Murat Dağı’nı unutmayın…

Kazdağları girişim ‘şimdilik’ durdurulabilmiş görünüyor ama Murat Dağı’ndaki altın madeni girişimi açılan tüm karşı davalara ve bölge insanının direnişine rağmen sürüyor. Tüm Türkiye çapında yerel yönetimlerin sürece müdahil olması, bizim de gevşemememiz gerekiyor. Unutmayalım, altıncı çok uluslu şirketler kolay kolay vazgeçmez.

Ülkemiz uzun bir süreden bu yana çok uluslu maden şirketlerinin toplu saldırısı altında. En önemli doğal alanlarımız, ekosistemlerimiz, su havzalarımız çok uluslu bu şirketler tarafından siyanür liçi yöntemi ile geri dönüşümsüz bir şekilde altın madenciliğine kurban ediliyor. Bunun son örnekleri ise Çanakkale’de Kazdağları ve Eskişehir’de Murat Dağı’na kurulmak istenen altın madeni girişimleri…  Kazdağları girişim ‘şimdilik’ durdurulabilmiş görünüyor ama Murat Dağı’ndaki altın madeni girişimi açılan tüm karşı davalara ve bölge insanının direnişine rağmen sürüyor.

Eskişehir ve Kütahya il sınırları içinde yer alan Murat Dağı 2000 metreyi aşan yüksekliği ile Batı Anadolu’nun en yüksek dağlarından… Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından 2003’de ülkemizin en önemli bitki ve kuş türlerini barındıran alanlardan biri olarak ilan edilen Murat Dağı’nın özellikleri bunlarla da bitmiyor; karaçam ormanları ve yağışlı iklimiyle bölgenin su kaynakları açısından en önemli alanı… Üstelik sadece su kaynaklarına sahip değil; sıcak su kaynakları da var dağda. Dağın su rejimindeki en ufak değişiklik bölgenin su rejiminde de önemli değişikliklere neden olabilecek. Başka ülkelerde olsa özel koruma alanı olarak ilan edilip korunacak olan Murat Dağı’nda bugün bir altın madeni girişimi, üstelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın izniyle sürdürülüyor… Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise gelişmeleri sadece izlemekle yetiniyor (!)… Üstelik altıncı firmalar o kadar açgözlü ki Uşak, Kütahya, Eskişehir bölgelerinin tamamının ‘altın- gümüş madeni’ bölgesi ilan edilmesini istiyorlar.

Tüm bu gelişmelerin ışığında 24 Ekim’de Eskişehir’de Eskişehir Tabip Odası tarafından ‘Altın Madenciliği Uğruna Dağlarımıza, Suyumuza Neler Oluyor?’ başlıklı bir panel düzenlendi. Eskişehir Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Akif Aladağ’ın açılış konuşması ile başlayan ve Murat Dağı Yok Olmasın Platformu sözcüsü Funda Öz Akçura’nın moderatörlüğünü yaptığı panele Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi’nden Çevre Mühendisi Sinem Şaylan ve ben katıldık. Funda Öz Akçura, siyanür liçi yöntemi ile çalışacak altın madeninin Murat Dağı’nda yol açacağı ekolojik yıkımı ve tüm bölgenin su kaynaklarını yok etme ve kirletme olasılığını vurguladı. Akçura pasa ve milyonlarca ton atığın ortaya çıkacağı altın madenin yaratacağı ekolojik yıkımı çevresel etki değerlendirme raporuna (ÇED) dayanarak anlattı ve bölgede Kazdağları’ndakinden daha büyük bir ağaç katliamı yapılacağının altını çizdi. Benim siyanür liçi yöntemi kullanılarak yapılan altın madenciliğinin halk sağlığına etkilerini özetlediğim gecenin son konuşmacısı ise Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ndendi.

