Barışla buluşmak…Bu haftasonu

“Barış”, her geçen gün daha sık telaffuz ettiğimiz kelime.Kökenine baktığımızda karşımıza eski dilde “uygun, yararlı manasına gelen “salaha ermek”e dair, “sulh”1 ifadesi çıkarken 1932 yılı itibariyle Türk Dil Kurumunun çalışmaları kapsamındaki öztürkçe arayışlar, bizi “varış” kelimesiyle buluşturmakta. Türkçe önseste “b” harfi bulunmadığı için bir yere ulaşmak” anlamına gelen “varmak” kelimesinin işteş hali şeklinde “karşılıklı, birlikte gitmek,varmak ”2 semantiğinden geliyor.Dünya dilidir diyerek ingilizcesinin kökenine baktığımızda ise “peace” kelimesinin Orta çağda savaşın ve nefretin olmadığı sakinlik, mutluluk hali, güvenlik, refah3 anlamlarına geldiğini görüyoruz.

Sözlük anlamından ayrıldı bu gün barış, artık bizim için daha ziyade “şiddetsizlik hali” ni ifade ediyor zira, öyle pür-i pak bir mutluluk hayal etmek çoktandır mümkün değil. Savaşın tüm yakıcılığını yaşıyor, etimizde hissediyoruz. Suruç ve Ankara katliamları, Sur ve Cizre’de izlemeye dahi dayanamadığımız ama birilerinin tüm çıplaklığıyla yaşadığı o görüntüler, duyunca içimizi yakan o haberler, hep belleklerde olacak.Ukrayna ve Suriye’deki savaştan, mülteci kıyımından  da bahsedecek olursam yazı bitmez. Şimdi doğudayız, uçakla 1 saatlik mesafede, ana akım medyanın, reklamların, belgesellerin, dizilerin sis perdesinin ötesinde bir yerde.

Katil, çocuk, terörist, anne, dede, bomba, şehit, kardeş, polis,ölü, çatışma,ağır yaralı,vuruldu…öldü…! kelimeleri aynı cümlenin içinde geçiyor çoğu kez. Dayanamıyoruz…Sonra geçmişte yaşananların kalınlaştırdığı mercekten uzaktaki bir noktayı, geleceği gören akademisyenler bu gidişata “dur!” demek için hazırladıkları bir barış dilekçesine imza atıyor … ve şiddetin bir başka türü karşımızda. Bastırma, itham, zan altında bırakma, suçlama araçları eleştirilmenin hissedilir ağırlığı arttıkça birer ok misali fırlatılmaya başlanıyor barış dileyenlerin üstüne.Bu dilekler yurt içinden ve dışından binlerce bilim insanı , akademisyen ve meslek grupları tarafından kucaklanıyor, büyütülüyor.
Barış istemek suç değildir, T.C Anayasasının 56.maddesi “Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu söylemektedir. Yine aynı yasada Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak görevi olduğu yazmaktadır. Böyle bir çevreyi, yaşam ortamını talep etmek de haktır!

Bu haftasonu bu hakkın bize ait olduğunu ifade edebileceğimiz, bizi İstanbul’da barışla buluşturacak 2 fırsat var .
Biri, 30 Ocak Cumartesi Mazlum der ve Küresel Bak’ın Öldürmek çare değil, Çok daha huzurlu ve kardeşçe yaşayacağımız bir Türkiye için, Yarına umutla bakmak ve artık geleceğimizi korkusuzca kazanabilmek için” ana fikri altında birlikte çağrıcılığını yaptığı Beyoğlu Tünel Meydanı’nda saat 14:00’de başlayacak olan “silahlar sussun, müzakereler yeniden başlasın” insan zinciri .

bariszincir-flayer

Diğeri ise 31 Ocak Pazar günü Barış için Kadın Girişimi (BİKG)’nin“Barışta birlikte yolculuk yapalım. Barışa giden yolu birlikte kuralım, barış hayallerimizi birlikte gerçekleştirelim ve barış talebimizi birlikte haykıralım Gelin Barışa 1000 Kadın olalım!diyerek  çağrıcılığını yaptığı Kadıköy İskele Meydanında saat 13:00’ da gerçekleştirilecek buluşma.

