Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

İsyandan geriye ne kalır?

0

Kendi içinde asla birleşemeyen hayvan hakları camiası ilk defa dize gelmiş ve birleşmişti. Bizlerin bile inanamayacağı dev bir kalabalıktık ve artık sesimiz çıkıyordu.

30 Eylül 2012 günü on binlerce belki yüz binlerce hayvan hakları savunucusu Türkiye‘nin 10 ayrı ilinde ve İstanbul Taksim‘de eş zamanlı olarak buluşarak, içinde hayvanları uyutmaya varan ibareler bulunan yasa taslağını protesto etmişti.

İstiklal Caddesi yürünmeyecek bir kalabalıkla felç olmuştu. Bu eşsiz dev kadro bir daha buluşamadı ve bir daha asla buluşamayacak.

Hemen ardından 02 Ekim 2012 de ben ve altı dostum kendimizi Boğaziçi Köprüsü’ne zincirleyerek köprüyü işgal ettik. Hedefimiz mevcut hayvan hakları yasasına dikkat çekmekti. Boğaz Köprüsü ilk kez hayvanlar için meşgul ediliyordu.

Peki, bugün 02 Ekim 2022. Bu dev isyandan tam tamına 10 sene ve 2 gün geçti. İsyandan geriye ne kaldı?

Geriye umudu iyiden iyiye kırılmış az sayıdaki hayvan hakları savunucusu kaldı.

15 yıllık mücadelenin geldiği yer: Ölüm yasası

Diyeceksiniz ki neden? Türkiye’de her gün yeni bir hayvana yönelik şiddet suçu işlenirken, son birkaç yıldır çeşitli şekillerde gündeme gelen büyük katliamlar duyulmaya başlandı. E eskiden bu katliamlar yok muydu?

Elbette vardı, var olacak da. Çünkü biz hayvan haklarına saygı duyan bir ülke değiliz. Eskiden beri var olan bu katliamlar son yıllarda internetin yaygın kullanımı ile bilgiye erişim kolaylaştığı için daha kolay duyulur oldu.

Sonrasında yurttaşlar olarak bizler her fırsatta tepkimizi sosyal medyadan göstererek aklıselim, ayakları yere sağlam basan bir hayvan hakları yasası istemeye devam ettik.

2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun yetersiz yaptırımları, hayvanlara yönelik kötü muameleyi “kabahat” olarak değerlendirmesi ve bu fiilleri suç kapsamına sokmaması gibi birçok neden ile biz hayvan hakları savunucuları yeni bir yasa için neredeyse on beş yıl mücadele ettik.

Hemen tüm partilerin üzerinde uzlaştığı “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ilk olarak 2011’de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Umutlar tavan olmuştu.

Bu noktada, dönemin azılı hayvan hakları savunucusu biricik Burak Özgüner’i anmadan geçemeyeceğim. İnce bir sabırla günlerce meclis kapısını aşındırdı.

Ancak bu tasarı hayvan hakları savunucularının hiçbir talebine yer vermemekle birlikte “Ölüm Yasası” olarak anıldı. Ardından yeni ve ses getiren yeni isyanlar, yeni eylemler…

Tasarı, evde hayvan sayısının kısıtlanmasını ve tüm sokak hayvanlarının “doğal yaşam parkı” adı verilen hayvan hapishanelerine toplanması gibi hayvanların aleyhinde maddeler öneriyordu.

Ayrıca tasarıda hayvana yönelik suçların Türk Ceza Kanunu’na (TCK) kapsamına alınması öngörülüyor, ancak ceza alt sınırının düşük olması nedeniyle de savunucular taslağı kabul etmiyorduk.

Alınan bir arpa boyu yol

Bu tasarıya yönelik kitlesel eylemler ve imza kampanyaları neticesinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan sözde hayvansever bazı “komik” sanatçıları Dolmabahçe’de ağırladı. Yine bir sonuç alınamadı. Toplum gözünde hayvan hakları itibarsızlaştırılmaya başlanmıştı, mevcut iktidar yanlısı medya kuruluşlarının da desteği ile sokak hayvanı konusu bir sorun olarak pompalanıyordu.

Adalet Bakanlığı 2018 Ocak’ta hazırladığı tasarıyı tüm komisyonlara iletti. Bu tasarı hayvan hakları aktivistleri ile paylaşılmadı.  ‘Sahipsiz’ hayvanın ihlal edilen hakkına yönelik başvuru, tasarıya göre sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yapılacaktı.

Seçimlerden önce her seferinde oy kaygısıyla bazı sözler veriliyor ama sonra bir şekilde o sözler tutulmuyordu.

Şubat 2019’da kamuoyunun da baskısı ile TBMM Genel Kurulu’nda, beş parti grubunun ortak önergesiyle hayvanlara uygulanan şiddet ve kötü muamele olaylarının incelenerek, bu olayların önlenmesi için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla TBMM Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon’un raporu 23 Ekim’de Meclis Başkanlığı’na sunuldu ve söz konusu yasa asla çıkartılamadı.

Araya pandeminin de girmesi bahane edilerek düzenli olarak ertelenen yasa 2022 senesinde yaralı, bereli, eksik ve gedik olarak bir gecede pat diye çıkarıldı. Mevcut Türkiye şartlarında devam eden yasa değiştirme çabalarımız devam ediyor. Merak edenler için söyleyeyim, elbette ki son durumda çıkan garabet yasa da zaten tam anlamı ile uygulanmıyor. İşte bu sebeple daha çok hayvan hakları ihlali haberi yazacağız.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.