ManşetHafta SonuKöşe YazılarıYazarlar

İstanbul’un çöpü

0

Çöp meselesi son zamanlarda oldukça fazla gündemde. Özellikle ithal edilen plastik çöpler ve bir gazetecinin acar gazetecilik yapıp içine takip cihazı taktığı çöpleri takip ederek haber yapması gündemi fazlasıyla meşgul etti. Bu esnada çöp ithalatı meselesine gönderme yaparak çöplerden enerji ürettiğini anlatan paylaşımlar da yapılmadı değil. Bunların başında da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı geliyor.

Bu reklamlar sadece çöp yakıp enerji elde ediyoruz temasıyla değil aynı zamanda çöpten yakıt üretiyoruz temalı içeriklerle de destekleniyor. Üstelik bu yakıta da önemli düzeyde rağbet olduğuna parmak basılarak paylaşılıyor bu haberler.  Daha önce yazdığımız bir yazıda, çöpten üretilen enerjinin de, yakıtın da matah bir şey olmadığını anlatmıştık. Ancak niyeyse ana akım mühendis yaklaşımı bu gerçekleri inkâr edip ısrarla nükleer enerji üretmekle eşdeğer olan bir yöntemin reklamını yapıyor. Bunun çevreci olduğunu iddia eden tablolar ve grafikler üretilip duruyor. Ancak bu açıklamaların, tabloların ya da grafiklerin hiçbirinde bu yöntemin ürettiği enerjinin kalitesi, çevreye etkisi ya da ürettiği küllerin akıbeti konusuna değinilmiyor. Varsa yoksa “karbon kredisi”, “x miktarda konutun elektriği” vs. Mesela hakkında uzun uzadıya açıklamalar ve videolar yapılan yakma işi ve yakıt üretme işi kadar kompost gübreye, kaynağında ayrıştırmaya veya atık azaltımına dair şeyler bu kadar yoğun bir şekilde paylaşılmıyor. Neden? Çünkü kayda değer düzeyde değil!

Yılda 3.7 milyon ton gıda çöpünden 1.5 milyon ton kompost elde edilebilir

Gelin İstanbul’un çöplerine ne olduğunu biraz konuşalım. İstanbul, TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklere göre yılda 6.959.481 ton ile Türkiye’nin en fazla belediye çöpü üreten şehri. Bu miktarın fazlası vardır eksiği yoktur denilebilir. Kişi başı günlük üretilen çöp miktarı da bu hesapla 1.23 kg civarı. Peki, bu çöplerin ne kadarı gıda atığı? Yüzde 54’ü. Kim söylüyor peki bunu? Yıldız ve arkadaşları tarafından 2013 yılında yapılan şu çalışma!

Yani toplam üretilen çöpün 3.758.120 tonu kompostlanabilir nitelikte. Sizce bu kompostlanabilir özellikteki çöpten ne kadar kompost üretilebilir? Sıkı durun! 1.156.345 ton! Bu miktar 2018 yılında Türkiye geneli tüketilen kimyasal gübre miktarının %50’sinden daha fazlasına denk geliyor.

Peki, İstanbul’da gıda çöplerinden ne kadar gübre üretiliyor? 12.000 ton. Şaka değil gerçek. Kalanı ne yapılıyor? Ya gömülüyor ya da işte öve öve bitirilemeyen Avrupa’nın en büyük (ne demekse) çöp yakma tesisine gönderiliyor. Bakın burada yakma tesisinden üretilen enerjinin üretim maliyetinin nükleer enerji üretim maliyetinden sonra en yüksek maliyete sahip olduğunu detaylarıyla yazmıştık.

Yani yakma tesisine yatırılan paranın yarısından daha azıyla daha büyük kompost tesisi yapmak ve kalan parayla da yenilenebilir enerji yatırımı yapmak yerine önceki dönemden kalma ve ÇED raporu da oldukça şaibeli bir firma tarafından yapılan bir tesisin kurulumuna devam ediliyor. Bunun akıl alır bir tarafı yok. Bu tesis için de çok güzel bir “temel atmama” töreni organize edilebilir; yerine de 500.000 ton kapasiteli bir kompost üretim tesisi kurulabilirdi. Ancak ne yazık ki tam tersi yapıldı.

Yakarak yayılan zehirli kül, gaz ve toz emisyonu bilinmiyor

Çöp yakma işinin bir diğer maliyeti olan zehirli kül üretimine ve ortaya çıkan zehirli gaz ve toz emisyonlarına dair şeffaf ve detaylı bir açıklamaya ne yazık ki rastlayamıyoruz. Çünkü çöp yakma sonucu ortaya çıkan nihai ürün içerisinde son derece zehirli olan kalıcı organik kirleticiler mevcut. Bunların filtrelenmesi maliyeti de oldukça yüksek. Dolayısıyla uzun vadede çöp yakma işi ciddi bir şekilde baş ağrıtacak özellikte.

İstanbul’un çöp meselesinde bir diğer problem de çöpten yakıt elde ediyoruz güzellemesi. Oysaki bu şekilde üretilen yakıtın ne derece kalitesiz ve fosil yakıt tüketiminden başka bir anlamı olmadığını şu ve şu yazılarımızda açıklamıştık. Bu meselede de diğer meselelerde olduğu gibi popülist yaklaşımlar ana akım haline gelmiş ve sanki mucizevi bir keşif yapılmış gibi devasa reklamlar yapılıyor. Atıktan türetilmiş yakıt çevre dostu filan değildir. Bu tamamen hurafelere dayanan bir iddiadır. Üstelik ATY de bir fosil yakıttır. Ayrıca çoğunlukla plastik malzemeden üretildiği ve plastik de bir fosil kaynak ürünü olduğu için çevreci de olamaz. Doğalgaz ne kadar çevreciyse ATY da o kadar çevreci. Bakın İstanbul’da yılda 1 milyon tona yakın plastik çöp üretiliyor ve bunun en fazla %20’si toplanabiliyor. Yani öve öve bitirilemeyen ham madde denilen plastik çöpler her nedense ithal edilenler kadar hak ettiği değeri göremiyor.

Sonuç olarak İstanbul’un değerli ve kompostlanabilir çöpünün önemli bir kısmı değerlendirilmiyor ve değerli denilen plastik çöp “ham maddesi” ise İngiliz Tesco market poşetine layık görülen değer kadar bile değer göremiyor. Sözün özü İstanbul’un çevre dostu bir çöp politikası tüm Türkiye’de olduğu gibi ne yazık ki mevcut değil. Bu durum da gelecek nesilleri altından kalkmakta zorlanacakları bir maliyetle yüz yüze bırakma potansiyeli taşıyor. Çöpü yakmaya değil azaltmaya ve içerisindeki özellikle organik malzemeyi kompost gübresi yapıp gübre alamayan ve bu yüzdende ekim yapamayan çiftçiye dağıtmaya yönlendirmeliyiz. Bunu yapamayan tüm girişimler çevreci değil çevre sağlığını tehdit eden uygulamalardır.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.