Ekolojik YaşamManşetTürkiye

Yeni İnsan Yayınevi: Bitkisel beslenme kampanyası yapılmasını talep ediyoruz

0

Yeni İnsan Yayınevi, Dünya Çevre Günü’nde taleplerini dile getirdi.

Yayınevi, tüm canlı yaşamına saygı talep ettiği gibi, tüm madencilik faaliyetlerinin de durdurulmasını istedi.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi‘nden çekilmesine de vurgu yapan yayınevi, “Cinsiyetler arası hak eşitliliği ekofeminist bir ilkedir” diyerek; ezilen, katledilen her cinsin yanında olduklarını ifade etti.

‘Madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını talep ediyoruz’

Yayınevinin açıkladığı taleplerin bazıları şu şekilde:

  • Denizdeki lüferden, gökteki kelaynağa ve kırdaki tilkiden topraktaki köstebeğe kadar her canlının yaşama hakkı vardır. Göldeki yosundan, ormandaki meşeye, kentteki kadife çiçeğinden, tarladaki buğdaya kadar bütün canlıların var oldukları şekilde nesillerini sürdürmeye ve yaşam alanlarında özgürce çoğalmaya hakları vardır. İnsan da bütün bu varlıkların bir parçası ve bu dengenin bir halkasıdır; daha fazlası değil. Bütün hepsinin yaşam hakkına saygı talep ediyoruz.
  • Tohumlar bütün insanlığın ortak malıdır. Tohumlar insanlığın yüzyıllar içerisinde koruduğu, sakladığı ve iyileştirdiği ortak mirasıdır. Ne şu ulusun ne şu şirketin ne başka birinin… Tohumlarımızı korumayı talep ediyoruz.
  • Ego merkezli değil eko merkezli yaşam anlayışı talep ediyoruz.
  • Yerin altındaki madenler yerin üstündekilerden asla daha değerli değildir. Altının, bakırın, gümüşün değeri bir illüzyondur. Bizim için gerçek değer zeytindir, ağaçtır, çalıdır, ottur, çimendir. Bütün madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını talep ediyoruz.
  • Taş ocakları bahane edilerek muazzam bir biyoçeşitliliğe sahip ormanların kalıcı bir biçimde tahrip edilmesi kabul edilemez. Ormanların mevcut halleriyle korunması ve iyileştirilmesi için bilimsel çalışmaların yapılmasını ve bilim insanlarına söz ve sorumluluk tanınmasını talep ediyoruz.
  • Temiz suya erişim insan hakkı olarak kabul edilmelidir. Bu kabulle herkese temel hakkı olan temiz su bedelsiz olarak ulaştırılmalıdır.

‘Bitkisel beslenme kampanyası yapılmasını talep ediyoruz’

Hayvansal beslenmenin artık sürdürülebilir olmadığı da ifade edilirken, yediden yetmişe bitkisel beslenme kampanyası yapılması talep edildi:

  • Hayvansal beslenme artık sürdürülebilir değildir. Her yaş ve kesimden insana ulaşılarak vegan beslenmeye geçilmesi için büyük bir seferberlik başlatılmasını talep ediyoruz. Her yıl boğazlanan, ağlara takılan hayvanların sayısı bile bilinmiyor. Toprakların büyük bir bölümü hayvan yemleri için ekiliyor. Oysa bitkisel beslenme ile çok daha az alan ekilip, daha sağlıklı beslenme imkanı bulunup, iklim krizinin önüne geçilebilir. Yediden yetmişe bitkisel beslenme kampanyası yapılmasını talep ediyoruz.
  • İthal kömürlerle çalıştırılan termik santraller başta olmak üzere bütün termik santraller kapatılmalıdır. Güneş ve rüzgar bize yeter.
    İstanbul Sözleşmesi yok sayılamaz, Türkiye bu sözleşmeden imzasını çekemez. Cinsiyetler arası hak eşitliği ekofeminist bir ilkedir. Ezilen, katledilen, baskı gören her cinsin yanındayız.
  • Üretici ve tüketici kooperatifleri desteklenmelidir. Gıdamızı üretenler ve tüketiciler bu sistemde her zaman kaybedenler olurken, aracılar aslan payını alıyor. Bu köhne yapı değişmeli ve geleneksel gıda zincirimizde, üreticiden tüketiciye şekline geçilmeli ve yerelleşilmelidir. Ne Orta Amerika’dan gelen muza ne Kanada’dan gelen mercimeğe ne de başka bir şeye ihtiyacımız var. Ülkemiz yeniden kendi kendini beslemelidir.
  • Atıksız bir yaşam istiyoruz. Mış gibi değil. Bir ülke politikası olarak, merkezi ve yerel yönetimlerin elbirliği ve yurttaşların tam katılımıyla atık üretmeyen bir alışveriş sistemine geçmeliyiz. Bunu yaparken başka memleketlerin her türlü atığının ülkemize sokulmasının engellenmesini talep ediyoruz.
  • Her yıl milyonlarca giysi, daha hiç kimse üstüne giyip sokağa çıkmadan çöpe gidiyor. Moda acımasız bir endüstri olmuş. Yavaş modayı talep ediyoruz. İleri dönüşümü talep ediyoruz.
  • İklim krizi, serbest piyasa ekonomisi, hayvan endüstrisi, moda sektörü, gıda devleri, küresel ve sömürücü şirketler. Ülkemizin bütün akademisyenlerini, sadece insanları değil, yaşayan her türlü canlıyı bıkıp usanmadan yiyip bitiren, tam anlamıyla onların kanını emen bütün bu yüzde birin kurumlarının alternatiflerini düşünmeye, araştırmaya ve önermeye davet ediyoruz.

You may also like

Comments

Comments are closed.