Dünyaİklim KriziManşetSağlık

Araştırma: İklim krizi Bangladeş’te on milyonlarca insan için kanser riskini artıracak

0
bangladeş
Rohingyalı çocuklar Bangladeş'te bir mülteci kampında içme suyu topluyor. Fotoğraf: Shafiqur Rahman / AP

Plos One dergisinde dün (17 Ocak) yayımlanan çalışmaya göre, iklimin bozulması Bangladeş‘te on milyonlarca insanı kirli kuyu sularından kaynaklanan kanser riskiyle karşı karşıya bırakacak.

Bilim insanları, iklimin ısınmasının neden olduğu deniz seviyesindeki yükselmeler, öngörülemeyen seller ve aşırı hava koşullarının, ülkenin içme suyuna tehlikeli seviyelerde arsenik salınımını hızlandıracağını söylüyor.

Guardian‘ın aktardığına göre, araştırmacıların vardığı sonuç, arsenik zehirlenmesi nedeniyle milyonlarca kişinin cilt, mesane ve akciğer kanserine yakalandığı ülkede halihazırda yaşanan halk sağlığı krizinin daha da derinleşmesi olacak.

Norwich Üniversitesi‘nde fahri kimya profesörü olan baş araştırmacı Dr. Seth Frisbie, bulguların yakın tarihli bir sunumunda “İçme suyundan kaynaklanan kronik arsenik zehirlenmesi… teorik bir egzersiz değil, gerçek bir sorundur. Bir keresinde 30 yaşın üzerinde kimsenin bulunmadığı bir köye girmiştim” dedi.

Bangladeş’te 1970’lerden günümüze arsenikli su krizi

Arsenik su kirliliği krizinin kökenleri, Bangladeş’in kirli yüzey suyu nedeniyle dünyanın en yüksek bebek ölüm oranlarından birine sahip olduğu 1970’lere kadar uzanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşları ve STK’lar evsel kullanım, ürün sulama ve balık yetiştiriciliği için temiz su sağlamak amacıyla geniş çaplı bir derin tüp kuyu açma programına sponsor oldu.

Yeni kuyular suyla bulaşan hastalıkların yayılmasını engelleyerek çocuk ölümlerini azalttı, ancak 1990’lara gelindiğinde Bangladeş’in altındaki tortul kayalardan çekilen suyun yüksek oranda doğal arsenik içerdiği anlaşıldı.

İçme kuyusu suyundan kaynaklanan ilk kronik arsenik zehirlenmesi vakası 1993 yılında Bangladeş’te teşhis edildi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bunu “tarihteki en büyük kitlesel nüfus zehirlenmesi” olarak tanımlayacaktı.

Frisbie, “Arsenik doğal olarak oluşur ve Himalaya yükselmesinden gelen tortularla yıkanır. Dolayısıyla Ganj, Brahmaputra, Meghna, Irrawaddy ve Mekong nehir havzalarından gelen tüm tortular doğal olarak oluşan arsenik açısından zengindir” dedi ve ekledi:

“İnsanlar yüzey suyu içtiklerinde bu bir sorun teşkil etmiyordu, çünkü yüzey suyu atmosferdeki oksijenle iletişim halindeydi ve bu da arseniği çözünmez hale getirerek sudan uzaklaştırıyordu. Ancak derin kuyu suları atmosferdeki oksijenle o kadar iyi iletişim kuramıyor. İşte bu yüzden insanların birdenbire bu derin su kuyularına erişimini sağlamak devasa bir halk sağlığı krizi haline geldi.”

Barishal Division, Bangladeş, Temmuz 2022. Erozyona eğilimli su yolunu korumak için Kironkhola Nehri kıyısında yüzlerce jeotekstil torba duruyor. Yerel halka göre, son birkaç yıl içinde yaklaşık 120 aile yerinden edildi. Çevresel ve Coğrafi Bilgi Hizmetleri Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora göre, 1973’ten 2017’ye kadar Bangladeş, en büyük üç nehri nedeniyle 162 bin hektardan fazla arazi kaybetti.
Fotoğraf: Niamul Rifat/Yılın Çevre Fotoğrafçısı – Yarına Uyum | Umut

Arsenik zehirlenmesinin etkileri

Kronik arsenik zehirlenmesi, etkilenen kişilerin vücutlarında arsenik birikmesine yol açıyor. Bu durum, avuç içi ve ayak tabanlarındaki derinin keratinleşmesi yoluyla dışarıdan kendini belli ediyor. Benzer süreçler içeride de devam ederek, birikintiler akciğerlerinde ve diğer iç organlarında toplanarak kansere neden oluyor.

Frisbie, bölgelerin yaklaşık yüzde 49’undaki kuyuların DSÖ’nün maksimum sınırı olan milyarda 10 parçayı aşan içme suyu içerdiğini söyledi.

Yaklaşık yüzde 45’i ise bunun en az beş katı arsenik içeren su içeriyor.

78 milyon Bangladeşli maruz kalıyor

Saha çalışması sırasında bir kuyudan alınan suyu test ederek, arsenik konsantrasyonunun milyarda 448 parça olduğunu tespit eden Frisbie, “Şu anki tahminim yaklaşık 78 milyon Bangladeşlinin maruz kaldığı yönünde ve ihtiyatlı bir tahminle yaklaşık 900 bin Bangladeşlinin akciğer ve mesane kanserinden ölmesinin beklendiğine inanıyorum” şeklinde ifade etti.

İklimin bozulması sorunu çok daha kötü hale getirme riski taşıyor.

Deniz seviyeleri yükselmeye devam ettikçe, dünyanın en büyük nehir deltalarından birinin üzerinde yer alan Bangladeş’in sellerden orantısız bir şekilde etkilenmesi ve bunun da ‘indirgeme’ olarak bilinen bir süreçle alttaki akiferin kimyasını değiştirerek tortusundan daha fazla arsenik sızdırması bekleniyor.

Aynı zamanda, yükselen deniz seviyelerinin bir başka sonucu olan deniz suyunun akifere girmesi, tuzluluk oranını artıracak ve bu da ‘tuz etkisi’ olarak bilinen bir süreçle arseniğin suya sızma oranını artırarak bir başka kimyasal değişikliğe neden olacak.

Frisbie ve meslektaşları, çalışmalarında, “Akifer kimyasındaki bu değişikliklerin Bangladeş’in içme kuyusu suyuna arsenik salınımını artırması bekleniyor… ve arseniğe artan maruziyetin kronik arsenik zehirlenmesinden kaynaklanan ölüm ve hastalık oranlarını artırması bekleniyor” diye yazıyor.

İklimdeki bozulmanın akifer suyunun kimyasında yol açtığı değişimin etkileri Bangladeş’le sınırlı kalmayacak, tüm dünyada hissedilecek diye vurgu yapan Frisbie şunları söyledi:

Bu kimyasal süreçler küreseldir. Manchester‘da arsenik azalması var, Louisiana‘da tuz etkisi var çünkü Katrina Kasırgası gibi seller var. Yani bunlar evrensel kimyasal süreçler olduğu için, bu küresel bir sorun.”

‣ Gemi söküm raporu yayında: Aliağa’da arsenik ve kurşun kirliliği hat safhada

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.