Ana Sayfa Blog Sayfa 1012

Rusya-Ukrayna savaşı altıncı gününde

Rusya‘nın Ukrayna‘ya başlattığı işgal birinci haftasına yaklaşırken, Belarus‘ta masaya oturan tarafların ikinci müzakere toplantısı için ne zaman toplanacakları henüz açıklanmadı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymir Zelenskiy, “Eğer Rusya barışa hazırsa orada olmamız önemli ama barışa hazır değilse bu görüşmeler sadece zaman kaybı.” şeklinde konuştu. Zelenskiy, saldırılar durunca müzakereye başlamayı tercih edeceklerini de sözlerine ekledi. Zelenskiy‘nin Avrupa Birliği‘ne (AB) katılmak için Konsey sırasında yaptığı konuşmanın yankıları sürerken Avrupa Birliği’ne alınması için henüz bir karar açıklanmadı.

Birleşmiş Milletler (BM), Perşembe gününden itibaren Ukrayna’da 13’ü çocuk en az 136 sivilin hayatını kaybettiğini, 400’e yakın sivilin de yaralandığını açıkladı.  Ukrayna Devlet Başkanlığı ise bugüne kadar 352 sivilin öldüğünü duyurmuştu. Dün Harkov‘da Rus güçleri valilik binasına füze saldırısı düzenlemiş, 10 kişinin öldüğünü, 35 kişinin yaralandığı açıklanmıştı.

Kırım’ın kuzeyinde bulunan Herson şehrinin belediye başkanı İgor Kolikhayev, Rus askerlerinin şehre girdiğini ve tren istasyonunu kontrol altına aldığını açıkladı.

Ukrayna İçişleri Bakanlığı dün Kiev’de bulunan TV kulesinin hedef alındığını ve 5 kişi hayatını kaybettiğini açıkladı. Kulenin vurulmasıyla ülkede televizyon yayınları kesildi.
Zelenskiy, Rusya’nın bir holokost anıtı olan Babi Yar Anıtı‘na saldırısını “Tarih tekrarlanıyor” mesajıyla duyurdu.

ABD hava sahasını Rusya’ya kapattı

ABD Başkanı Joe Biden, dün Kongre’de yaptığı ‘Birlik’in Durumu‘ temalı konuşmasında, “Putin, kendi tehditkar yollarında ilerleyebileceğini düşünerek özgür dünyanın temellerini sarsmaya başladı ama tamamen yanıldı. Rus bir diktatör yabancı bir ülkeyi işgal ediyor ve bunun için uzun vadede yüksek bedeller ödemeye devam edecek” dedi.

Ülkenin hava sahasını Ruslara kapattını belirten Biden, Rus ekonomisine uygulanan yaptırımlardan ABD tarafından yapılan işlerin korunacağını belirterek, stratejik petrol rezervlerinden 30 varil petrolü kullanıma açtığını da ekledi.

Fotoğraf: Reuters

Ülkede Cumhuriyetçiler, yönetimin Rusya’dan petrol ithalatını kesmemesini eleştiriyor.

Ukrayna lideri Zelenskiy, Biden’a bu konuşmada “Rusya’ya güçlü ve işe yarar bir mesaj” vermesi çağrısında bulunmuştu.

Johnson: NATO bir savunma ittifakı

Zelenskiy konuşmasında, NATO’nun Ukrayna’yı almasa bile Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması ve tamamen güvende olması için ortak güvenlik garantileri üzerine çalışması gerektiğini söyledi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Estonya Başbakanı Kaja Kallas ile ortak basın toplantısı düzenleyen İngiltere Başbakanı Boris Johnson, savaşın ardından  alınan önlemlerin, savunma amaçlı olduğunun altını çizerek “Herhangi bir NATO üyesinin Rusya’yla bir çatışmaya girmesi, hiçbir üyenin düşünmediği büyük bir adım. Ukrayna’da Rus güçleriyle savaşmayacağız” dedi.

 

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de Ukrayna’da çatışmanın tarafı olmayacaklarını, asker göndermeyeceklerini ve Ukrayna hava sahasında uçaklarını uçurmayacaklarını söyledi.

Ekonomik yaptırımlar Rusya’da etkisini gösteriyor

Uluslararası petrol şirketleri BP ve Shell’in Rusya pazarından çekilmesinin ardından Amerika menşeili enerji firması ExxonMobil de Rusya’daki operasyonlarını sonlandırma kararı aldığını duyurdu.

ABD merkezli uçak şirketi Boeing de Rus şirketleriyle tüm ilişkilerini bitirdiğini açıklarken Macar hava yolu şirketi Wizz Air, savaştan kaçarak farkı ülkelere gidecek mültecilere 100 bin bedava bilet ayırdığını ilan etti. Biletler, havayolunun, Romanya, Polonya, Slovakya ve Macaristan kalkışlı uçuşlarında sağlanacak.

Savaştan kaçış: Yüz binlerce Ukraynalı yollara düştü

Rusya Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada , Moskova Borsası’nın bugün de kapalı kalacağını açıkladı. Rublenin sert düşüşü sonrası faizlerin yüzde 9,5’tan yüzde 20’ye çıkarılmıştı. borsaların kapalı tutulmasına rağmen  yurt dışında faaliyet gösteren Rus şirketlerinin hisselerinde büyük düşüş gerçekleşti. Moskova Borsası’nın açıldığında aynı düşüşün ülke içinde de yaşanabileceği belirtiliyor.

