Doğa MücadelesiManşet

Gezi’den Hewsel’e mücadeleyi ortaklaştırmak

0

Bir yandan rezerv alanı ilan edilen, bir yandan üç HES projesinin tehdidi altnda olan Diyarbakır’ın tarihi Hewsel bahçelerinde başlayan nöbet beşinci gününe girdi. Bugün İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında da, Hewsel Bahçesi aktivistlerinin açıklamasında da, Gezi ve Hewsel direnişindeki ortaklığa vurgu yapıldı.

HDK gençlik örgütünün Hewsel Dayanışması grubu bugün bir basın toplantısı yapıp Hewsel Bahçeleri’nde yaşanan yıkımı anlattı.

Toplantıda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sırrı Süreya Önder, sözlerine “Gezi direnişçilerinden Hewsel direnişçilerine selam var” diyerek başladı.

20140305_113523

“Hewsel direnişi yeni değil”

Dicle Üniversitesi kampüsünün ve bölgenin atıklarının uzun süredir dünyanın en kadim yerleşim bölgelerinden biri olan vadiye aktarıldığını hatırlatan Önder, “Benim tanık olduğum, dört buçuk senedir gençlik siyasi hareketi ve Diyarbakır’daki sivil toplum itirazlarını dile getiriyordu” dedi.

Atıklar nedeniyle bataklığa dönen bölgedeki politik hesabı Önder şöyle özetledi: “Önce bataklığa çevir sonra orayı imha etmek için bunu gerekçe say, sonra da talana aç.”

“Sadece doğanın değil faili meçhullerin de üzerine beton dökülmek isteniyor”

 

Önder, Dicle Vadisi’nde yaşanan ekolojik tahribatın yanı sıra, ülkenin yakın tarihindeki özel yerine işaret etti:
“Vadi 12 Eylül’den başlayarak 2000’li yılara kadar işkencelerin, faili meçhullerin temel mekanlarından biri haline geldi. Analar cesetlerini oradan toplayıp kimseye söylemeden mezarlığa gömerlerdi. Bunun üzerine de beton dökülmek isteniyor aslında. “

3bataklik

Önder’den doğa hakları vurgusu

“HES yapımlarında oradaki sürdürülebilirliğin devamı için elzem olan can suyunu tüketince 1300 lira ceza ödeniyor. Bu kararı alanlara şunu demeye benzer bu durum:  Sizin evlatlarınızı da susuz bırakalım oradaki ağaç, balık ,kuşu gibi ölsünler ama biz de size 1300 lira ceza verelim bu katliam için.”

Hewsel projesiyle ilgili sorumluluk kimde?

Dicle Üniversitesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın işbirliğinde gerçekleşen Hewsel’deki ağaç yıkımıyla ilgili sorumluluğu Valilik kabul etmedi. Diyarbakır Valiliği geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada ağaç kesimlerinin Dicle Üniversitesi‘yle ilgisi olduğunu, Valilikle bir alakası olmadığını söylemişti.
Benzer şekilde TOKİ de bir açıklama yaparak, “Bahçeleri kapsayan alanda herhangi bir konut uygulaması veya imar planı çalışması bulunmamaktadır.” açıklamasını yapmıştı.

Bişar İçli: Mesele sadece ağaç değil Ankara’da yönetilmektir

Bu açıklamalar hakkında ne düşündüğünü ve bahçedeki nöbetin ahvalini öğrenmek için, Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivistlerinden Bişar İçli’ye bağlandık. İçli, Valiliğin açıklamasıyla ilgili olarak “yıkımın yapıldığı bölge Orman Müdürlüğü’ne bağlı, mülki amirlik itibariyle Valilik’in bilgisi dahilinde olmaması imkansız.” diyor.

“Mesele şu anda ağaç meselesi değil. Mesele Ankara’dan yönetilmedir. Bunu bir bütün olarak ele almak lazım. “ diyen İçli hükümet kanadından gelen açıklamaların çelişkilerle dolu olmasının bakanlıklar arasındaki ilişki kopukluğunu ortaya çıkardığını söylüyor.

Peki beşinci gününe giren direniş nasıl gidiyor? “Gençlerin direnişi oldukça iyi gidiyor. Kentin sivil toplum bileşimlerinden ziyaretler gerçekleşiyor. İstanbul’daki Gezi direnişindeki duyarlılığı devam ettirmek önemli. Bu mücadeleyi bir bütün olarak ele aldığımız için tüm halkı davet ediyoruz. “

Hewsel Buluşması, 7 Mart Cuma günü “3-5 ağaç için çıkarılan ortak sesi Hewsel Bahçelerinde yükseltmeye” çağırıyor. saat 19.00’da Beşiktaş Kartal Heykeli önünde buluşulacak.

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.