2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMİManşetSağlık

Hatay’da asbest tehlikesi: Depremden kurtulduk, asbest yüzünden öleceğiz

0

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki asbest tehlikesi ve kontrolsüz yıkıma işaret ederek; araştırılan 45 numunenin 16’sında asbest çıktığına vurgu yapıp deprem bölgesinde kronik rahatsızlıkların artma ihtimaline dikkat çekti.

Halk sağlığının tehdit altında olduğunu ifade eden Yıldırım-Kara, ilk andan beri asbest konusunda uyarılarda bulunduklarını belirtti. Ancak yedinci ayın sonuna gelindiğinde dahi şehirdeki kontrolsüz yıkımların sürdüğünü ifade etti.

‣ÇMO: Hatay’da molozlardan alınan örneklerin yarısında asbest tespit edildi

‣Hatay moloz altında: Yüzde 90 oranda asbeste rastlandı

‘Kamyonlar zehir saçıyor’

Açıklamada birçok topluluğun ses çıkarmasına rağmen bu olayların yaşandığını aktaran Yıldırım-Kara, Hatay’daki insanların hayatlarının hala risk altında olduğunu şu sözlerle belirtti:

“Sivil toplum örgütleri, meslek odaları, bilim insanları ve bölge halkı buradaki tehlikeye dair neredeyse her gün ses çıkarmaya çalışıyor. Yedinci ay bitiyor artık. Burada istenilen tek şey yıkımların mevzuatlara uygun şekilde yapılmasıdır. Bütün şehri zehirli bir toz bulutu altında bıraktılar. Kontrolsüz şekilde, yıkım firmalarının inisiyatifine göre yıkım yaptırıyorlar. Yıkım esnasında su kullanmıyorlar, atıkları düzgün şekilde kaynağında ayrıştırmıyorlar. Atıkların yüklendiği kamyonlar şehir içerisinde, yaşam alanlarımızda zehir saçarak hareket ediyor. Bir branda germeyi dahi düşünemiyorlar. Ne mevzuat, ne kanun tanınıyor.”

Yıldırım-Kara depremde yapılan hataların tekrarlanmaması konusunda uyarıda bulundu:

“Depremde öngörüsüz davrandılar, geç kaldılar, Hatay’ı terk edilmişliğe mahkûm ettiler. Bugün en azından uyarılarımızı dinleyin, yine bile bile bu halkı ölüme götürmeyin. Şimdi deprem bölgesinde, özellikle en yıkıcı şekilde etkilenen ve ihmal edilen Hatay’da, yurttaşlar depremden kurtulduklarını ama asbest yüzünden 20-30 yıla kalmadan yeni felaketlerle karşılaşacaklarını düşünüyorlar.”

Görünmez Katil: Asbest

Asbestin Türkiye’de işlenmesi ve satışının yasaklandığını ancak bölgede yıkılan binaların çoğunun eski yapı olduğunu söyleyen Yıldırım-Kara, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin yaptığı araştırmaya değindi:

“Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin ve çeşitli bileşenlerin birlikte yürüttüğü ve yayımladığı bir araştırma raporu var. TURKAK akreditasyonu bulunan bir laboratuvarda yapılan incelemelere göre; 2-3 Eylül 2023 tarihinde Hatay, Antakya Serinyol, Antakya Merkez ve Samandağ Yeşilköy, Samandağ Merkez ve Defne’den aldıkları 45 numunenin 16’sında asbest tespit edilmiş. Bu asbest tespiti yapılan numunelerin yaşam alanlarından, bitki yaprakları ve meyve yüzeylerinden, toprak yüzeyinden ve araçların yüzeylerinde biriken tozlardan ve izolasyon malzemelerinden alındığını ifade ediyorlar. Şuna dikkat çekmek isterim ki; çalışmayı yapan ekibin kullandığı araçtan alınan toz numunelerinde dahi asbest lifi tespit ediliyor.”

Yıldırım-Kara, yetkililerden gelen “rahat olun” çağrılarını şu şekilde sorguladı:

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, 10 Haziran 2023 tarihinde ‘Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız rahat olsun, asbest konusunda çok dikkatli çalışıyoruz’ dedikten ve 15 Temmuz 2023 tarihinde Hatay Valiliği’nin resmi duyurusunda ‘mevzuat değerlerinin altında’ asbest çıktığı söylendikten sonra kaç ay geçti? Her gün deneyimlediği tehlikeye karşın yurttaş nasıl rahat olacaktır?” 

‘Depremden sonra derdimiz kanser olmamalı’

Yapılan açıklamada, birkaç gün önce kontrolsüz yıkımdan dolayı bir vinç operatörünün vefat ettiği kaydedildi.

Yıldırım-Kara, sulama yapılmadığı vakit ortamdaki toz bulutunun iş güvenliğini engellediğini, operatörlerin ve işçilerin görüş açılarının daraldığını belirterek sulama faaliyetlerinin önemine dikkat çekti ve ekledi:

“Burada bulunan işçilerin özellikle koruyucu maske de kullanması gerekir, bu zehirli tozla iç içe kalıyorlar. Bahsettiğimiz raporda yapılan gözlemlere göre; maske kullanımının neredeyse hiç olmadığı, bununla ilgili teşvik edici ya da uyarıcı bir çalışma yapılmadığı ifade ediliyor. Yine tekrar altını çizmek istiyorum ki sulama faaliyeti mevzuata uygun şekilde yapılmıyor. Gözlemler de defalarca dile getirdiğimiz bu durumu işaret ediyor. Numuneler için bölgede bulunan ekip iki gün boyunca neredeyse hiçbir sulama faaliyetiyle karşılaşmamış.”

Yıldırım-Kara ayrıca yıkım faaliyetlerinin sonucunda kronik rahatsızlıkların artacağının da altını çizdi:

“Tüm bunların sonunda, silika tozları yüzünden yurttaşlarımızda akciğer kanseri, KOAH, astım gibi hastalıklar günden güne artacak. Çevremizdeki canlı yaşamı da olumsuz etkilenecek. Burada alınan numuneler yalnızca iki günlük bir zaman kıstasında yapılmış. Daha uzun süreli izlemeler, olayın ciddiyetini gözler önüne serecektir. Depremden sonra bir de yurttaşlarımızı kansere mahkûm etmeyin.”

Asbest nedir, nasıl zehirler, hangi yöntemle ayrıştırılmalı?

 

You may also like

Comments

Comments are closed.