#direnyargı / Nagihan Bulduk

“Gezi parkı park olarak kalsın” talebiyle başlayıp, özgürlük mücadelesine dönüşen bu süreçte, hepimiz çok fazla hukuksuzluğa tanık olduk. “Her canlı biber gazını tadacaktır” dedirten polis şiddetini; “yürütmenin durdurulması” kararına rağmen iktidarın sürekli değişen yıkım projelerindeki ısrarını,  büyük bir lütufla yapılan “yargı kararına uyacağız” açıklamasını unutmak mümkün değil…

Şimdi ise Başbakanından polisine, hukuku ihlal edenler silsilesine yargı da dahil olmakta. Hiç kuşkusuz hepimiz bunları görüyor ve öfkeleniyoruz. Hatta çoğumuz yargıdan umudunu kesti.

Benim de umutlarımın yaşam mücadelesi verdiği bu dönemde, birazdan aktaracağım karar çıktı karşıma.

Aslında olay o kadar trajikomik ki; okuduğumda kahkaha atmaktan alamadım kendimi… (“Ağlanacak haline gülmek” deyiminin bundan daha iyi karşılığı olmasa gerek!) Neyse…

Önce süreci anlatayım. 16 Haziran’da gözaltına alınanlardan yedi kişi 18.06.2013’te “tutuklama” istemiyle sevk edilmişler, sorgularını yapan Sulh Ceza Mahkemesi de “tutuklama isteminin reddine” karar vermiş; (kararı veren nöbetçi hakim Asliye Ceza Mahkemesi hakimi olduğundan) itiraz mercii olarak Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nı göstermişti.

Ne var ki savcılık tarafından “tutuklama isteminin reddine” dair karara yine bu kararı veren Sulh Ceza Mahkemesi’nde itiraz edilerek, yakalama talep edildi. Mahkeme de bu itirazı kabul edip, yakalama kararı verdi. Gerekçe ise, gerçekten hukuk dışı, mantık dışı…Öyle ki “‘HÜKÜMET İSTİFA, HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ, KATİL POLİS HESAP VERECEK’” vb  şekilde sloganlar ile halkı suç işlemeye teşvik ve tahrik eder mahiyette…” gibi ibarelerin yer aldığı gerekçede, suç teşkil eden eylemler gösterilmeden/ açıklanmadankamu barış ve huzurunu bozar mahiyette halkı suç işlemeye teşvik ve tahrik eylem ve söylemler ve bunların süregelmesigibi soyut ifadeler kullanılmış.

Elbette ki bu karara itiraz edildi.  O gün sabahtan akşama kadar, yakalanan 3 kişi ve çok sayıda avukat adliye içinde ordan oraya ordan oraya, itirazın değerlendirilmesi için koşturup durdular… Mesai bitimine çok az kala, itirazlar incelendi.

İncelemeyi yapan Mahkeme kısaca;

Ey Sulh Ceza! Ben aslında yetkili değildim, ama sen ki, yetkili olmadığın halde “tutuklamanın reddine itirazı” kabul edip, yakalama kararı vermişsin. Bu da yetmemiş, itiraz mercii olarak beni göstermişsin. Ben de senin verdiğin yetkiye dayanarak, senin kararına karşı yapılan itirazı kabul ediyor ve yakalama kararını kaldırıyorum.

Ayrıca, bilmez misin ki, tutuklama koşullarının gösterildiği CMK 100 de “kamu barış ve huzurunu bozar mahiyette halkı suç işlemeye teşvik ve tahrik eylem ve söylemler ve bunların süregelmesi” gibi bir suç yok… Belki yasa değiştirilerek bu da tutuklama nedeni yapılabilir. Ancak mevcut durumda olmaz. Sen kendini kanun koyucu mu sandın!

dedi ve yakalama kararını kaldırdı.

Anlaşılan o ki, bu kadar hukuksuzluk içinde, “ne oluyor, ne yapıyorsunuz? Kanun var nizam var” diyebilen Mahkemeler hala var. O halde #direnyargı


Nagihan Bulduk

nagihanbulduk@twitter

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Radikalizm ve uzlaşmacılık arasında

Kent yoksullarının adaletsiz ve acı verici konumunun değişip iyileşmesi yerel yönetimlerin toplumla demokratik ve katılımcı bir ilişki kurmasıyla mümkün olabilir mi? 

[Bir şarkının hikayesi] Shine On You Crazy Diamond/ Pink Floyd

'Paralel evrende kaybolan' Syd'e hayranlık ve onu kaybetmenin üzüntüsünü dile getiren 'Shine on you Crazy Diamond', olağanüstü bir yeteneğe, benzersiz bir övgü olarak müzik tarihine geçti. 

Gürcistan Tiyatro Festivali’nde distopik bir geleceğe bakış – Seda Elhan

Distopyanın kapsülünde sergilenen bir gelecek sorgulaması olan 'Home, To Zero' çevre bilinci üzerine kafa yoran herkesin ilgisini çekecek bir yapım. Tiflis'e yolunuz düşerse mutlaka izleyin.

Doyranlılar, nehirlerine HES yapılmasına karşı kararlı: İzin vermeyeceğiz!

Suyu ancak bölge halkının ihtiyaçlarını giderebilen Doyran Nehri 'ne HES projesinin ÇED toplantısı, halkın güçlü itirazlarına sahne oldu.

Kardeşimi kim öldürdü?

Ne Reşit Kibar cinayeti ne Narin Güran cinayeti ne de Ayşenur Ezgi Eygi cinayeti münferit ve tesadüf cinayetler değil. Hepsinin tetikçisi aynı.

EN ÇOK OKUNANLAR