapılması planlanan “Yeşil Yol – Yayla Koridoru” projesinin de içinde yer aldığı Çevre Düzeni Planı’nın “Kış Sporları Alanı (Kış Sporu ve Kayak Merkezi)” Danıştay 6. Dairesi tarafından 29 Mayıs 2017 tarihli karar ile iptal edilmişti.

Rize İdare Mahkemesi, Kış Sporları Merkezi koruma amaçlı imar planlarına karşı açılan davada; Danıştay 6. Dairesinin yukarıdaki kararına dayanarak; “Kaçkar Dağları gibi özellikli ve korunması gereken bir alanda ulaşıma yönelik tesisler ve günübirlik konaklama tesislerinin planlanmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı görüldüğünden iptal edildiğini hatırlattı ve aynı alanda Kış Sporları Merkezi’ni hukuka uygun olmadığı” gerekçesiyle iptal etti.

‘Heliski kayak Milli Park sınırları dışında yapılmalı’

Danıştay tarafından iptal edilen Çevre Düzeni planında; Heliski kayak aktivitesi olarak bilinen, ziyaretçilerin helikopterlerle gelerek dağların belirli noktalarında kayak yapma faaliyeti de bulunuyordu.

Çevre Düzeni Planının açıklama raporunda “Heliski faaliyetleri Milli Park sınırları dışarısında belirli bir alanda yapılmalıdır” şeklinde geçti. Ancak davacılar Kaçkar Dağları, Milli Park olarak ifade edilen alandan daha fazla bir alanı kapsadığını ve bu faaliyetlerin bölgeye zarar vereceğini belirttiler.

Ayder Kış Sporları Merkezi’nin projesi

Anadolu’nun tek sığınak noktası Kaçkar Dağları 

Verilen kararda; Orman ve Su İşleri Bakanlığı 12’nci Bölge Müdürlüğü’nden erişilen Kaçkar Dağları Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı Karar ve Hükümleri belgesinde geçen şu ifadelere yer verildi:

Kayakçıların helikopter ile dağların zirvelerinden belirli bir parkur olmadan orman katmanına kadar ses bombası kullanarak yaptıkları kayışlar çığlara neden olduğu gibi yaban hayatı üzerinde de olumsuz etkileri olacaktır. Günümüzde Kaçkar Dağları özelinde bu tür aktivitelerin doğal ve yaban hayatı üzerindeki etkilerini koyabilecek herhangi bir bilimsel çalışma yoktur.

Doğal ve yaban hayatına etkilerinin ancak 2-4 yıl sonra belirlenebilecek bu tür etkinlikler, gerekli bilimsel çalışmalar yapılmadan gerçekleştirilmemelidir. Özellikle iri memeli hayvanlar için Anadolu’nun tek sığınak noktası olan Kaçkar Dağları bilimsel araştırmalardan yoksun olan ve sonuçları önceden kestirilemeyen aktivitelerden korunmalıdır.

Bilirkişi kurulu, bu belgeye istinaden, sözü edilen sorunlar konusunda araştırmalara dair yeterli bilgi bulunmadığı için Heliski faaliyetine ilişkin hükümlerin planda yer almaması gerektiği yönünde görüş bildirdi.

Plan birçok yaylayı kapsıyordu

Davanın bu sürece kadar Rize İdare Mahkemesince iki defa reddedildiğini, daha sonra Samsun Bölge İdare Mahkemesi tarafından kararın lehlerine bozulduğunu belirten Avukat İbrahim Demirci, “İptal edilen kış sporları merkezi; adında tek Hazindak geçse de Ayder, Samistal, Amlakit gibi Hemşin yaylalarını da kapsamaktaydı. İmar planında, bu merkezin daha sonra; Palovit, Trovit ve Elevit yaylalarını da içerecek şekilde genişleyeceği belirtilmişti” dedi.

Demirci kış sporları merkezinin üssünün Ayder olduğundan bahsederken; “İptal kararı Ayder’deki mevcut çalışmaları da etkilemektedir. Zira, 2014 tarihli Ayder imar planında; Ayder’den Hazindak’a giden bir teleferik öngörülmüştür. Ancak, bu iptal kararıyla Hazindak kısmı ortadan kalktığından, Ayder’den bu teleferiğin nereye gideceği de hukuken belirsizleşmiştir” ifadelerini kullandı.

