İnsan HaklarıManşet

TTB ve tabip odaları: Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz!

0

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve çok sayıda tabip odasının yöneticisi, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasının ardından bugün (28 Ekim) TTB önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, 2023’te hem cumhuriyetin 100. yılını hem de TTB’nin 70. yılını kutlayacaklarını hatırlatarak “Kısacası biz bugün de 2023’te de buradayız. Bundan sonra da meslektaşlarımızın hakları, halkın sağlık hakkı, ülkenin demokrasisi ve sağlığı için mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

‘Bu karanlığı hep birlikte dağıtacağız’

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, Dr. Şebnem Korur Fincancı üzerinden başlatılan linç kampanyasının TTB başta olmak üzere tüm meslek örgütlerini hedef aldığına dikkat çekti. Bu dönemde savunma ve dayanışma sergilemenin önemini vurgulayan Oruç, “Bu karanlığı hep birlikte dağıtacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ceylan Özkan, TTB’nin birtakım gerekçelerle pasifize edilmek istendiğini kaydetti ve bu topraklarda iyi hekimlik yapmayı, halkın sağlık hakkını korumayı sürdüreceklerini dile getirdi.

Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Nasır Nesanır, adliyedeki saldırı ve darp görüntülerinin demokratik hukuk devletine yakışmadığını kaydetti. Nesanır, saldırının sadece Dr. Şebnem Korur Fincancı ve TTB’ye değil, tüm topluma olduğunun altını çizdi.

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın sadece ulusal değil uluslararası kamuoyunda da bilinen, tanınan, sözüne güvenilen bir bilim insanı ve insan hakları aktivisti olduğunu hatırlatarak. şu ifadeleri kullandı:

“Şebnem hoca her zaman yaşamdan yana olmuş, evrensel insan hakları değerlerini benimsemiş, bilimsel bilgiyi halkla paylaşmıştır. Biz kendisinin tanığıyız. Mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Tufan Kumaş, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına da TTB’ye yapılan saldırılara da karşı olduklarını ifade etti. Asıl amacın TTB’yi pasifize etmek ve tüm emek-meslek örgütlerine saldırı başlatmak olduğunu vurgulayan Kumaş, “Meslek örgütümüzü savunmayı sürdüreceğiz” dedi.

Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Cafer Şahin, iş cinayetlerini kader inancına bağlayan, toplumu ve basını sansür yasasıyla susturmaya çalışan bir iktidarın Dr. Şebnem Korur Fincancı ve TTB üzerinden tüm meslek örgütlerine yönelmeye çalıştığını dile getirdi.

‘TTB’ye kayyum atanamaz’

Basın açıklamasında son sözü TTB Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erbaş aldı:

“Hukuk sisteminin anormalleştirilmesinden dolayı kamuoyunca normal algılanan bir durum var. Tekrar hatırlatalım: TTB’nin bir kanunu var. Bu kanuna göre TTB’ye kayyum atanamaz, böyle bir hukuki dayanak yok. Mevcut soruşturmaya ilişkin henüz resmen tebliğ edilen bir belge yok. Belgeyi gördüğümüzde daha sağlıklı bilgi verebiliriz. Ancak şu unutulmamalı: Önceki dönem başkanlarımız Dr. Nusret Fişek ve Dr. Füsun Sayek için de, Gezi Direnişi dönemindeki tabip odaları yöneticileri için de, ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ diyen Merkez Konseyi üyeleri için de görevden alma soruşturmaları açılmış ancak nihayete ermemiştir.”

TTB II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten tarafından okunan ortak açıklama şöyle:

“Günlerdir Türkiye demokrasisi ve hukuku açısından utanç duyulacak bir sürece tanıklık ediyoruz. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, iktidar eliyle çarpıtma, kara propaganda ve dezenformasyon süreci işletilerek hedef gösterildi ve dün haksız, hukuksuz bir biçimde tutuklandı.

Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasının ardından bizzat Adalet Bakanı’nın sözleriyle iktidarın asıl niyetini dillendirilmiştir. Bu niyet, sağlık alanında izlenen halk sağlığı karşıtı ve piyasacı politikalara karşı aktif bir muhalefet yürüten TTB’nin denetim altına alınması ve susturulmasıdır. İktidarın niyeti, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın üzerinden TTB ve tabip odalarına baskı uygulamak, seçilmiş meşru yönetimimizi görevinden almaya çalışmak, keyfi bir yöntemle hem bizi hem de tüm toplumu sindirmektir.

Sizler de biliyorsunuz ki pandemi boyunca gerçekleri ortaya koyan, emeğine sahip çıkan, sağlık sisteminde yaşananları gün yüzüne çıkaran ve toplumun sağlık hakkı için mücadele yürüten birliğimiz ve odalarımız sık sık hedef gösterilmiştir. Buna karşın, TTB Erdal Atabek ve Nusret Fişek’lerden bu yana çeşitli baskılara ve saldırılara maruz bırakılmış ancak ilkelerinden vazgeçmemiş ve susmamıştır.

Bugün toplumun sağlık hakkını her zamankinden daha çok savunmaya devam edeceğiz. Görevimizin başındayız. Aydınlık günlerin, sağlıklı bir toplumun tesisi yolunda, sağlık sisteminde yaşanan krize de demokrasiye vurulan darbelere de sessiz kalmayacak, mücadelemizi sürdüreceğiz.

Dün ‘giderlerse gitsinler’ dediklerinde de haykırdık yine haykırıyoruz:

‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz!’”

You may also like

Comments

Comments are closed.