HRW’den Çevre Bakanlığı’na çağrı: Afşin-Elbistan santralinin genişletilmesine onay vermeyin

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Afşin-Elbistan A Kömürlü Termik Santrali'ne iki ek ünite kurulmasına ilişkin çevresel etki değerlendirmesi raporuna onay vermemesi için çağrıda bulundu. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yaptığı açıklamada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Maraş’ın güneydoğusunda yer alan Afşin-Elbistan A Kömürlü Termik Santrali‘ne iki ek ünite kurulmasına ilişkin çevresel etki değerlendirmesi raporuna onay vermemesi için çağrıda bulundu.

Konuyla ilgili bir rapor hazırlayan örgütün araştırması, A santrali ile daha sonra inşa edilen iki kilometre uzaklıktaki B santrali yakınlarındaki hava kirliliği seviyelerinin tehlikeli derecede yüksek olduğunu ve bölge sakinlerinin zehirli havaya bağladığı sağlık sorunları yaşadığını ortaya koydu.

Çalışmada, Afşin-Elbistan’da kanser vakalarında bir patlama beklendiğine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan erken uyarılara rağmen hükümetin bu vakaları izlemek ve daha sıkı yasal düzenlemeler ve yaptırımlar getirerek zararı azaltmak konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekildi.

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Kömürlü termik santrallerden kaynaklanan zehirli hava Türkiye’de her yıl binlerce insanın ölümüne neden oluyor, ne var ki yetkililer sorunu önlemek, hatta insanları sağlıklarının zarar görebileceği konusunda uyarmak için yeterli çabayı göstermiyor” dedi.

Williamson, Türkiye’nin çevreyi kirleten kömürlü termik santrallerin genişlemesine izin vermektense, hava kalitesi standartlarını güçlendirmesi, uygulaması  ve 2030 yılına kadar kömürden yenilenebilir enerjiye adil bir geçişin gerçekleşmesi için gerekli adımları atması gerektiğine de dikkat çekti.

Türkiye bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarında ilerleme kaydetmek için çalışmalar yürütse de hükümet kömürlü termik santrallere dayalı elektrik üretimini genişletmeye devam ediyor. Yenilenebilir enerji kaynakları şu anda Türkiye’nin kurulu elektrik kapasitesinin yüzde 54’ünü oluşturuyor.

Yeşil NoktaAfşin Elbistanlılar kömürlü termik santrallere ek ünite istemiyor
Yeşil NoktaAfşin Elbistan’da termik santral planlarının iptali için 16 bin imza teslim edildi
Yeşil NoktaKapasitesinin artırılması istenen Afşin Termik Santrali’nde yangın: 3 işçi ağır yaralı
Yeşil NoktaDanıştay, Afşin C Termik Santrali’nin ÇED onayına verilen iptal kararını onadı
Yeşil NoktaDepremden etkilenen Afşin-Elbistan Termik Santrali yeniden üretime başlıyor
Yeşil NoktaAfşin’e ek ünite için ÇED toplantısında halk konuştu: Termik santral istemiyoruz
Yeşil Nokta‘Afşin-Elbistan yeni bir santrali kaldıramaz’ diyen halk, kömürsüz gelecek istiyor

‘Yetkili kurumlar’da kapı duvar

HRW, Mayıs 2024’te Afşin-Elbistan’da yaşayan 28 kişiyle hava kirliliği deneyimleri hakkında görüştü; verileri kamuoyu ile paylaşılan en yakın hükümet izleme istasyonundan alınan son hava kalitesi verilerini, AB Copernicus programından alınan hava kirliliğine ilişkin uydu verilerini ve resmi hükümet belgelerini inceleyerek analiz etti.

Çalışma için ayrıca Sağlık Bakanlığı’ndaki ilgili yedi birime, kömür santralini işleten ve ek üniteler için başvuruda bulunan şirketin bağlı olduğu ana şirkete, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ)  ve yerel yönetim yetkililerine mektuplar yazıldı; Türkiye İstatistik Kurumu‘ndan sağlık verilerini talep edildi. Ancak hiç birine yanıt gelmedi.

