Enerjiİklim ve EnerjiManşet

Dünya Nükleer Raporu: Nükleer, güneş ve rüzgara yeniliyor; küresel payı 40 yılın en düşük seviyesinde

0

Dün yayımlanan 2022 Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu’na (WNISR2022) göre nükleer enerjinin küresel brüt elektrik üretimindeki payı 2021’de ilk kez yüzde 10’un altına düşerek raporun hazırlandığı kırk yılın en düşük seviyesine geriledi.

Buna göre küresel nükleer enerji üretimi, geçen yıl 2 bin 653 terawatt saat elektrik üreterek küresel üretimin yüzde 9,8’ini oluşturdu.

Öte yandan aynı zaman diliminde, rüzgar ve güneş enerjisi tek başına yüzde 10,2’lik bir güç payına ulaşarak ilk kez küresel gücün yüzde 10’undan fazlasını sağladı.

Nükleerin ana rakipleri olan yenilenebilir enerji (hidroelektrik hariç), üretimlerini yüzde 16 oranında artırdı ve küresel elektrik üretimindeki payı 1,1 puan artarak yüzde 12,8’e yükseldi.

Rapor 2022’nin ilk yarısında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sebebiyle bu yıl savaş durumlarında nükleer santrallerin güvenlik durumları ve güvenlik açıklarını değerlendiren Nükleer Güç ve Savaş üzerine özel bir odak bölümü de içeriyor.

Raporda, 70’li yıllardan itibaren dünya çapında yaygınlaşarak 90’lı yıllarda zirveye çıkan nükleer güç santrallerinin artık dünya çapında yaşam beklentilerinin sonuna gelindiğine ve birçok yeni santralde gecikmeler yaşandığına dikkat çekiliyor.

Neler oldu?

Raporda geçtiğimiz birkaç yıla dair şu değerlendirmeler yapıldı:

  • 2021’in büyük bir kısmına damga vuran COVID-19 pandemisi ile yılın sonunda doğal gaz ve elektrik için benzeri görülmemiş fiyat seviyeleriyle önümüzdeki yıllarda sistemleri derinden etkileyecek küresel bir enerji krizinin başlangıcına tanık olundu. 
  • Ukrayna’daki savaş, enerji krizini çarpıcı biçimde şiddetlendirdi ve uzun vadede uluslararası jeopolitiği derinden değiştirecek.
  • Tarihte ilk kez, faaliyet gösteren ticari nükleer tesislere doğrudan saldırı düzenlendi ve ardından tam ölçekli bir savaş sırasında düşman güçler tarafından işgal edildi.

İlhak edilen Ukrayna topralarında bulunan Zaporijya Nükleer Santrali bugün itibariyle artık Rusya’nın elinde.

Analize göre dünyada nükleer enerji konusunda genel tablo şöyle:

  • 2022’nin ortalarından itibaren 33 ülkede toplam 411 reaktör faaliyet gösteriyor. Bu sayı 2002 zirvesi olan 438’in altında.
  • 2021’de küresel nükleer kapasite 2.653 net terawatt-saat elektrik üretti. 2020’deki düşüşün ardından nükleer üretim 2021’de yüzde 3,9 arttı, ancak 2019 seviyesinin altında kaldı.
  • Dünyanın en fazla nükleer gücü ABD’de üretiliyor.
  • Çin,tek başına yüzde 11,3 artışla, art arda ikinci yıl Fransa‘dan daha fazla nükleer elektrik üretti ve yine en önemli nükleer güç jeneratörleri konusunda ABD’nin ardından ikinci sırada.
  • Çin dışındaki bölgelerde ise nükleer üretim yüzde 2,8 artarak 2017’dekine benzer bir seviyeye ulaştı.

Dünyada nükleer enerjinin gidişatına dair 2050 yılına kadar çizilmilş projeksiyon: Mavi ile gösterilen eklenecek kapasite, kahverengiler ise kapatılacak kapasiteyi gösteriyor.

  • 2021’de nükleer enerjinin küresel ticari brüt elektrik üretimindeki payı 9,8 oldu yüzde (kırk yılın en düşük değeri) ve 1996’daki yüzde 17,5’lik zirveden yüzde 40 daha düşük.
  • Yeni projeler yavaş ilerliyor, şu anda yapım aşamasında olan 53 reaktör projesinin en az yarısı ertelendi. Reaktörlerin ortalama yaşı ise yaklaşık 31.
  • Bu yılın ilk yarısında beş yeni ünite faaliyete geçerken, geçen yıl sekiz ünite kapandı.
  • 2002-2021 yılları arasında 98 yeni girişimin yanı sıra ve 105 kapanış oldu. Bu girişimlerin  50 tanesi Çin’deydi ve hiçbirini kapatmadı.
  • Çin dışında aynı dönemde 57 ünitelik net bir düşüş yaşandı; şebeke kapasiitesi 25 GW düştü.