Rusya’nın en büyük bankası olan Sberbank, Avrupa’daki şubelerine yeterli likidite sağlayamadığı gerekçesiyle bu Avrupa pazarından çıkma kararı aldığını açıklarken Rusya’da bireylerin ülke dışına 10 bin dolardan fazla nakit çıkarması da yasaklandı.

Rus vatandaşları ATM lerde para çekmekte zorlanmaya ve ülke dışında kredi kartlarını kullanamamaya başladı. Ham petrolün varil fiyatı, piyasadaki panik sebebiyle tüm önlemlere rağmen 110 dolara çıktı. Dünya Bankası ve IMF, Ukrayna’ya 3 milyar dolarlık yardımda bulunmaya hazırlanıyor.

Twitter şahsi hesapları ‘Rus medyası’ olarak etiketledi

Facebook ve Instagram‘ın sahibi Meta ve Google’ın Rus medyasında yaptırımları RT ve Sputnik gibi yayın kuruluşlarının görünürlüğü azalmıştı.  ardından twitter da Rus medyasından gelen bilgileri etiketleme kararı aldı.

Kararın ardından Türkiye’de de bazıları Rus medyasında çalışmayan gazetecilerin kişisel hesaplarında “Rus şirketine bağlı medya” etiketi gelmesine gazetecilerden tepki geldi.

Sputnik durumu ‘cadı avı’ olarak değerlendirirken, DİSK Basın-İş Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de duruma tepki gösterdi. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Bu yaklaşım zaten dünyada giderek can güvenliği açısından en riskli meslekler arasında olan gazeteciliği bir kez daha hedef haline getiriyor” açıklaması yaptı.

İnternet ansiklopedisi Wikipedia ise Rusya iletişim denetleme kurumu Roskomnadzor’un “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali” sayfasını silmelerini talep ettiğini açıkladı.

Tıp Bayramı g(ö)revi öncesi hekimler acil taleplerini açıkladı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları, “Emek Bizim Söz Bizim” başlıklı mücadele programı kapsamında ‘14-15 Mart 2022 Büyük G(ö)REV’ eylemi öncesi 10 acil talebini açıkladı. Hekimler 14-15 Mart tarihlerinde Türkiye’deki tüm sağlık kurumlarında g(ö)revde olacaklarını söyledi.

Uzun zamandır eylem sürecinde olan tabip odalarının dün Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında hekimlerin çalışma koşullarındaki zorluklara dikkat çekilerek acil talepler sıralandı. Toplantıda “İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz. Ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz” denildi.

‘Tahammülümüz kalmadı’

81 ili temsilen 65 tabip odası ve 180 bin hekimin meslek örgütü TTB, sağlık emek-meslek örgütleri ile birlikte uzun süredir sağlık alanında yaşanan, hekimleri umutsuzluğa sürükleyen ‘karanlık tabloya’ karşı hakları ve daha iyi bir sağlık ortamı için mücadele ediyorlar.

Hekimler yetkililere “Emeğimizin karşılığını alamadığımız, tüketen çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı” diyerek seslendiler. Sağlık Bakanlığı’nın görev eylemlerine ilişkin 81 ile gönderdiği yazıyı ‘talihsiz’ olarak nitelendiren hekimler konuya ilişkin olarak şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle pandemi döneminde önlenebilir ölümlere sebep olanlar bizlere sağlık hakkının gerekliliklerinden bahsedemez. Görev eylemlerimiz daha sağlıklı bir toplum, halk sağlığının öncelendiği sağlık politikaları içindir. Tek bir meslektaşımız hakkında dahi işlem başlatılmasına göz yummayacağımızın bilinmesini isteriz. Eylemimizin haklılığı da meşruluğu da yasallığı da açıktır. Tıpkı 15 Aralık ve 8 Şubat’ta olduğu gibi G(ö)REV’imizi en güçlü şekliyle gerçekleştireceğiz.”

Hekimlerin 10 acil talebi şöyle:

  1. TTB’nin önerdiği “Sağlıkta Şiddet Yasası” acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır.
  2. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.
  3. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır.
  4. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir.
  5. OSGB‘lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir.
  6. Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15 bin TL, uzman hekimler için asgari 18 bin TL’ye çıkarılmalıdır.
  7. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
  8. COVID-19illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7 bin 200 olmalıdır.
  9. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  10. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.

Kömür madeni açılmak istenen Akbelen Ormanı’nda protestolar eşliğinde bilirkişi incelemesi

Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’nin (YK Enerji) Muğla Milas’taki iki termik santraline kömür sağlamak amacıyla genişletilmek istenen kömür madeni sahasının İkizköy  Mahallesi’ndeki Akbelen Ormanı‘nı yok etmemesi için hukuki mücadele devam ederken bugün orman alanında bilirkişi incelemesi yapıldı. İnceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı. Sosyal medyada yankı uyandıran değişiklik, #ZeytinİçinAdalet ve #AkbelenİçinAdalet etiketleriyle birçok paylaşım yapılmıştı.

Bilirkişi keşfi sonrası, İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı ve İkizköylüler beraber bir açıklama yaptı. “Daha önceki keşifte hakarete uğramıştık, yok sayılmıştık. İtirazlarımız üzerine keşif tekrar edildi. Şu anki işletilen maden sahasının alanı ne hale getirdiğini gösterdik bilirkişilere”  diyen Cangı şu ifadeleri kullandı:

“Bilirkişilere, Akbelen Ormanı’nı gösterdik. Ayrıca Akbelen Ormanı’nın altından geçen su kaynaklarının çıktığı su kuyularını gösterdik ki; bu su kuyuları Bodrum’un, Güllük’ün, havaalanının ve bölgenin suyunu sağlayan kaynaklar. Şayet Akbelen Orman’ında maden açılırsa bu su kaynaklarının kuruması ya da kirlenmesi riski var. O nedenle bilirkişilerden özellikle bu konuya dikkat etmelerini istedik.”