Kömürlü termik santrallerin yakınında yaşayan bölge sakinler ise arkadaşlarının, akrabalarının ve komşularının, yakındaki santrallerden kaynaklanan kirliliğe bağladıkları veya bu kirliliğin şiddetlendirdiği kanser, kalp-damar veya solunum yolu rahatsızlıklarından öldüğünü anlattı. Görüşülen sağlık çalışanları da tesislerin çevresindeki bölgelerde solunum problemleri oranlarında artış gördüklerini belirtti.

2019 ve Haziran 2024 tarihleri arasında Elbistan yer izleme istasyonunda kaydedilen SO2 konsantrasyonları üzerinde yaptığı analizde, santralin faaliyetlerinin mevzuat gerekliliklerine uymadığı gerekçesi ile kapatıldığı Şubat – Mayıs 2020 arasındaki dönemde, kirlilik seviyelerinin düşmeye başladığı görülmüştü. Santrale de hafif hasar veren 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından, 2023’ün büyük bir bölümünde A ve B santrallerinin faaliyetlerinin durmasıyla birlikte, kirlilik seviyelerinde daha da büyük bir düşüş gözlendi. Ancak 2023 sonu ve 2024’te yeniden faaliyete başlayan ve şimdi genişletme çalışmaları yapan santralin yaydığı kirlilik sürdü.

Yeşil Nokta‘Afşin A santraline eklenmesi planlanan iki ünite 1.900 erken ölüme neden olacak’
Yeşil NoktaTermik santral kaynaklı hava kirliliğinde Kemerköy dört, Afşin-Elbistan beşinci sırada

Elbistan’daki maden, ‘karbon bombası’

Afşin-Elbistan’daki enerji santrallerini besleyen kömür madeni, 4,09 gigaton karbondioksit çıkarma kapasitesiyle karbon bombası diye tabir edilen dünyanın en büyük fosil yakıt üretim projelerinden biri.

Kömür santralinin genişletilmesi Türkiye’nin enerji dönüşümünü tehdit ettiği gibi,  Paris İklim Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini de tehlikeye atıyor. Türkiye’nin 2022 Ulusal Enerji Planı‘nda ise kömüre dayalı elektrik üretiminden aşamalı olarak vazgeçileceğine ilişkin herhangi bir ifade yer almıyor.

Türkiye, 2024 yılı başında Avrupa’nın en büyük kömür yakıtlı elektrik üreticisi haline geldi.  Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile AB ülkelerinde gerekli onay ve finansmanın bulunması sürecinde olan, planlanmış ancak henüz inşa edilmemiş kömür projelerinin yüzde 73’ü Türkiye’de yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü‘nün (DSÖ) tahminlerine göre ise  2019 yılında 35.000’den fazla kişi hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybetti.

Hükümet verileri 2022 yılında Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 36’sının kömür santrallerinden elde edildiğini gösteriyor. Türkiye’nin faal durumdaki kömür santralleri 2015-2023 yıllarında yüzde 34 oranında arttı. 2024’ün ilk çeyreğinde kömürlü termik santrallerin toplam kurulu gücü 20,2 GW’a ulaştı, 2035’e kadar 2 GW’lık bir ek kapasite daha bekleniyor.

İnsanların, kömüre dayalı elektrik üretiminin bedelini onlarca yıldır ödediğine vurgu yapan Williamson, “Hükümetlerin görevi, insanların zaten yüksek düzeyde kirliliğe maruz kaldığı bir bölgede kömür santralini biraz daha genişletmek değil, insanların yaşamlarını korumak ve sağlıklı bir çevreye sahip olma haklarını yaşama geçirmek için acilen adım atmak olmalıdır” dedi.

Bilimsel araştırmalar, kömürlü termik santrallerden kaynaklanan hava kirleticilerine maruz kalmanın, diğer kaynaklardan kaynaklanan maruz kalmanın iki katından daha fazla ölüm riskiyle ilişkili olduğunu ve yeni kömürlü termik santrallerin iptal edilmesinin hava kirliliğine bağlı ölümleri küresel olarak azaltacağını ortaya koyuyor. Türkiye’de ise ülke genelinde bol miktarda bulunan düşük kaliteli kirletici bir kömür türü olan linyit,  eski kömür santrallerinde yakılarak elektrik üretiliyor ki, bu da verilen zararı artırıyor.