Nükleer vs yenilenebilir enerji

Raporda “2021 raporundan beri geçen sürede iklim değişikliği ve enerji güvenliği, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji açısından çığır açıcı şekilde değişti ve iklim değişikliği siyasi gündemlerin en üstünde yer aldı” değerlendirmesine yer verildi şöyle devam edildi:

“2021’in ikinci yarısında gündem, yaklaşan enerji kriziydi. Açık şekilde 2022’ye, kısa ve orta vadede enerji politikası kararları üzerinde önemli etkileri olan Ukrayna’daki olaylar hakim oldu.”

Avrupa Birliği’ndeki 27 ülkede yıllar içinde rüzgar, güneş ve nükleer enerjideki kapasite ve üretim miktarları. Rüzgar mavi, güneş sarı, nükleer mor renkte gösteriliyor.

Rapor, yenilenebilir enerji ile elektrik üretimi ve nükleer gücü karşılaştırdığında ise şu bugulara ulaştı:

  • 2021’de hidroelektrik dışı yenilenebilir enerji ile elektrik üretimi, nükleer enerji üretiminden yüzde 30,6 daha iyi performans gösterdi ve aradaki uçurum açıldı.
  • Geçen yıl yeni nükleer inşaat projelerine yapılan küresel yatırım yaklaşık 24 milyar dolardı ve hidro-elektrik dışı yenilenebilir enerji projelerine yapılan ise 366 milyar dolar oldu.

Reaktör inşası giderek daha az ekonomik ve daha yavaş hale geldi ve bu da nükleer enerjinin maliyet açısından da yenilenebilir kaynaklara karşı kan kaybetmesine neden oldu.

Buna göre, bir tesis inşa etme ve çalıştırmanın toplam ömür boyu maliyetini – ömür boyu çıktıyla karşılaştıran seviyelendirilmiş enerji maliyeti;

  • Güneş enerjisi için 2009’da megavatt saat başına 359 dolardan 36 dolara,
  • Rüzgarın maliyeti ise 135 dolardan 38 dolara düştü. 
  • Ancak, nükleer için bu maliyet yüzde 36 artarak aynı zaman diliminde Megavatt saat başına 123 dolardan 167 dolara yükseldi.

Reaktörler bir bir kapatılıyor

Rapor, dünya çspında nükleer enerjiden çıkışa dair de bir resim sundu ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Gittikçe daha fazla sayıda nükleer tesis, ya önceden belirlenmiş işletim ömürlerinin sonuna ulaştığı için ya da kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle kapatılıyor, bunların hizmetten çıkarılması önemli bir zorluk haline geliyor. Üstelik bu analizde radyoaktif atık yönetimi statüsünün bunun bir parçası olarak ele alınmadığını da not etmek gerek.”

Kapatılan güç reaktörlerinin sayısı 2021 sonunda 200’ü aştı.

2022 ortalarında kapatılan 204 ünitenin toplam kapasitesi 97.4 GW idi.

Beş yıldan fazla  süredir çalışan 182 ünite ise ya kapatılmayı bekliyor ya da hizmetten çıkarmanın çeşitli aşamalarında.

Öte yandan tamamen hizmet dışı bırakılmış oldu. ABD’de 17, Almanya’da dört ve Japonya’da bir ünite olmak üzere yalnızca 22 ünite tamamen hizmet dışı bırakılabildi. Diğerleri ise kapanma aşamalarında değişik fazlarda kaldı.

Kapatılmak istenen reaktörlerin yüzde 85’ine ev sahipliği yapan 11 büyük ülkenin analizi, kapatma aşamalarındaki ilerlemenin yavaş kaldığını gösteriyor:

İlk nükleer enerji kullanan devletlerin hiçbiri –İngiltere, Fransa, Rusya ve Kanada– henüz bir reaktörü tam olarak hizmet dışı bırakabilmiş değil. Hizmetten çıkarma sürecinin ortalama süresi, kapasiteye göre 6-45 yıl arasında değişse de ortalama yaklaşık 21 yıl.

AB27 ülkelerinde 1959’dan 2022 yılına kadar kapatılan ve yeni açılan reaktörlerin grafiği. Mavi olanlar yeni reaktör girişimlerini, kahverengiler ise kapatılanları gösteriyor.

Dünyada yeni reaktör inşa eden iki ülke Bangladeş ve Türkiye: İkisi de Rus iştiraki

2022 Raporu, bu yılın enerji günemine damga vuran Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya ve enerji arzına yönelik ek değerlendirmeler de sunuyor.

Ukrayna’daki savaşın, enerji krizini çarpıcı biçimde şiddetlendirdiğini ve uzun vadede uluslararası jeopolitik derinden değiştireceğini söyleyen uzmanlar, Rusya’nın pazardaki tekeline de değiniyor:

Buna göre Rusya, nükleer teknolojisi tedarikçisi olarak uluslararası pazara büyük ölçüde hakim ve  2022 ortası itibariyle dünyada yapım aşamasında olan Rus menşeili 20 üniteden sadece üç tanesi Rusya topraklarında inşa ediliyor. Kalan 17 ünite ise yedi ülkede yapılacak.