Yerel yönetimlerin katkısı önemli

Bilindiği gibi Eskişehir’e ve Eskişehir ovasına hayat veren Porsuk Çayı, Aksu Dağı’nın kuzey yamacından inen Bayatçık Deresi ile Murat Dağı’nın kuzey yamacından inen Kızıltaş Deresi’nin birleşmesiyle oluşuyor ve Eskişehir’i geçtikten sonra Sakarya Irmağı ile birleşerek Karadeniz’e dökülüyor. Murat Dağı’na kurulacak siyanür liçi yöntemi ile çalışacak altın madeni büyük su gereksinimi nedeni ile bölgedeki su kaynaklarına el koyacak… Ayrıca bölgedeki karaçam ormanlarının yok edilmesi, jeolojik yapının değiştirilmesi sonucu yağışların azalması, yeraltı ve yer üstü su kaynaklarının yok olması gibi nedenlerle Porsuk Çayı’nın bugün bile azalan su düzeyinin daha da düşmesine neden olacak.  Porsuk çayının ve diğer su kaynaklarının siyanür liçi sonucu altın ve gümüşle birlikte serbestleşip sıvı faza geçen kanserojen ağır metallerle kirlenmesi de söz konusu…  İşte tüm bu nedenlerden dolayı içme suyu kaynaklarını, Atikhisar Barajı’nı korumak için tıpkı Çanakkale Belediyesi’nin Kazdağları’nda yaptığı gibi; Eskişehir’de de Porsuk Çayı’na; bölge tarım ve turizmine sahip çıkmak için Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması için açılan davaya katılmış. Artık Eskişehir, Uşak ve Kütahya’da birçok sivil toplum örgütü, meslek odaları ve bölge insanının açtığı davada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de müdahil…

İzmir örnek almalı

Büyükşehir Belediyesi’nin Murat Dağı sürecine katkısı önemli bir gelişme; zira yerel yönetimlerin bölgelerindeki canlıların sağlıklı bir çevrede yaşamlarını sürdürebilmeleri için büyük sorumluluğu var ve bu nedenle çevre talanına karşı duyarlı olmaları gerekiyor… Çanakkale ve Eskişehir Büyükşehir Belediyeleri bu önemli sorumluluklarını bilimsel ve hukuksal mücadeleye doğrudan katkıları ile yerine getiriyorlar.  Peki, ya diğerleri? Siyanür liçi yöntemi altın madenciliği sadece bu iki güzel kentimizin sorunu değil ki… Ülkemizde çok sayıda altın madeni var; başta belirttiğimiz gibi çok uluslu şirketlerin yeni altın madenleri için sistemik saldırısı da sürüyor. O nedenle ülkemizin havasını, toprağını, suyunu savunmak için yerel yönetimlerimize bugün geçmişten çok daha fazla sorumluluk düşüyor. Eskişehir Büyükşehir ve Çanakkale belediyelerini örnek almaları gerekiyor; özellikle de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin… Efemçukuru’ndaki altın madeni nedeni ile bir içme suyu barajı olacak Çamlı Barajı yapılamıyor bir türlü… İzmir su fakiri bir kent ve Çamlı Barajı’nın yapılamaması nedeni ile İzmirlilere Manisa’nın Gördes ilçesinde yapılmaya çalışılan barajdan su taşınmaya çalışılıyor… Üstelik tüm maliyeti İzmirlilere ödettirilerek… İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu tablo karşısında kentte yaşayanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı için Çanakkale ve Eskişehir Büyükşehir belediyelerinin gösterdiği duyarlılığı göstermesi gerekiyor… Hem de bir an önce…Diğer yandan Kazdağları’ndaki büyük ihtimalle geçici duraklama ile gevşemememiz; Kazdağlarını, Murat Dağı’nı; Çanakkale’yi, Eskişehir, Kütahya ve Uşak bölgelerini unutmamız gerekiyor…

Unutmayalım, altıncı çok uluslu şirketler kolay kolay vazgeçmez…

(Yeşil Gazete)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

Güzelliğe, iyiliğe açık kalmak için Açık Radyo

Kötülüğün eşiği aşıldı. Elimizdekileri kaybetmememiz ve kötülüğe karşı durabilmemiz için Açık Radyo açık kalmalı. Sesimize ve sözümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz.

Açık Radyo’suz olmaz!

'Hüznün fiziği'nin diyalekti açısından bakarsak en derin hüzünler en coşkulu ve en mutlu adımları getirecektir. Tabii yaşama ve mücadeleye olan inancımızı yitirmemişsek...

EN ÇOK OKUNANLAR