ManşetTürkiye

Prof. Dr. Osman Sevaioğlu’ndan 31 Mart elektrik kesintisine dair teknik açıklama: “Siber saldırı safsata”

0
Prof. Dr. Osman Sevaioğlu
Prof. Dr. Osman Sevaioğlu

Prof. Dr. Osman Sevaioğlu

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu 31 Mart günü yaşanan ve Türkiye’nin 80 ilinde elektriklerin saatlerce kesilmesine neden olan elektrik kesintisiyle ilgili görüşlerini açıkladı. Gün içinde televizyonlarda da görüşü alınan Sevaioğlu, arızanın teknik nedeni olabilecek koşulları açıkladıktan sonra “70.000 MW kurulu gücü, 40.000 MW puant (peak) gücü olan bir sistem, 1000-1200 MW gücünde bir santralın aniden de olsa, devre dışı olması ile normal şartlar altında bu şekilde parçalanma/yıkılma (Collapse) yaşamaz. Yaşamaması gerekir” dedi. Sevaioğlu enerji bürokrasisinde görevden alınma korkusu ile bilgilerin dışarıya verilmediğini de vurguladı.

Prof. Sevaioğlu’nun enerjiyle ilgili mesleki bir haberleşme grubunda yayımlanan görüşleri şöyle:

“Dün yaşanan elektrik kesintisi hakkında gün boyu  sektörde görev yapan arkadaşlarım ile görüştüm. Kendileri arızanın başlangıç noktası hakkında akşam saatlerine kadar tatmin edici bir cevap veremediler. Konu hakkında en sağlıklı bilgi ancak TEİAŞ Sistem Kontrol Merkezinden bilgisayar verilerine bakılarak verilebilecek iken orası da bu hususta bilgi vermedi. Bununla birlikte, oradakilerin konunun nedeni bildiklerinden eminim. Konuştuğum arkadaşlarımın hepsi açıklama yapmaya karşı korku içinde idiler. Hiçbiri isminin açıklanması hususunda bana yetki vermedi. Diğer kuruluşlarda olduğu gibi enerji bürokrasisinde de dışarıdan pek belli olmayan görevden alınması korkusu var. Bu korku hayret verici bir şekilde halen emekli olan arkadaşlarımda da var.

Bana gelen bilgilerden vardığım görüş ve kanaati kısaca şöyledir;

Sistemde saat 10:30  da başlayan ve en fazla birkaç dakika süren bir frekans düşmesi süreci sonucunda ciddi bir parçalanma/yıkılma (Collapse) oldu. Bu parçalanma Meslek mensubu olan herkesin bildiği gibi, ancak frekans rölelerinin düşük frekans görerek önceden ayarlandıkları frekans düzeylerine inildiğini görerek  kendileri tarafından kumanda edilen kesicileri açmaları ile olur. Bir başka ifade ile, sistemde 48 Hz veya daha aşağı düzeylere kadar inen frekans düşmesi olduğu bir gerçektir. Öte yandan, bu kadar ciddi frekans düşmesi ancak ve ancak üretim kaybı ile olur. Bu da Meslek mensubu olan herkesin bildiği bir gerçektir. Bir başka ifade ile,  sistem dün sabah ciddi düzeyde bir güç kaybı yaşamıştır, bu da ancak 700-1200 MW düzeyinde bir santralın devre dışı olması ile olur. Bu da böyle bir santralın; (a) santralın kendisinin aniden arızalanması, (b) bağlantı hattının kopması ile olur. özet olarak; dün sabah  700-1200 MW düzeyinde bir santral aniden devre dışı olmuş ve ardından da gerekli önlem ve tedbirler alınamadığı için frekans düşmüş ve gördüğümüz olaylar sıra ile yaşanmıştır.

