İklim KriziManşet

Göçebeler, iklim değişikliğinin rüzgâr gülü mü?

0
Göçebeler Changtang, Ladakh, 2010

Tom Hart tarafından New Internationalist blog‘da yayınlanan haberi Yeşil Gazete yazarı Ali Serdar Gültekin‘in çevirisiyle paylaşıyoruz.

***

Ve cazibesi tabii, göçebeler yanlarında sıra dışı ticaret ürünler ve inşa edilmiş çevrenin ötesinde bir hayat olduğuna dair hikâyeler getirdiler. Yurttaşlar vergiler, morgagelar ve bürokratlardan usandığında eski bir avlanma sahasında bir çadır içinde hayat cazip hâle geldi.

İlk başparmak soğuk ısırığıyla karardığında bu değişti tabii.

İnsanların neden bir yurtta tatil yapmak için “Han fidyesi” ödediklerini açıklamak için bunun bir miktar yardımı oluyor. Aynı zamanda neden “teknoloji göçebeleri” olduğunu çünkü bir diploması ve internet bağlantısı olan herhangi birinin daha antropolojik ağırlığı olan ve “avareden” daha iyi sıfatları ima eden bir unvan istediklerini açıklamaktadır.

Yerleşik medeniyetler göçebeliği azaltmak için ellerinden geleni yaptılar. Bu yaşam tarzı çok geniş arazilere ve düzene sahip olmaya, yani “iyi” yönetilen bir devlete uygun değildir.

Göçebeler Changtang, Ladakh, 2010

Göçebeler Changtang, Ladakh, 2010

Devletlerin kasıtlı olarak başarmaya çalıştıkları iklim değişikliği nedeniyle kazara bitmiş olabilir. İronik olarak devletlerin az ya da çok göçebeliğe tolerans gösterdiği tarihsel an fenomenin çevresel temellerinin sarsıldığı an da olabilir.

İklim değişikliğinin göçebelerin bel bağladıkları hayvanlar için yem ve içme suyu kaynaklarına erişimin azalmasına ve işlek göç rotları üzerinde hastalık yayılımının değişmesine sebep olması beklenmektedir.

“Kuraklıklar her zaman göçebe yaşamın bir parçası olmuştur. Yüzyıllar içinde göçebeler kuraklıklarla başa çıkmak için sürülerini mekânsal ve geçici hareketlilikle, kuraklık için acil durum meralarını kullanmakla, gayri resmi bir risk paylaşma ağı ve adapte olmuş nesillerle bir hayatta kalma stratejisi geliştirmişlerdi.” diyor iklim değişikliğinin göçebeler üzerindeki etkilerini çalışan Helmholtz Centre for Environment Research’ten Birgit Müller.

Göçebe Oyununu Oynamak

Yılanlar ve merdivenler göçebe hayatı geniş şekilde özetler fakat Helmholtz Centre daha kusursuz bir masaüstü oyun geliştirmiş ve oyunculara bir göçebenin kuraklıklardan dünya pazarlarında artan fiyatlara kadar günlük sorunlarıyla mücadele etmek için stratejiler geliştirmelerini sağlamıştır.

“Zorluklar göçebeler risk azalmak için daha fazla strateji uygulayamadıklarında başlıyor.” diyor Birgit Müller ve ekliyor “Eski mera alanlarında, özellikle de kuraklık zamanları için ayrılanlarda, tarım arazisinin artması büyük bir zorluk. Geniş ölçekli tarımsal faaliyetler Etiyopya gibi Afrikalı hükümetlerin destekledikleri bir şey.”

Bir hükümet ya da bir hayır kurumu ne zaman “boşa kullanılan” bir kamusal alan görse, göçebeler zor zamanlar için ayrılmış bir alan görürler. Eğer bu alan tarım için geliştirilirse göçebeler kimse farkına varmadan önemli bir desteği kaybetmiş olurlar.

İklim değişikliği tek başına göçebe grupları yok etmeye yetmez. Müller toprak kullanımı çatışmaları ve sosyal değişiklikleri de içeren etki eden faktörlerin çeşitliliğine dikkat çekiyor. İklim değişikliğinin eklediği ise fazladan bir gerilim noktasıdır.

“Benim bakış açıma göre iklim değişikliğine karşı esnekliği arttırmanın en önemli yolu göçebelerin iklim riskleri, özellikle de kuraklıkla mücadelede sınır ötesi hareketlilik ve acil durumlar için mera yedekleri gibi geleneksel stratejilerini sürdürmek ve uygulamaktır.” Diyor Müller.

“Mobil mera alanı kullanımı arazi kullanımında kurak alanlar için en uygun yöntemdir ve ulusal ve uluslararası kalkınma girişimleri tarafından desteklenmelidir.” diye ekliyor.

Göçebe grupların esnekliğini arttıracak bir olası çözüm kötü aleyhlerine olacak havalar için sigorta almalarıdır. Bu konuda bir pilot proje Nairobi’deki Livestock Research Institute’de bunun olabilirliğini araştırmaktadır.

İklim değişikliğinin etkilerinin öngörülebilmesi için bir simülasyon modeli ve erken bildirim tedbiri Helmholtz Centre for Environmental Research’ün başka bir araştırma alanıdır.

Bu modellerin amacı bir öngörüde bulunmak değil ilişkileri daha iyi anlayabilmek, kilit faktörleri belirleyebilmek, bitkilere ve insanlara zarar vermeksizin olası istenmeyen yan etkiler hakkında farkındalığı arttırmaktır.

Moğollar 1258’de Bağdat’ı fethettiklerinde, efsaneye göre, Fırat nehri şehir kütüphanesinin yağmalanmasını müteakip yakılan kitapların mürekkeplerinden siyah akmıştır. Endüstrileşmiş topluma doğru ilerleyişi durdurmak için yeterli bir iş olmamıştır. 21. yüzyıl teknolojik gelişmeleri günümüz göçebelerinin devam edebilmesi için gereken marifetleri sağlayabilir.

 

Haberin İngilizce orjinali

Haber: Tom Hart

Yeşil Gazete için çeviren: Ali Serdar Gültekin

(Yeşil GazeteNew Internationalist blog )

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.