Ülkenin en büyük kömürlü termik elektrik üretim tesislerinden ikisi olan Afşin-Elbistan’daki A ve B santralleri, birbiri ardına iktidara gelen Türk hükümetleri tarafından kırk yılı aşkın bir süre zarfında inşa edildi ve genişletildi.1984’teki kuruluşundan 2023’teki geçici kapanışına kadar yeterli emisyon azaltıcı teknolojiden yoksun olan A santralinden kaynaklanan emisyonlar özellikle endişe verici. A Santrali, daha yeni teknolojiler kullanılarak 2004 yılında inşa edilmiş olan B Santrali’ne 2,5 kilometre mesafede bulunuyor.

Buna rağmen A santralinde 688 MW ek kapasite ve 37,5 milyar Türk Lirası (yaklaşık 1.1 milyar USD) yatırım maliyeti ile iki ek ünitenin inşasına onay veren bir çevresel etki değerlendirmesi Çevre Bakanlığı’nın inceleme sürecinde. Greenpeace Akdeniz tarafından 2022 yılında yaptırılan bir çalışmada, santralin planlanan genişlemesinin 30 yıllık ekonomik ömrü boyunca yol açacağı erken ölüm sayısı yaklaşık 1.900 olarak tahmin ediliyor.

HRW’nin Ocak 2021 ile Haziran 2024 arasındaki hava kalitesi verileri üzerinde yaptığı analizde, Afşin-Elbistan kömür santrallerini çevreleyen alanda tehlikeli derecede yüksek hava kirliliği seviyeleri tespit edildi. Copernicus Sentinel-5P misyonundan elde edilen uydu verilerinin analizinde, ortalama kükürt dioksit (SO2) konsantrasyonunun santrallerin üzerinde ve çevresindeki köylerde verileri yayınlanan en yakın hava kalitesi izleme istasyonunun bulunduğu Elbistan’a kıyasla belirgin şekilde daha yüksek olduğu görülüyor. Kömür santrallerine yakın köylerde yaşayanlar ise  bölgedeki santrallerden kaynaklanan riskler ya da bunlardan kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini söylüyorlar.

Kaynak: İnsan Hakları İzleme Örgütü.

Kömürlü santraller iklim krizinin baş nedenlerinden biri

Kömürlü termik santraller sağlık risklerinin yanı sıra iklim krizinin de en büyük nedenlerinden biri. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 20’sinden fazlası kömürlü termik santrallerden kaynaklanıyor. Kömürün ve özellikle linyitin yakılması, partikül maddeler ve sülfür dioksit (SO2) gibi her biri sağlığa ciddi ölçüde zarar verebilecek önemli kirleticileri açığa çıkarıyor.

Küsürt arıtma sistemi işe yarıyor mu?

Afşin-Elbistan A santralinin çevre mevzuatının gerektirdiği arıtma tesisleri olmadan çalışmasına uzun yıllar boyunca izin verilmişti. Defalarca yapılan yasal itirazlar ve yürütülen kampanyalar sonucunda santral 1 Ocak 2020 tarihinde çevre mevzuatına uymadığı gerekçesiyle kapatılmış olsa da, hükümet Mayıs 2020’de yeniden açılmasına izin verdi ve depremlerde hasar alana kadar da faaliyette kaldı. 26 Aralık 2023 tarihinde A santralinin dört ünitesinden sadece birine ilk kez kükürt arıtma sistemi kuruldu ve bu ünitenin yeniden faaliyete geçmesine izin verildi.
Yukarıdaki grafik, Ocak 2019 ve Haziran 2024 tarihleri arasında Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda ölçülen günlük ortalama SO2 konsantrasyonlarını gösteriyor. Şubat ve Mayıs 2020 arasında faaliyetler geçici olarak durdurulduğunda kirlilik seviyelerinin de düşmeye başladığı görülüyor. 6 Şubat 2023’te meydana gelen iki depremin ardından 2023’ün büyük bir bölümünde faaliyetlerin durmasıyla birlikte kirlilik seviyelerinde daha belirgin bir düşüş izleniyor. Yukarıdaki grafikte karşılaştırma amacıyla DSÖ tarafından önerilen günlük SO2 konsantrasyon sınırı olan 45 µg/m³, önerilen AB 2030 standartlarının sınırı olan 50 µg/m³ ve 2019 Türkiye standartları sınırı olan 125 µg/m³ gösterilmiştir. Kaynak: İnsan Hakları İzleme Örgütü

