Pazartesi günü 10 ilde büyük tahribata yol açan Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybı, resmi rakamlara göre saat 15.55 itibarıyla 29 bin 605’e yükseldi.
Sağlık Afet ve Koordinasyon Merkezi‘nin (SAKOM) verilerini aktaran Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada yaralı sayısına yer verilmezken, 7,7 büyüklüğündeki Pazarcık depreminin ardından an itibarıyla toplam 2 bin 412 deprem meydana geldiği belirtildi.
Afetten etkilenen bölgedeki 147 bin 934 kişi diğer illere tahliye edilirken, Kızılayve STK’lar tarafından bölgeye 319 seyyar/mobil mutfak, 86 ikram aracı, 33 seyyar/mobil fırın ve 83 Banyo/Çamaşır ünitesi sevk ediyor. Depremzedelere çorba, sıcak yemek, kumanya, ikramlık malzeme ve içecek dağıtılıyor.
Yürütülen çalışmalarda an itibarıyla 233 bin 320 personel ile 12 bin 322 araç ve iş makinası görev yapıyor. Diğer ülkelerden yardım için gelen 9 bin 369 personel ve psikososyal destek hizmetleri için de 2 bin 552 personel ve 384 araç, afet bölgesine sevk ediliyor.
Maraş merkezli iki büyük deprem, 10 ili birden etkiledi ve büyük yıkıma neden oldu. Depremden en çok etkilenen bölgelerin başında ise Antakya, Defne gibi Hatay‘ın merkez ilçeleri ve İskenderun oldu.
İskenderun’da yıkılan devlet hastanesinin enkazı altında çok sayıda hasta ve refakatçi can verdi.
Yeşiller Partisi kurucularından ve Alternatif Medya İletişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Danış‘ın hayat arkadaşı ve kızı Nazlı Danış‘ın annesi Tülin Danış ile anneannesi Keriman Garbioğlu da İskenderun Devlet Hastanesi‘nde yıkılan yoğun bakım bölümünde yaşamlarını yitirdi.
Çok üzgün ve öfkeliyiz… Basiretsizliğin neden olduğu felaketi asla unutmayacağız! https://t.co/my9t7ald5Z
Partinin eş sözcüsü Koray Doğan Urbarlı, hastaneye 11 yıl önce ‘depreme dayanıksız’ raporu verildiğini hatırlatarak, “Devletin %100 sorumluluğu olan bir binada hayatını kaybetti arkadaşlarımızın en yakınları. Hesabını soracağız!” dedi.
11 yıl önce ‘depreme dayanıksız’ raporu verilen bir yerde, devletin %100 sorumluluğu olan bir binada hayatını kaybetti arkadaşlarımızın en yakınları. Hesabını soracağız! https://t.co/4AZS3nhzQQ
Tülin Danış ve Keriman Darbioğlu’nun beş gün boyunca enkazdan çıkarılamayan cenazeleri, 13 Şubat Pazartesi günü, Zincirlikuyu Camii’nden ikindi namazı sonrası kaldırıp Kilyos’a defnedilecek.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ankara’da deprem bölgesindeki faaliyetlere ilişkin yaptığı açıklamada, eğitim öğretimin depremden etkilenen 10 ilde 1 Mart’a kadar ertelendiğini, diğer illerde ise 20 Şubat’tan itibaren devam edeceğini belirtti.
Bakan Özer, “(Kahramanmaraş merkezli depremin etkilediği) 10 ilimizde, ihtiyaç olan yerlerde ikili öğretime geçeceğiz, kapasiteyi maksimum ve verimli kullanacağız” dedi.
Söz konusu 10 ildeki eğitim öğretim faaliyetlerinin durumunun 1 Mart’ta yeniden değerlendirileceğini aktaran Özer, 71 ilde eğitim ve öğretimin 20 Şubat itibarıyla başlayacağını ifade etti.
Özer, bu illerde tekrar bir uzatma olmayacağını açıkladı.
