GündemEkolojik YaşamKanal İstanbulManşet

Kanal İstanbul için ÇED raporu askıya çıktı

0

Kanal İstanbul için son şekli verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu Çevre Bakanlığı‘nca ‘halkın görüşü’ne açıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın hazırladığı ve 10 gün boyuna askıda olacak rapora, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere  çok sayıda meslek örgütü, çevre kurumları ve deprem uzmanları karşı çıkmış ve önemli eleştiriler getirmişti. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ‘çevre anlamıyla bir kurtuluş’ dediği Kanalı ‘kim ne derse desin yapacağız’ ısrarı bilinirken, halkın görüşlerine ne derece itibar edileceği sorusu ortada duruyor.

75 milyar lira bedel ile yapılacak Kanal İstanbul için hazırlanan son ÇED raporuna göre; projenin yedi yılda tamamlanması planlanıyor.

Kazı aşaması dört yıl sürecek

Küçükçekmece, Avcılar, Arnavutköy ve Başakşehir ilçelerinden geçecek yaklaşık 45 km uzunluğunda ve 20.75 metre derinliğinde olan projenin kazı aşaması dört yıl sürecek. Yılda yaklaşık 275 milyon metreküp kazı yapılacak. Kanaldan çıkacak toplam hafriyat miktarı yaklaşık 1 milyar 155 milyon 668 bin metreküp olarak hesaplandı. Bu miktarın 1 milyar 79 milyon 252 bin metreküpünü kara kazısı, 76 milyon 416 bin metreküpünü deniz ve göl taraması oluşturacak. Kanal boyunca karada yapılması planlanan yaklaşık 1,1 milyar metreküplük kazının 800 milyon metreküplük kısmı Karadeniz’e bağlanılan kesimde gerçekleştirilecek.

Tek yönlü işletilecek

Kanal İstanbul Projesi kapsamında işletme (trafik) simülasyonu ve kanal işletme prensibinin belirlenmesi kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda da kanalın tek yönlü işletmesine karar verildi. Kanal İstanbul Projesi kapsamında; kanal içerisinde acil bağlama alanları, acil müdahale merkezleri, kanal giriş ve çıkış yapıları, gemi trafik sistemleri gibi alt ve üst yapılar, liman, lojistik merkez, yat limanı, kanal içerisinde ihtiyaç duyulan noktalarda karşıdan karşıya ulaşımı deniz yolu ile sağlayacak kıyı yapıları, tahkimat ve dolgu alanları gibi kıyı tesisleri yapılması planlanıyor.

Karadeniz kıyısı doldurulacak

Kanal İstanbul Projesi ile entegre olarak geliştirilecek projeler; Marmara ve Karadeniz Konteyner Limanları, Küçükçekmece Yat Limanı ve Karadeniz kıyısında rekreasyon amaçlı dolgu ile lojistik alan dolgusu olarak sıralandı. Karadeniz kıyısına rekreasyon ve lojistik alan için toplam 54 milyon 605 bin 865 metrekare dolgu yapılacak. Dolguda kanal hafriyatından çıkacak malzeme kullanılacak.

Projenin inşaat aşamasında yaklaşık 8-10 bin kişinin, işletme aşamasında ise 500-800 kişinin çalışması öngörülüyor. Çalışma alanı olarak tanımlanan ve inşaat faaliyetlerinin yürütüleceği kesim yaklaşık 63.2 milyon metrekare olarak hesaplandı. İnşaat faaliyetleri tamamlandıktan sonra kanal yapı yaklaşım sınırına kadar olan kesim diğer kamu ihtiyaçları için terk edilecek alan 25.75 milyon metrekare olacak. Kanal için kullanılacak alan 37.5 milyon metrekare olarak açıklandı.

‘Kritik kuş türlerinin popülasyonu etkilenecek’

Kanal güzergahı boyunca toplamda 21 takım, 44 familyaya ait 124 kuş türü tespit edildi. Raporda tespit edilen kuş türlerinden bazılarının proje alanının belli kesimlerini kışlama alanı, üreme alanı ve konaklama alanı olarak kullandığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Proje faaliyetinin kuşlar üzerine olacak en büyük etkisinin habitat kaybı olacağı düşünülmektedir. Küçükçekmece Gölü, proje sahasında tür çeşitliliği bakımından en zengin alandır. Hem kışlayan türler, hem üreyen türler hem de göç sırasında konaklayan türler için çevresinde ve su gövdesinde elverişli alanlar oluşturmaktadır. Bu alanların kaybedilmesi sonucunda bazı kritik önemde türlerin üreme ve kışlama popülasyonları etkilenecektir. Bunları önlemek amacıyla Küçükçekmece Gölü’nün bir kısmının sedde ile ayrılarak mevcut hali ile korunması ve Altınşehir’deki sazlık alana benzer bir habitatın muhafaza edilen göl alanı içerisinde oluşturulması önerilmektedir.”

‘Taşımalı’ tarih

Raporda projeden 1. derece etkilenecek Küçükçekmece Gölü ve çevresinin önemi “Prehistorik dönemlerden beri insan yaşamı için uygun bir ortam sağlamıştır. Bu nedenle bölge tarihöncesi ve tarihi dönemlerde oldukça değişik kökenli insan topluluklarının göç ve istila hareketlerine sahne olmuştur” sözleriyle anlatıldı.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın yaklaşık 600 bin yıl öncesine dayanan en eski yerleşimcilerine ait izlerin tespit edildiği Yarımburgaz Mağarası’na da değinilen raporda dikkat çeken nokta ise şu oldu:

“Bu çalışmalar sırasında hem tescilli hem de ilk kez tespiti yapılabilecek olası arkeolojik alanlarda kurtarma kazılarının bir takvim ve bütçeye uygun olarak planlanıp kurtarma kazılarının başlatılması, proje sahası içerisinde kalan ve inşaat faaliyetleri ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan tarihi köprü, tarihi yol, korugan, tabya gibi yapıların ise Hasankeyf Projesinde olduğu gibi belgeleme, koruma, bir başka yere taşıma ve orada sergileme gibi uluslararası iyi uygulama örneklerine uygun projelerinin inşaat öncesi dönemde hazırlanarak yürütülmesi önemle tavsiye edilmektedir.”

More in Gündem

You may also like

Comments

Comments are closed.