Hayvan HaklarıKentManşet

Büyük Türkiye Buluşması Kadıköy’de gerçekleşti: Köpekleri ölüme göndermeyeceğiz

0

Hayvan hakları ve özgürlüğü savunucuları, sokaklarda yaşayan hayvanlarının yaşam hakkına sahip çıkmak üzere İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bir araya gelerek Büyük Türkiye Buluşması‘nı gerçekleştirdi.

Sokaklarda yaşayan köpeklerin toplatılması gündemine karşı bir araya gelen hak savunucuları “Sokakta yaşayan köpekleri ölüme göndermeyeceğiz” dedi.

Sokaklarda yaşayan köpeklerin “güvenlik sorunu” teşkil etmesi gerekçesiyle toplatılarak barınaklara mahkum edilmesine yönelik “toplatma” ve “barınaklara kapatma” önerilerine karşı çıkan yüzlerce hayvan hakları aktivisti, “Barınaklarda ölüyoruz”, “Üretimi durdur, kısırlaştır, yerinde yaşat”, “Satın alma, sahiplen”, “Yaşam hakkını tanımayan siyasilere oy yok”, “Köpeğime dokunma”,” Hayvana işkenceye son” ve “Birlikte yaşamak mümkün” gibi ifadelerin yer aldığı pankart ve dövizler taşıdı.

Aktivistler, sokaklarda yaşayan köpekler de dahil olmak üzere tüm canlıların yaşam haklarına saygı duyulması çağrısı yaparak, sokaklarda yaşayan hayvanların kısırlaştırılarak yerinde yaşatılması gibi çözüm önerilerine dikkati çekti.

Hayvan barınaklarındaki vahşet ve şiddet olaylarının yanı sıra beslenme, hijyen ve sanitasyon, bakım koşulları ve alan yetersizliği gibi sorunlara dikkati çekerek söz konusu bakım evlerinin birer ölüm kampı olduğunu hatırlattı.

Sokaklarda yaşayan hayvanların da birer mahalle sakini olduğunun vurgulandığı protestoda, “İnsana hayvana yeryüzüne özgürlük!” sloganları atılarak tüm canlıların yaşam haklarını savunma sözü verildi.

‣ Hayvanlar için Kadıköy’de Büyük Türkiye Buluşması!
‣ Büyük Türkiye Buluşması 15 Ekim’e ertelendi

Türkiye’de hayvanlara yönelik hak ihlallerinin kısa bir listesi

Türkiye’de neredeyse her gün sokakta yaşayan hayvanlara yönelik kötü muameleler yapılıyor. Kimi zaman sokakta yaşayan bir kedinin su içtiği kaba tekme atılıyor, kimi zaman o tekme bir belediyenin bakımevindeki bir köpeğe yöneliyor. “Hayvanat bahçeleri”nde zorla tutulan ve adeta birer süs gibi vitrinlere yerleştirilen hayvanlardan başlayan kötü muamele listesi ihaleye çıkarılıp avcılara öldürülmeleri için izin verilen hayvanlara kadar uzayıp gidiyor.

Öte yandan hayvanlara işkence uygulayan kişilerin aldığı cezalar, hayvan hakları aktivistlerinin verdiği hukuki mücadele sonucunda bu tarz suçların önüne geçilmesi için caydırıcı nitelikte olmuyor.

Ülkede sokakta yaşayan hayvanların aşılarının yapılması, sağlıklı ortamlarda yaşatılması için verilen mücadele de yıllardır sürüyor.

Kimi zaman tavukları sıkışık, hareket edemeyecekleri kümeslerde kesim için hızla büyütülürken, kimi zaman da hayvanlar deneylere birer obje oluyor.

‣ Gazeteci ‘çanak tuttu’, Erdoğan katliam merkezlerine övgü yağdırdı: Köpekler toplatılmalı
‣ Sokaklarda yaşayan köpeklerin toplanması ve kısırlaştırılmasına ilişkin komisyon kuruldu
‣ Barolardan ortak açıklama: Erdoğan’ın ‘köpekler toplatılsın’ talimatı yasaya aykırı, uygulanamaz

Sokaklarda yaşayan hayvanlar konusunda ne yapmak gerekiyor?

Kedi ve köpek gibi binlerce yıldır insanların evcilleştirdiği hayvanların “doğal” yaşam alanları sokaklar, buna müdahale edilmesi de hem söz konusu canlının yaşam hakkına ve özgürlüğüne hem de hukuka ve yasalara aykırı.

Hayvan hakları örgütleri, hekimler ve uzmanların önerisi, sokaklarda yaşayan hayvanlar için etkin bir kısırlaştırma çalışması yapıldıktan sonra yaşadıkları bölgeye geri bırakılmaları. Böylece ortalama beş yıl içinde, sokakta yaşayan havyan sayısının azaltılabileceği, kalanların da düzenli gözlem ve aşılarının yapılmasıyla daha sağlıklı bir yaşam süreceği belirtiliyor.

Herhangi bir sebeple (kaza, insan şiddeti, tecavüz, vb.) kendi kendine yetemeyen, tedavi veya rehabilitasyona ihtiyaç duyan hayvanların ise  mahalle düzeylerinde oluşturulan ve ihtiyaçları belediyeler tarafından karşılanan birimlere alınarak gönüllüler tarafından, tamamı şeffaf, izlenen, denetlenen ve raporlanan süreçlerde tedavi ve rehabilite edilerek tam iyileşme sağlandığında yaşam alanına yeniden bırakılması öneriliyor. Ancak tam iyileşmenin sağlanamadığı, hayvanın ömür boyu tedavi veya bakıma muhtaç olduğu durumlarda hayvanların mümkünse yuvalandırılması ve süreçlerin takip edilmesi, mümkün değilse bakımına aynı birimde gönüllüler tarafından devam edilmesi de örgütler ve hayvanseverlerin talepleri arasında.

Aşırı kentleşmenin yol açtığı yiyecek ve içilebilir su bulmada zorluklar sonucu açlık ve susuzluk, barınma, yüksek sıcaklıklar, kazalar, sinyal yayıcıların köpeklerin duyu ve algıları üzerindeki etkilerinin yanı sıra sık sık insanların korkutmasına, şiddetine, saldırısına ve tecavüze maruz kalan hayvanların daha savunmacı veya saldırgan olabilmesi mümkün olsa da, bu tür durumlar medyada da çoğu kez dezenformatif şekilde öne çıkarılıyor. Buna karşın hayvana karşı suç işleyen kişilerin, Hayvan Hakları Kanunu’na rağmen ya hiç ceza almaması ya da minimal cezalar alması hayvana yönelik şiddetin artmasına neden oluyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.