Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEnerjiManşetVideo

Bir yanda atom bayrağı bir yanda yaşam çağrıları: ‘Bunu bize demişlerdi ve biz bunları dövmüştük’ diyecekler

0

Video & haber: Abidin YAĞMUR

*

Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilk yakıtın getirilmesi dolayısıyla santral sahasında dün (27 Nisan) tören gerçekleştirildi. Töreni protesto için nükleer karşıtları sabahtan yola çıkmış, bulundukları otobüs defalarca GBT taraması için durdurulmuş ve günün sonunda tören alanına kilometreler kala yolları kesilmişti. Jandarma ve polis ekipleri nükleer karşıtlarına müdahalede bulunurken üç kişi gözaltına alınmış, aralarında TİP Mersin Milletvekili adayı Hakan Güneş’in de bulunduğu üç kişi daha sonra serbest bırakılmıştı. Ancak bu anlar yaşanırken törene canlı bağlantıyla katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ‘barış için nükleer enerji’ adı verilen bayrağın göndere çekilmesini kutluyordu.

‘Bunu bize demişlerdi ve biz bunları dövmüştük’ diyecekler’

Mersin Tabip Odası eski başkanı ve Mersin Nükleer Karşıtı Platformu üyesi Ful Uğurhan ise o anda nükleer karşıtlarıyla birlikte Jandarmalara direniyordu. Uğurhan kendilerini engelleyen Jandarmaları işaret ederek nükleerin gelecek nesiller için tehlikesini anlattı:

“Bitmemiş santrala yakıt getirmenin manasızlığını, buraya nükleer santral yapmanın manasızlığını, bırakın burayı var olan tüm nükleer santralların insan ve bütün canlı yaşamına verdiği zararı anlatmak için geldik. Ama inanılmaz bir insanlık dışı müdahaleyle karşılaştık. Hepimizin yaş ortalaması burada 50-60. Bizi çiğnediler, ittirdiler.

Burası 2010 yılında Ruslarla yapılan anlaşmaya göre; artık şu alan Rusya’nın toprağı. İçeride Rusya’nın limanı var. Orada istedikleri gibi Avrupa’nın nükleer çöpünü getirecekler ve hiçbirimiz bilemeyeceğiz buraya gelenin neyin çöpü diye. Tıpkı İngiltere’nin plastik atıklarını Adana’ya getirdikleri gibi…

Bu santralin çalışması iklim krizinden dolayı çok zor. Denizden aldıkları suyla soğutmaya çalışacaklar; denizin suyu zaten sıcak. Daha yapılırken santralda üç kere çatlak oldu. Buna rağmen yaptılar. Finlandiya’da böyle bir olay oldu; hemen durdurdular santral yapımını. Ama bizde demokratik ortamın olmayışı, insanları bizi demin sindirdikleri gibi sindirdikleri için sesimiz çıkmadı. Nasıl depremde boşu boşuna öldüysek bu nükleer santral yüzünden de öleceğiz.

Benim ömrüm vefa etmese bu gençler [Jandarmaları işaret ediyor] görecekler bunu. ‘Bunu bize demişlerdi ve biz bunları dövmüştük’ diyecekler.”

You may also like

Comments

Comments are closed.