Kükürt arıtma (desüfürizasyon) amacıyla kullanılan mevcut en iyi teknoloji SO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltabiliyor olsa da, yeniden faaliyete alınmasına izin verilen ünitede hangi teknolojinin kullanıldığı bilinmiyor. Hava kirletici filtrelerinin zaman içinde performans verimliliğini kaybettiğine dair endişeler var. Çevresel etki değerlendirmesinde de kabul edildiği gibi, mevcut kömür santraline yeni üniteler eklenirse, bölgedeki SO2 kirlilik seviyeleri artacak. Buna ek olarak, mevcut en iyi kükürt arıtma (desülfürizasyon) teknolojisi SO2’ye maruzi kalmayı önemli ölçüde sınırlayabilse de, daha önceden maruz kalınmış SO2’nin sağlığa verdiği zararı ortadan kaldırmak mümkün değil.

Önceleri kamuya ait bir şirket olan EÜAŞ tarafından işletilen Afşin-Elbistan A santrali, Kasım 2018’de özel bir şirket olan Çelikler Holding’e devredildi. EÜAŞ ile Çelikler Holding arasındaki anlaşmanın şartları da  bilinmiyor. Şirket, zararlı hava kirleticilerinin salımını en aza indirmek için alınan önlemler hakkındaki soruları yanıtlamadığı gibi, tesiste arıtma sistemlerinin kurulması tamamlandıktan sonrası ile ilgili öngörülerinin neler olduğuna dair bilgi taleplerini de cevapsız bırakıyor. .

HRW’nin Elbistan’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ait izleme istasyonunda Ocak 2021’den Haziran 2024’e kadar kaydedilen PM2.5 seviyelerine ilişkin analizi, ortalama PM2.5 konsantrasyonunun DSÖ’nün önerdiği yıllık seviyenin beş katından fazla ve önerilen 2030 AB standardının neredeyse üç katı olduğunu ortaya koydu. Türkiye, kirlilik kontrol yasaları/standartları kapsamında AB limitleri ile uyumlu PM2.5 limitlerini de  oluşturmadı.

Çalışmada, bu tarihlerde Elbistan hava kalitesi izleme istasyonundaki PM10 konsantrasyonlarına ilişkin analizi de kirlilik seviyelerinin son yıllarda yüksek kaldığı, ortalama PM10 konsantrasyonunun DSÖ’nün tavsiye ettiği yıllık seviyenin dört katından fazla ve 2019 Türkiye standardının 1,75 katı olduğu de ortaya kondu.

Yukarıdaki grafik, Ocak 2021 ve Haziran 2024 tarihleri arasında Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda ölçülen günlük ortalama PM2.5 konsantrasyonunu temsil ediyor. DSÖ’nün tavsiye ettiği seviye (günlük ortalama 45 µg/m³’ten az) ile önerilen AB 2030 standardı da, (günlük ortalamanın 25 µg/m³’ten yüksek olmaması) karşılaştırma amacıyla grafikte gösterilmiştir. Kaynak: İnsan Hakları İzleme Örgütü
Yukarıdaki grafik, Ocak 2021 ve Haziran 2024 tarihleri arasında Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda ölçülen günlük ortalama PM10 konsantrasyonunu temsil ediyor. DSÖ’nün tavsiye ettiği seviye (günlük ortalama 50 µg/m³’ten az) ile önerilen AB 2030 standardı da, (günlük ortalamanın 45 µg/m³’ten yüksek olmaması) karşılaştırma amacıyla grafikte gösterilmiştir. Kaynak: 2024 İnsan Hakları İzleme Örgütü

Hava kalitesi izlenmiyor, bölge halkına bilgi verilmiyor

Türkiye hükümetinin hava kalitesinin izlenmesi amacıyla kurduğu web sitesinde ülke genelindeki yer seviyesi izleme istasyonlarından alınan ölçümler paylaşılsa da, geçmiş verilerin yer yer eksik kaldığı ve Afşin-Elbistan gibi kirliliğin yoğun olduğu noktaların yakından izlenmediği görülüyor. Avrupa Çevre Ajansı’nın kriterleri bir yerin hava koşullarının değerlendirilebilmesi için toplam gün sayısının en az %75’ine ilişkin verilerin mevcut olmasını gerektiriyor ancak 2016-2019 verilerinin analizinde 81 ilin en az 21’inde bu ölçüt