Özel okullarda kapasite artırımı
Bakan Özer, depremin etkili olduğu 10 ilde velilerin çocuklarını diğer illere nakil edebileceğini, 71 ilde okul kapasitelerinin artırılması için çalışmalar yapıldığını belirtti:
“Diğer illerdeki okul kapasitelerini artırmak için çalışıyoruz. Özel öğretim kurumları ile görüşme yaptık. Bu kurumlardaki yüzde üçlük kapasiteyi yüzde 10’a çıkardık.”
Özer, “10 ilimizde, ihtiyaç olan yerlerde ikili öğretime geçeceğiz, kapasiteyi maksimum ve verimli kullanacağız” diye ekledi.
Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki ardışık depremler, 1o ilde ağır yıkıma neden oldu. Afetin yedinci gününde bir yandan arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, bir yandan da evlerini kaybeden halk soğuk kış koşullarında kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Soğuk ve kış koşulları, şehirlerarası yardım trafiğini engellerken, durumdan en çok etkilenen yerler arasında köyler ve kırsal yerleşimler yer alıyor. Birçok köy yolu kar ve tipi nedeniyle kapalı ve bunları açmaya yönelik çalışmalar yetersiz kalıyor. Öyle ki bazı bölgelerde halk, yiyecek ekmek dahi bulamıyor.
Yıkımın sarsıcı boyutlara ulaştığı illerden biri olan Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı AksarayMahallesi‘nden ulaştığımız Yalçın Solak, Yeşil Gazete‘ye yaptığı açıklamada Akçadağ YayılımlıKöyü’ne giden yolların kar nedeniyle kapalı olduğunu ve üç gündür çalışmaların devam ettiğini belirtiyor.
Fotoğraf: Yalçın Solak
Yolların bugün (12 Şubat’ta) açıldığını aktaran Solak, tipi nedeniyle yolların tekrar kapanma ihtimali olduğunu dile getirerek, bir an önce köye gıda çadır su battaniye ısıtıcı ve mutfak tüpü ulaştırılması gerektiğini anlatıyor.
Depremin meydana geldiği gün kar sorunu yaşanmadığını ve bu nedenle şehirde evini kaybedenlerin de köye geldiğini ancak sonrasında kar kalınlığının bir metreye ulaştığını ifade eden Solak, köylere yeterli yardımların ulaşmadığının altını çiziyor.
Fotoğraf: Yalçın Solak
Köye yardım ulaştırmak için Akçadağ ilçesinin merkezinde devlet tarafından ulaştırılan yardımlarda köydeki insanlara yetecek kadar malzemenin kendilerine verilmediğini belirten Solak, “Yardım sırasında verilenler çok sınırlı. Kaymakam Bey başında duruyor, liste elinde. Bize büyük araçla gelin diyor. Pikapla geliyoruz, bize vereceği en fazla bir palet malzeme” diyor:
“Burada insanlar ciddi şekilde mağdur, herkes kapıda. Burada (yardım dağıtım merkezinde) elini bir şeye atmak bile yasak, sanki gelen malzemeyi insanlar yemeyecek de illa dağılacak gibi.”
Fotoğraf: Yalçın Solak
Yol çalışmalarının yol çalışmalarının kısıtlı ve yetersiz olduğuna dikkat çeken Solak, şunları söylüyor:
“Yolları açık olmayan köylerin yollarını çok kısıtlı şekilde; cenaze ve acil hasta olacak biçimde açıyorlar. Diğer kısımları yine açmıyorlar. Şu anda Akçadağ, Yayılımlı, Bayramuşağı, Körsüleyman, Sakalıuzun köylerinin yolları çok az derecede açık. Kar yaklaşık 50 santimetre. İnsanlara hâlâ ekmek gitmemiş, arayıp duruyorlar.”