‘Yaylalar yapılaşmayla karşı karşıya’ 

Kentsel dönüşüm, otopark yapımı ve kitlesel turizmle Ayder’in yaşanılmaz bir hal aldığını söyleyen Fırtına İnisiyatifi üyesi Fatih Tarakçı: “Yeşil Yol ile alakalı açtığımız dava ne yazık ki yol bittikten sonra sonuçlandı, ancak bu meselenin sadece yol meselesi olmadığı da bir kez daha ortaya çıktı. Kaçkar havzası bütünüyle bir saldırı altında. Turizm adı altında aslında yaylalarımız bir şekilde peşkeş çekiliyor. Yaylalarımız yapılaşmayla, insan kalabalığıyla, çöplerle karşı karşıya, yaylalar bu yükü kaldıramaz. Ayder’in hali ortada. Umuyoruz ki mahkeme kararlarına uyulur ve bu projelerden bir an önce vazgeçilir” şeklinde konuştu.

İzmir’de arama kurtarma çalışmaları gece de devam etti: Can kaybı 114’e yükseldi

İzmir‘in Seferihisar ilçesinin 17 kilometre açığında 30 Ekim Cuma günü gerçekleşen depremin ardından başlatılan arama kurtarma çalışmaları gece boyunca da devam etti.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından saat 06.30’da yapılan açıklamaya göre depremde ölenlerin sayısı 114’e yaralananların sayısı ise 1.035’e yükseldi. Açıklamada yaralanan kişilerden 898’inin taburcu edildiği belirtildi. 137 kişinin ise hastanede tedavisi devam ediyor.

İki binada çalışmalar sürüyor

Açıklamada “İzmir’de arama ve kurtarma çalışmaları yürütülen 17 binadan 15’inde çalışmalar tamamlanmış olup iki binada çalışmalara devam edilmektedir” denildi.

Bu binalardan birisi depremden en fazla etkilenen Bayraklı ilçesindeki Rıza Bey apartmanı.

Fotoğraf: AA

1.713 artçı yaşandı

AFAD açıklamasında “Bölgede devam eden müdahale ve iyileştirme çalışmaları için AFAD, JAK, STK’lar ve belediyelerden toplamda 7 bin 880 personel, 25 arama kurtarma köpeği ile 1.206 araç görevlendirilmiştir” denildi.

Ayrıca Ege Denizi Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında, büyüklüğü 4’ün üzerinde 45 artçı olmak üzere, toplam 1.713 artçı sarsıntı yaşandığı kaydedildi.

 

Osman Kavala: Üçüncü yılımda beni aklınızdan çıkarmadığınız için teşekkürler

Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala tutukluluğunun üçüncü yılında Kavala için düzenlenen sosyal medya kampanyası için bulunduğu cezaevinden bir teşekkür notu paylaştı.

Kavala mesajında “Tutuklanmamın üçüncü yılında beni aklınızdan çıkarmadığınız, haksızlığa karşı sesinizi yükseltmeye devam ettiğiniz için çok teşekkür ederim” dedi.

Üçüncü yıla özel üçer kişilik eylemler

Osman Kavala Kampanya grubu tarafından başlatılan kampanyada koronavirüs gerekçesiyle toplu bir etkinlik yapmak yerine herkes üçer kişilik eylemlerle Kavala’ya adalet çağrısı yapmaya ve sosyal medyada paylaşmaya davet edilmişti.

Fotoğraf: Köken Ergün

‘Aradıkları suç bulunamadı, bulunamaz’

Kampanya grubu tarafından yapılan çağrıda “Haksız ve hukuksuz bir biçimde bir hücrede tutuluyor. 36 aydır, onu neden hapsettiklerini bulmaya çalışıyorlar. Farklı farklı kurgularla ondan bir suçlu yaratmayı, türlü suçlarla onu yan yana getirmeyi denediler. Bu koca yalanı, sıradan bir gerçekmiş gibi durmaksızın önümüze sürmekten vazgeçmediler. Ama aradıkları suç bulunamadı, bulunamaz. Biz onun, hayal gücünü zorlayan iddianamelerdeki hiçbir suçla ilişkilendirilemeyeceğini gayet iyi biliyoruz” ifadeleri kullanılmıştı. 