‘Sanki bizim keşfimizi bekler gibi yönetmelik değişti’

Cangı, zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasını sağlayan yönetmelikteki değişikliğe ilişkin olarak “Sanki bizim keşfimizi bekler gibi ya da keşfimize müdahale edercesine böyle bir yönetmelik değişikliği oldu. Ancak sabahtan beri ‘Akbelen Ormanı için Adalet‘ , ‘Zeytin İçin Adalet’ sloganları çınlıyor burada. Bugünkü keşfimiz aynı zamanda zeytinliklerin madenciliğe feda edilmemesi için yapılan mücadelenin bir simgesi olacak. Bu kitle ve yaşamı savunan, destekleyen tüm yaşam savunucuları Akbelen Ormanı’nı vermeyecekler, zeytinlikleri vermeyecekler. Yaşamı savunmaya devam edecekler” dedi.

İkizköy Kardok Derneği Başkanı Nejla Işık ise keşfi şöyle değerlendirdi:

“Bugün İkizköylüler için, Akbelen Ormanı için önemli bir gündü. Sabahtan bu yana buradayız. Akbelen Ormanı niçin İkizköylüler için niçin önemli bunu anlattık hakime, bilirkişilere. Buranın akciğerimiz olduğunu, en başta temiz havamız olduğunu anlattık. Buradan sularımızın, kuyularımızın nasıl beslendiğini anlattık. Buradan geçimimizi nasıl sağladığımızı anlattık. Keçilerimizi, koyunlarımızı, hayvanlarımızı, en önemlisi zeytinlerimizi anlattık. Zeytin şifadır dedik. Kçmür öldürür, zeytin yşatır dedik. İstediğimiz herşeyi elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce anlattık. Akbelen Ormanından da, İkizköy’ün topraklarından da vazgeçmiyoruz.”

Davaya davacı Kardok derneğinin uzmanı olarak katılan halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise konunun sağlık boyutuna dikkat çekti:

“Neşeliyiz. Bugün Akbelen Ormanı’nın kömür madenciliğine feda edilmemesi için açtığımız davanın keşfi bizim açımızdan güzel bir keşif oldu. Halk sağlığı açısından Akbelen Ormanı’nın ne denli önemli olduğunu anlatmaya çalıştık. Akbelen Ormanının korunmasıyla buradaki hava kalitesinin nasıl iyi olacağını, kömüre feda edilirse madencilik faaliyetleri nedeniyle havanın, toprağın, suyun nasıl kirleneceğini ve bunların da insan sağlığı açısından, diğer yaşam öğeleri açısından nasış riskler doğuracağını mahkeme heyetine anlatmaya çalıştık.”

‘Madenler için zeytinlikler taşınabilir’ kararı

Yönetmelik “zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından izin verilebilmesini sağlıyor. Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ şöyle:

“Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”

Söz konusu değişikliğe ilişkin olarak İkizköy Çevre Komitesi “Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanun kapsamında maden,  enerji, ve benzeri hiçbir zeytincilik dışı faaliyete izin verilemez. Bu daha önce de defalarca denendi ve kamuoyunun yoğun baskısı ile geri çekilmek zorunda kaldı. YK Enerji AŞ’ye verilmek istenen alanda, ormanla içiçe geçmiş en az 100-150 dönümlük zeytinlik alan var. Akbelen Ormanını çevreleyen bin 500 dönüm de zeytinlik var” diyerek tepkilerini ortaya koydu.

Ne olmuştu?

Akbelen Ormanı’ın 740 dönümlük bölümündeki ağaçlar, Limak Holding ve İÇTAŞ ortalığıyla kurulan YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine linyit sağlayacak maden ocağı açmak için kesilmek isteniyor. Şirketin bunun için gerekli izinleri de almış ve ocak ÇED Yönetmeliği’nden muaf tutulmuştu ancak İkizköylüler, çevre aktivistleri ve hukukçular karara itiraz etti. Kesimleri önlemek için 22 Nisan’da başlatılan nöbet bugün de sürdü.

Geçen yaz, Türkiye‘nin Ege ve Akdeniz sahilleri başta olmak üzere pek çok bölgesinde çıkan yangınlardan etkilenen Muğla‘da, bölge halkı yangınlara müdaha ederken, şirket tarafından yangın bahanesiyle 105 ağaç kesilmiş; İkizköy halkının direnmesi üzerine jandarma sert müdahalede bulunmuştu.

Maden ocağına karşı, KARDOK Derneği‘nin açtığı davalarda Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi ve Muğla 1’inci İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Muğla Valiliği de kömür taşıma bandının yapımını durdurdu.  Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı,  İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.

Ukrayna lideri Zelenski Avrupa Parlamentosu’na seslendi: Rusya çocukları hedef alıyor, yanımızda yer alın!

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenski, Rusya’nın ülkesini işgalinin beşinci gününde Avrupa Birliği’nin yasama organı Avrupa Parlamentosu‘nun (AP) parlamenterlerine seslenerek, Rusya çocukları hedef alıyor” dedi ve AB’nin Kiev’in yanında olduğunun “kanıtlamasını” istedi.

