Pakistan asıllı İngiliz düşünür Tarık Ali, Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’yi saran halk hareketiyle alakalı düşüncelerini yazdı.
*
Birkaç ay önce İstanbul’da bulunduğum sırada, aktivistleri çepeçevre saran kasvetli depresyon havasını fark etmemek çok zordu. İstiklal’de bulunan, şehrin en eski sinemalarından birinin yıkılacak olması, iş dünyasının ve pazarın çıkarlarına şartsız teslimiyet hali, iktidarın en önemli finansal ve politik dayanaklarından biri olan inşaat sektörünün katı bir şekilde savunulması, genel umutsuzluk havası, medyanın köle gibi itaatkar suskunluğu… Tüm bunlarla beraber Erdoğan’a yönelen öfkenin artması geliyordu. Demokratik olarak seçilen ancak dar kafalı bir diktatör gibi davranan, ülkenin her yanındaki müteahhitlerin sultanı Erdoğan. Yanlış hatırlamıyorsam 62 ehlileştirilmiş “bağımsız” entellektüeli danışmanı olarak yanına almış. Bu soytarılar acaba şimdi ne öneriyorlar?
Taksim Meydanı’nda patlak verenler Türkiye politikası için son derece önemli gelişmeler. Hareketin hızla Ankara, İzmir, Bodrum ve diğer küçük şehirlere taşarak Erdoğan’ın istifasını talep etmesi – ki bu ABD’de Occupy hareketlerinin Obama yöneltmediği bir talep – bu hareketin politik olarak benzerlerinden ayrıştığını gösteriyor. Bu hareket diktatörlüğe meydan okuyor. Bu hareket ülkeye ve dünyaya körleşmiş, yıkıcı, neo-liberal ve artarak militerleşen hükumet politikalarına karşı bir muhalefet olduğunu gösteriyor. Erdoğan ön yargılarını, muhalifleri “alkolikler” olarak tanımlayarak gözler önüne serdi. Eğer bu inşaat mafyasına ve hilkat garibelerine sadece alkolikler karşı çıkabiliyorsa, mantık derhal alkol almaya başlamayı gerektirir. Toplumsal olarak tutucu, politik olarak prensip sahibi olmayan, ekonomik olarak birkaç seçkin iş koluna bağımlı hale gelmiş, askerî olarak ise NATO’nun en favori İslamcısı durumundaki bu iktidar partisi, sokakların sesini dinlemeli. Arka arkaya şehirlerden haykırılan hakikatler hükümete nahoş gelebilir; ancak söyledikleri, danışmanların yumuşatılmış sözlerinden, kalemleri satılık köşe yazarlarının yazdıklarından ve yandaş kanalların haber sunucularının dediklerinden daha değerli. İstanbul’un vatandaşları yeni bir şey çıkardı ortaya ve bu daha başlangıç. Umarım…
[Yeşil Gazete]