“Batıda yaşayanlar olarak, annemizin cesedi bir hafta sokakta kalmadı, çocuklarımız ölmedi ama yarın ne olacağını hiç kimse bilemez. Halkların ortak mücadelesi gerçekleşmediğinde ya da daha etkin olmadığında bu savaş yanı başımızda ve kapımıza kadar gelecek”

barisa-bin-kadin-1024x780 - Kopya

Barış için Kadın Girişimi nin katılımcılara mesajını da bu vesileyle iletelim “Barış, hakikat, müzakere ve çözüm kapsamında 100 karakteri aşmayacak sözlerinizi kâğıda, beze, eline, kuma, duvara, mutfak tezgahına, nereye isterseniz yazarak fotoğrafını [email protected] adresine gönderebilirsiniz” Bu Kampanyaya katılanların isimleri web sitesinde Barışa 1000 Kadın” bölümünde yayınlanacak.
Barış için Kadın Girişimi daha önce  haberimizde duyurduğumuz gibi “Gelin her yanımızı saran bu ölümlere ve bu savaşa inat direniş gücümüzü gösterelim” diyerek 6-7 Şubat’ta Diyarbakır’a gerçekleştirecekleri nöbete de davet ediyor.

Romalı düşünür Çiçero’nun söylemiş olduğu  gibi “En kötü barış, en haklı savaştan iyidir”.

 

1:http://www.nisanyansozluk.com/
2:http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/jale_ozturk_ses_degisikligi_arkaik_sekiller.pdf
3:http://www.etymonline.com/index.php?allowed_in_frame=0&search=peace

(Yeşil Gazete)

Pınar Demircan

Twitter: @pnrizumi

Pınar Demircan
Pınar Demircan
Lisansını iktisat ,yüksek lisansını ingilizce işletme, doktorasını sosyoloji alanında tamamlamış olan Bağımsız Araştırmacı Pınar Demircan iş yaşamına Japonca bilmesi vesilesiyle Japon şirketlerinin insan kaynakları ve kalite yönetimi alanında çalışarak başladı. Profesyonel iş yaşamı devam ederken Türkiye'de bir nükleer santral kurulmasının yeniden gündeme gelmesinin ardından Fukuşima Nükleer Felaketi üzerinden nükleer santrallerin gerçeklerinin öğrenilmesi için Japonya'daki sivil toplum örgütleri ve ağlarıyla bağlantıya geçti. 2014 yılında Yeşil Gazete yazarları arasına katılarak nükleer santraller ve enerji konusuna yazılarıyla katkı yapan Demircan nukleersiz. org koordinatörlüğünü de bu tarihten itibaren yürütüyor. Çok sayıda sivil toplum örgütüyle çalışmalar yürüten Demircan'ın yurt içi ve dışında katıldığı konferans, etkinlik ve atölyelerde iklim, enerji, çevre ve ekoloji konularında özellikle nükleer bağlamında paylaşımları bulunuyor. Çalışmalarını akademik alanda da sürdürmek için başladığı sosyoloji alanındaki doktorasını 2023 yılında tamamlayan Demircan'ın disiplinlerarası alanda çeşitli çeviri ve makaleleri bulunuyor. İletişim: [email protected]

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

Güzelliğe, iyiliğe açık kalmak için Açık Radyo

Kötülüğün eşiği aşıldı. Elimizdekileri kaybetmememiz ve kötülüğe karşı durabilmemiz için Açık Radyo açık kalmalı. Sesimize ve sözümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz.

Açık Radyo’suz olmaz!

'Hüznün fiziği'nin diyalekti açısından bakarsak en derin hüzünler en coşkulu ve en mutlu adımları getirecektir. Tabii yaşama ve mücadeleye olan inancımızı yitirmemişsek...

EN ÇOK OKUNANLAR