Hafta SonuKöşe YazılarıKültür-SanatManşetYazarlar

Gürcü tiyatrosu üzerine- 2

0

Tiflis Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında 22-27 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşen Gürcü Tiyatrosu yapımlarının geniş bir seçkiye sahip olduğunu ilk yazımda belirtmiştim.

Bu yazıda tiyatroya ve toplumsal yaşama dair yeni ve ilerici yaklaşımı olan iki yapımdan bahsedeceğim: Yunan mitolojisinin trajik iki kadın kahramanının (Phaedra ve Antigone) yeniden yazımı olan Nino Haratishwili’nin yazıp yönettiği Royal District Theatre yapımı “Phaedra in Flames” (Alevler içinde Phaedra) ve Grigol Nodia ile Valeri Otkhozoria’nin birlikte kaleme aldığı, Grigol Nodia’nın yönettiği Vaso Abashidze State New Theatre yapımı Antigone”.

Phaedra ve Antigone mitolojik kadın kahramanlar olarak Yunan ve Roma tragedyalarına konu olmuştur. Bu yapımlar ise klasik tragedya anlayışına meydan okuyarak günümüz seyircisine yeni tragedya yazımının ve sahnelemesinin mümkün olduğunu kanıtlıyor.

Klasik tragedyaya yenilikçi ve çağdaş bir yaklaşım

Klasik tragedya kavramına genel olarak baktığımızda tanrı Apollon’un akılcı, düzenci biçim ve içeriği ile tanrı Dionysos’un düzen dışı, esrime eyleminin ikilemini görebiliriz. Bir diğer deyişle klasik tragedya, seyredenleri aşırı eylemlerden uzak tutmaya ve düzeni korumaya yönelik bir tutum içerir. Zaten trajik kahramanın başına gelenler o kadar korkunçtur ki, seyircide bir katarsis etkisi yaratır. Temelde her ne kadar bilinen bir hikâye anlatılıyor olsa da bunun performatif olarak sahnede gösterilmesi, seyircinin toplumsal olarak ‘hizaya’ getirilmesiyle neredeyse eşdeğerdedir. Tanrı Apollon burada devreye girer. Ancak onun karşısında tanrı Dionysos’un temsil ettiği -ki tiyatronun ilk çıkışı da bu tanrı için düzenlenen ritüel ve korolar üzerinden olmuştur – düzene baş kaldıran, esrimeyle kendinden geçen, tanrılara ulaşan başka bir enerji, performans ve ritüel vardır. Peki Tiflis’teki festivalde izlediğimiz bu yapımlar bu klasik anlayışın neresinde duruyor?

Seyrettiğinizde aralarında ortaklık bulmakta zorlanacağınız bu iki yapımın aslında yapısal açıdan birçok ortak yanı var. Her iki tiyatro topluluğu da ülkelerindeki geleneğin dışına çıkarak yeni bir tiyatro anlayışıyla yapımlar üretmeye çalışıyor. Bu bağlamda klasik tragedyalara yaklaşımları da yenilikçi ve çağdaş. Bu yapımlarda tragedyaların yeniden yazımı söz konusu, klasik tragedyayı dönüştürüyor ve günümüzün sorunlarına, dertlerine, çatışmalarına taşıyorlar. Kadın karakterlere; kadınlığın ve toplumsal cinsiyetin akışkanlığına odaklanıyorlar.

Hem Phaedra in Flames’in hem de Antigone’nin yazarları yönetmen koltuğuna da oturmuş.

Böylece seyircide yaratmak istedikleri etkiyi, alışılagelmiş tiyatrodan farklı bir şekilde kurmaya çalışıyorlar, sadece metinsel anlamda değil, sahneleme açısından da çağdaş bir tragedya anlayışını savunuyorlar. Bu yaklaşım sahne tasarımı ve oyunculuk biçimleriyle de gözler önüne seriliyor.

Gelinine aşık Phaedra

“Phaedra in Flames” oyununa metin açısından baktığımızda klasik mitolojideki karakter çatışmasının, toplumsal cinsiyet bağlamında tersine çevrildiğini açıkça görüyoruz. Phaedra bu yapımda üvey oğluna âşık olmaz, üvey oğlunun evleneceği gelinle (Aricia) aşk yaşar. Bu elbette tüm hikâyeyi alaşağı ediyor. Bu ateşli aşkın sonucunda Aricia’nın acımasız bir şekilde öldürülmesiyle birlikte Phaedra kendini ve şehri ateşe verir. Trajik bir hikâye trajik bir son olarak görülebilir bu. Hem gerçekçi hem metaforik olarak Phaedra’nın alevler içinde olması seyircide katartik bir etkiden çok eleştirel bir düşünceyi tetikliyor.