AP’nin Ukrayna özel oturumuna video bağlantı ile katıldı. Parlamenterler, Zelenski’nin ismi anons edildiğinde ayakta alkışladı.

Konuşmasını kağıttan okumadığını belirten Zelenski, “İyi günler veya iyi akşamlar diyemem. Çünkü bazı insanlar için artık hiçbir gün iyi bir gün değil. Bugün, bazı insanların son günü olacak” dedi.

Ukraynalı lider şunları söyledi:

“Eşit muamele görmek için en iyi, en güçlü insanlarımız hayatlarını veriyor” dedi ve ekledi; “Kimse ülkemize ve özgürlüğümüze müdahale edemeyecek. Kimse bizi kıramayacak. Biz güçlüyüz; biz Ukraynalıyız.

Biz çocuklarımızın hayatta kaldığını görmek istiyoruz. Bence bu adil bir istek. Hayatta kalmak; Avrupa’nın eşit üyeleri olmak için savaşıyoruz.”

“Daha öncesinde biz şenlikler için meydanlara çıkardık” diyen Zelenski, bu sabah Harkov’daki Özgürlük Meydanı’na atılan füzeyi hatırlattı:

“Harkov’da çok sayıda Rus var, 20’den fazla üniversite ve öğrenci var. Buradaki gençlerin güzel kutlamalar yaptığı bir Özgürlük Meydanı var. Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri. İşte özgürlüğün bedeli bizim için. Ancak savaşmaya devam ediyoruz. Kimse özgürlüğümüze göz dikemeyecek. Tüm alanlarda mücadeleye devam edeceğiz. Artık tüm meydanlarımızın adı Özgürlük Meydanı olacak.”

AB’ye çağrı: Yanımızda yer alın

Rusya’nın saldırılarında aralarında çocukların da bulunduğu sivillerin de öldüğünü ve bu konuyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin soruşturma başlatacağını söyleyen Ukrayna devlet başkanı, çocuk ölümlerine şu sözlerle isyan etti: “Dün 16 çocuk öldürüldü. Putin bunun askeri operasyon olduğunu, altyapının vurulduğunu söylüyor. Peki çocuklarımız nasıl bir operasyonun parçası oldu?”

Avrupa Birliği’neSiz olmazsanız yalnız kalırız diye seslenen Zelenski, Ukrayna’nın AB’ye üyelik talebini yineleyerek, “Sizinle aynı olduğumuzu kanıtladık. O yüzden siz de bizimle olduğunuzu kanıtlayın, Avrupalı olduğunuzu kanıtlayın. Bunu yaparsanız aydınlık, karanlığı yenecek” dedi. Ukrayna, aday üyelik başvurusunu dün imzalamıştı.

Konuşmanın sonunda parlamenterler Zelenski’yi uzun süre alkışladı.

Başkan Michel: AB Konseyi başvuruyu ciddiye almalı

Daha sonra konuşan AB Konseyi Başkanı Charles MichelKonsey’in Ukrayna’nın başvurusuna ciddi biçimde bakması gerekecek” ifadelerini kullandı.

Michel, Kiev’in başvurusunun ‘meşru’ olduğunu söylese de AB ülkeleri arasında Ukrayna’nın üyeliği konusunda fikir birliği olmadığına dikkat çekerek başvurunun büyük oranda “sembolik” olduğunu belirtti: “Bunun zor olacağını biliyoruz. Avrupa’da birçok farklı görüş var”.

AP Genel Kurul salonundaki birçok parlamenter, yaka rozetleri, tişörtler ve posterlerle Ukrayna’ya destek verdi.

Boğaziçi direnişinin 422’inci gününde öğrenciler yargılandı

Boğaziçi Üniversitesi’nde direniş 422’inci gününde devam ederken protestolarda gözaltına alınan sekiz öğrenci altı ay ile yedi yıl arasında değişen oranlarda hapis istemiyle yargılandı. Tüm sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına hükmeden mahkeme, duruşmayı 25 Mayıs 2022 tarihine erteledi.

Direnişin 61’inci haftasının ikinci gününde de Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 287’inci kez rektörlük binasına döndüler. Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” yazan dövizler, üzerlerinde #Kabul EtmiyoruzVazgeçmiyoruz” yazan derslerine son verilen akademisyenler Can Candan ile Feyzi Erçin’in fotoğraflarını taşıdılar. Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizlerle yürüdüler. Protestolarda gözaltına alınan sekiz kişi bugün 9.00’da İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde altı ay ile yedi yıl arasında değişen oranlarda hapis istemiyle yargılandı.

Boğaziçi Üniversitesi’nin atanan rektörü Prof. Dr. Naci İnci‘nin, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kendisi hakkında koruma kararı çıkartarak 14 öğrenci hakkında suç duyurusunda bulunmasını protesto ederek, “6284 senin mi sandın?” yazılı pankart açan 8 öğrenci, bugün hakim karşısına çıktı.

ANKA Haber Ajansı’nın aktardığına göre; tüm sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına hükmeden mahkeme, güvenlik görevlisi Reyhan Keten’in ise tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı 25 Mayıs 2022 tarihine erteledi.

‘6284’ü Naci için değil kadınlar için uygulatacağız’

Duruşma öncesinde öğrenciler, ‘Katledilen kadınlar isyanımızdır. 6284’ü Naci için değil kadınlar için uygulatacağız’ yazılı pankart açarak açıklama yaptı. Öğrenciler açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bir yıl içinde Boğaziçi öğrencileri olarak gördük ki, Saray en ufak bir hak arayışına bile polisinden medyasına bütün gücüyle saldırıyor. Direniş boyunca toplamda 13 arkadaşımız tutuklandı, binlercesi gözaltına alındı ve sayısız öğrenci devlet gerçeğiyle tanıştı”

Sadece Ocak 2022’de 26 kadının katledildiğine ve 28 kadının ölümünün ise şüpheli olarak kayıtlara geçtiğine işaret eden öğrenciler açıklamalarında şunları aktardı:

“Devletin kadın cinayetleriyle mücadele alanında başlıca çalışmaları ise İstanbul sözleşmesinden çekilmek, 6284’ü uygulamamak, Diyanet’in verdiği fetvalarla erkek egemen zihniyeti meşrulaştırmaktır. Bunun en açık itiraflarından biri ise kadınlar katledilene dek uygulanmayan 6284 tedbirlerinin Kayyum Naci için 2’si tutuklu 14 öğrenci hakkında uygulanmasıdır! Biz kadınların katledilmemek için aylarca beklediği tedbirlerin, Saray’ın kuklası Naci için günler içinde çıkarılmasına karşı eyleme geçerek ‘Katledilen kadınların kanı elinizde’ dedik.”

‘İsyanımız her gün katledilmemizden’

“Bugün bizi bu yüzden yargılamak isteyenlere isyanımız. İsyanımız her gün katledilmemizden, emeğimizin çalınmasından, kimliğimizin elimizden alınmasındandır” diyen öğrenciler son olarak şunları söylediler:

“8 Mart’a bu öfkeyle giderken tekrar söylüyoruz: Kampüslerden de meydanlardan da özgürlüğümüzden de İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmiyoruz, 6284’ü de Nacilere bırakmıyoruz! Naci’yi de gönderecek, üniversiteleri özgürleştireceğiz.”

ORÇEV: Ordu Büyükşehir Belediyesi anayasa suçu işliyor

Ordu Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştiren Ordu Çevre Derneği, belediyenin mahkeme kararlarına uymadığını duyurdu.

ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül yaptığı açıklamada, “Ordu Büyükşehir Belediyesi, Ünye’den başlayarak Piraziz sınırına kadar denizi doldurmayı düşünüyor. Sahillerimizi doldurarak şirketlere-şahıslara devretmekte” diyerek şunları söyledi:

“Ünye’de sahilde kumsala Akuapark ve bungalov evler yaparak şirketlere-şahıslara verdi. Aynı şekilde Ünye Çamlık’ta deniz dolgusu yapma niyetinde. Fatsa’da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Çerkezler Tepesi koruluğu rekreasyon alanı yapma projesi ve Fatsa limanı doldurma (kapasite artışı) projesi ve kıyı dolgu projesiyle denizler dolduruluyor. Bolaman Irmağı üzerindeki proje ile ırmağın ekosistemi yok edilmekte. Irmak ve çevresi ranta açılmaktadır.”

‘Revizyon projesi adı altında deniz doldurma projesi’

Perşembe’de sahil dolgu projesi, Kovanlık balıkçı barınağı revizyon projesi adı altında deniz doldurma projesi olduğuna da değinilen açıklamada “Efirli Mahallesi’nde kumsala 10 metrelik yol planlaması ile kumsal yok ediliyor. Bölge turizm şirketlerine hazırlanıyor. Altınordu ilçesinde Kumbaşı balıkçı barınağında kayıklar için proje geliştirilirken liman dışında deniz dolgusu projesi var.  Güzelyalı Mahallesi’nde Patya Otel tarafından denize ahşap iskele yapmak için başvuru yapılmış, izin verilmemiş. Buna rağmen Patya Otel beton dökerek iskele yaptı” denildi.

 

ORÇEV ve mahalleliler olarak suç duyurusu yaptıklarını da aktaran Gazi Gönül açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İskelenin yıkılma kararı olmasına rağmen OBB hala iskeleyi yıkmamaktadır. Bu nedenle iskeleyi yıkmayan Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne yıkım için yazımızı yazdık. Yıkım gerçekleşmezse suç duyurusunda bulunacağız. Yasa gereği dere yataklarından kum ve çakıl alınmaması gerekirken OBB, Melet Irmağı dahil her taraftan kum ve çakıl alıyor.”

‘Mahkeme durduruyor, belediye durmuyor’

Ertuğrul Gazi Gönül, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin projelerine açtıkları davaları kazandıklarını, kazanmaya da devam ettiklerini vurgulayarak, “2015’teki OBB tarafından yapılan projeler devam ettiriliyor ve Altınordu ilçesinin tüm kıyıları deniz dolgusu kapsamında projeler yapılmaktadır. Ordu İskelesi’nden başlayarak Melet Irmağı’na kadar dolgu projesi bulunuyor” dedi.

Melet Irmağı’nın doğu tarafına balıkçı barınağı altında dolgu projesi olduğunu belirten Gönül, konuya ilişkin olarak “Bu iki projeye Ordu Çevre Derneği olarak İdare Mahkemesine dava açtık ve  birinin davası biti, kazandık; diğerinde yürütmeyi durdurma kararı var. Bu karara rağmen çalışmalar sürdürüldüğü için suç duyurusunda bulunduk” ifadelerini kullandı.  

Civil Deresi’nin her iki tarafına mahkeme kararına rağmen kanopark ve lokanta inşaatının da devam ettiğinin aktarıldığı açıklamada ayrıca Melet Irmağı’nın doğu yakasından başlayıp Turnasuyu Irmağı’nın batı yakasına kadar denizde 2,5 metre derinliğe kadar dolgu projesi olduğuna ve Ordu Çevre Derneği’nin bu projeye de dava açtığına değinildi.

