KadınManşet

Su testisi değil İnsan hayatı

0

Hıncal Uluç, Defne Joy’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında açılan davayı kaybetti ve tazminat ödemeye mahkum oldu. Uçan Süpürge sitesinden Selen Doğan‘ın haberini aynen alıntılıyoruz.

Uluç’un nefret söylemiyle ayaklanan bir avuç yurttaş ‘Defne Devrimi’ni başlatmıştı. Medyanın köşe başlarını tutmuş erkeklerin artık koltuklarını etlerinden kazımaları gerekiyor. Onlar orada atıp tutmaya devam ettikçe, sektörde iyi bir şeyler yapmaya çalışan, hakkaniyeti önceleyen ve o lanet dili dönüştürmeye gönüllü gazeteciler de iyice görünmez olacak.

Televizyon yıldızı Defne Joy Foster’ın ölümünün ardından yazdığı çirkin yazılardan dolayı yargılanan Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç davayı kaybetti ve tazminata mahkum oldu.

Geçen şubat ayında İstanbul Kadıköy’de bir arkadaşının evinde ölen Defne Joy Foster’ın ardından medyada tartışmalar başlamış, kesin ölüm nedeni anlaşılmadan önce de Foster hakkında yağmalayıcı yorumlar yapılmıştı. Medyada kadınlara karşı ayrımcı ve cinsiyetçi dilin daimi temsilcilerinden Hıncal Uluç, Sabah’taki köşesinde Defne Joy Foster hakkında “Su testisi su yolunda kırılır” diye yazmış ve aklı başında olan herkesin tepkisini almıştı.

Üzüntülü aile, ileri geri konuşma hakkını nereden aldığını anlayamadığı Uluç hakkında 100 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı. Dava sonuçlandı; Hıncal Uluç sorumsuzca sarf ettiği sözler için tazminat ödeyecek.

Defne Joy Foster’ın erken ölümünün ardından çıkan haberler medya dünyasında faydalı girişimlere de sebep oldu. Kadınların yaşamları, bedenleri, seçimleri nedeniyle veya sadece kadın oldukları için maruz bırakıldıkları ayrımcılık ve şiddetin en göz önündeki taşıyıcısı, medya sektörü. Gazete haberinden reklama, tv dizisinden ‘reality show’a kadar kadınları ikincilleştiren, aşağılayan, yok sayan, yok eden veya birbiriyle yarıştıran, eril kurallarla rekabet ettiren egemen medya sisteminin ilk hedefinde kadınlar var.

Joy Foster’ın ölümünden sonra gazeteci Vivet Kanetti’nin öncülüğünde başlatılan ‘Defne Devrimi’ medyanın hak ve özgürlükleri düşüncesizce ve haksızca öğüten değirmenlerine bir meydan okumaydı. Devrim beklemek pek gerçekçi olmasa da, hiç değilse medyanın köşe başlarını tutmuş erkeklerin artık koltuklarını etlerinden kazımaları gerekiyor. Onlar orada atıp tutmaya devam ettikçe, sektörde iyi bir şeyler yapmaya çalışan, hakkaniyeti önceleyen ve o lanet dili dönüştürmeye gönüllü gazeteciler de iyice görünmez olacak.

Defne Devrimi’nin manifestosunu hatırlayalım:

BAŞKA BİR MEDYA HAKKIMIZ

Her şey değişirken, niçin basın kıpırdamıyor? Niçin hep aynı infazları, ezberleri, dil tiklerini, aşağılamaları, kavram yoksunluğunu ve bir modernist feodalizmi inatla her nesilde önümüze sürüyor? Niçin demokratikleşemiyor? Basın, toplumun ve dünyanın hep gerisinde, bizleri hırpalama hakkını kimden ve nereden alıyor? Sosyal medya, her yerde olduğu gibi, ülkemizde de bir oksijen penceresi açtı ve farklı ufuklardan kişilere birlikte düşünüp hareket etme imkânı tanıdı. Bu kişi ve gruplar, Defne Joy Foster’ın ölümü ardından basında ayyuka çıkan erkek egemen, duyarlıksız, bireye saygısız söylemin bardağı taşıran son damla olduğu kanısındalar. Dipten yükselen bir arzu ve bilinçle, gazeteleri, televizyonları açtığımızda artık şunları duymak, görmek istemediğimize eminiz:

“Nataşalar… Hürremler…”
“Sen gay misin, normal mi?”
“Bu da tekneyle gelen arkadaşlardan mı?”
“Dink dank etmedi mi?”
“Mayın demokrasiyse, yumruk niye faşizm?”
“Türbanlılar Papermoon’da”
“Tekvandoda misyoner tuzağı”
“Bir kadına ofsaytı anlatmak…”
“Ermeni kırması Kürtçü”
“Su testisi su yolunda kırılır!”
“Hayattan elendi”
“Hastalığa karşı verdiği mücadelede yenik düştü”
“Erkeklerin gözdesiydi, şimdi o da yaşlandı!”
“Selülitlerini gizlemek için verdiği mücadeleyi kaybetti”

Hayatın hiçbir alanını boş bırakmayan bu hoyrat dile son! Özel hayatlara saygının hiçe sayılmasına son! Gazete köşelerinin yüzde doksanının erkeklerce işgal edilmesine son! Kadınların Pygmalionlarca belirlenmiş rollere sıkıştırılmasına son! Medyadaki tüm ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik ve ırkçı yaklaşımlar ortadan kalksın; değişime ayak uydurmak istemeyenler çekilsin! Bir haftadır bu taleplerimize Defne Devrimi adını veriyor, tweetlerimizin sonuna #defnejoy yazıyoruz. Sayımız şimdiden binlere ulaştı. İmzalarımızla daha da çoğalabiliriz.

Başka bir medya hakkımız, bu hakkı birlikte alacağız!

(Uçan Süpürge)

 

 

More in Kadın

You may also like

Comments

Comments are closed.