Fotoğraf: Yalçın Solak
‘Çok acil gıdaya ihtiyacımız var’
Solak, sivil toplum kuruluşlarından ve belediyelerden gelen yardımların devletin sağladıklarından daha fazla olduğunu kaydediyor. Gelen yardımlarda gıda malzemeleri de yetersiz kalmış:
“Sivil toplum kuruluşlarından gelen yardım, inanın devletin yardımının daha da üzerinde şu an. Belediyeler devletten daha iyi gönderiyor şu anda. Devletin yardımı sınırlı, çok ciddi şekilde. Çadırı geçtik, biz dün kuru gıda malzemesi istiyoruz dedik herkese. Kuru gıda gelmiyor. Su, peçete ve kıyafet geliyor. Bayağı çoğaldı zaten; artık onlar sınırını aştı. Bize gıda lazım. Çok acil gıda lazım.”
Fotoğraf: Yalçın Solak
Solak’ın anlattığına göre, çadır dağıtımı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından koordine ediliyor. Çadır kentler de bu nedenle Malatya’nın merkez ilçesinde oluşturuluyor: “İnsanların hepsi köylere kaçtı, parası olmayan fakir kesim. Parası olanlar da güneye ve doğuya kaçtı. Hatta İstanbul tarafına, batıya giden çok arkadaşlarımız da oldu. Merkezde sadece Suriyeliler kaldı.”
‘Ekmek dahi yok’
Doğanşehir’in merkezine birçok yardım yönlendirildiğini aktaran Solak, “Doğanşehir merkezinin zaten birçoğu yıkıldı. Yine de kırsal köylere yardım gitmiyor” diyor: “Mesela Şağoklu, Dedeyazı, Dedeköy, Suçatı köylerine yola çok yakın güzergahta olmasına rağmen hala yardım gitmedi; az önce aradılar. Akçadağ Sahilköy de yola yakın bir köy hâlâ oraya da yardım gitmedi. STK, parti, devlet, hiç kimse yardım götürmedi. Ekmek dahi yok.”
Fotoğraf: Yalçın Solak
Malatya’nın kırsal bölgelerinde en temel ihtiyaçlar, kuru gıda malzemeleri, çadır ve konteyner. Depremin yedinci gününde merkezindeki yardımlar bir ölçüde düzene oturmuş ve artık binalarda hasar tespit çalışmaları yapılmaya başlanmış olsa da insanların kırsal bölgelere, özellikle de Akçadağ’ın ova ve dağ köylerine dağılması, yardım ulaşmasını da zorlaştırıyor:
Malatya’nın en ağır hasar alan yerleri Doğanşehir, Akçadağ ve Erkenek’in bir kısmı. Malatya’nın diğer ilçelerinin çoğu hafif hasarlı olarak geçiyor. Onun için yardımları da oralara yönlendirmiyoruz. Biz üç ilçede de hangi yer acilse şu an oraya yardımları yönlendiriyoruz. Halkın gıdası çok az. Gelen yardımlarda da gıda çok az çıkıyor.
‘Kurtulandan çok ölü var’
Solak, Malatya’da çok katlı katlı binaların enkazlarının, altındakiler “yüksek ihtimalle ölmüştür” varsayımıyla kaldırıldığını ifade etti ve ekledi:
“Kurtaramayacaklarını artık göze almışlar, yedi-sekiz katlı binaların belki en altında kalmış insanlar yüksek ihtimalle ölmüştür diye, enkazlar kaldırılıyor. Tabii operatörler dikkatli çalışıyor. Ama altından cesetler çıkıyor. Üzülerek söylüyorum ki bir tane baba iki tane çocuğuna sarılmış vaziyette vefat etmiş enkazın altında. Durum çok vahim. Çok ceset çıkıyor. Kurtulandan da çok ölü var.”
Maraş merkezli 7,7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem 10 ili yerle bir etti. Şimdiye dek, resmi olarak 24 bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiği açıklandı. Depremden etkilenen hayvanların sayısı ve halen enkaz altında olan ya da kaçıp kentlerin sokaklarına dağılan hayvanların durumu ise tam olarak bilinmiyor.
