Süreci bitirmek, nasıl yani? – Orhan Esen

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. AKP ve CHP ile her türlü ilişkide öne sürdükleri nev-i şahsına münhasır kırmızı çizgi bu. 17/25 meselesi artık pek de kırmızı çizgiden sayılmaz, bir tür ulusal konsensüse dönüşme yolunda. Muhalefet anlaşıyor burda, AKPnin ağır abileri de renk verdiğine göre, biraz özgürleşebilse AKP çoğunluğunun da mırın kırın etmeyeceği düşünülebilir. Ama süreç meselesi, işte o başka. Belli ki orda daha siyasi rant görüyor MHP. Şahidi de var: Bizzat Erdoğan. Seçim kampanyasını bu motif üzerine inşa etmedi mi ? Demek ki “seçmenin teveccühüne mazhar olmak için süreç karşıtlığı prim yapar” fikri kafada sağlam duruyor, bir tür temel varsayım. Ilk bakışta bu hesapta haksız olduklarını söylemek güç.

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Halihazırda stratejileri, susmak ve lafın gerisini getirmemek üzerine kurulu. Dileyen dilediğini anlamakta özgür. Olası siyasal rantın alanı tam da bu muğlaklık. Oysa, tam da şimdi, hükümet işlerini konuşuyoruz, icraatten bahsediyoruz. Süreci bitirmek nasıl bir çalışma programına tekabül eder ? Siyasetin yapması gereken, ve nedense yapmadığı şey şu: ‘Süreci bitirmek’ ten somutta ne anladğını MHPye ısrarla sormak. Lafı biraz açmalarını bir “icraat programı” olarak kamuoyu karşısında açıkça dillendirmeleri ve detaylandırmaları ısrarla talep edilmeli.

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Mesela yeni bir faili meçhuller dönemine mi girmemiz öngörülüyor ? Olabilir diyelim, işadamı listeleri hazır mı ? Fizibilitesi yapıldı mı ? Kaç kişi mertebesinde ? Kaç faili meçhulle bir süreç durdurulur ? Düşünülen yöntem  gerçekten etkili midir ?  Yoksa kahveler mi taranacak – Keşifleri yapıldı mı kimler takılır, etki yaratır mı süreç üstünde gerçekten ? Ya da yeniden köy yakmalar mı icraat gündemine alınacak ? Diyelim, bunu yaparken önümüzdeki 12 ay içinde hanelere kaç şehit cenazesi gelmesini planlandı ? Sinirleri epey sağlamlamış bir Kürt hareketi duruyor orda. Gelir mi hala bu oltalara ? Gerçekçi mi planlar ? Hiçbiri değil, daha yaratıcı fikirler mi var kafada ? Bilelim.

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Madem ki seçmene vaat bu, ‘süreci bitirmek’ işinin somutta nasıl bir programla uygulanacağı konusunda seçmenin bilgilenmesi gerekmez mi ? AKP ve CHP kurmaylarının MHP ile koalisyon kurmak konusunda farklı saiklerle çıkarı var, bu malum. Ama her ikisi de ilk iş, bu kırmızı çizgiye tosluyor. AKP ve CHP kurmaylarının ısrarla bu soruyu gündemde tutması gerekir. Madem koalisyon kuracağız, anlaşmamız lazım. Bu iş, kırmızı çizgi olduğuna göre ne yapacağız ?

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Muallakta bırakmak, soyut milliyetçilik etmek kolay. Milliyetçi seçmene “hadi gari gelin, savaşa gidiyoruz yine, verin çocukları” lafını dolandırmadan etmek isterler miydi ? En milliyetçi seçmen dahi, durup dururken hele karşılarında kendileri ile savaşan kimse yokken, ölmekten öldürmekten yana olmasa gerek. Ondan bu talepte bulunabilecekler mi ? ‘Bana oyunu oğlunu savaşa sürmem için vermiştin, hadi gel şimdi’ cümlesini kurabilecekler mi ?

