Kırk yıla varan nükleer karşıtı mücadelenin yılmaz aktivistlerinden Remziye Günay Eryılmaz’ı kaybettik.
Remziye Hanım da tıpkı yakın geçmişte yitirdiğimiz Prof.Dr.Leziz Onaran, Av.Noyan Özkan, Savaş Emek gibi kendi yaşam süresi içinde nükleer santral yapılmayanlardan olduğundan bir bakıma nükleer karşıtı mücadeleden zaferle çıkanlardan! Yeri doldurulamayacak olanlardan.

Avukat Noyan Özkan’ın 2013 yılındaki ani vefatından sonra Yeşil Gazete’ye yazdığı yazıda “Neden bizleri terk edip gittin… Senin gibi güçlü birisi, kalbine yenik düşer mi? Çirkinlikler arttıysa artsın, atacaktın hepsini arkandaki torbaya… Torbanın da ağzını büzecektin, sıkı sıkı, dışarı çıkıp da önüne düşmesin diye… İnsanlık var oldukça sorun biter mi? Seninle daha çok işimiz vardı çoooook”demiş. Ardından “Ama beni çağırmayın, ben sizin gibi olmak istemiyorum. Daha öyle çok işim var ki..! Haydi git güle güle” diye eklemiş, giden mücadele arkadaşına sitem ederek.
Şimdi sitem etme sırası bize gelmiş oldu. Daha yapacakları vardı. En büyük tutkusu bisikletli yaşamın yaygınlaşması ve Mersin’e bisiklet yollarının yapılmasıydı. Oysa kendisi bisiklete binmeyi bile bilmiyordu.

Onu, gündüz vakti elinde lambasıyla dürüst insan arayan Sinop’lu Diyojen gibi elinde tuttuğu gaz lambası ile, yerel ürünlerle süslediği şapkalarıyla, üzerine bisiklet resmi çizilmiş giysileri ile ve daima gülen yüzü ile anımsayacağız.
Gittiği yerde, mücadele arkadaşları ile birlikte düşlediği gibi bir mekan bulur dilerim.
Dr. Ful Uğurhan