Fotoğraf: Ingo Arend

Kampanyaya dünyanın dört bir yanından birçok destek geldi. Osman Kavala’nın üç yıldır tutuklu bulunduğunu hatırlatan görseller ile birlikte fotoğraf çeken sevenleri fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaştı.

Paylaşımlarda Kavala’nın bir an önce serbest bırakılması ve bu haksızlığın son bulması çağrısı vardı.

Fotoğraf: Asena Günal

Kavala: Çok teşekkür ederim

Sosyal medya kampanyasına katılanlara cezaevinden bir teşekkür mesajı ileten Kavala “Tutuklanmamın üçüncü yılında beni aklınızdan çıkarmadığınız, haksızlığa karşı sesinizi yükseltmeye devam ettiğiniz için çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Kavala sözlerine “Bu absürt durumun bu kadar uzun süreceğini tahmin etmezdim. Uzaması, hukuk normlarının akıl almaz biçimde çiğnenmesiyle mümkün oluyor. Bu süre içinde dostlarımı, sizleri meşgul etmiş olmaktan rahatsızlık duyuyorum” ifadeleriyle devam etti.

Son olarak ise “Her ne kadar buradan ne zaman çıkacağımı kestiremiyorsam da, yeni davanın da beraatle sonuçlanacağına eminim. Böylelikle yaşanan hukuksuzluğun, çok vahim bir örnek olarak belleklerde iz bırakacağını ve bundan bir ders çıkarılacağını ümit ediyorum” ifadelerine yer verdi.

 

Yeni kısıtlamalar geliyor: Restoran, düğün salonu, kuaför ve sinemalar 22.00’de kapanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 3 saat 30 dakika süren 
Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. 

Konuşmasına İzmir depremiyle başlayan Cumhurbaşkanı, 110 kişinin enkaz altından cansız bedeninin çıkarıldığını,  bin 27 yaralı olduğunu ve bunların 883’ünün tedavisinin tamamlandığını söyledi. 

Enkaz altından sağ çıkarılan kişi sayısının 107 olduğu bilgisini veren Erdoğan, Bayraklı’da kurulmaya başlanan konteynerkentin 20 gün içinde hazır olacağını duyurdu. Erdoğan şunları söyledi:

“Yargı, yıkılan ve ağır hasar gören binalarla ilgili soruşturmalara başlamıştır. İzmir depreminde iş yeri yıkılan, ağır hasar gören esnafımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir. Yıkılmış veya yıkılacak durumdaki binalarda bulunan eşyalarını kurtaramayan vatandaşlarımıza 30 bin lira eşya yardımı yapıyoruz. Depremden zarar gören esnaf ve sanatkarlarımızın Halkbank’tan kullandığı kredilerin taksit ödemeleri faizsiz olarak 1 yıl ertelendi.” 

Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş yılda 1.5 milyon konutun dönüşümünü hedeflediklerin; deprem konutlarının inşasına da bir ay içinde başlamayı planladıklarını anlattı.

Yükselen salgın için yeni önlemler

Erdoğan koronavirüs pandemisinin ülkenin her yerinde yeniden yükselişe geçmesi ve her geçen gün vaka ve ölüm sayılarına rağmen  Türkiye’nin genel olarak kontrollü bir süreç yaşadığını öne sürdü; “Sağlık altyapımızın gücü ve sağlık çalışanlarımızın gayreti sayesinde bir krizle karşı karşıya kalmadık. Günlük hasta sayımız hala yönetilebilir seviyededir” dedi. 

Özellikle İstanbul’da yaşayan vatandaşlardan daha fazla dikkat beklediğini belirten Erdoğan, alınacak yeni önlemleri de şöyle sıraladı: 

  • Paket servis hariç olmak üzere lokanta, restoran, pastane, berber, düğün salonu, yüzme salonu, hamam, kaplıca, internet kafe, halı saha, tiyatro, konser salonu vb. tüm işyerlerinde hizmetler saat 22.00’de sona erecek.
  • Özel sektör ve kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecek.
  • (Yüz yüze eğitim) Salgının seyrine göre, önümüzdeki haftalarda diğer sınıfların durumlarını değerlendireceğiz.
  • Kendi geliştirdiğimiz aşıları, bahar aylarıyla birlikte vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız.