COP28Manşet

[COP28] Yeni küresel stok sayımı taslağında fosil yakıtlar var, aşamalı kaldırma yok

0

Dubai’deki son günden bir gün önce COP28 İklim zirvesinde başkanlığın açıkladığı yeni taslak anlaşmaya göre, fosil yakıt üretimi ve tüketimi “bilimsel tavsiyeler” doğrultusunda 2050 yılına kadar azaltılacak .

Başkanlığın uzun zamandır beklenen taslağında, konferansta temel çekişme alanları olan; “aşamalı olarak kaldırma” veya “aşamalı olarak azaltma” terimleri kullanılmıyor.

Ancak ülkelerden fosil yakıt üretimini azaltmalarını talep ediliyor.

Hükümetler bu akşam metni değerlendirmeye davet edildi.

Görüşmelerde gelişmekte olan ülkelere yakın bir kaynak, Guardian‘a bunun işe yarayabilecek bir uzlaşma olduğunu söyledi. Aşamalı olarak kaldırma veya azaltma dili olmamasına rağmen metin, karbon yakalama ve depolamayı kullanmak isteyen ülkeler için bir çıkış maddesi olarak görülen fosil yakıt emisyonlarından ziyade doğrudan fosil yakıt üretimini ele alıyor.

COP28 başkanlığı: İleriye doğru büyük bir adım

Cop28 başkanlık beyanı:

Sultan Al Jaber‘in liderliğindeki COP28 başkanlığı taslakla ilgili açıklamasında memnuniyetini belirtti:

“COP28 başkanlığı olarak başından beri hedeflerimiz konusunda netti. Bu metin bu hedefleri yansıtıyor ve ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. Artık insanlık ve gezegen için en iyisini yapacağına güvendiğimiz tarafların elinde.”

Zirve katılımcılarının metinden memnun olması gerektiğini belirten Başkanlık, “Kimsenin fosil yakıtlarla ilgili bu ifadeyi sindirmek için biraz zaman ayıracağını beklediğini sanmıyoruz. Ve tabii ki metnin üzerinde grupların odaklanmayı seçebileceği başka unsurları da var” dedi. 

Küçük ada devletlerinden sert eleştiri

The Guardian, taslağa karşı eleştirileri derledi:

En sert eleştiri 39 ülkeyi temsil eden Küçük Ada Devletleri İttifakı‘ndan (Aosis) geldi. 

Samoa‘nın doğal kaynaklar ve çevre bakanı Toeolesulusulu Cedric Schuster, zirve başkanı Sultan Al Jaber’in metninin ısınmayı 1,5C ile sınırlama hedefini canlı tutmada başarısız olduğunu ve fosil yakıtlarla ilgili paragrafı “tamamen yetersiz” bulduklarını söyledi:

“Güçlü azaltım sonuçları elde edemezsek, o zaman burası 1,5C’nin öldüğü zirve lacaktır. Ölüm belgelerimizi imzalamayacağız. Fosil yakıtların aşamalı olarak durdurulması konusunda güçlü bir taahhüt içermeyen bir metne imza atamayız. Bu süreç boyunca bize şu soru soruldu: Bu müzakereler 1,5C’yi canlı tutacak güçlü bir sonuç getirmezse tehlikede olan nedir? Tehlikede olanın hayatta kalmamız olduğunu nasıl anlayamazsınız? Bu nedenle müzakerecilerimiz her odada ısınmanın 1,5 derecenin altında kalması yönünde kararlar almak için yorulmadan çabalıyor. Eğer taraflar fosil yakıtların ve fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasına karşı çıkmaya devam ederlerse, durmalı ve bu sürece yönelik kendi taahhütlerini sorgulamalıdırlar.

Büyük emisyon salıcıları, mevcut CO2 emisyonlarının yüzde 90’ından fazlasından sorumlu olan köhne bir endüstriye hizmet etmeye devam ettikçe ve bu giderek artarken, Aosis burada olacak. Halkımızın sadece hayatta kalabileceği değil aynı zamanda gelişebileceği bir gelecek için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü büyük yayıcıların eylemleri sonucunda başka seçeneğimiz kalmıyor.

Size bir kez daha hatırlatıyoruz ki, gelişmekte olan küçük ada devletlerimiz bu iklim krizinin ön saflarında yer alıyor, ancak kârı insanlardan önce önceliklendirmeye devam ederseniz kendi geleceğinizi tehlikeye atıyorsunuz. Tüm müttefiklerimizi çağrımızı desteklemeye ve 1,5 dereceyi koruma konusunda yanımızda olmaya çağırıyoruz.”

‘Sulu mezarlarımıza sessizce gitmeyeceğiz’

Marshall Adaları Cumhuriyeti heyeti başkanı John Silk de taslağı “ölüm fermanı” olarak nitelendirdi:

“Marshall Adaları Cumhuriyeti buraya ölüm fermanımızı imzalamaya gelmedi. Buraya 1,5 için ve bunu başarmanın tek yolu için mücadele etmeye geldik: Fosil yakıtın aşamalı olarak ortadan kaldırılması. Bugün gördüklerimiz kabul edilemez. Sulu mezarlarımıza sessizce gitmeyeceğiz. Ülkemiz ve milyarlarca olmasa da milyonlarca en savunmasız insan ve topluluk için yıkıma yol açacak bir sonucu kabul etmeyeceğiz.”

Mary Robinson: Yeterince iyi değil

The Elders başkanı Mary Robinson da taslağı eleştirdi ve şunları söyledi: 

“Bilimi tanıdığınızı ve ona saygı duyduğunuzu söyleyip, taahhüt ettiğiniz kolektif eylemde bilimin korkunç uyarılarını dikkate almamak yeterince iyi değil.

“IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu‘nun bulgularını ve iklim değişikliğinin neden olduğu hasarı ‘alarm ve ciddi endişeyle’ not edip bilimin önerdiği adımları uygulamaya koymamak yeterince iyi değil.

“Paris Anlaşması’nı yeniden onayladığınızı söylemek ama sonra fosil yakıtın tamamen ortadan kaldırılması konusunda taahhütte bulunmamak yeterince iyi değil.

“Zayıf bir dil kullanmak ya da fosil yakıt endüstrisinin boşluklarının Dubai’de mücadele etmeye kararlı olduğu sorunlara katkıda bulunmaya devam etmesine izin vermek yeterince iyi değil.

“Ulusların bu büyüklükteki bir kriz için gereken kararlılıkla ve gerekli önlemleri almaya hazır bir şekilde derhal müzakere masasına dönmeleri koşuluyla, önümüzde yeterli zaman ve fırsat var. COP28 metninin bu güncel versiyonu son derece yetersiz.”

E3G: ABD’nin eli ve etkisi görülüyor

Bağımsız iklim değişikliği düşünce kuruluşu E3G‘nin uluslararası iklim politikası üzerinde çalışan kıdemli ortağı Catherine Abreu da metne mesafeli yaklaştı:

“Gelişmekte olan ülkelerin ve sivil toplumun ısrar ettiği katı enerji geçiş paketi yerine, sulandırılmış bir uzlaşma menüsüne sahibiz… ancak fosil yakıt metninde adalet ve eşitlik üzerine bir dil görmek güzel. Burada ABD‘nin etkisini kabul etmemiz gerekiyor. ABD, Glasgow’da mutabakata varılan ve Mısır‘da tekrarlanan dilin geliştirilmesi ihtiyacını sürekli olarak vurguladı ve gerçekten de kömürün aşamalı olarak sona erdirilmesi konusunda, yeni kömür kullanılmaması da dahil olmak üzere, daha güçlü bir dil görüyoruz. Diğer fosil yakıtlara (gaz ve petrol) ilişkin dil önemli ölçüde zayıflamışken, tahmin edin dünyada gaz ve petrole yönelik en büyük genişleme planı kimin elinde? Birleşik Devletler. Ayrıca, yetersiz dağıtım sağlayan ve yakalanan karbonun öncelikli olarak petrol ve gaz çıkarmak için kullanıldığı azaltım teknolojilerini, işe yaradığını bildiğimiz yenilenebilir teknolojilerle aynı kefeye koyan bir paragrafımız da var. Burada ABD’nin elini ve etkisini görüyorum.”

Bilim insanları: Hayal kırıklığı

Endişeli Bilim İnsanları Birliği’nden Dr. Rachel Cleetus da olumsuz görüş bildirdi:

“Açıkça söylemek gerekirse, bütün gün görmeyi beklediğimiz enerji paketine ilişkin metin son derece hayal kırıklığı yaratıyor, kaygı verici ve dünya çapındaki insanların hak ettiği hırsın yakınından bile geçmiyor. Pek çok liderin yaptığı gibi bilime başvurmak, onu gerçekten yansıtan bir dil ortaya koyma konusunda ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu taslak, listelenen tüm eylemleri ülkeler için isteğe bağlı kılan, en üstte büyük bir ‘yapabilir’ niteleyicisi ile birlikte geliyor. Özellikle bu kritik on yılda, anlamlı zaman çizelgelerinin eksikliği de dahil olmak üzere, göze çarpan boşluklarla dolu bir eylem listesi var. Bilim inkar edilemez ve dünyanın dört bir yanındaki insanların net bir talebi var: Fosil yakıt çağının artık aşamalı olarak sona erdirilmesi gerekiyor. En son GST metni, dünya liderlerinin, insanlar ve gezegen için yaşanabilir bir geleceği korumayı tercih etmek yerine fosil yakıt endüstrisinin ve petrodevletlerin olumsuz etkilerine boyun eğdiklerine dair kanıtlarla dolu. Bu son saatlerde, dünya liderlerini buraya güvence altına almak için geldiğimiz gerçek eylemi gerçekleştirmeye çağırıyoruz.”

İklim aktivistleri: Gerileme

Climate Action Network International küresel siyasi strateji başkanı Harjeet Singh, metnin önceki versiyonlara göre önemli bir gerilemeyi temsil ettiğini söyledi:

“Şaşırtıcı bir şekilde, fosil yakıtların aşamalı olarak durdurulması konusundaki açık ifadeyi bir kenara bırakarak, bunun yerine 2050 yılına kadar ‘hem tüketimi hem de üretimi azaltma’ yönünde belirsiz bir taahhütte bulunmayı tercih etti. Bu, fosil yakıt endüstrisinin lobicilik gücünün açık bir göstergesidir ve fosil yakıtların kullanımının uzatılması yönünde küresel politikaları etkilemektedir. COP28’den kararlı ve güçlü bir direktif yayınlamayı başaramazsak, 1,5 santigrat derecelik kritik ısınma eşiğini geçmenin eşiğinde kalırız. Böyle bir senaryo, en savunmasız toplulukları orantısız bir şekilde etkileyerek küresel çapta yıkıcı sonuçlara yol açacaktır.”

Köpek yemeği!

Greenpeace’in COP28 heyeti başkanı Kaisa Kosonen de “Bu bir köpeğin yemeği” dedi.

” COP28’den anladığımız tek şey buysa, bu konferans bir başarısızlıktı demektir. Bilime uygun davranmak her istediğini yapabileceğin anlamına gelmiyor. Fosil yakıtları aşamalı olarak ortadan kaldırmak artık bir seçim değil!

Metinde ülkelerin enerji geçişini hızlandırmak için yapmayı veya yapmamayı seçebilecekleri bir menü var. 2050 yılı civarında net sıfıra ulaşmak için fosil yakıtların hem tüketimini hem de üretimini azaltmak da söz konusu olsa da, bu, ülkelerin harekete geçebileceği veya geçemeyeceği birçok seçenekten yalnızca biri.

Bu, son birkaç haftadır tanık olduğumuz tarihi ivmeyi yansıtmıyor. Bu yazı, dünyadaki acil eyleme en çok ihtiyaç duyan insanlar, topluluklar ve tüm yaşam için değil, fosil yakıt endüstrisinin yararına yazılmıştır.

Aksine  hepimiz için güvenli, adil ve eşitlikçi bir gelecek sağlamak yerine petrol, gaz ve kömür endüstrilerine fayda sağlayacak bir dizi yanlış çözüme kapıyı açık bırakıyor.”

More in COP28

You may also like

Comments

Comments are closed.