Yüzyılda bir Ombudsmanımız oldu, o da doğmadan öldü – Osman Yılmaz

Mübarek Ombudsmanımızın görevi şöyle tanımlanıyor; kamu otoriteleri ile bireyler arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunlarda Ombudsman, kamu iradesine karşı bireylerin şikayetlerini kabul etmek ve ortaya çıkan sorunlara bir çözüm getirme çabası gösterecektir. Kamu otoriteleri birlikte veya ayrı ayrı olarak, (Devlet, yerel yönetimler, kamu yönetim ve kurumları) görev alanına girmektedir.

Yurttaşın hak ve özgürlüklerinin koruyuculuğu görevini üstlenen ombudsmanlar, kendilerine aracısız olarak ulaşan şikayetler üzerine ya da kendi inisiyatifleri ile harekete geçer ve yönetim tarafından uygulanan kanun ve kararların kötüye kullanılmasında yada temel hakların korunması dahil, gerekli bütün hallerde soruşturma görevini yerine getirecektir. Kötü yönetim nedeniyle haksızlığa uğrayan bireylerin şikayeti üzerine yapılan denetimden çok daha kapsamlı bir denetimi üstlenmiş olacaktır. Uygulandığı ülkelerde ombudsmanlar hak ve özgürlüklerin savunucusu olarak görülmekte ve sadece kötü yönetim olarak adlandırılabilecek olaylarla kendilerini sınırlandırmamaktazıd.Yapılan haksızlıkların nedenlerini bulmak için sistematik araştırmalara girişir ve mevcut yönetimi iyileştirmek amacıyla önerilerde de bulunurlar, tedbir alırlar.

Görev ve misyonu bunlar olan; taptaze, koskoca ombudsmanımızın gözleri önünde. Taksim’de “alt tarafı üç beş ağaç sökülüyor.” Deve dişi gibi ombudsman üç beş ağaçla uğraşamaz elbette ki. O işler üç beş çoluk çocuk, üç beş çapulcu işi olabilir. Haklı olarak tısı çıkmıyor ombudsmanımızın.

Gel zaman git zaman üç beş ağaç için milyonlar Taksim’i dolduruyor, İstanbul gaza, halk garaza boğuluyor, ülke ayağa kalkıyor, beş ölü, yüzlerce sakatlanma, binlerce yaralı, tutuklamalar, maddi kayıplar, hükümet sallanıyor, başbakan tırsıyor, devlet titriyor ombudsmanımızdan gene tıs yok.

Eğer Ombudsman yukarıdaki görevleri yerine getirmek üzere ihdas edilmiş kurumsa; Ülke yanıyor ombudsman uyuyorsa ne yapacağız. Yapacağımız açık. Ya bu kurum hemen lağvedilmelidir. Yoksa görevi ihmalden hakkında dava açılmalıdır. Ben ikinciyi seçiyorum. Halk birinciyi tercih etti bile.


 

Osman YILMAZ

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Mersin Eş Sözcüsü

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR