Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kararıyla üniversite dışından rektör olarak atanan Melih Bulu’ya tepki gösteren öğrenciler, mezunlar ve öğretim üyeleri kampüste bir araya geldi.
Binin üzerinde kişinin destek verdiği eylemde polis, kalabalığa biber gazı ve basınçlı su ile müdahale etti. Polisle aralarında çıkan çatışma sonucunda gözaltına alınan kişiler daha sonra serbest bırakıldı.
‘İntihalci rektör istemiyoruz’
Öğrenciler Güney Kampüs önünde basın açıklaması okumak için 14.00’de bir araya gelmişti. Basın açıklamasında konuşan öğrenciler Mehmet Bulu’yu rektör olarak kabul etmeyeceklerini ve demokratik yolla seçilmiş bir rektör istediklerini söyledi.
Binin üzerinde kişinin destek verdiği eylemde “kayyım rektör istemiyoruz”, “intihalci rektör istemiyoruz” ve “homofobik rektör istemiyoruz” sloganları atıldı. Eylem alanı çok sayıda polis tarafından çevrildi.
Farklı üniversitelerden dayanışma
Açıklamanın ardından Boğaziçi öğrencileri ile dayanışmak için gelen Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve ODTÜ’den gelen öğrenciler söz aldı.
Benzer deneyimleri yaşadıklarını aktaran öğrenciler üniversiteler arasındaki dayanışmanın öneminden bahsetti. Açıklamanın ardından öğrenciler sloganlar eşliğinde Kuzey Kampüs’e ilerledi.
Güvenlik ile tartışma
Burada öğrencileri içeriye almak istemeyen öğrenciler ile güvenlik görevlileri arasında bir arbede çıktı. Sonrasında öğrenciler turnikelerden atlayarak kampüse giriş yaptı. Öğrenciler Kuzey Piramit önünde toplanarak bir forum gerçekleştirdi.
Forumda, kayyım rektöre karşı neler yapılabileceği, dayanışma ağlarının nasıl güçlendirilebileceği konuşuldu. Önerilen fikirler arasında rektörlük binasını işgal etmek, çadır nöbeti başlatmak gibi fikirler yer aldı.
Polisten biber gazlı müdahale
Öğrenciler rektörlüğün bulunduğu Güney Kampüs‘e geçmek isteyince polis barikatıyla karşılaştı. Eylem komitesindeki öğrenciler eylemi sonlandırmak isterken, bir grup içeriye girmek isteyince öğrenciler arasında tartışma çıktı.
Polis barikatını aşmak isteyen öğrenciler polisle çatıştı. Polis kalkanların birçoğu kırıldı. Polisin biber gazıyla müdahale ettiği kalabalığın bir kısmı okul içerisinde bir kısmı okul dışında kaldı.
Çatışma sırasında gözaltına alınan birkaç kişi alandaki polis amirinin emriyle serbest bırakıldı.
Polisle yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine destek çevik kuvvet ekipleri ve TOMA getirildi. TOMA toplanan kalabalık üzerine basınçlı suyla müdahale etti ve biber gazıyla müdahale etti.
Biber gazından fenalaşan bir öğrenci oldu. Arkadaşlarının yardımıyla daha uzak bir noktaya taşındı.
‘Son noktadayız’
Boğaziçi Üniversitesi Fikir Kulüpleri Federasyonu’ndan Batuhan Erdoğan, Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada üniversiteye hükümet müdahalesinin beş senelik bir olay olduğunu hatırlattı. “Gülay Hoca’nın gidişinden sonra okula aidiyetim azaldı. Mehmet Özkan gelince gene bir sempati gösterildi ama hukuki bir yanı gene yoktu” ifadelerini kullandı.
Özkan’ın ardından u sefer tamamen kurum dışından birisinin getirilmesinin planlı bir adım olduğunu belirten Erdoğan, “Son adıma gidiliyor. Tepki gösterilmesi gereken son noktadayız” değerlendirmesinde bulundu.
‘LGBTİ+’lere yönelik baskı artacak’
Kayyım atanmasıyla birlikte LGBTİ+’lere yönelik baskıların artacağını belirten Boğaziçi Üniversite ikinci sınıf öğrencisi Gözde Kocabozdağan ise “Söylemleri, ait olduğu görüş ve savunduğu olduğu parti direk olarak bizim haklarımızı özgürlüklerimizi kısıtlayacak şekilde bu yıla kadar gelmiş. Bu neredeyse en son adım ve bunu kabul edemeyiz” ifadelerine yer verdi.
‘Boğaziçi geçmişiyle yumuşatmaya çalışıyor’
Öğrencilerden Gözde Selçuk da “Şimdi gelen rektör bir Boğaziçi geçmişi olduğunu söyleyerek bunu yumuşatmaya çalışıyor ama sonuç olarak ne olursa olsun, dünyanın en iyi akademisyeni en iyi bilim insanı da olsa en iyi edebiyatçısı da olsa bu kişi yukarıdan indirilmiş kişi ve bizim seçtiğimiz kişi değil” yorumunda bulundu.
‘Üniversiteleri zapt etme çabası’
Yeşil Gazete’ye konuşan Gökçe Yılmaz, “Bunlar bir gecede olan şeyler değil. Uzun yıllardır yürütülen bir çalışma. Üniversite kültürü, üniversite öğrencilerinin yaşattığı değerlerin yozlaştırılmaya çalışıldığını düşünüyorum” dedi.
Üniversitelere kayyım atanmasını “AKP iktidarının seneler boyunca giremediği üniversiteleri zapt etme çabası” olarak değerlendiren Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
Ama biz burada hala üniversitelere sahip çıkıyoruz. Üniversitelerin en kalabalık öznesi olan öğrenciler olarak buna izin vermeyeceğiz. Biz ilerici ve aydınlanmacı değerlerimizi korumaya devam edeceğiz
’15 bin kişiyiz, kendi rektörümüzü atamak istiyoruz’
2011 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitim görmeye başlayan Serdar Yetkin şunları söyledi: “Biz bir şekilde bir arada yaşayan 15 bin kişiyiz. Yönetimiyle, öğretim görevlisiyle, öğrencisiyle birlikte. Kendi rektörümüzü kendimiz atamak istiyoruz. 15 bin kişi bir şekilde emek veriyor, bilim üretmeye çalışıyor, hayatı öğreniyor. Ve bu insanlar istedikleri şekilde bunları yapmak istiyor. Bunun da tek yolu demokratik bir şekilde seçim ile öğretim görevlisinin rektör olmasıdır.”
“Ben 2011 yılında okula girdiğimde Gülay Barbarosoğlu seçilmişti” diyen Yetkin, konuşmasına “Seçimle geldi ve bu okulda her zaman okulun gelişmesi için iyi şeyler yaparak kendisini kanıtladı. Daha sonra kayyım olarak gelen Mehmet Özkan, daha kötü bir şekilde yürüttü. Atanarak gelen kişilerin yönetme becerisinin de daha kötü olduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.