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Bunun içeriği, savaşı yeniden başlatmak değilse, bir barış süreci nasıl bitirilir ? Eskiden hadi diyelim sınırlar konusunda net olmayan bunu muallakta bırakan bir kürt hareketi olmuş olsun. Şimdi ise Türkiyelileşme stratejisini güçlü bir beyandan toplum nezdinde kabul görmüş bir fiiliyata dökmüş bir hareket var önümüzde. Savaşmayacağım diyor. Tek başınıza nasıl bitiriyorsunuz bu barışı, merak ettik de, … diye kavl bildirmeyecek mi bir CHPlinin, bir AKPlinin kulu ?

MHP nin ‘süreci bitirmek’le ne kastettiğini anlayan varsa beri gelsin. Önümüzde birkaç tane meclis aritmetiği duruyor. İlki hükümet aritmetiği, ve çok değişkenli, nasıl bir şey çıkacağını kestirmek epey zor. İkincisi anayasa aritmetiği, geniş ölçüde hükümet aritmetiğinden beslenecek. Üçüncüsü ise, seçmenin ilahi adaleti sonucu seksene seksen tecelli etti. Her ne hükümet çıkarsa çıksın, barışın aritmetiği orda, sabit: seksene seksen. Seçmen, sizleri barışın aritmetiğine kilitledim buyrun konuşun dedi. MHPnin bu yasama döneminde, hükümet işinden bağımsız, bu noktaya gelmesi gerekiyor. Yıllarca örgütçe olmasa bile anlayışça en ön safta savaştılar, öyle ise kalıcı barışın da ana muhatabı  kendileri. Bir ezberden başka bir şey olmayan kırmızı çizgileri ile kendi kendilerini  hapsettikleri istemezükçü köşeden bir onurlu çıkış yolu bulabilecekler mi ?

MHP her iki aritmetiğin de kilit pozisyonunda duruyor. Bunun hangi tarihi ana denk düştüğünü idrak etmek için yeterli birikime sahip kadrolar ellerinde. Onların bu noktada liderliklerini göstermesi zorunlu. MHPnin tarihi rolünü idrak edemeyip ipe un sermesini, tıkaç rolüne soyunmasını, bu olgunluk seviyesine gelmiş seçmen dört yıl sonra görmezden gelmeyecektir.

 

Orhan Esen

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Moda dünyası çocuk istismarı üzerinde yükseliyor

Çocuk işçiliğinin bu kadar yaygın olmasının temel sebebi, denetimsizliğin getirdiği sömürü kolaylığı. Lüks markalar için ise 'bakmazsan görmezsin' kuralının işlediği bir sır değil. 

Konut ve barınma: Engels’e göre konut sorunu

Konut ve barınma sorununa bakarken, bu defa temel bir kaynakla; Engels'in yaklaşık 150 yıl önce yazdığı 'Konuk Sorunu' broşürüyle başlamak ilginç olabilir.

Gıda ve kent

Tüm dünyada taze gıdaya erişmekte en önemli sorun aradaki kademeler veya tekeller. Türkiye'de ise ek olarak tarımsal üreticiler ve tüketciler çok güçsüz ve örgütsüz. 

Bangladeş’te iklim krizi ve hak arayışları giyim endüstrisini endişelendiriyor

Bangladeş gibi ülkelerin hem yoksulluk ve sömürü hem de iklim krizinin aşırı sonuçlarıyla mücadele ediyor olması ikisinin de sebebinin aynı olmasından kaynaklanıyor.

90 dakika

Belediyeler aradıkları finansman kaynağını vatandaşlara ödetme dışında seçenekler yaratabilir. Ücretsiz kamusal ulaşıma geçişe kadar aktarmalı kent içi yolculuklar bunlardan biri olabilir.

EN ÇOK OKUNANLAR