‘Sosyal alanlar adı altında rant projesi’

Cumhuriyet Mahallesi sahilinin tamamen doldurulduğunun ifade edildiği açıklamada “Projenin kapsamı ise, bisiklet yolu, eğlence alanı, fuar alanı, sosyal alanlar adı altında rant projesidir” denilerek şunlar aktarıldı:

“Ordu, tam şehir (büyükşehir) olduktan sonra tarihinde olmayan işkenceyi gördü. Doğa katliamına maruz kaldı. Hukuk kurallarına uyulmayarak hukuk katliamına maruz kaldı. Hukuk katliamına maruz kalmıştır diyoruz çünkü OBB’ye kıyı dolguları projelerine açmış olduğumuz davaları kazandığımız halde uyulmamaktadır. Mahkeme kararları yok sayılmaktadır. OBB adeta kendini mahkeme kararlarının üzerinde görmektedir. Rıhtım dolgu, sahil dolgusu, Tayfur Gürsoy Parkı düğün salonu ve otopark davasını kazanmamamıza rağmen kararlar uygulanmamaktadır.”

ORÇEV’in rıhtımla Melet Irmağı arasındaki dolgu projesine açtığı dava ise sonuçlandı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararından sonra son kararını da doğa aktivistlerinin lehine verdi. Melet Irmağı ağzına yapılan barınak hakkında mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına uyulmadığını belirten Gönül, “Mahkeme kararı çıkmamış gibi bu alanlardaki inşaatlar devam etmektedir” dedi.

‘Anayasa suçu işleniyor’

Belediyenin mahkeme kararlarına uymadığı için anayasa suçu işlediğini söyleyen Ertuğrul Gazi Gönül, “Anayasamızın 138. Maddesi, ‘Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez’ şeklinde düzenlenmiş olup buna göre, mahkeme kararlarına uymamak, anayasal suç sayılmaktadır. OBB yönetimine soruyoruz: Siz Anayasa’ya uymamakla kendinizi Anayasa’nın üzerinde mi görüyorsunuz?” şeklinde konuştu.

Ordu Çevre Derneği olarak OBB’nin mahkeme kararlarına uymadığı için suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Gönül, “OBB bu şehre ihanet etmektedir. OBB, mahkeme kararına uymadığı için Anayasa suçu işlemektedir. OBB yönetimi bizlerin oylarıyla geldi, bizlerin vergileriyle proje yapmaktadır. OBB yönetimi Ordu halkını borçlandırmaktadır” ifadelerini kullandı.

Hiçbir kamu yararı olmayan uygulamalar yapıldığını söyleyen Gönül, “Bunları ORÇEV’in açmış olduğu davalardaki kararlarıyla Ordu İdare Mahkemesi söylemektedir. Kamuyu, Ordu halkının parasını hoyratça harcayarak bizleri borçlandırıyorlar.  Gittiklerinde borçlu olan bizler olurken yönetim de biz hizmet ettik diyecek” dedi.

‘Keyfiyete izin vermeyeceğiz’

OBB yönetimin keyfi tutum ve uygulamalarına izin vermeyeceklerini de vurgulayan Gönül, “Ordu Büyükşehir Belediyesi yönetimi, Belde Evleri yaptınız, yıktınız. Biz 140 milyon TL zararlıyız. Biz mi ödeyeceğiz? Acaba öyle mi olacak? Hayır! OBB yönetiminden kamuyu zarara uğrattığı için yasal hakkımızı arayacağız. Borçları, OBB’den değil, yöneticilerden alınması için dava açacağız” ifadelerini kullandı.

Tüm bunlara rağmen OBB yönetiminin ‘Düşünen, Üreten, Yarışan Ordu  sloganıyla algı yanılması yaptığını söyleyen Gönül. “Ordu halkıyla, STK’lerle tartışmıyor, görüş alışverişi yapmıyor. Hatta adı var kendi yok Kent Konseyi’nin toplanıp projeler tartışılmıyor. Bu nasıl bir ortak akıldır ki, kendi çalıyor, kendi söylüyor” dedi.

Son olarak Gönül, “Ordu Çevre Derneği olarak bu zamana kadar yaptığımız gibi bundan sonra da demokratik, yasal haklarımızı kullanarak OBB’nin şehrimizi yaşanmaz hale getirmesine, hukuk tanımaz tutumuna ve şehrimizi rant alanı haline getirmesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün olmasa da tarihe not düşüp erken ya da geç Ordu halkının geleceğini yok eden OBB yönetiminde hukuksal ve vicdanı hesap sorulması için sorgulamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

MASAK’ın ‘her türlü bilgiyi isteme yetkisi’ne AYM engeli

Anayasa Mahkemesi (AYM), Hazine ve Maliye Bakanlığı‘na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu‘na kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi isteme yetkisi veren Cumhurbaşkanlığı kararnamesini anayasaya aykırı bularak iptal etti.

Yüksek Mahkeme TBMM Başkanı‘nın Meclis’e istediği aracı alma yetkisini de anayasaya aykırı buldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzasıyla 6 Ağustos 2019’da  Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde değişiklik yapılmıştı. Kararnameyle MASAK’ın yetkileri yeniden düzenlenmiş; kuruma “Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi istemek” yetkisi de verilmişti. Bu yetkiyle birlikte MASAK, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gibi istediği kişi ve kurumdan hiçbir sınırlama olmadan istediği bilgiye ulaşma olanağı yakalamıştı.

