Köşe Yazıları

Rio de Falha / Festival do Oprimido

0


Bölüm 1: Rio de Falha

Bugün Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansının son günüydü.

Aslında, toplantı “taslak metin”nin yayını ile bitmişti. Dün de liderler metni bu hali ile onaylayacaklarına dair görüş bildirdiklerinde, tamam bitti bu iş dedik. Zaten bitmişti der çıkmayan candan umut kesilmez diyorduk. Mucizeye ihtiyaç olduğu kesindi ama yine de, olur ya, yıldırım düşer, göktaşı çarpar, bir şey olur da liderler, şirketlerin piyonluğundan halkların kardeşliğine geçiş yaparlar belki…

Ama olmadı, Rio’daki resmi görüşmeler, önümüze cafcaflı hediye paketi içinde başarısızlık bırakıp bitti. Tabi ki yersen…

Kısaca yine filmi izledik. Türk filmlerinde vardır yar, zengin ve fakir erkek aynı kıza aşık olurlar ve bir kaşık suda fırtına kopar. İşte bu filmi biraz Brezilya dizisi tadında burada izledik. Kuzeyin zengin züppeleri ile Güneyin yağız yeni bıyığı terlemiş fakir ama gururlu delikanlıları aynı kıza talip olurlar. Ama yine kimse kıza ne istediğini sormaz. İkisi de kızı nasıl elde edeceklerini dert edinmiştir. İkisi de hep birbirini suçlar, kendisinin doğruyu, iyiyi bildiğini, dürüst olduğunu söyler durur.

Ama kimse kıza sormaz ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu.

İşte Rio’da bu filmi izledik. Siz ister kızı Dünya olarak görün isterseniz Halklar. Hemen hemen tüm ülkeler kızı nasıl daha “etkin” kullanırız, nasıl daha fazla kar ederiz, nereden para koparırız diye yanıp tutuştular Rio boyunca.

Bu tarz filmlerde hep film sonunda kıza yazık olur. Ne yazık ki Rio’da da kıza yazık oldu!

Telgraff gazetesinden Geoffrey Lean, üşenmemiş, kabul edilen anlaşma metni  kelime kelime incelemiş: Metinde 50 defa cesaretlendirmek ve 90 defa desteklemek gibi ucu açık ifadeler geçerken, sadece 8 defa  kesin ucu kapalı fiil (we will / must) geçiyor. ( Bkn: http://www.telegraph.co.uk/earth/environment/9341645/The-Rio-Earth-Summit-is-it-destined-to-fail-the-world.html )

Başka söze gerek yok gibi ama detaya girmek isterseniz George Monbiot’un yazdıklarına bir bakın derim.  George Monbiot da metin için kabaca “238 paragraf dolusu tüy!” diyor. (bkn: http://www.guardian.co.uk/environment/georgemonbiot/2012/jun/22/rio-20-earth-summit-brazil )

Bu yüzden, aslında bu toplantıdan sonra Rio de Janerio’ya (Ocak Nehri tam Türkçesi) bence Rio de Falha (Başarısızlık Nehri) demek daha çok yakışır.

Bölüm 2: Festival do Oprimido

Diğer taraftan ise, hakları yenilen ezilen insanların toplandığı Peoples Summit ise bugün tam bir Ezilenler Tiyatrosu – Ezilenler Festivali gibiydi. Halklar tepkilerini yaratıcılıkları ile birleştirmiş, liderlerin ve şirketlerin aksine ellerinde olanları paylaşıyor, tepkilerini şenlikli olarak veriyor, net talepler ortaya koyuyordu.

Gerçekten de People’s Summit bugün bir festivalden farksızdı. Her köşede bir tartışma, her köşede bir miting ve her köşede el emeği göz nuru yaptıklarını, yerel tohumlarını satmaya çalışan yerli halklar vardı.

Geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış küpeler, takılar,  ekoköy deneyimlerini, alternatif eğitim deneyimlerini anlatan kitaplar, yerel tohumlar…. Ne isterseniz bulabilirdiniz.

Yerel müzik yapan gruplar, yaratıcılıklarını eylemselleştiren STKlar, eline mikrofon alıp kapitalizmi ve Rio+20 tartışmalarını eleştiren bireyler… Açık tartışmalar, lidersiz, herkesin eşit olduğu çalıştaylar…

Hepsi halkların zirvesindeydi. Rio+20’de olması gereken her şey Halkların Zirvesinde, olmaması gereken sığ bürokrasi ve lobicilik ise resmi toplantıdaydı. Rio+20’nin yapıldığı Rio Centro’ya girişte çektiğiniz çile ile People’s Summit’e elinizi kolunuzu sallayarak girebilmeniz bile aradaki farkı anlatmaya yeter.

Bugünü özeti bu kadar, Rio+20’nin sonuçları ve büyük resim hakkında kafamda fikirler iyice oluştu gibi. Kafamı biraz da toparlayıp biraz Rio’yu gezip, kendimi mutlu hissettiğim People’s Summit’te takılıp büyük resme dair ve gelecekte bence yeşil aktivistler olarak yapmamız gerekenlere dair yazımı da en kısa sürede paylaşacağım.

Bu arada halklar da çalışmalarının sonuç metnini yayınlamış olur.

PS: Türkiye’ye Amazonlar’dan yerel mısır, fasülye, yer fıstığı ve çeşitli otlardan oluşan tohumlar getiriyorum. Heyecan Yaptım.

Devin Bahçeci

Yeşil Gazete

You may also like

Comments

Comments are closed.