Manşetİklim Kriziİklim ve Enerji

Görünmez tehlike: Gaz yakma, atmosfere bir yılda 400 milyon ton sera gazı saldı

0

Dünya Bankası‘nın 2022 Küresel Gaz Yakma Takip Raporu , petrol çıkarılmasıyla elde edilen ve ayrıştırılmayarak yakılan doğal gazın 2021’de Avrupa Birliği‘nin (AB) Rusya‘dan yaptığı toplam ithalattan daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Dün yayımlanan son verilere göre dünya, 2021’de petrol ve gaz tesislerinde 144 milyar metreküp (bcm) gaz yaktı ve bu yaklaşık 400 milyon ton karbondioksite (MMtCO2e) eşdeğer emisyonla sonuçlandı. Bunun 39 milyon tonu ise metan gazıydı.

Petrol çıkarılması sonucu elde edilen doğal gazı yakma, hem enerji israfı hem de küresel ısınmanın bir tetikleyicisi olarak kabul ediliyor.

2021’deki yakılan toplam gazın büyüklüğünü anlamak için şu karşılaştırma yapılabilir: Boşa harcanan 144 milyar metreküp doğal gaz, 1.800 terawatt saat enerjiye eşdeğer, yani Avrupa Birliği’nin net yerel elektrik üretiminin yaklaşık üçte ikisini üretebilirdi.

Raporda, Dünya Bankası’nın 1996’da başlattığı Küresel Gaz Yakımını Azaltma Ortaklığı (GGFRP) kapsamında küresel ısınmaya etki eden bu faaliyeti engelleme çabalarının son on yılda “durduğu” kaydedildi.

2015 yılında Dünya Bankası tarafından başlatılan Sıfır Rutin Gaz Yakma (ZRF) girişimi kapsamında ülkeler ve şirketler, 2030 yılına kadar alev alevlendirmeyi sona erdirme taahhüdünde bulundu. Son değerlendirme, çabaların verilen taahhütle eşleştiğini gösterse de küresel gaz yakma hacmi , son on yılda büyük ölçüde sabit kaldı.

Dünya çapında petrol üretim tesislerinde bir rutin olan gaz yakmayı sona erdirmeyi taahhüt eden hükümetler, petrol şirketleri ve çok taraflı kuruluşlardan oluşan çok bağışçılı bir güven fonu olan bu ortaklık kapsamında Banka, 1996 yılından beri uydu teknolojisi kullanarak gaz yakma faaliyetlerini takip ediyor.

Kullanılmak yerine neden yakılıyor?

Gaz yakma, petrol çıkarma faaliyetiyle elde edilen yan bir ürün olarak doğal gazın yakılmasıdır. Uygulama, 160 yılı aşkın bir süre önce petrol üretiminin başlangıcından beri devam ediyor.

Bu gazın yakılması, enerji üretmek gibi amaçlar için kullanılması veya korunması gereken değerli bir doğal kaynağın büyük bir israfı. Şu anda her yıl yakılan yaklaşık 144 milyar metreküp gaz, Sahra altı Afrika’nın tamamına güç sağlayabilir.

Petrol üretiminden gelen bu gazın yakılması, kirletici ve müsrif bir yöntem olduğu halde, nispeten güvenli olduğu için bugüne kadar devam etti.

Çünkü bu gazı kullanmak, şirketlerin gazı depolamak, taşımak, işlemek ve satmak için gerekli yatırımları yapmaları için  ekonomik olarak uygun pazarlar gerektiriyor ve çeşitli sebeplerden bu sağlanamıyor.

Birinci neden güvenlik: Petrol ve gazın çıkarılması ve işlenmesi, olağanüstü yüksek ve değişken basınçlarla uğraşmayı gerektiriyor.. Ham petrolün çıkarılması sırasında basınçtaki ani veya dramatik bir artış patlamaya neden olabiliyor. Petrol ve gazın kaynaklı endüstriyel kazalar nadir de olsa, gerçekleştiğinde kontrol edilmesi zor olan yıkıcı, tehlikeli ve uzun süreli yangınlara neden olabiliyor. Gaz yakma, bu basıncı düşürmeye ve fazla gazı yakarak öngörülemeyen büyük basınç değişimlerini yönetmeye olanak tanıyor.

Bu gazı kullanmak ekonomik ve teknik olarak mümkün olsa da çoğu durumda, petrol sahaları uzak  yerlerde bulunduğundan  gazın işlenebileceği ve kullanılabileceği yere taşınması lojistik ve ekonomik olarak zorlaşıyor. Petrol üretim sahaları küçükse ve geniş bir coğrafi alana yayılmışsa, bu gazın işlenmesi ve kullanılması genellikle yakmaktan daha pahalı olarak görülüyor.

Bununla birlikte, bazı ülkelerin yasaları ve düzenlemeleri, şirketlerin bu doğal gazı satmasını zorlaştırıyor  hatta yasaklıyor. Bir şirket petrol çıkarma izni alsa da çıkarma sırasında üretilen gaz konusunda izin alamayabiliyor.

Ek olarak, gazı yakan şirketlere ceza uygulayan düzenlemeler bile uygulamayı kısıtlama konusunda etkili olmayabiliyor çünkü yakıp ceza ödemek, gazı işleyip satmaktan ekonomik olarak daha uygun olabiliyor.

Kuzey Kutbu’ndaki erimeyi hızlandırıyor

Tipik bir gaz yakma faaliyeti, her metreküpte yaklaşık 2,8 kilogram CO2 eşdeğeri emisyona sebep oluyor.

Gaz yakma, tamamen verimsiz olmasının yanı sıra, diğer birçok sera gazı emisyon kaynağından çok daha kolay önlenebilir: İyi işlenebilirse kullanılabilir ve enerji birimi başına daha yüksek emisyon üreten kömür ve dizel gibi daha fazla kirletici yakıtların yerini alabilir.

Sera gazı emisyonlarının yanı sıra gaz yakılması, bir başka kirletici olan siyah karbon emisyonuna da neden oluyor. Siyah karbon, fosil yakıtların eksik yanması yoluyla ortaya çıkıyor ve atmosferde sadece birkaç gün veya hafta kalmasına rağmen, atmosferde ciddi bir ısınma etkisine sahip.

Siyah karbon, özellikle Kuzey Kutbu‘nda kar ve buzun erime hızını artırıyor.  Avrupa Yerbilimleri Birliği’nden yapılan araştırmalar, gaz yakma emisyonlarının Kuzey Kutbu’ndaki yıllık siyah karbon yataklarının yaklaşık yüzde 40’ına katkıda bulunduğunu gösteriyor.

Gaz yakan 30 ülkede 2012’den 2021’e gaz yakımının miktarı.

Rusya, Irak, İran, ABD, Cezayir, Venezuela ve Nijerya, dokuz yıl boyunca en çok gazı yakan ilk yedi ülke. Bu yedi ülke her yıl dünya petrolünün yüzde 40’ını üretirken küresel gaz yakımının kabaca yüzde 65’ini oluşturuyor.

Fakat umut verici bir şekilde, petrol üretimi 1996’dan bu yana yaklaşık yüzde 20 artarken, yakılan gaz miktarı yüzde 13 azaldı. Bu, petrol endüstrisinin ilerleme kaydettiği anlamına geliyor çünkü petrol üretimi ile gaz yakma arasında uzun süredir devam eden bir korelasyonun kademeli olarak bozulduğunu gösteriyor.

GGFR Program Yöneticisi Zubin Bamji şöyle diyor: “Bu gazı kullanmak sadece daha kirli yakıtların kullanımını azaltmak ve dünyanın en fakir ülkelerinden bazılarında enerji erişimini artırmakla kalmaz, aynı zamanda şu anda dünyanın çok ihtiyaç duyduğu enerji güvenliğini geliştirme yönünde önemli bir ilerleme sağlayabilir” dedi.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.