Çevre Günü’nde çevreyi yok edecekler!

Türkiye 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü çevre yağmasının önünü açacak yasal düzenlemeyle karşılıyor. Koruma altındaki doğal sitleri ve milli parkları işletmeye açacak olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’nın 14 maddesi TBMM Çevre Komisyonunda kabul edilmişti. Kalan maddelerinin bugün görüşülmesi beklenen tasarı yasalaşırsa koruma altındaki tüm alanlar şirketlerin hizmetine açılmış olacak, doğal sit kararları iptal edilebilecek, milli parklar bile yatırımcılara açılacak.

KORUMADA 50 YIL GERİYE

74 kitle örgütünün oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Dünya Çevre Günü nedeniyle dün bir açıklama yaptı. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın ilk 14 maddesinin TBMM Çevre Komisyonu’nun 31 Mayıs 2012 tarihli toplantısında bir günde görüşülerek onaylandığını hatırlatan Girişim,  tasarının 1958’den bu yana edinilmiş tüm kazanımları yok ettiği uyarısı yaptı.

Yapılan açıklamaya göre Yasa Tasarısı’nın 6. Maddesi tüm korunan alanların sınırlarının değiştirebilmesine, hatta tümüyle kaldırılmasına olanak veriyor. Bilimsel çevrelerin, ilgili kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve koruma alanlarında ve çevresinde yaşayanların karar süreclerine dahil olması için öngörülen ulusal ve yerel kurulların tümünü tasarıdan çıkarıyor ve katılımcılık yönünden Türkiye’yi 30 yıl önce hazırlanan yasaların daha da gerisine götürüyor.

TÜM ALANLAR ŞİRKETLERİN HİZMETİNE!

Doğal zenginlik açısından öne çıkmış ve tüm dünya ile paralel koruma altına alınmış milli parklar, doğal sitler, yaban hayatı koruma sahaları ve uluslararası öneme sahip sulak alanlar, yıllar önce ilan edilmiş olsalar bile yatırımcıların arazi edinme ve işletme taleplerine karşılık elden çıkarılabilecek. Öte yandan, bilim insanları, uzmanlar, demokratik kitle örgütleri veya yöre halkı bundan böyle herhangi bir alanın koruma altına alınması sürecinde söz sahibi olamayacaklar.

Bugün yapılacak TBMM Çevre Komisyonu toplantısında geriye kalan hükümlerinin karara bağlanması beklenen tasarıda bir diğer önemli nokta ise “üstün kamu yararı” ifadesine yer verilmesi.  Eğer bir alanın yatırıma açılmasında hangi kriterlere göre belirleneceği net olmayan “üstün kamu yararı” kararı alınırsa, korunan alanlar madencilik, enerji, sanayi, tarım, turizm gibi yatırımlara açılabilecek. Bu yüzden Nükleer, HES, baraj, altın madeni, konut yatırımcılarının gözü Çevre Komisyonu’nda.

(Evrensel)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hak savunucularından kent hayvanları için yarın AYM önüne çağrı

Hak savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde sokakta yaşayan hayvanlara yönelik 'katliam yasası'nı esastan görüşme kararı alan AYM'nin önünde toplanacak.

Afrika: Zenginlerin yarattıkları iklim krizinin bedelini ödeme zamanı geldi

'Afrika, yok denecek kadar az karbon ayak izine rağmen iklim felaketlerinin ön cephesinde yer alırken, fosil yakıt endüstrisi rekor kârlar elde etmeye devam ediyor.'

Türkiye, açık denizlerin biyoçeşitliliğini korumayı amaçlayan BM anlaşmasını imzaladı

Türkiye'nin anlaşmaya taraf olması için Meclis'te onaylanması gerekiyor. Yürürlüğe girmesi için ise 60 ülkenin 2025'e kadar onayı bekleniyor.

Deştinliler’den festival: Çimentocuları nasıl yendiğimizi dünya görsün istedik

Menteşe’nin Bayır ve Yatağan’ın Deştin mahallelerinde kurulmak istenen entegre çimento tesisini engelleyen halk, kazanımlarını iki günlük festivalle kutladı.

[İklim Masası] Zenginlerin karbon ayak izi, tahminlerden çok daha yüksek

Zenginlerin karbon ayak izi, toplumun kalanı tarafından olduğundan çok daha düşük tahmin ediliyor. Eşitsizliğe dair farkındalığı artırmak en zenginlerin iklim politikalarına desteği artırabilir.

EN ÇOK OKUNANLAR