Dünyaİklim KriziManşet

Araştırma: Fosil yakıt borçları net sıfır hedefini zora sokuyor

0

ODI tarafından yapılan yeni bir araştırma düşük ve orta gelirli ülkelerdeki fosil yakıt borçluluğunun endişe verici boyutlarına dikkat çekiyor. Çalışma, borçları ödemek için fosil yakıt üretimine aşırı bağımlılığın birçok düşük ve orta gelirli ülkeyi kısır bir döngüye soktuğunu gösteriyor; zira artan borç ödemeleri, ülkeleri borçlarını ödemek için gelir elde etmek üzere petrol ve gaz üretimini artırmaya teşvik ediyor.

Çalışma, iklim finansmanı ve borçların hafifletilmesi konularının ele alınacağı yeni bir küresel finansman anlaşmasına ilişkin Paris Zirvesi‘nden sadece bir hafta önce yapıldı. Düşük ve orta gelirli 21 ülkenin 11 yıllık bir dönemdeki borç seviyelerini inceleyen araştırmacılar, ülkelerin petrol ve gaz fiyatları yüksekken – kredi notlarını ve dolayısıyla uluslararası borç piyasalarında borçlanma kapasitelerini arttırmak için – ve aynı zamanda fiyatlar düşükken – azalan gelirlerin maliyetini vatandaşlarına yüklemekten kaçınmak için – borçlanmayı arttırdıklarını tespit etti. Raporda şu bulgulara yer veriliyor:

  • Küresel ilişkiler düşünce kuruluşu ODI’nin yeni araştırması, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki fosil yakıt borçluluğunun endişe verici boyutlarına dikkat çekiyor.
  • Borçları ödemek için fosil yakıt çıkarımına aşırı bağımlılık, petrol ve gaz fiyatlarının yüksek olduğu zamanlarda bile pek çok ülkeyi kısır bir döngüye hapsetmiş durumda.
  • Alacaklılar – kamu ve özel – mali ve iklimsel zorluklarla mücadele eden ülkeler için sistematik borç hafifletme ve borç affını uygulamaya koymadıkça, küresel enerji geçişi için önemli bir risk bulunuyor.
  • ODI, eğer uluslararası toplum iklim değişikliği ve kalkınma sorunlarıyla eş zamanlı olarak mücadele etme konusunda ciddiyse, bunun yaklaşan Yeni Küresel Finansman Paktı Zirvesi için “gündemin kilit konularından biri haline gelmesinin kritik önem taşıdığını” söylüyor.

Küresel ilişkiler düşünce kuruluşu ODI’nin yeni araştırması, düşük ve orta gelirli ülkelerde fosil yakıt üretimiyle bağlantılı kısır bir borç döngüsünün küresel enerji dönüşümünü riske attığını gösteriyor. Borç ödemeleri arttıkça, ülkeler borçlarını ödemek için gelir elde etmek üzere petrol ve gaz üretimini artırmaya teşvik ediliyor. Bu durum küresel iklim hedeflerini tehlikeye atıyor ve yeni petrol ve doğal gazın toprakta bırakılması ihtiyacıyla çelişiyor.

ODI’nin 11 yıllık bir dönem boyunca 21 düşük ve orta gelirli ülkenin borç seviyelerini inceleyen çalışması, ülkelerin petrol ve gaz fiyatları yüksek olduğunda, kredi itibarları arttığı için ve aynı zamanda fiyatlar düşük olduğunda, azalan gelirlerin maliyetini vatandaşlarına yüklemekten kaçınmak için borçlanmayı artırdıklarını gösteriyor.

Çalışma döneminde petrol ve gaz üreticisi ülkelerin çoğunda borç seviyeleri yükseldi. Analiz dönemi boyunca Angola, Gabon, Mozambik, Venezuela ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti‘nde (DRC) borcun GSYH’ye oranı yüzde 50 puanın üzerinde artış gösterdi. İmtiyazlı koşullarla sağlanan borçların oranı azaldı ve özel alacaklılardan alınan borçlar arttı- örneğin Çad ve Bolivya‘da 75 kat artış görüldü.

İklim değişikliği, petrol ve gaz üretimiyle ilgili risklerin, hem daha yüksek ortalama sıcaklıkların yıkıcı etkileri hem de ihracat pazarlarının ortadan kalkma ihtimalinin, ciddi olduğu anlamına geliyor. Ülkeler ayrıca atıl varlıklardan kaynaklanan büyük kayıp riskiyle de karşı karşıya. Fosil yakıtlara yönelik küresel talep azaldıkça ve yenilenebilir enerjinin fiyatı düşmeye devam ettikçe, fosil yakıt varlıklarının değerinin de düşmesi bekleniyor.

Araştırma, zengin ülkelerin borç hafifletme veya borç affı sağlaması, petrol ve gazın aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını teşvik eden uluslararası finansman düzenlemelerinin benimsenmesi veya hedeflenen imtiyazlı finansmanın sağlanması gibi zarar verici döngüyü kırabilecek gerçekçi müdahaleler de öneriyor.

Borçlanma ve borç yönetimi için fosil yakıtlara olan bağımlılık, petrol ve gazın küresel anlamda aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasının önündeki en büyük engel. Fosil yakıt borçluluğunun, Emmanuel Macron ve Mia Mottley tarafından düzenlenen ve iklim ve diğer sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek için finansman konusunda küresel işbirliğinin tartışılacağı yaklaşan Paris Zirvesi‘nin gündeminin en üst sıralarında yer alması bekleniyor.

İklim değişikliğinin tarihsel sorumluluğunun, düşük ve orta gelirli ülkelerin kamu borcunun çoğunu hükümetleri ve finans kuruluşları elinde bulunduran yüksek ve üst-orta gelirli ülkelere ait olduğu düşünüldüğünde, bu kritik önem taşıyor.

ODI Misafir Kıdemli Araştırmacısı, Cape Town Üniversitesi Nelson Mandela Yönetişim Okulu Profesörü ve Afrika İklim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Lopes, “Bu araştırma, zengin ülkelerin, ülkelerin petrol ve doğalgazdan vazgeçmelerine ve kendilerini özgürleştirmelerine olanak tanıyan kalkınma yollarını teşvik etmeleri gerektiğini açıkça vurguluyor. Adalet enerji dönüşümünün bir özelliği değil, temelidir. Petrol ve gaza bağımlı ülkelerin borçlarının hafifletilmesi veya affedilmesi ve petrol ve gaz zengini ülkelerin üretimlerini artırmak yerine aşamalı olarak azaltmalarını teşvik eden finansman düzenlemelerinin sağlanması, adil ve eşitlikçi bir enerji geçişi için kritik önem taşıyor” diyor.

ODI İklim ve Sürdürülebilirlik Direktör Vekili İpek Gençsü, “Dış borçların ödenmesi için petrol ve doğal gaz ihracat gelirlerine bel bağlanması, ülkelerin borçluluk ve fosil yakıt bağımlılığı döngüsüne girmesi riskini doğuruyor. Bu durum, zamanında ve adil bir enerji dönüşümünü güvence altına alma konusunda zorluk teşkil ediyor. Adil ve temiz bir enerji dönüşümünü desteklemek ve hızlandırmak için yeni ve yenilikçi çözümlerden yararlanmamız gerekiyor ve bu araştırma, karar vericilerin hızla kullanması gereken seçeneklerin mevcut olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.

ODI Kıdemli Araştırma Görevlisi Shandelle Steadma ise “İklim eylemi için aciliyetin arttığı bir dönemde, araştırmamız incelediğimiz ülkelerde petrol ve gaz gelirlerine olan yüksek bağımlılığın fosil yakıt üretiminin aşamalı olarak durdurulmasını mali açıdan sorumsuz hale getirdiğini gösteriyor. Eğer uluslararası toplum iklim değişikliği ve kalkınma sorunlarıyla aynı anda mücadele etme konusunda ciddiyse, liderler bu ay Paris’te bir araya geldiğinde bu konunun gündemin ana maddelerinden biri haline gelmesi kritik önem taşıyor” diyor.

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.