Yer seviyesindeki hava kirliliğinin etkin bir şekilde izlenmediği gibi, kömür santralleri de dahil olmak üzere büyük yakma tesislerinden kaynaklanan emisyon verileri de Türkiye’de kamuoyu ile paylaşılmıyor.  Bir kömür santralinin emisyon verilerinin kamuoyuna açıklaması yönünde verilmiş bir mahkeme kararları bulunmasına rağmen, yetkililer bu verileri açıklamıyor.

Santral çevresindeki; Çoğulhan, Berçenek ve Altunelma’da yaşayanlar, bölgedeki çevre sorunlarının kapsamı ve bunların sağlık üzerindeki olası etkileri konusunda bilgilendirilmedikleri gibi, santralle ilgili karararların alınması süreçlerine nasıl katılabilecekleri, sağlıkla ilgili tehlikelere karşı nasıl önlem alabilecekleri ve sağlıklarının bozulması nedeniyle doğan zararlarının giderilmesini nasıl talep edebilecekleri konusunda da herhangi bir bilgi alamadıklarını söylüyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir web sitesinde, hassas gruplara mensup kişilerin hava kirliliği seviyeleri yükseldiğinde açık hava faaliyetlerinden kaçınmalarını salık veren bazı tavsiyelerde bulunsa da, risk altındaki gruplara yönelik ayrıntılı pratik tavsiyeler sunmamaktadır.

Bölge sakinleri ayrıca kömürlü termik santralin genişletilmesi yönündeki planlar hakkında bilgi sahibi olmadıklarına da dikkat çekiyor.

Öneriler

AİHM kararlarına da vurgu yapılan raporda, hava kalitesinin daha iyi izlenmesi ve sonuçların herkes tarafından kolaylıkla erişilebilir ve anlaşılabilir hale getirilmesi için somut adımlar atılması ve özellikle kömürlü termik santral emisyonlarından etkilenen bölgelerde DSÖ tavsiyeleri doğrultusunda hava kalitesi standartlarını geliştirmeli ve titizlikle uygulaması talepleri yer alıyor: ”

Hükümet, kirletici bir partikül madde olan PM2.5 konsantrasyonları için mevcut AB yönetmelikleri doğrultusunda derhal hukuken bağlayıcı limit değerleri belirlemeli ve hava kalitesi standartlarını 2024 yılında kabul edilmesi beklenen yeni AB standartlarıyla uyumlu olacak şekilde güncellemek için daha fazla çaba göstermelidir. Büyük yakma tesislerinden kaynaklanan emisyon verileri kamuoyuna açıklanmalıdır.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim krizi: Florida’yı vuran Helene Kasırgası’nda en az 95 kişi öldü

ABD'nin Florida eyaletinde altı kenti vuran Helene Kasırgası'nda yollar, köprüler çöktü yüzlerce ev sular altında kaldı, milyonlarca kişi elektriksiz.

Avusturya seçimleri: Nazilerin kurduğu aşırı sağcı Özgürlük Partisi birinci oldu

Avusturya genel seçimlerini, eski Nazi ve SS subaylarının kurduğu, iklim değişikliği, LGBTİ+, göç karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi kazandı.

Beyşehir Gölü’ndeki Çeçen Adası satılığa çıkarıldı: Metrekaresi 310 TL

Konya'daki tek ada olan Çeçen Adası 550 dönüm büyüklüğünde. Hayvancılık ve tarım yapılan adanın bedeli ise 165 milyon lira civarında.

Sanayi devrimini başlatan Birleşik Krallık son kömürlü termik santrali kapatıyor

Birleşik Krallık, on yılın sonuna kadar kara rüzgarını iki katına, güneş enerjisini üç katına ve açık deniz rüzgarını dört katına çıkarmayı hedefliyor.

Katliam yasası’na karşı hak savunucuları bir kez daha meydanda: Biz bitti demeden bitmez!

İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla'da yapılan eş zamanlı mitinglerde, AYM'ye seslenildi: Yasayı iptal et!

EN ÇOK OKUNANLAR