Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Daffa Praditya D.R.: Hedefimiz Endonezya’yı şimdi ve sonsuza kadar daha yeşil ve sürdürülebilir kılmak [İklim Kuşağı-32]

0

“Climate Generation” serisinin bu seferki konuğu Fridays For Future Endonezya‘dan bir iklim aktivisti, Daffa Praditya D.R.

Daffa 19 yaşında ve ülkenin başkenti Cakarta’da yaşıyor. Üniversitede İngiliz Edebiyatı okuyor ve bu, Endonezya’da iklim aktivizmi konusundaki mevcut faaliyetlerine destek oluyor, çünkü uluslararası toplumun Endonezya’da karşı karşıya kaldıkları iklim krizinin korkunç etkilerini ve yerel toplulukların iklim krizinin neden olduğu deneyimleriyle ilgili hikayelerini duymasına yardımcı olmaya çalışıyor.

Atlas Sarrafoğlu: İklim krizi genel olarak insanların yaşamlarını nasıl etkiliyor ve Endonezya’daki iklim değişikliğinin doğrudan etkileri neler? Sence ülkenizi iklim değişikliğinin etkilerinden korumanın yolları neler? 

Daffa Praditya D.R.: Bildiğimiz gibi Endonezya, devasa nüfusuyla çok büyük bir takımada ülkesi. Bu ülkede yaşayan 280 milyon insan var ve nüfusun yaklaşık yüzde 40’ı Java Adası‘nda toplanmış durumda. Ayrıca ülkemiz, dağların adalarımızı ve denizlerimizi çevrelediği “ateş çemberi”nin de merkezi. İklim krizinin buradaki en büyük etkisi, özellikle Endonezya’nın doğusunda hava kirliliği, mahsul kıtlığı, su kıtlığı ve deniz seviyesinin yükselmesi olarak ortaya çıkıyor. Şu anda ikamet ettiğim şehir, 2050 yılına kadar deniz seviyesinin yükselmesi tehditiyle karşı karşıya. Jakarta’nın  sular altında kalacağı tahmin ediliyor, bu nedenle şehrin yüzde 50’sini oluşturan Batı Jakarta, Kuzey Jakarta ve Doğu Jakarta‘nın yarısı haritalardan kaybolacak. Ayrıca, şu anda kaldığım öğrenci yurdunun kıyı bölgesinden sadece 40 dakika uzaklıkta olduğu Batı Jakarta’da yaşadığım için de endişeliyim. Ve yakın gelecekte daha yüksekteki bir ülkeye taşınmam gerekebileceği için gerçekten kaygılıyım.

Endonezya’da iklim krizinin neden olduğu yıkımları ve felaketleri gözlemledikten sonra, bu krizin üstesinden gelmek için üç nihai çözüm olduğunu söyleyebilirim. Birincisi, enerji dönüşümü; ikincisi iklim eğitimi yoluyla insanların davranışlarını daha sürdürülebilir odaklı yaşamaları için değiştirmek ve sonuncusu, kıyı alanı boyunca yükselen deniz seviyesinden kaynaklanan yüksek riskli alanlar için alternatif konut inşası.

‘İyi planlarımız var ancak bütçemiz yok’

İklim kriziyle mücadele konusunda hükümetinizin algısı nedir?

Şahsen, hükümetin bu krizin üstesinden gelmek için kararlı bir şekilde sağlam bir planı / adımı olduğunu söyleyebilirim. Endonezya Ulusal Plan ve Kalkınma Bakanlığı yetkilileri ile ülkenin nereye gideceği konusunda karşılıklı müzakere şansım oldu ve içinde bulunduğumuz krizin daha kötüye gideceğini öngörüsüyle şimdiden iyi bir plana sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Ama ne yazık ki, tüm bu kalkınma planını finanse edecek bir bütçe yok. Ayrıca, Endonezya’da evlerdeki enerji ihtiyacı için kömürden elektriğe geçmesi gibi hâlâ geleneksel işlere dayanan mevcut gelişmeyle mücadele etmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla sahip olduğumuz bütçe ülkedeki çok katmanlı ve sektörler arası tüm bu büyük geçişi finanse etmek için yeterli olmazsa geçiş mümkün olmayacaktır.

İklim aktivizmine nasıl başladın ve Endonezya’da grevleri nasıl organize ediyorsun? İklim krizi konusunda belirli bir alanda mı çalışıyorsun?