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve HAYSEV gibi hayvan hakları örgütleri, aktivistler ve hayvanseverler, bölgedeki depremzede hayvanlar için elinden geleni yapmalarına karşın, yardıma ihtiyacı olan çok sayıda hayvan bulunuyor.
HAYTAP başta Hatay olmak üzere dört ilde yaşam evleri ve hayvanlar için sahra hastaneleri kurdu. Burada gönüllü veterinerler ve aktivistler sokakta kalan ve yaralı kurtarılan hayvanlar için gece gündüz çalışıyor.
HAYTAP İskenderun‘dan Mehmet Gürkan Tığoğlu, Yeşil Gazete‘ye bölgede yaptıkları çalışmaları anlattı:
“İskenderun’da kurduğumuz sahra hastanesi sayesinde belki binden fazla cana şu ana kadar deva olduk. Bunlar sadece kedi köpek değil gibi evcil hayvanlar değil, muhabbet kuşları, güvercinler, akvaryumdan kurtardığımız balıklar ve aklınıza gelmeyen envai çeşit hayvanı kurtarmaya ve güven altına almaya çalışıyoruz.”
Sadece insanların değil, hayvanların da yaşama hakkını korumaya çalıştıklarını ve tamamen enkaz haline gelmiş bir şehri devralmaya çalıştıklarını söyleyen Tığoğlu, “Şu anda üç-dört ilimizde bir sahra hastanesi kuruluyor. Hepsine yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Kurduğumuz yaşam evlerimizle geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirmeye çalışıyoruz” dedi.
Enkazlar kaldırıldıktan sonra bu canlıların hepsinin yalnız kalacağını hatırlatan Tığoğlu, “Evlerini terk eden insanlar var, vefat eden var. Hepsine yetişmeye çalışıyoruz ama yetişemesek de yaşam evlerimizle en azından deniz yıldızları denize fırlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
HAYTAP’ın sosyal medya adreslerinden deprem illerindeki hayvanlarınız için destek isteyebilir, destek olabilir ihbarda bulunabilirsiniz.
Maraş merkezli iki büyük depremde yıkılan ve ağır hasar gören binalara ilişkin başlatılan soruşturmada, şu ana kadar 14 kişinin ölü olarak çıkarıldığı Antep‘teki Pamukoğlu Sitesi‘nin inşaat mühendisi Afyon‘da yakalandı.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, diğer il savcılıkları gibi depremlerde yıkılan ve hasar gören binalara ilişkin soruşturma başlattı.
Soruşturma çerçevesinde Şehitkamil ilçesinde şu ana kadar 14 kişinin ölü olarak çıkarıldığı Pamukoğlu Sitesi’nin yapılan ilk incelemelerde beton kalitesinin çok düşük olduğu, donat işçiliğinin kullanıldığı, donat işçiliğinin de çok kötü olduğu açıklandı.Açık tespitlere istinaden binanın ruhsatnamesinde fenni mesul olarak bildirilen inşaat mühendisi A.G., Afyonkarahisar Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandı. A.G., ekipler tarafından Antep’e sevk edildi.
Adıyamanlı müteahhit de Gürcistan’a kaçarken yakalandı
Depremlerde yıkılan ve ağır hasar gören binalara ilişkin başlatılan soruşturmalar kapsamında müteahhit ve sorumluların yakalanıp gözaltına alınma işlemleri sürüyor.
Bugün sabah saatlerinde ise Adıyaman’da depremde yıkılan çok sayıda binanın müteahhidi olduğu belirlenen, Yavuz Karakuş, eşi Sevilay Karakuş ile Gürcistan‘a kaçmaya çalışırken İstanbul Havalimanı‘nda yakalandı.
İstanbul Havalimanı Dış Hatlar terminalinde yapılan kimlik kontrolleri sırasında Karakuş çifti Gürcistan’a kaçmaya çalışırken yakalanarak, gözaltına alındı.