Nino Haratishwili’nin Phaedra yorumunda Julia B. Nowikowa’nın sahne tasarımı da seyirciye farklı bakış açıları sunmaya hizmet ediyor. Zaten Royal District Theatre’ın tarihî bir bina olmasından ileri gelen mimarî özelliklerine ek olarak sahneye belli açılarla yerleştirilmiş dev aynalar, tasarımın iskeletini oluşturuyor. Seyirci sahnede olanları yandan, arkadan ve hatta üstten görme şansına erişiyor. Böylece minimal olan sahne hareketi, kişiler arası diyaloglar seyirci tarafından farklı açılardan görülüyor, seyirci aynı anda sahnenin farklı yansımalarını seyredebiliyor. Bu yansımalar aslında klasik bağlamda tiyatronun bir ayna görevi üstlendiğini bize gösterse de artık bu ayna tek yönlü değil, tam tersi çok yönlü. Gerçekliğin birçok yüzü olduğunu söylüyor yönetmen bize. Oyuncuların asla aşırıya kaçmayan, duru, sade ve usta oyunculukları da bu trajik hikâyeyi trajik olmaktan çıkarıp toplumsal bir eleştiriye kapı aralıyor.

Arkaik ile çağdaşın çarpıştığı sahnede Antigone

Diğer yapım, “Antigone” ise kadın-erkek ikili cinsiyet sisteminin dışında farklı bedenlerin ve cinsiyetlerin sahnedeki varlığına odaklanıyor. Grigol Nodia ile Valeri Otkhozoria’nin metni tamamen bambaşka bir Antigone anlatısını sahneye taşıyor. Arkaik ile çağdaşın çarpıştığı, ama aynı zamanda sahnede birlikte de yer alabildiği bir yapım “Antigone”. Bedenler ve cinsiyetler akışkan; sesler, sözler, tonlamalar hem tarih öncesi hem günümüz. Sofokles’in tragedyasındaki muhafız ve haberciyi andıran, ancak koro olarak gördüğümüz elleri, kolları bağlanmış, sahnedeki bir delikten sadece bellerine kadar görebildiğimiz hareketsiz, aksiyona sahip olmayan üç kişilik bir anlatıcı ekibi. Aksiyonu anlatan aksiyonsuz bir koro. Yönetmenin sahnede metin anlatısına eleştirisi olmalı bu! Oyuncular seyirci arasında dolaşıyor, onlarla birlikte seyrediyor. Görsel ve işitsel bir şölen gibi sahne!

Apollon ve Dionysos’a geri dönecek olursak: Bu iki yapım da tanrı Apollon’dan ırak. Seyirciyi hizaya getirmeye, düzeni korumaya çalışmıyor. Toplumsal cinsiyet verilmiş, kabul edilmiş bir çerçeve ile sunulmuyor, tam tersi akışkan ve değişken nitelikte. Sahne daha Dionisyak, daha esrimeye yönelik bir performans içeriyor. “Phaedra in Flames” bunu metni alaşağı ederek toplumsal cinsiyet rollerini ve kimliklerini sahneden farklı temsil ederek, “Antigone” ise metinden çok performansa odaklanıp tiyatronun özüne, aksiyona ve Dionisyak bir ritüeli ve enerjiyi sahneye taşıyarak ortaya koyuyor.

 Phaedra in Flames

Metin ve Reji: Nino Haratishwili
Sahne Tasarımı: Julia B. Nowikowa
Kostüm Tasarım: Gunna Mayer
Video: Zaza Rusadze
Müzik: Rémmée
Makyaj: Anuka Murvanidze
Oyuncular: Nata Murvanidze, Anano Makharadze, Baia Dvalishvili, Zaal Chikobava, Natuka Kakhidze , Gaga Shishinashvili

Antigone

Metin: Grigol Nodia,Valeri Otkhozoria
Reji: Grigol Nodia
Sahne Tasarımı: Lola Macharashvili
Kostüm Tasarım: Lola Macharashvili
Koreograf: Mikheil Zaqaidze 
Besteci: Nikita Mamardashvili
Yönetmen asistanı: Nino Dashniani
Oyuncular: Irakli Abashidze, Giviko Baratashvili, Gvantsa Enukidze, Mikheil Zaqaidze Tamta Inashvili, Nanka Kalatozishvili, Nikita Mamardashvili, Nino Mitaishvili, Shako Mirianashvili, Zuka Papuashvili, Tato Chakhunashvili, Marina Jokhadze

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.