CHP, söz konusu düzenlemeyi  anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı.

DW Türkçe‘den Alican Uludağ‘ın aktardığına göre, AYM 24 Şubat tarihli toplantısında iptal talebini görüştü. Mahkeme, MASAK’ın kurum ve kişilerden her türlü bilgileri isteyebileceği yönündeki düzenlemeyi anayasaya aykırı bulurak iptal etti.

Mahkemenin iptal gerekçesinde, düzenlemedeki bilgilerin kişisel verileri de kapsadığı, buna ilişkin herhangi bir güvence kararnamede olmadığı, bu konuda MASAK’a geniş yetki verildiği belirtildi.

TBMM Başkanı’nın sınırsız taşıt yetkisi de iptal

Anayasa Mahkemesi, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu‘nun bazı maddelerinin iptali talebini de görüştü. Mahkeme, TBMM’nin ihtiyacı olan taşıtların cinsi ve fiyatının TBMM Başkanı tarafından belirleneceği, bu konuda Cumhurbaşkanı kararı aranmayacağı yönündeki düzenlemeyi de iptal etti. Böylece TBMM Başkanı’na istediği aracı alma yetkisi veren düzenleme de anayasaya aykırı bulunmuş oldu.

Aynı yetki, bu yılki bütçe de Meclis Başkanı’na verilmişti.

Savaştan kaçış: Yüz binlerce Ukraynalı yollara düştü

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının altıncı gününde Birleşmiş Milletler (BM) 660 binin üzerinde Ukraynalının ülkelerini terk ettiklerini duyurdu. Savaş yüzünden ülkelerini terk eden Ukraynalıların Polonya, Macaristan ve Romanya sınırlarında görüntüleri ortaya çıktı. Savaşın Ukrayna halkına etkisi görüntülere yansıdı. Yüz binlerce kadın ve çocuk Polonya, Romanya, Slovakya ve Yunanistan gibi ülkelere geçti. 

BM verilerine göre; Polonya’ya 281 bin, Macaristan’a 84 bin 586, Moldova’ya 36 bin 398 Ukraynalı geçti. Romanya hükümet sözcüsü Dan Carbunaru ise altı günlük sürede 70 bin 803 Ukraynalının ülkelerine geldiğini bildirdi. Romanya’daki Ukraynalıların daha sonra farklı ülkelere gideceği duyuruldu. Slovakya İçişleri Bakanlığı ise 25 bin 935 Ukraynalının ülkelerine girdiğini bildirdi. Yunanistan’a ise 100 kişi giriş yaptı. 

Fotoğraf: AP Photo

BM tarafından yapılan açıklamada Rusya’ya giden Ukraynalıların da olduğunu ancak bu rakamın vatandaşların güvenliği için korunduğunu bildirdi.

Polonya’da 60 saate varan sınır bekleyişi

BM Polonya’ya geçen Ukraynalıların sınırda kilometrelerce kuyruk oluşturduğunu, sınır geçenlerin 60 saate kadar beklediğini açıkladı. Gelenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğu aktarıldı. Kayıt altına alınan Ukraynalıların imkanları olanların kendi kalacak yerlerini bulduğunu, olmayanların ise yerel topluluklarda veya çeşitli evlerde misafir edildiği belirtildi. Polonya ofisinin mültecilerin bilgi ve destek talepleriyle dolup taştığı da açıklamaya eklendi.

Fotoğraf: AP Photo

Macaristan’da belediyelerden Ukraynalılara yardım

Ukraynalıların Macaristan’da da kayıtları yapılarak ülkeye alındığı belirtilirken burada da belediyelerin insani yardım aktörleri ve topluluk üyeleri tarafından Ukraynalılara yardım sağlandığı bildirildi.

Fotoğraf: AP Photo

Romanya’da uzun kuyruklar

Romanya’da ise 20 saatlik bekleme sürelerine varan kuyruklar oluştu. Gelen Ukraynalıların yardım veya kabul merkezlerine yönlendirildiği belirtildi. Ayrıca gönüllüler tercüme hizmetleri sağlıyorlar.

Fotoğraf: AP Photo

Savaştan kaçış Moldova’da 24 saat sürüyor

Odessa ile Moldova sınırı arasındaki 60 küsur kilometrelik mesafeyi kat etmek hâlâ 24 saat sürüyor. Yeni gelenler geçici kabul merkezlerinde barındırılıyor ve ek yerler belirleniyor. BM’nin Mülteci Ajansı UNHRC kabul kapasitesini artırmak için destek sağlandığını ve battaniyeler, uyku tulumları ve hijyen malzemeleri de dahil olmak üzere temel yardım malzemelerini dağıttığını duyurdu.

Fotoğraf: AP Photo

CHP ve Yeşiller: Zeytinlikleri madenlere açmak yasaya aykırı, zeytinleri savunacağız!

Yeşiller Partisi ve CHP‘den zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılmasına tepki geldi. Her iki parti de bugün Resmi Gazete‘de yayımlanan yönetmelik değişikliğinin yasalara aykırı olduğuna vurgu yaptı. 

Yeşiller Partisi’nin açıklamasında, savaş, ekonomik kriz, pandemi ve iklimi korumak üzere altına imza atılan uluslararası anlaşmaların AKP’yi “doğa yağması”ndan uzaklaştıramadığı kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Çünkü onlar için doğanın maliyeti sıfır! Yalnızca “Keseriz, yakarız, yıkarız. Gerekirse gider yerine yeni ağaç dikeriz”… “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılama” kılıfına saklanmış bu yönetmelik değişikliğinin şartı da “iş bittikten” sonra alanı rehabilite etmek oldu.

