Yargıdan şehir hastanesine iptal: Yapılaşma artacak, kamu yararı yok

İstanbul’un önemli hastanelerinden biri olan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin şehir hastanesine dönüşümünü öngören imar planı değişikliği mahkeme kararıyla iptal edildi.

İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi arazisine yapılması planlanan şehir hastanesiyle ilgili plan değişikliğini iptal etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bakırköy’de yapılacak şehir hastanesine ilişkin 2017 yılında onadığı plan değişikliğiyle, içinde yakın döneme kadar cüzzam hastalarının tedavi edildiği tarihi Lepra Hastanesi ile çok sayıda tescilli ağaç ve yapının bulunduğu hastanenin yerine 800 bin metrekare büyüklüğünde ‘şehir hastanesi’nin yapılması hedefleniyordu.

İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası İstanbul şubelerinin açtığı davada daha önce şehir hastanesi yapılmasında kamu yararı olmadığına işaret ederek devam edilmesi halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabilecek nitelikte olması nedeniyle dava konusu işlem için yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

Önce yürütmeyi durdurma sonra iptal  

Artı Gerçek’ten Rıfat Doğan’ın haberine göre, Mahkeme kararında “sağlık tesis alanı için tanımlanan alanda emsal=1.00 değerinin çok önemli bir yapılaşma yoğunluğu getirdiğine ve bu yapılaşmanın yoğun ağaçların bulunduğu alanda yer almasının planın olumsuz yönleri olarak ortaya çıktığına” dikkat çekmişti.

Aynı davada yeni bir gelişme yaşandı ve İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin de içinde yer aldığı arazilere dair imar planı değişikliğine ilişkin açılan davayı karara bağlayarak, nazım ve uygulama imar planı değişikliğini 24 Mayıs tarihinde iptal etti.

Gerekçeli karar: Yapılaşma yoğunluğunu artıracak

Mahkeme kararında planın sadece yapılaşmaya odaklı olduğuna dikkat çekti. “Plan değişikliğinin; gerek parsel gerekse plan bütünlüğü açısından değerlendirildiğinde planlama teknikleri ve şehircilik ilkeleri açısından belirsizlikler ve eksiklikler içerdiği” ifade edilen mahkeme kararında “Emsal=1.00 yapılaşma koşulu verilen alanın büyüklüğünün verilmediği, sağlık tesis alanı olarak verilen 866 bin 490 metrekare büyüklük içinde hem bu tescilli alan hem de diğer kurumlara tahsisli alanların bulunduğu, tescilli alanın yaklaşık 151 bin 100 metrekare olarak hesaplanan kısmı dışarda kaldığında emsal 1=00 şeklindeki yapılaşma hakkının kalan yaklaşık 715 bin metrekare üzerinde belirlenmesi, bu alan içinde farklı kurumlara tahsisli yaklaşık 70 bin metrekare alandan kaynaklanan yapılaşma hakkının da kalan kısımda kullanılması anlamına geleceği, aksi bir düzenleme yapılmaması halinde imar mevzuatına göre yapılaşma hakkı artışı için kullanılmasının alan içindeki yapılaşma yoğunluğunu artıracağı” kaydedildi.

Kararda ayrıca yapılaşma nedeniyle artacak trafik yoğunluğu riskine işaret edilerek şu ifadeler kullanıldı: “800 bin metrekarenin üzerinde bir yapılaşmış alana sahip olacak sağlık tesisinin yaratacağı trafik çekiminin, planlarda gösterilen karayolu ulaşım sistemiyle karşılanabileceği konusunda ciddi şüpheler oluştuğu, bu büyüklükteki bir tesis için erişim olanaklarının sadece karayolu sistemine dayandırılmasının uygun olmadığı, ayrıca yine bu büyüklükteki kullanımlar için henüz planlama aşamasında kapsamlı bir ulaşım analiz yapılmasının gerekli olduğu…”

Kamu yararı yok

“Planların bahsedilen etki alanları ile değerlendirmeler içermeden sadece belirtli bir parselle ilgili kullanım ve yapılaşma kararları getirdiğine” vurgu yapan mahkeme planın kamu yararı taşımadığını belirterek şöyle dedi:

“Bu yaklaşımın planlama teknikleri şehircilik ilkeleri ve genel olarak kentin arazi kullanımı için uygun olmadığı, kamu kaynaklarının 6428 sayılı kanunda belirtilen yapım şeklinden bağımsız olarak kamuya ait taşınmaz açısından etkin verimli bir şekilde kullanılmadığı anlaşıldığından dava konusu planlamada kamu yararına şehircilik ve planlama ilkelerine uyarlık görülmemiştir.

Meslek odaları ve Bakırköy Kent Savunması, kentin önemli bir belleği olan hastanenin yıkılarak yerine ciddi bir yapılaşma getiren plana karşı birçok eylem yapmış, planın iptaline karşı 30 bin imza toplayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmişti.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Malatya’daki tarihi taş köprü için yıkma tehdidi: ‘Cinayetle eşdeğer’

Malatya'daki taş köprünün tek ayağının hasar görmesi sonrası yıkılmasının gündeme alınması bölgede tepki çekti. Yurttaşlar köprünün yıkılması yerine korunarak restore edilmesi gerektiğini savunuyor.

Karaburun’da depolamalı güneş enerji santraline tepki: Zeytin ve naranciye ağaçlarımız tehdit altında

Karaburun, Küçükbahçe'de yapılması planlanan depolamalı güneş enerji santrali projesinin 3 Eylül'de yapılacak halkın katılımı toplantısı öncesinde, bölge sakinleri değerli habitatlarını, meralarını, zeytin ve narenciye ağaçlarını göstererek projeyi istemediklerini söyledi.

‘Avrupa’da sıcaklık kaynaklı ölümler 70 yıl içinde üç katına çıkabilir’

Yeni bir araştırmaya göre, küresel sıcaklık artışı 3 derece ile sınırlandırılsa dahi önlemler alınmazsa yüzyıl sonuna kadar 55 bin ek can kaybı meydana gelebilir. Güney Avrupa en büyük risk altında.

Geri dönüşümün davranışsal ekonomisi-2

Türkiye’nin atık yönetim karnesi ciddi anlamda endişe verici. Henüz kendi atıklarımızla ne yapacağımızı yönetemiyorken, Avrupa’nın atıklarının yarısının ülkemize gönderilmesi bu endişeyi daha da derinleştiriyor.

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

EN ÇOK OKUNANLAR