Yavuz Karakuş’un deprem sonucu Adıyaman’da yıkılan çok sayıda binanın müteahhiti olduğu belirlendi. Çiftin üzerinden 16 bin dolar ve 20 bin lira çıktı.
Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ve Elbistan ilçesinde meydana gelen depremlerin ardından Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock 11 Şubat’ta konuyla ilgili açıklama yaptı.
İçişleri Bakanı ve Sosyal Demokrat Partili Faeser, Bild am Sonntag gazetesine verdiği demeçte, “Bu bir acil durum yardımı. Türkiyelilerin ve Suriyelilerin yakın akrabalarını, bürokrasi olmadan Almanya’ya getirmelerine olanak sağlamak istiyoruz” dedi.
Bunu, hızlıca verilecek ve üç ay geçerli olacak standart vizelerle ve Dışişleri Bakanlığı ile birlikte mümkün kılacağız.
Dışişleri Bakanı’ndan açıklama
Almanya Dışişleri Bakanı ve Yeşiller Partili siyasetçi Annalena Baerbock da konuyla ilgili dün Twitter hesabından bir paylaşım yaptı.
Baerbock, Türkiye ve Suriyeli ailelerin depremden etkilenen yakınlarını, “barınma veya tıbbi tedavi ihtiyaçları” için olabildiğince bürokrasiye takılmayacak şekilde geçici olarak yanlarına almalarına yardım etmek istediklerini söyledi.
Als Bundesregierung wollen wir helfen, dass Familien in Deutschland Angehörige, die vom #Erdbeben betroffen sind, vorübergehend bei sich aufnehmen können, wenn sie kein Dach mehr über dem Kopf haben oder medizinische Behandlung brauchen. (1/2)
“Almanya Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile çalışmalarına hemen başlayan bir görev gücü oluşturduk. … Amaç, depremden etkilenenler için vize prosedürlerini mümkün olduğunca bürokratik olmayan hale getirmek. Bunun için Türkiye’deki misyonlarımızda kadromuzu artırdık ve kapasiteleri yeniden tahsis ettik.”
6 Şubat’ta Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremde Maraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Urfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerinde büyük yıkım meydana geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay , depremlerde bugün sabah saatleri itibarıyla (12 Şubat) hayatını kaybedenlerin sayısının 24 bin 617’ye ulaştığını, 80 bin 278 kişinin yaralı olduğunu açıkladı.
Denetime tabi kamu binaları depremde yerle bir oldu. İskenderun ve Antakya’daki devlet hastaneleri, Hatay’daki polis evi, havalimanları ve otoyollar, kullanılamaz hale geldi. Oktay, 10 ilde deprem suçları soruşturma büroları kurulduğunu ifade etti. Oktay, “10 ilde 131 şüphelinin sorumluluğu tespit edilmiş 1’i tutuklanmıştır” dedi.
Umutlar giderek tükense de arama-kurtarma çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Yedinci günde de enkazlardan hala canlı kalmış insanlar çıkarılıyor. Bugün (12 Şubat) dokuz kişi enkaz altından sağ olarak kurtarıldı.
Sabah 11.50’de Adıyaman’da Mercan Apartmanı’ndan depremin 152. saatinde Rabia Kırmızı enkaz altından çıkarıldı.
Ondan beş dakika önce de yine Adıyaman’da, depremin 152. saatinde 7 yaşındaki Ahmet enkazdan sağ çıkarıldı.
Hatay’da yıkılan Mutlular Apartmanı’ndan 149. saatte Mustafa Sarıgül, Hatay müftülük binasının yanındaki binadan da 150. saatte bir çocuk kurtarıldı.
Sabah 11.00’de enkaz altında kalan 64 yaşındaki Müzeyyen Öfkeli’ye sağ ulaşıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Enkazdan hâlâ canlı çıkıyor, en büyük temennimiz bunların artması” dedi.
Kahramanmaraş‘ta 6 Şubat’ta dokuz saat arayla meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem ağır yıkıma yol açtı. Depremin ardından bölgede artçı sarsıntılar devam ederken arama-kurtarma çalışmaları sürüyor.