Biz bu kurnazlığı biliyoruz. Anadolu’da ufak bir gezintiye çıkan herkes de iyi bilir. Yok olan ormanlık alanlardan, yapılan doğa katliamı anlaşılmasın diye utanmazca yeşile boyanan dağdan, taştan biliyoruz. Yüzlerce yıl yaşama kapasitesine sahip bir ağacı kesip, sonra yerine yenisi dikildiğinde bölgenin “rehabilite” edilmesini bekleyemezsiniz. 20-30 yıllık bir maden çalışması için coğrafyanın kadim yaşam döngüsünü yok edemezsiniz.”

Zeytinliklerin, AKP’nin sekiz kez delmeye çalışıp başaramadığı ve halen yürürlükte olan 3573 Sayılı Yasa ile koruma altında olduğu hatırlatılan açıklamada, “Geçmişte Bergama’da, Kazdağları’nda, Soma’da zeytinliklerini savunanların yanında yer alan Yeşiller Partisi olarak bugün de İkizköy’de zeytinliklerini savunanların yanındayız. Bu ülke çapındaki saldırıya karşı tüm zeytinlikleri, doğamızı, çevremizi savunacağız. 250 yaşında bir zeytin ağacını savunacağız. Yaşamak için savunacağız. Hep birlikte yaşayabilelim diye savunacağız. 

Çünkü 250 yıllık ağaçlarımızdan başka bir şeyimiz kalmadı elimizde” denildi.

CHP: Yönetmeliği çıkaran bakan yasayı çiğniyor

Zeytinlik alanların enerji amaçlı madencilik faaliyetine açılmasına izin veren yönetmeliği eleştiren CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, “Bu resmen kişiye özel düzenlemedir. Bu yönetmeliği çıkaran Bakan, açıkça kanun emrine aykırı davranmıştır” dedi.

“Zeytinlik alanlarla ilgili kanun maddesi açık olarak zeytinlik alanlarda enerji ya da maden çalışmaları yapamayacağınızı yasaklıyor” diyen Öztunç şöyle konuştu:

“Yönetmelik açıkça kanuna aykırı. Bu yönetmeliği düzenleyen kamu görevlileri açıkça kanunsuz emir uygulamışlardır. Yönetmeliği uygulayayım diyecek kamu görevlilerini açıkça uyarıyorum, sakın böyle bir şeyi aklınızdan geçirmeyin. Kanun emrine aykırı davrandığınız için suçlu olursunuz. Bu yönetmeliği gerekçe göstererek izin veren kamu görevlisi hakkında kanuna aykırı hareket ettiği için suç duyurusunda bulunuruz”

Kişiye özel düzenleme

Kanunu değiştirmeyeceğini bilen AKP’nin yönetmelik düzenleyip zeytinlikleri yok edeceğini söyleyen Öztunç, “AKP kaçak dövüşüyor. Meclise ne zaman zeytinlik alanlarla ilgili bir şey getirseler, halkın tepkisi sonrasında geri çektiler. Beşli çetenin, maden lobisinin ısrarını kıramayan AKP, ulusal çıkarları bahane edip kişiye özel düzenleme yapıyor” dedi.

Dava açmak isteyenlere destek

Yönetmeliğin dava ile iptal edileceğini ama o arada yargının yavaş işlemesi yüzünden şirketin zeytinlikleri yok edebileceğine dikkat çeken CHP’li vekil,  “Bugün İkizköy’de termik santral için kömür çıkarılmak istenen zeytinlik sahayla ilgili dava keşfi vardı. Bu İkizköy için kıyak yönetmeliğidir. Yargıya müdahale ediyorlar. Bu yönetmeliği yargıya taşıyanlara her türlü yardımda bulunacağız” ifadelerini kullandı.

Harkov’da valilik binasına füze saldırısı: En az 10 kişi öldü, 35 yaralı

Ukrayna‘yı işgal eden Rusya, ülkenin kuzeydoğusunda yer alan ve ülkenin ikinci büyük kenti olan Harkov’daki bölge yönetim binasını füzelerle vurdu.

Ukrayna İçişleri Bakanlığı, roket saldırısında en 10 kişinin öldüğünü, 35 kişinin yaralandığını açıkladı. Ukrayna Acil Durumlar Servisi‘nden yapılan açıklamada da saldırıda Harkov valilik binasında, binanın bulunduğu Özgürlük Meydanı’nda ve civardaki diğer binalarda büyük hasar oluştuğu bildirildi.

Saldırıda biri çocuk altı sivilin yaralandığı belirtilen açıklamada, can kayıplarına ilişkin bilgilerin henüz netleşmediği kaydedildi.

https://twitter.com/DmytroKuleba/status/1498569115950272517

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de Harkov’da onlarca sivilin yaşamını yitirdiği bombardıman nedeniyle Rusya’yı savaş suçu işlemekle suçladı. Zelenskiy, kentte sivillerin bilinçli olarak hedef alındığına dair tanıklıklar olduğunu söyledi.

Gece geç saatlerde halka seslenen Zelenskiy, Batılı ülkelere, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge ilan etmesi çağrısında bulundu. İnsan hakları grupları da Rus işgalinde savaş suçları işleniyor olabileceğine dikkat çekiyor.

Füze saldırısının yarattığı tahribat Reuters muhabirlerinin fotoğraflarına yansıdı: