Doğa MücadelesiManşetTürkiye

Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu toplandı: Müsilaj, kirlenme zincirinin sadece bir halkası

0

TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu dün, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir başkanlığında toplandı.

Komisyonda söz alan Marmara Çevresi İzleme Projesi Yöneticisi Hidrobiyolog Mehmet Levent Artüz, Marmara Denizi genelinde müsilaj oluşumunun, günümüzde sadece kirlenme zincirinin bir halkası olduğunu söyledi.

‘Tetikleyen tek unsur kirleticiler’

Artüz, sorunun Marmara Denizi’nin bilerek ve isteyerek kirletilmesi olarak tanımlanabileceğini, müsilajın sadece nihai bir ürün olduğunu belirtti. Artüz, açıklamasında şunları söyledi:

Bugün kendini müsilaj olarak gösteren semptom, yarın artan bir şekilde farklı olgular olarak tekrarlanacaktır. Müsilaj organik bir maddedir, bunun doğada mutlaka parçalanıyor olması lazımdı. Bunu parçalayacak olan da bakterilerdir. Ama Marmara Denizi’nde oksijen miktarı çok çok düşük olduğu için bu parçalanma çok yavaş oluyor. Bunu tetikleyen tek unsurda kirleticilerdir.”

‘Marmara Denizi’ni eski haline getirmenin imkanı yok’

Marmara Denizi’ni eski haline getirmenin imkanı olmadığını kaydeden Mehmet Levent Artüz, ancak çevresine zarar vermeyecek seviyede bir iyileştirme mümkün olabileceğini, bunun için de Marmara Denizi’ni bir alıcı ortam olarak kullanmaktan tamamen vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti:

Özellikle göç mevsiminde palamut ve lüfer gibi türlerin Marmara denizini katederken enfekte olmuş istavrit gibi balıklar ile beslendiğinde hastalığı kapacaklar ve enfeksiyonu göç yolu boyunca bu mevsim Akdeniz’e, ilkbaharda Karadeniz’e taşıyabileceklerdir. Aynı şekilde Marmara kökenli enfekte olmuş balık popülasyonunun direkt olarak Ege ya da Karadeniz’e geçmesi de hastalığın yayılmasını sağlayacak unsurlardan birisidir. Yani sorun, bir müsilaj oluşumu sorunu değildir. Sorun Marmara Denizi’nin bilerek ve isteyerek kirletilmesi sorunudur. Müsilaj sadece bir nihai üründür. Marmara Denizi’nin kirletilmesi sorunu hali hazırda tam gaz devam ediyor. Müsilaj ise bu kirletme sürecinin günümüzdeki göstergesi sadece.

Dünyanın en kirli akarsularından biri olarak kabul edilen Ergene Nehri’nin kirletici unsurlarının 50 kilometre katettirilerek Tekirdağ’ın 4,5 kilometre açığında 47 metre derine deşarj edilmesi acilen durdurulmalıdır. Marmara Denizi genelinde ve boğazlarda kademeli olarak tüm atık girdileri kısa vadede ve bir program dahilinde kesilmelidir. Marmara Denizi’ni eski haline getirmenin imkanı yoktur. Ancak çevresine zarar vermeyecek seviyede bir iyileştirme mümkün olabilir. Onun için de tek şart, Marmara Denizi’ni bir alıcı ortam olarak kullanmaktan tamamen vazgeçmektir.”

‘Soruna bütüncül yaklaşmak gerekiyor’

Komisyona bilgi veren, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Günay da, müsilajın geçmişten beri doğaya ve çevreye verilen zararların önemli sonuçlarından biri olduğunu belirterek, müsilajın tek bir sebebinin olmadığını dile getirdi:

İklim değişikliğinin etkisiyle birlikte artan sıcaklık, deniz suyundaki durağanlık, atıkların arıtılmadan yoğun şekilde denize deşarj edilmesi ve azot-fosfor artışı gibi pek çok etken söz konusu. Bununla birlikte evsel ve endüstriyel atıkların etkisi yadsınamayacak boyutta. Dolayısıyla bu soruna bütüncül yaklaşım gerekiyor.”

‘Marmara’yı ileri teknoloji bölgesi olarak konumlandırmak gerek’

Sanayinin Marmara Bölgesi‘ne sıkışmış durumda olduğunu söyleyen Günay, bu yoğunlaşmayı Orta Anadolu gibi yeni bölgelere genişletmek gerektiğini de söyledi:

Marmara Bölgesi, Türkiye’nin ekonomik zenginliği açısından tetikleyici rol oynuyor. Marmara Bölgesi’ndeki sanayicilerimizin, Avrupa Birliği pazarında tüm dünyayla rekabet etmeye çalıştıkları açıkça görülmektedir. Bununla birlikte sanayi, Marmara Bölgesi’ne sıkışmış durumda. Marmara Bölgesi’ndeki yoğunlaşmayı Orta Anadolu gibi yeni bölgelere genişletmemiz, Marmara Bölgesi’ni daha çok ileri teknoloji bölgesi olarak konumlandırmamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Orta Anadolu’da oluşturulacak yeni bölgenin ise lojistik altyapısıyla desteklenerek Mersin ve İskenderun limanlarına bağlanması, önemli ölçüde rekabetimizi arttıracaktır. Ayrıca bölgedeki mevcut sanayi tesislerimizin çevresel dönüşümü, müsilaj sorununun çözümü için atılması gereken önemli adımlardan biridir. Bu dönüşümün finansmanı için kamu kaynaklarını daha fazla çevreci, yeşil üretimi destekleyen projelere tahsis etmeliyiz. Orta vadede ise arıtma sistemlerimizi ileri biyolojik arıtmaya dönüştürmemiz gerekmektedir.”

You may also like

Comments

Comments are closed.