İklim aktivizmine 2021’de FFF Endonezya’ya katılmaya karar vererek başladım. 2022’ye kadar Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle hiçbir zaman gerçekten fiziksel olarak grev yapamadık. Şimdi insanları iklim krizine karşı eğitmeye ve bununla başa çıkmak için ne yapmamız gerektiği konusunda bilinçlendirmeye odaklanıyoruz. Eğitime ağırlık vermememizin nedeni, yapmamız gereken ilk şeyin insanların farkındalığını artırmak olduğunu hissetmemizden kaynaklanıyor.  İnsanlar yeterince farkında olursa, o zaman bu ülkeyi daha sürdürülebilir hale getirmek için her şeyi yapabiliriz, çünkü zaten çok sayıda destekçimiz ve ortak hedeflerimiz var. Bunların en önemlisi de Endonezya’yı şimdi ve sonsuza kadar daha yeşil ve sürdürülebilir kılmak.

‘Yapmam gereken şeyi yapacağım’

FFF Endonezya’da, üç ay boyunca yürüttüğümüz webinar serileri de dahil olmak üzere çeşitli kampanyalar yürütüyoruz. Ayrıca, Yogyakarta‘da ücretsiz bez çantaları paylaşmak için Great Eastern Indonesia ve Saya Pilih Bumi ile de ortaklık kurduk. Bu, özellikle Yogyakarta’da insanları tek kullanımlık plastik eşya kullanımını azaltmaları için eğitmeyi ve teşvik etmeyi amaçlıyordu. Ayrıca şu anda çocuklar için bu yılın eylül ayında piyasaya sürülecek olan bir “iklim etkinlikleri” kitabı hazırlıyoruz. Umarız, hazırladığımız kitap, özellikle Endonezya’daki yoksul topluluklardan gelen çocukların iklim krizini ve bu krizle başa çıkmak için göstermeleri gereken çabayı anlamalarına yardımcı olur.

Geleceğe dair seni umutlandıran şeylerden bahseder misin?

Bir iklim aktivisti olarak gelecekten umutlu olmamın tek nedeni, ne olursa olsun insan olarak hayatta kalacak ve çevre ve insanlık için yapmam gereken şeyi yapacak oluşum.

COP27 ve Stockholm+50’de bulundun. Ne bekliyordun ve gerçekte ne oldu?

Öncelikle, çevre ve iklimin tartışıldığı her türlü uluslararası konferans, bu krizin daha da kötüye gitmesini önlemek için uluslararası alanda alınacak önlemler konusunda uluslararası anlaşmaya varmamızın tek yoludur. Tıpkı 90’larda ozon deliğinin büyümesini önlemek için CFC kullanımını durdurma konusunda anlaştığımız gibi. Umarım geçmişteki başarı öyküsü, günümüzde aynı kolektif eylemi gerçekleştirmemiz için bize ilham verir ve cesaretlendirir. Böylece düzenlenen uluslararası konferanslar, bu krizi nasıl ele alacağımız ve üstesinden gelmek için ne yapmamız gerektiğine dair uluslararası bir anlaşmaya gidebilir.

Stockholm+50 ve COP27 benim için gerçekten harika ve unutulmazdı. Bu konferanslar yeni, harika ve ilham verici insanlarla tanışmamı sağladı.

Böylesi konferanslarda değişim yaratmak, sürdürülebilir yeni bir gelecek kurmak isteyenlerin ve dünyanın dört bir yanından ilham veren hikayelerin enerjisini hissediyorum. Aynı zamanda gittiğim ülkelerin kültürlerini, kullandıkları dilleri, insanlarının davranışlarını ve sahip oldukları gelenekleri de öğrenebiliyorum. Benim için harika ve çok anlamlıydı.

Dünya liderlerine hitap edecek bir mikrofonun olsaydı, onlara iklim krizi hakkında ne söylerdin?

“İşbirlikçi olun, daha az politik davranın ve bu gezegeni kurtaramazsak gelecekte sevimli ailemize ne olacağını bir düşünün.”

İklim kriziyle ilgili gelecek algın nedir? 2030’da kendini nasıl hayal ediyorsun?

2030’a artık yedi yıldan az bir süre kaldı. Dolayısıyla bu yedi yılı, nasıl bir politika izlediğimize ve bu çabanın bundan sonraki çalışmalarda nereye gideceğine karar vermemiz gereken bir dönem diye düşünüyorum. 2030’dan sonrası ise  oluşturduğumuz tüm politikaları on yılı aşkın bir süredir inşa ettiğimiz taahhüdümüzle tutarlı bir şekilde uygulamamız gerekiyor.

*

Sosyal medya hesapları

Twitter: @MaxHelgaar
İnstagram: @daffaprdtya

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.