İki potansiyel ülke, 2022’nin ortalarından itibaren yapım aşamasında olan nükleer reaktörlere sahip olan iki ülke Bangladeş ve Türkiye. Mısır‘daki proje de kısa bir süre sonra inşaata başladı. Tüm bu projeler, Rus nükleer endüstrisi tarafından uygulanmakta.

Nijerya, Polonya veya Suudi Arabistan gibi diğer ülkelerin de planları olsa da, şimdiye kadar tasarımı biten ya da finansman paketi sağlanan bir inşaat yok.

Endonezya, Ürdün, Kazakistan, Tayland, Özbekistan ve Vietnam da dahil olmak üzere birçok ülke nükleer planını askıya aldı veya planları iptal etti.

Akkuyu NGS 4’üncü ünitesinin temel atma töreni.

Akkuyu: 4’üncü reaktörün inşası Ukrayna’daki savaşın ortasında başladı

Raporda Türkiye’de Rus devlet enerji şirketi Rosatom‘un inşa ettiği Mersin Akkuyu NGS ile ilgili şunlar söyleniyor:

“Akkuyu sahası 1976’da seçildi ancak projeyi uygulamak için yapılan girişimlerin hepsi, 2010’da Rusya ile dört reaktör inşa etmek için yapılan anlaşmaya kadar başarısız oldu.

Tekrarlanan gecikmelerden sonra, dört ünitenin inşaatı 2018 ile 2022 arasında başladı. Ünite 4’ün inşaatı, Ukrayna’daki savaşın ortasında, Temmuz 2022’de başladı.

Türk makamları, 1’inci üniteyi 2023’te, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümüne denk gelecek şekilde şebekeye bağlamayı umuyor.

Raporda, Akkuyu dahil Rus iştiraki nükleer enerjii santrali projelerine dair, “Ukrayna’nın işgalini takiben ortaya çıkan jeopolitik gelişmeler ile bu projelerin Rusya ve diğer ülkelere uygulanan yaptırımlardan ne ölçüde etkileneceği ve neyin ne olacağı belirsiz” yorumu yapılıyor.

Öte yandan Avrupa’nın, Ukrayna’da başlayan savaşın ardından enerjide Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için ortaya koyduğu REPowerEU gibi yenilenebilir enerji hedefleri hatırlatılarak, “Yeni Avrupa enerji politikası tam olarak uygulanırsa AB temelde yenilenebilir enerjinin hakim olduğu bir enerji sektörüne sahip olacak” denildi.

AB27 Üye Devletleri’ndeki mevcut şebekeye sadece 13 reaktör bağlı. Bunların yaklaşık yarısı Fransa’da, biri Finlandiya’da, geri kalanı Doğu ve Orta Avrupa’da. 2002’den beri ise yalnızca üç yeni reaktör devreye girdi: Çek Cumhuriyeti’nde, Romanya’da ve Finlandiya’da birer tane.

Aralık 2021’de Brokdorf, Grohnde ve Gundremmingen-C santrallerinin kapatılmasıyla, AB’dede kalıcı olarak kapatılan reaktörlerin sayısı 72’ye çıktı. Bu kapatılan reaktörlerin  yarısından fazlası Almanya’da. 2000 yılından beri toplamda 34 ünite kapatıldı.

Nükleer ve savaş

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin , birçok nükleer operasyonda benzeri görülmemiş durumlara yol açtı tam ölçekli bir savaş sırasında ticari nükleer santrallerin durumuna ilişkin tartışmaları alevlendirdiğini belirtti:

Dünyada hiçbir nükleer santral savaş koşulları altında çalışmak için tasarlanmamıştır.

Savaş sırasında temel zorluğun, reaktör kapatıldıktan sonra bile reaktör çekirdeğinin ve kullanılmış yakıt havuzunun sürekli soğutulmasını sağlamak olduğunu belirten uzmanlar, riskleri şöyle sıraladı:

  • Isının tahliye edilmemesi, saatler içinde çekirdeğin erimesine veya potansiyel olarak büyük radyoaktivite sızıntılarına sebep olabilir, günler veya haftalar içinde de kullanılmış yakıt havuzunda yangına neden olabilir.

İlhak edilen Ukrayna topralarında bulunan Zaporijya Nükleer Santrali bugün itibariyle artık Rusya’nın elinde.

  • Soğutma, güvenilir bir elektrik ve su kaynağı gerektirir. Ancak savaş sırasında, elektrik ve su tedarikinin kesintiye uğramasına yol açabilecek birçok güvenlik açığı ve olası kasıtlı ve tesadüfi etkiler vardır.
  • Ayrıca bir nükleer tesisin işletilmesi motivasyonu iyi, dinlenmiş ve vasıflı personel gerektirir, ancak operatörlerin bir savaş sırasında veya askeri işgal altındayken ciddi stres altında olmaları muhtemeldir. Dışarıdan gelen uzmanlar ise ve nükleer santraldeki operasyonları sürdürmek  veya onarımlar yapmak için gerekli tesise erişim sağlayamayabilir.

 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.