Jeofizik yüksek mühendisi ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda artçı depremlere ve enkaz altında kalan kişilerin sayısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sosyal medya hesabı Twitter‘dan paylaşımlarda bulunan Ercan, göçük altında kurtarılmayı bekleyenlerin sayısını 74 bin olarak açıkladı. Ercan paylaşımında, “Son yaşam umudu, toplam nüfus 13,5 milyon, göçen yapı 7 bin, konut sayısı 56 bin, konut başına düşen kişi 3,375. Göçük altında kalan 189 bin kişi, yaralı kurtulan 80 bin, göçük altında kalan 109 bin, ölü olarak çıkan 25 bin, bugün için göçük altında kurtulmayı bekleyen 74 bin kişi” dedi.
Son yaşam umudu,toplam nüfus 13,5 milyon,göçen yapı 7 bin, konut sayısı 56 bin,konut başına düşen kişi 3,375.Göçük altında kalan 189 bin kişi, yaralı kurtulan 80 bin, göçük altında kalan 109 bin, ölü olarak çıkan 25 bin, bugün için göçük altında kurtulmayı bekleyen 74 bin kişi.
Deprem bilimci Prof. Dr. Ercan, bir başka paylaşımında ise uyarılarda bulundu. “Deprem bölgesinde büyüklüğü en çok M6,9 olan artçı depremler en az iki üç yıl olacaktır. Yıkılmayan yapıların bir çoğu, eşik dengede yüksek çekincelidir. Uzmanlarca incelenmeden içeriye girilmemelidir. Geçici olarak girerseniz, başınıza baret takın, elinize düdük ile pet şişe alınız” ifadelerini kullandı.
Ercan, bir başka paylaşımında depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ın 2021’de deprem çekincesini azaltma hususunda örnek kent olarak seçildiğini hatırlatarak, kenti depreme dayanıklı hale getirme çalışmaları yapılması planlandığını hatırlatarak son iki yılda burada konuya ilişkin çalışmalar yapılmadığına dikkati çekti.
2021’de Kahramanmaraş, “Deprem çekincesini azaltma” için örnek kent seçilmişti.Önce Kahramanmaraş düzeltilecek, sonra öteki kentler dayanıklı yapılacaktı. Gerçekten bilmek istiyorum, soruyorum, iki yıl Kahramanmaraş için ne yapılmıştır?Lütfen özel ya da tüzel bilenler yanıtlasın.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır, Kilis, Osmaniye ve Adana illerinde ağır can kaybına yol açarken, kent yaşamına büyük darbeler indirdi.
Ancak deprem, kentlerde olduğu kadar kırsalda da yıkıma yol açtı. Köylerde yaşayan vatandaşlar depremlerin yıkıcı etkileriyle boğuşurken, hem kendi hayatlarını, hem de hayvanlarının hayatlarını göz önünde bulunduruyor.
BirGün‘den Havva Gümüşkaya‘nın aktardığına göre, depremler bölge kırsalında da büyük tahribata yol açtı. 10 il üzerinde ciddi etkilere yol açan depremler 13 milyon kişinin hayatını etkiledi. Geç ulaşılan köylerde ise yurttaşlar kendilerini ve hayvanlarını kısıtlı olanaklarıyla enkaz altından çıkardı.
Ancak üreticiler, sağ kalan hayvanlarını yaşatmakta zorluk yaşıyor. Hatay, Maraş, Adıyaman ve Antep’in köylerindeki hasar çok daha büyük. Öte yandan bitkisel üretimin de yoğun olduğu afet bölgesinde gıda üretiminde ciddi bir krizden endişe ediliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022 yılı verilerine göre bölgede 2 milyon 49 bin büyükbaş, 9 milyon 105 bin civarı da küçükbaş hayvan bulunuyor. Toplamda 11 milyon 153 bin büyükbaş ve küçükbaş hayvan bulunuyor. Bu rakam ülkedeki toplam hayvan varlığının yüzde 15’ine denk geliyor.
Fotoğraf: Osman Türkman
Antep Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Osman Türkman, bölgede hem yurttaş için hem de hayvanlar için çadır ihtiyacı olduğunu söyledi. Antep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerine bağlı köylerde hasarın çok büyük olduğunu belirten Türkman, köylerdeki üreticileri ziyaret ettiğini belirtti.
“İlk gün insanlar can derdindeydi” diyen Türkman, ilk gün sahada kurtarma ekibinin olmadığını söyledi. İkinci günden sonra müdahale edilmeye başlandığını belirten Türkman şöyle konuştu:
Köylerde genelde tek katlı iki katlı evler olduğu için insanlar ölülerini çıkardı. Hemen hemen her köyde yıkım çok büyük. Can kayıpları çok fazla. Ama yavaş yavaş mevcut şartlara alışmaya başladılar.
Yıkılan bazı enkazlara dokunulamadığını anlatan Türkman, “330 hayvanın bulunduğu enkaza müdahale edilemiyordu. Hayvanların sesi geliyordu ama yıkıntı kaldırılamıyordu” dedi.
“Özellikle hem insanlar için hem de hayvanlar için yaşam alanı çadırlar lazım” diyen Türkman, hayvanlar için yem ihtiyacının hat safhada olduğunu belirtti: “Tarım İl Müdürlüğü çalışmalara başladı. Bazı bölgelere hayvan yemi gelmesi noktasında organizasyonlar başladı. Alan çok geniş olduğu için bir günde çözülmüyor.”
Küçük işletmeler sütü değerlendiremedi
Bölgedeki bir diğer soruna dikkat çeken Türkman, küçük işletmelerin sütleri değerlendirilemediğini belirterek “Yoğurt ve peyniri satacak hem market yok hem de tüketici yok. İmkânı olanlar gitti” dedi.
Köylerde hayvanı olanların terk edemediğini vurgulayan Türkman, ”Vatandaş hayvanını satılığa çıkarmış. Bir taraftan evi yıkılmış bir tarafta ahırı yıkılmış hayvana verecek yemi yok. İnsanlar hayvanlarını dahi satmaya düşünüyor. Hayvan yük oluyor. Zaten bir travma yaşıyor” şeklinde konuştu.
‘Terk etmemek için hayvanlarımız yaşamalı’
Hatay Antakya’da küçük aile çiftçiliği yapan Serbay Mansuroğlu, kentteki büyük yıkımın esas nedenlerinin yıllardır uygulanan politikalar olduğunu belirtti.
Mansuroğlu depremlerin ardından ilk gün yakınlarını kurtarmaya çalıştıklarını söyledi. Gelir kaynaklarının çiftçilik olduğunu söyleyen Mansuroğlu, söyle konuştu:
Gelirimiz kalabilmesi için, bu şehri terk etmemek için hayvanlarımızın hayatta kalması gerekiyor. Tarım Bakanlığı’nı, il müdürlüklerini arıyoruz ulaşmıyoruz. Çözeceğiz diyorlar. Bir hafta geçti plan yok ortada. Yem bekliyoruz. Küçük üreticiler yem bulmakta zorlanıyor. Yem depoları çökmüş durumda. Biz Bakanlığın peşinden koşuyoruz, ne yapacağımızı soruyoruz. Burayı terk mi edelim? Yoksa burada kalıp üreticiliğe devam mı edelim. Yem sorunu çözülürse sütü ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu konuda dayanışma bekliyoruz.
Afetlerde zarar gören çiftçilere yapılacak yardımlar ‘Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun’u ile belirleniyor.
2090 sayılı kanun kapsamında zarar gören çiftçilere devlet tarafından kredi açılabileceği gibi karşılıksız mal veya para verilmesi, teknik yardım yapılması ya da tesislerinin onarım veya yenilenmesi projelerine projenin yüzde 70’ini aşmayacak tutarda destek verilmesi söz konusu olabilir.