Kate Good tarafından One Green Planet‘te yayımlanan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Özgürel Başaran‘ın çevirisiyle sunuyoruz.
***
Her kültürün çocukların doğumuyla ilgili gelenekleri var. Bizde, kız çocuklarının doğumunu pembe elbiseler ve oyuncak bebeklerle kutlanırken, Hindistan’ın Rajasthan eyaletindeki Piplantri köyünde 111 ağaç dikilerek kutlanıyor. Bu 111 ağaç, Piplantri’de doğan her kız çocuğunun onuruna dikiliyor.
Hindistan köylerinde geçmişten bu yana kızların doğumu aile için bir yük olarak kabul ediliyor. Kırsal kesimde, evlenen kızların ailelerine yüksek maliyeti olan drahoma – kızların eşlerine verdiği para – geleneği devam ediyor. Bu yüzden kızlara erkeklerden daha az değer veriliyor; çoğu 18 yaşına gelmeden evlendiriliyor ve çok azı eğitim alabiliyor.
Bu tutumların bir yansıması olan kadına karşı şiddet de Hindistan’da hala gündemde olan bir konu. “Hindistan’ın Kızları” adlı belgesel, cinsel saldırı ve istismarın boyutlarını açıkça sergilediği için yakın zamanda yasaklandı.
Piplantri’de kız çocuklarının doğumunu ağaç dikerek kutlama geleneği tüm bunlara karşın, tarihsel mirası reddediyor ve kadınlara karşı tutumların değişebileceğine ilişkin umutları besliyor.
Bu ilginç gelenek köyün daha önceki yöneticilerinden Shyam Sundar Paliwal‘in genç yaşta ölen kızının anısını onurlandırmak istemesiyle ortaya çıkmış. Paliwal yönetimden ayrıldıktan sonra da gelenek devam etmiş.
Bir kız doğduğunda, köyün sakinleri kız için bir fon oluşturmak amacıyla birleşiyorlar. 31,000 Rupi, yani yaklaşık 500 ABD doları kadar bir miktardan oluşan fonun üçte birini kızın ailesi karşılıyor ve bu para kızın geleceği için 20 yıllık bir fon olarak kenara konuyor. Böylece artık kız çocukları aileleri için mali bir yük olarak görülmüyor.
Oluşturulan fon karşılığında kızın ailesi bir belge imzalayarak onu 18 yaşına gelmeden ve eğitimini tamamlamadan evlendirmeyeceklerine söz veriyorlar. Aynı zamanda 111 ağacın bakımını yapmayı da taahhüt ediyorlar. Ustaca düşünülmüş bu sözleşmeyle, her çocuğun doğumuyla birlikte ağaç dikilmesi, yerel doğal çevrenin sürekli büyüyen nüfusu destekleyebilmesini sağlıyor.
Bu güzel gelenek köyde kadınlara olduğu kadar doğal çevreye de daha fazla değer verilmesini destekliyor.
Kızı için 111 ağaç diken Gehrilal Balai, Hindustan Times gazetesine kızını uyutmak için dizinde sallarken duyduğu mutluluğun aynısını fidanlara bakarken de duyduğunu söylüyor.
Ağaçlar küçük kızların simgesi oluyor ve köylüler aloe vera bitkisi ekerek ağaçları termitlerden korumak için çalıştıkları gibi, kızlarını da aynı özenle büyütüyorlar.
Köyün toplumsal sağlığıyla doğal çevrenin sağlığının yakından bağıntılı olduğunu gören Paliwal’in başlattığı gelenek, topluluğun üyeleri için gerçekten sürdürülebilir bir gelecek yaratabilmiş.
Geçen altı yıl içinde, Piplantri’de çeyrek milyon ağaç dikilmiş. Köylüler, bu zaman içinde suç işleme oranlarında görülen belirgin düşüşü, bu geleneğin yaşadıkları topluluğa getirdiği barışçıl uyuma bağlıyorlar. Küçük kızlarına verdikleri değerin yeniden artması da bir başka önemli sonuç.
Toplumsal sorunların birbiriyle bağlantılarını anlayıp kökenlerindeki çevresel sorunlara baktığımızda, çağdaş dünyanın sorunlarına benzersiz ve harika çözümler bulabiliyoruz. Bir fidan gibi küçük ve dikkat çekmeyen bir varlığın dünyada değişim yaratacağına olasılık vermeyebilirsiniz, ama o fidanın günün birinde ulu bir ağaca dönüşeceğini unutmayın.
Haberin İngilizce Orijinali
Yazı: Kate Good
Yeşil Gazete için çeviri: Özgürel Başaran
(Yeşil Gazete, One Green Planet)