EkolojiManşetSağlıkTürkiye

Dilovası’nda ‘asbest’ten bihaber yol çalışması: Derhal durdurulmalı

0
Fotoğraf: TBS

Dilovası‘nda yeni yol yapım projesi için çalışan inşaat işçileri, yerel halkın ‘İzocam Tepesi’ olarak adlandırdığı 12 bin metrekareye yayılan, kanuna aykırı bir şekilde alana terk edilmiş tonlarca yalıtım malzemesi ile tehlikeli asbest içeren alanda, risklerden ve asbetten habersiz bir şekilde çalışıyor.

The Black Sea‘den Dilan Pamuk ve Vedat Örüç‘ün haberine göre; Toksik Vadi projesi kapsamında 2019’da ortaya çıkarılan bu tehlikeli tepede numune alınarak yapılan çalışmalar, şimdi işçilerin çalıştığı alanda büyük miktarlarda yalıtım malzemesi olarak kullanılan cam yünü bulunduğunu göstermişti.

Cam yünü, binalarda izolasyon malzemesi olarak kullanılan, silis kumunun formaldehit-fenol bağlayıcılarla çok yüksek sıcaklıkta eritilmesiyle elde edilen tahriş edici bir madde. Testlerle birlikte, bu atığa yer yer krosidolit, krizotil ve amosit olmak üzere üç tür asbest içeren elyaflı çimento karıştığı da ortaya çıkmıştı.

Fotoğraf: Vedat Örüç/TBS

Yasadışı atık sahasının kaynağına ilişkin kanıtlar, Türkiye’nin ilk cam yünü yalıtım malzemeleri üreticisi ve 1965’te Dilovası’nda fabrika açan ilk şirketlerden biri olan İzocam’a işaret ediyor.

İzocam bugün Fransız Saint-Gobain ve Kuveytli Alghanim Industries şirketlerine ait. Eski çalışanlar ve yöre halkı, şirketin fabrika atıklarını 1980’lerde düzenli olarak kasabanın tepelerine döktüğünü belirtiyor.

Taşeron firma Menga İnşaat‘ın çalışanları, işle ilgili herhangi bir tehlikeden haberdar olmadıklarını ve kendilerine herhangi bir özel ekipman verilmediğini söyledi.

Bir iş makinesi operatörü “Burası hakkında hiçbir bilgim yok. Sadece buranın eskiden çöp döküm alanı olduğunu biliyordum ama üstlerimiz riskli bir alan olduğu konusunda bizi hiç uyarmadı,” dedi ve ekledi:

“Haftalardır burada çalışıyoruz; umarım bir sıkıntı yaşamayız. Zaten çıkardığımız toprağı da yamaçtan aşağı döküyoruz, sorun olsaydı müdahale ederlerdi herhalde.”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tepenin zararlı yalıtım atıkları ve asbest içerdiğini yıllardır bildiği halde, en akıl almaz adımı attı; tepeyi kazmaya başladı.

‘Derhal durdurulmalı’

Uzmanlar, akciğerlerdeki tek bir mikroskobik lifin ölümcül olabileceğini, bu nedenle de asbestin havaya salınmasının tehlikeyi en yüksek boyuta taşıdığını, solunduğu takdirde akciğer zarı kanseri olarak da bilinen mezotelyoma ve diğer kanserlere neden olabileceğini ifade ediyor.

Asbeste maruz kalmanın sonuçlarının ortaya çıkması ise genelde onlarca yıl sürüyor ve tedavisi bulunmuyor. Bu nedenle asbest bertarafı yasalarla sıkı bir şekilde düzenleniyor. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Prof. Dr. Yücel Demiral, yapılan inşaatın “tehlikeli” olduğunu ve derhal durdurulması gerektiğini belirtiyor.

Mevcut çalışma şartları yalnızca işçiler için değil onların etkileşime girdiği herkes için de ciddi bir risk teşkil edebiliyor. Demiral, “İşçiler asbesti kıyafetleriyle evlerine taşıyabilirler,” diyor.

Durumla ilgili olarak Menga İnşaat sorulara yanıt vermiyor. Ancak bölge sakinleri sahadaki çalışmaların hız kesmeden sürdüğünü doğruluyor. Bölgede zaman geçirdikten sonra kızarıklık ve nefes alma sorunlarından muzdarip olan yöre halkı, öteden beri tepe konusunda temkinli davranıyor.  Çobanlar, sürülerinin bu bölgenin yakınında dolaştığında hayvanların hastalandığını ya da ayaklarında tahriş ve enfeksiyon oluştuğunu bildiriyor.

Mart ayında, tepenin bulunduğu bölgede onlarca yıldır yaşayan üç çocuk babası Ahmet Durmaz, kaçak atık sahasının zaman içinde oluştuğunu ve yerleşim alanının önüne kadar genişlediğini ifade ediyor.

Ağaçların tümü kurudu

Saint-Gobain’in medya ilişkileri yöneticisi Laure Bencheikh gönderdiği e-postada “İzocam tarafından üretilen cam yünü ürünlerin asbest içermediğini ve hiçbir zaman da içermemiş olduğunu” ve şirketin sadece izin verilen atık sahalarını kullandığını söyleyerek beş yıl öncekine benzer açıklamalarını tekrar etti.

İzocam Tepesi hiçbir zaman resmi izin verilmiş bir atık sahası değildi.  Şirket, büyük miktarlarda cam yünü ve taş yünü ile asbestin kaynağı olan atermitin – fiber çimento çatı kaplaması – nasıl oraya ulaştığına veya İzocam atığı olmadığından nasıl emin olduklarına dair bir açıklama yapmadı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yıllar boyunca sorunu büyük ölçüde görmezden geldi. En az bir defa alanın üzerini toprakla örtmeye ve ağaç dikmeye çalıştı, ancak bu ağaçların tümü kurudu.

Dilovası Ekoloji ve Sağlık Derneği (EKOSDER) Başkanı İsmail Sami, “Orada asbest olduğunu The Black Sea haber yapana kadar bilmiyorlardı, haberden sonra mevzuyla alakalı gündem oluştu,” diyor.

Sami, konuyu Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanıyla da görüşmüş. Ancak Daire, materyali gerekli şekilde bertaraf ederek alanı rehabilite etmeye yönelik herhangi bir adım atılmasıyla asbestin Dilovası’nın üstüne yayılarak daha ciddi bir sorun ortaya çıkacağından endişe duyulduğunu ifade etmiş.

Sami, “Bu görüşme sadece bir kere olmadı, defalarca oldu,” diye ekliyor. “Hatta bir halk sağlığı uzmanı da belediyeye geldi, belediye başkanıyla bu konuyu görüştü.” Sonrasında daire başkanı görevden ayrıldığında ise konu bir daha konuşulmamış. “Mesele o ara sümenaltı oldu.”

‘Cezai yaptırımlar söz konusu olabilir’

Çevre Mühendisi Utku Fırat, The Black Sea’ye verdiği demeçte, yasalara göre Kocaeli’nin ilgili departmanına veya Çevre Şehircilik Bakanlığı’na tek bir şikâyette bulunulması durumunda devletin inceleme başlatması ve tehlikeyi ortadan kaldırması gerektiğini dile getirdi.

Fırat aynı zamanda “çevrenin taksirle kirletilmesi” nedeniyle cezai yaptırımların da söz konusu olabileceğini belirtiyor. “Çevre Bakanlığı ile savcılık atık sahasını incelemek için birlikte çalışma yürütmeli. Sorumluların belirlenmesi sonrasında cezai yaptırımlar uygulanabilir.”

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.