ManşetEnerji

Avrupa’nın enerji krizi

0

Avrupa İklim Vakfı’ndan (ECF) Aslı Gemci, Avrupa’da yaşanan enerji krizine dair bir bilgi notu hazırladı.

Gemci, enerji krizi ve artan fiyatlarla ilgili olarak arz/talep dengesizliğindeki büyük ölçekli artışın, doğal gaz fiyatlarının yükselmesiyle sonuçlandığına, yüksek elektrik fiyatlarının; yetersiz yatırım ve kesintiler nedeniyle doğal gaz fiyatının görülmemiş ölçekte artışı sebebiyle yaşandığına, iklim politikalarının mevcut enerji fiyatları üzerindeki etkisinin ihmal edilebilecek kadar sınırlı gerçekleştiğine ve yenilenebilir enerjinin tüketicilerin yaşanan fiyat dalgalanmasından korunmasına yardımcı olduğuna dikkat çekti.

Aslı Gemci’nin derleyip çevirdiği analiz şöyle:

Rekor enerji fiyatları Avrupa’da krize yol açtı

Avrupa genelinde doğal gazın fiyatı, yılın başından beri %850 yükselerek Aralık 2021’de zirveye ulaştı. Ocak ayında önemli bir düşüş yaşayan doğal gaz fiyatı halen yüksek seviyede gerçekleşiyor ve geçen yılın ocak ayına göre dört kat daha yüksek seviyede gerçekleşiyor. Elektrik fiyatları da benzer bir eğilimle, özellikle FransaAlmanya ve İngiltere’de artış gösteriyor. Almanya’da elektrik fiyatları 2021’e göre %500’ün üzerinde arttı. İngiltere’de faaliyet gösteren 23 enerji perakendecisinin iflası, yaklaşık 3,7 milyon müşterinin etkilenmesine yol açtı ve bu durumun vergi mükelleflerine milyarlarca sterlin olarak yansıması olası görünüyor.

Petrol ve doğal gaz endüstrisi, iklim politikalarına ve fosil yakıtların kullanım ömrünü doldurmadan devreden çıkarılmasının yarattığı yatırım baskısına dikkat çekiyor. Diğerleri ise, krizin düşük rüzgâr hızı sebebiyle gerçekleştiğini belirtiyor. Bu açıklamalar ilk bakışta makul görünse de verilerle doğrulanabilecek nitelikte değil. Rüzgâr enerjisi, Avrupa’nın elektrik tedarikinde oldukça önemli rol oynuyor, ancak Avrupa’nın elektrik piyasalarında elektriğin fiyatını belirleyen kaynak halen doğal gaz[1]. Bu nedenle, bugün Avrupa’da yalanan enerji krizinin merkezinde uluslararası doğal gaz piyasalarındaki arz ve talebin karmaşık dinamiği yer alıyor. Yüksek elektrik fiyatları, doğal gaz fiyatının yükselmesiyle oluşuyor.

Yüksek elektrik fiyatları, doğal gaz fiyatının yükselmesinin sonucu

Küresel salgın sonrası ekonominin hızlı ve kaotik şekilde toparlanması, doğal gaz talebini artırdı; ancak, enerji arzı bu hıza ayak uyduramadı. 2021 yılının birkaç ayında, AB’ye gerçekleştirilen ihracatın %60’ını oluşturan ve Rusya ile Norveç’ten karşılanan doğal gaz tedariki, 2015’ten bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşti. Norveç’ten kaynaklanan durum, uzun süreli bakım ve kesintilerden kaynaklandı. Özellikle, Avrupa’nın en büyük doğal gaz sahası olan ve Norveç’te yer alan Toll’da yaşanan uzun süreli kesinti, arzda günlük 27 milyon metreküp azalmayla sonuçlandı. Bu miktar, o sırada AB’nin doğal gaz ithalatının yaklaşık %3’üne denk geliyordu. Marjinal bir kesinti olarak değerlendirilse de bu durum, fiyat artışını etkileyebilecek ölçekte. 2015’den bu yana Norveç’te birçok tesis devreye alındı ve arz keskin şekilde artış gösterdi. Ancak fiyatlar halen yüksek seyrediyor. Bu durum, büyük ölçüde Rus ihracatının düşük seviyesinden kaynaklanıyor ve bazı uzmanların Putin’in jeopolitik oyunlar oynadığından şüphelenmesine yol açıyor.

Gazprom’un sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz tedariki önceki yıllara kıyasla daha düşük gerçekleşiyor. Avrupa’nın doğal gaz fiyatında, Putin‘in Rusya’nın arzı artırıp artırmayacağına ilişkin sinyalleri belirleyici oldu. Bazı uzmanlar, Rusya’nın tutumunun, Almanya’daki piyasa düzenleyicilerin onayını askıya aldığı tartışmalı Nord Stream 2 boru hattından kaynaklandığını tahmin ediyor. Nitekim, ocak ayında Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, IEA) İcra Direktörü Fatih Birol yaptığı açıklamada Rusya’yı fiyatları artırmak üzere Avrupa doğal gaz piyasalarında “yapay daralma” yaratmakla suçladı.

Ancak Avrupa’nın iç dinamikleri, 2021 yılında Rusya’dan gelen arzın düşük olmasının altında yatanları açıklıyor. İlki, yerel depolama tesislerini doldurma ihtiyacının, Rusya’nın doğal gaz kapasitesinin büyük bölümünü pazarın dışında tutması olarak belirtiliyor. Rusya’nın kendi kullanımı için depoladığı doğal gaz, 2021’in başında yaşanan sert ve soğuk kışın ardından büyük ölçüde tükendi. Bu durumu daha da kötüleştiren, doğal gaz üretiminin taleple paralel artışında yaşadığı sıkıntı olarak öne çıkıyor. 2020’de Covid-19 salgını kapsamında vaka sayılarının yüksek seyretmesi sonucu talepte yaşanan önemli düşüş, Rusya’yı üretimini azaltmaya zorladı. Tesislerin tam kapasiteyle devreye girmeleri, tesislerin kompleks mekaniği sebebiyle zaman alıyor.

Boru hattı ithalatında yaşanan düşüş ise sıvılaştırılmış doğal doğal gaz (Liquidified Natural Gas, LNG) talebinin artmasına neden oldu. Bu durum, fiyatlarda çarpıcı artışla sonuçlandı. LNG, doğal gaz piyasalarını küresel hale getirdi. Avrupa, boru hatlarıyla taşınan ve ağırlıklı olarak Rusya’dan ithal edilen doğal gaza bağımlılığını azaltmak üzere LNG’ye yöneldi[2]. 2021’de LNG, AB’nin doğal gaz ithalatının yaklaşık %25’ini karşılıyordu. Küresel pazarın küresel şoklara karşı savunmasız olması sebebiyle, 2021’deki aşırı hava olayları, sınırlı LNG arzında yaşanan rekabeti körükledi. Ocak ayında Kuzeydoğu Asya‘da yaşanan soğuklar, Japonya ve Güney Kore’nin LNG talebini artırdı. Bunun yanı sıra Güney Amerika’da yaşanan kuraklık, hidroelektrik kapasitesini sekteye uğrattı ve Brezilya gibi ülkelerin LNG alımını artırdı. Bunun sonucunda tedarikçiler talebi karşılayamadı. Ekim ayında en az 10 LNG tesisinin çevrimdışı kalması, bakıma girmesi ya da yeterli miktarda doğal gaz depolayamamamasına dikkat çeken[3] Rystad Energy, 2020 yılında küresel LNG arzının %10’unu sağlayan Norveç, Nijerya ve Trindad’ın, 2021’in üçüncü çeyreğinde önemli arz kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalmasıyla, fiyatların daha da yukarı çekildiğini belirtiyor.

2020 yılında Avrupa’nın elektriğinin yaklaşık %20’s doğal gazdan karşılandı ve AB’de yer alan birçok ülkenin enerji portföyünde önemli rol oynadı. Bu durum, yüksek doğal gaz fiyatlarının elektrik fiyatlarını doğrudan etkilemesine yol açıyor. Doğal gaz fiyatlarında yaşanan keskin artış, elektrik fiyatlarına yansıyor (Bkz. Tablo 1). Rusya’dan karşılanan doğal gaz arzının azalması Aralık ayında elektrik fiyatlarında keskin bir artışa neden olurken, LNG tedarikindeki artış yıl sonunda fiyatları aşağıya çekti.

Avrupa’daki karbon, doğal gaz ve elektrik fiyatlarındaki eğilimler, 2021.  Kaynak: Bloomberg, CSIS (Avrupa’daki doğal gaz fiyatı, bu kaynağın Avrupa kıstası olan TTF fiyatlarını ifade ediyor. Elektrik fiyatları için benzer bir kıyaslama bulunmaması sebebiyle bu bilgi notunda Almanya’nın elektrik fiyatı ile kullanılmıştır. )

İklim politikaları, fosil yakıt piyasaları üzerinde önemli maddi etki yaratmadı 

Yüksek elektrik fiyatlarının nedeni karbon vergileri değil. Polonya gibi bazı ülkeler, elektrik fiyatındaki artışın sorumlusunun Avrupa’nın yükselen karbon fiyatı olduğunu dile getiriyor. Ancak yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, karbon fiyatında yaşanan artış, yükselen elektrik fiyatlarının birincil nedenini oluşturmuyor. 2021’in ilk dokuz ayında, elektrik fiyatları karbon piyasasındaki dalgalanmalara paralel şekilde hareket etti. Ancak, doğal gaz fiyatlarının yükselmeye başladığı eylül ayı itibariyle elektrik fiyatları, karbon piyasasındaki dalgalanmadan ziyade değişen doğal gaz fiyatlarından doğrudan etkilendi. AB’de yer alan Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Ajansı’nın (Agency for the Cooperation of Energy Regulators, ACER) yayınladığı rapor da elektrik fiyatlarındaki artışın tartışmasız sorumlusunun doğal gaz olduğunu belirtiyor.

2010’larda petrol ve doğal gaz fiyatlarında yaşanan önemli düşüş, sektöre yapılan yatırımların düşmesine yol açtı. Fosil yakıt yatırımcılarının çevresel ve sosyal yönetişime verdikleri önem giderek artıyor. Bu durum, şirketlerin emisyonlarını azaltmaları için baskı yaratıyor. Ancak bugün yaşanan arz krizinin nedeni bu baskı değil. Arz düşüklüğünün temelinde, enerji fiyatlarında 2014 yılında yaşanan çöküş yatıyor. Başta Suudi Arabistan ve Rusya olmak üzere OPEC‘in üretimini artırması ve ABD’nin kaya gazı üretimi artırması ile özellikle Avrupa ekonomisinin yavaşlamasını takiben talepte yaşanan düşüş, küresel petrol piyasasında önemli arz fazlasıyla sonuçlanmıştı. ABD’de petrol fiyatları Haziran 2014’te kaydedilen varil başına 107 dolar olan zirvesinden yedi ay sonra varil başına 44 dolara gerilemişti. 2014 ve 2016 yılları arasında, enerji fiyat endeksi %67 düştü. Bu durum, Uluslararası Enerji Ajansı’na (International Energy Agency, IEA) göre, geçtiğimiz iki yılda yaklaşık 1,1 trilyon dolardan 800 milyar dolara gerileyen ve COVID-19 salgınına kadar bu seviyede seyreden enerji yatırımlarında ani düşüşe yol açtı. Bu dönemde enerji altyapı yatırımlarının sınırlandırılması, artan elektrik fiyatlarına yol açan arz sıkıntısının temel nedenidir.

Kriz, enerji dönüşümüne yapılan yatırımların artırılması gerektiğini gösteriyor. Temiz enerjiye ve enerji dönüşümü için gerekli altyapıya yapılan yatırım, 2018’den bu yana bir trilyon doların altında gerçekleşti. Geçtiğimiz on yılda güneş enerjisi (%89), onshore rüzgâr (%62) ve batarya (%82) gibi teknolojilerin fiyatlarında yaşanan düşüş, dünyanın her yerinde gerçekleşen bir trilyonluk yatırımın daha fazla kurulu güç inşasıyla sonuçlandı[4]. Bu durumun yansıması olarak, inşa edilen yenilenebilir enerji kurulu gücü 2014’ten bu yana her yıl artış gösterdi. Ancak bu ilerleme yeterli değil. IEA, net sıfır emisyon senaryosunda, fosil yakıt arzını değiştirmek ve artan talebe ayak uydurmak için temiz enerji ve enerji altyapılarına gerçekleştirilen yatırımın her yıl üç kattan fazla gerçekleşmesini öngörüyor ve yatırımın yıllık 3,3 trilyon dolara ulaşması gerektiğini gösteriyor.

Yenilenebilir kaynaklar, enerji krizin çözümleri arasında öne çıkıyor. IEA, etkin yönetilen ve temiz enerji dönüşümünün, tüketicileri enerji fiyatlarındaki dalgalanmalardan korumada önemli rol oynadığını vurguluyor. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air) tarafından geçtiğimiz aylarda yayınlanan analiz, doğal gaz fiyatları yükselirken; güneş, rüzgâr ve diğer temiz enerji kaynaklarının İngiltere’deki tüketicileri 2,3 milyar Euro ek doğal gaz faturasından koruduğunu, bu miktarın AB genelinde 33 milyar Euro’ya ulaştığını öne sürüyor. Bunun yanı sıra, 2021’in dördüncü çeyreğinde doğal gaz fiyatlarının tarihte görülmemiş ölçekte artması, rüzgâr enerjisi üretim çıktısının yıllık %3, güneş enerjisi üretim çıktısının ise %20 artmasıyla, tüketicileri daha yüksek elektrik fiyatları oluşmasından koruyor.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.