KadınManşet

Kadınların oyları: Dünyanın dört bir yanından altı şaşırtıcı gerçek

0

The Conversation‘da Rebecca Wright imzası ile yayınlanan yazıyı Yeşil Gazete ekibinden Özde Çakmak‘ın çevirisi ile paylaşıyoruz

***

6 Şubat 1918’de İngiliz kadınlara (30 yaşın üzerindeki zengin olanlara yani) oy kullanma hakkı verildi. 1960’lardan bu yana da kadınlar İngiltere milli seçimlerinde erkeklerle aynı oranda oy kullanıyorlar. Peki, dünyanın geri kalanı ne durumda? İşte bir genel bakış.

 

Ekvator: transgender dostu (oy kabinlerinde)

Ekvator’da kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oy kullanıyor. Ülke geçen yıl transgender bireylere kendilerini tanımladıkları toplumsal cinsiyete göre erkek ya da kadın sırasını seçmelerine izin verme kararı aldığında manşetlere çıkmıştı. Transgender bir kadın olan Diane Rodriguez erkek sırasında karşılaşacağı tacizleri ve şimdi ayrımcılık olmadan oy verebilmekten duyduğu rahatlamayı anlattı.

Vatikan: kadınların oy kullanamadığı tek yer

Vatikan’da yapılan tek seçim kardinaller yeni bir papa için oy kullandıklarında gerçekleşir. Kadınlar kardinal olamazlar (birkaç yıl önce Papa Francis’in kadın kardinal atayabileceği ümidine rağmen) ve bu yüzden bu yalnızca erkek seçmenler içindir. Bununla birlikte, Vatikan’ın yaklaşık 800 sakininin büyük çoğunluğu – erkekler dahil olmak üzere – bu oyun dışında bırakılır.

Suudi Arabistan: kadınlara oy hakkı tanıyan son yer

Suudi Arabistan kadınlara oy kullanma hakkı tanıyan en son ülkedir. 2015 yılında kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verildi. Bu, Suudi kadınlar için önemli bir gelişmenin işareti olsa da erkek muhafızlık sistemi kadınların oy kullanmasını pratikte güçleştiriyor. Suudi kadınlar arabalarına atlayıp oy kabinlerine gidemiyorlar (Haziran 2018’den itibaren kadınlara araba kullanma izni verilecek olsa da.) Dolayısıyla 2015 yılında Suudi seçmenlerin yüzde 10’unundan daha azının kadın olması şaşırtıcı değil.

Pakistan: en büyük cinsiyet ayrımlarından biri

Pakistan seçimlerindeki kadın katılımı, dünyadaki en düşük katılımlar arasında. Pakistan’ın 2013 seçimlerinin istatistiği, yaklaşık 800 oy merkezinde kadın seçmenler için katılım oranının %10’dan daha az olduğunu gösterdi. Bazı bölgelerde kadın seçmen katılımcı oranı %3’e kadar düştü. Pakistanlı kadınlara oy kullanma hakkı 1956’da verilmiş olmasına rağmen ülkenin en muhafazakar bölgelerinin bazılarında toplum önderleri ve dini liderler kadınların oy kullanmasını engelliyor.

2013 seçimlerinde “İslam dışı” olduğu gerekçesiyle kadın aile üyelerine izin vermemeleri konusunda erkeklere uyarıda bulunan broşürler dağıtıldı. Bu uygulamalar 2015 yerel seçimlerinde de devam etti.

Yükselişe geçen kadınlara cinsel şiddet

İnsan Hakları İzleme Komitesi 2017’de Kenya’nın 2017 seçimlerinde kadınlara karşı cinsel şiddeti belgeleyen bir rapor yayımladı. Bu vakalar, ne yazık ki, seçimlerde kadınlara yönelik şiddetin giderek artmasının bir göstergesiydi. Yakın zamanlı bir Birleşmiş Milletler raporu, kadınların nasıl da giderek politik olarak azmettirilen tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimlerinin kurbanı olduklarını ve özgürce seçimlere katılmalarının nasıl engellendiğini gözler önüne sermekte.

Çin: kadın seçmenler sayıca erkeklerin çok gerisinde kaldı

2017’de, 2000’i aşkın delege beş yıllık bir stratejiyi planlamak için Çin Komünist Partisi’nin 19. Kongresi’ne katıldı. Bu güçlü delegeler seçilmişti ancak yalnızca parti üyeleri oy kullanabildi – üstelik bu üyelerin %74’ü de erkektir.

***

Cinsiyet eşitsizliğine karşın bu yaklaşık 23 milyon kadın seçmenin katılımda bulunduğu anlamına gelir. Parti üyeleri arasında seçmen katılımcı oranı afallatıcı bir %99.2 idi. Buna kıyasla, İngiltere 2017 Genel Seçimi için katılım oranı erkeklerden nispeten daha fazla oy veren kadınlarla birlikte yalnızca %68.7’ydi.

İngiliz kadınların oy kullanmalarından bu yana geçen yüzyılda dünya genelinde ilerleme kaydedildiği açıktır. Kadınların oy kullanmasını engelleyen cinsiyetçi yasalar yürürlükten kaldırıldı. Fakat kadın seçmenin katılımını önleyen pratik ya da kültürel bariyerler hala mevcut. Birleşmiş Milletler’in kadınların siyasete katılımı hakkındaki programı dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası girişim kadınların oy kullanabilmesi için engellerin kaldırılmasına odaklanmakta. Bu tür engeller karmaşık ve çok boyutludur ama kadınların evden ayrılmalarına engel olan okuma-yazma bilmeme (dünyadaki okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin yaklaşık üçte ikisi kadındır) ve çocuk bakımı sorumluluklarını içerirler. Her kadının uluslarının yönetilme biçimi hakkında manidar şeyler söyleyebilmesi için daha çok şeyin yapılması gerekiyor.

 

Yazının İngilizce Orjinali

Yazar: Rebecca Wright

Yeşil Gazete için çeviren: Özde Çakmak

 

(Yeşil Gazete, The Conversation)

More in Kadın

You may also like

Comments

Comments are closed.