Siyasi yorum yapıyorlar

Güvenilir arkadaşlarımdan bana gelen, fakat yine de doğrulanmamış bilgilere devre dışı olan santral Batıda 1100 MW lık bilinen eski bir termik santral veya güneyde 1200 MW lık yeni bir termik santraldır. Bu husus bile tam olarak belli değildir, zira TEİAŞ Sistem Kontrol Merkezinden bilgisayar verilerine bakılarak verilebilecek bilgi ve açıklamalar verilmemiştir. Halbuki buradaki bilgisayarlar sistemde olan her ama her olayı anında kaydeder ve saklarlar ve bu bilgiler bu bilgisayarlardan kolayca alınabilir. Enerji bürokrasimiz eskiden beri hiçbir zaman topluma ve sektöre karşı şeffaf olamamıştır. Bunun nedeni apaçık bellidir ki, görevden alınma korkusudur. Tarafımın katıldığı TV programında bana gelen, fakat yine de doğrulanmamış bilgilere devre dışı olan santral Batıda 1100 MW lık bilinen eski bir termik santralın devre dışı olduğu ifade edilmiş, fakat bunun ardından aynı TV ye çıkan Meslek STK Yetkilisi tarafından bu yalanlanmıştır. Ne benim ifade ettiğim Batıda 1100 MW lık bilinen eski bir termik santralın devre dışı olduğu husus kesindir, ne de Meslek STK Yetkilisi tarafından bu yalanlama somut bilgilere dayanmaktadır. Tarafımca konuya teknik açıdan yorum getirilmeye çalışırken Meslek STK Yetkilisi tarafından konuya siyasi yorum yapılmaya çalışılmıştır. Konunun nedenlerinin araştırılması ve toplumun aydınlatılması gerekir iken, bu şekilde siyasi platforma çekilmek istenmesi elbette uygun değildir.

Sistemin normal şartlarda bu yıkılmayı yaşamaması gerekir

70.000 MW kurulu gücü, 40.000 MW puant (peak) gücü olan bir sistem, 1000-1200 MW gücünde bir santralın aniden de olsa, devre dışı olması ile olması ile normal şartlar altında bu şekilde parçalanma/yıkılma (Collapse) yaşamaz. Yaşamaması gerekir. Böyle bir durumda TEİAŞ Sistem Kontrol Merkezindeki sistem operatörünün elinde iki silah vardır; Derhal, ama derhal (en fazla 1-3 dakika içinde); (a) aynı güçte sıcak bir yedeği devreye almak. (b) bu olmaz ise, aynı güçte bir yükü kesmek/devre dışı (shed) etmek. (a) yönteminin uygulamaması o anda bu kadar sıcak yedeğin mevcut olmaması ile izah edilebilir. Aslında bu bile yeterli bir gerekçe değildir. Zira daha 5-6 yıl önce önce yaşanan ve aynı şekilde ülke çapında elektriksiz kalınmasına yol açan Ovaakça kesintisinden ve Oymapınar rezaletinden sonra(*) sonra, Yan Hizmetler Anlaşmasının  katılımcı firmalara getirdiği yükümlülükler bugün vurgulanmış ve bu yükümlülükler firmaların lisanslarına işlenmiş olmasına rağmen anlaşıldığına göre 1000-1200 MW büyüklüğünde kurulu güç sıcak yedek olarak yine bulunamamış ve aynı olay 5-6 yıl sonra tekrar meydana gelmiştir. Öte yandan, son çare olarak, başka yapacak hiçbir şeyin kalmaması durumunda (b) yönteminin uygulanamaması için ortada kabul edilebilir hiçbir neden yoktur.

Şimdi olayın nedenleri ile ilgili olarak şunlar söylenebilir;

(a)    Sistemde aniden 700-1200 MW arası ani bir güç kaybı olmuştur.

(b)   Bu güç kaybının aynı güçte bir sıcak yedeğin devreye alınması ile derhal giderilmesi gerekirken ya (i) bu sıcak yedek ya bulunamamıştır, ya da (ii) bu sıcak yedeğin sahibi olan firma (her kim ise) sıcak yedek mevcut olduğu halde, ticari sebeplerle devreye girmeyi kabul  etmemiştir.  Özellikle bu sebeplerden ikincisi, eğer öyle ise, son derece önemli ve anlamlıdır ve bu firmaya Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından Yan Hizmetler Anlaşmasının ilgili hükümleri doğrultusunda lisans iptaline kadar varabilen şiddette ceza uygulanmasını gerektirecektir. Eğer bu sıcak yedek gerçekten yok ise, o zaman da bu sıcak yedeğin neden hazır tutulmadığı hususunda TEİAŞ Genel Müdürlüğü hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından soruşturma açılması gerekecektir.

(c)   Özet olarak; söz konusu sıcak yedek bulunamamış veya Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yapılacak inceleme sonunda(***) ortaya çıkarılacak bir nedenle devreye alınamamıştır. Bu durumda da, son çare olarak aynı güçte bir yükü kesmek/devre dışı (shed) etmek gerekiyor idi. 1000 MW lık bir yük, aşağı yukarı orta büyüklükte bir şehirdir. Böyle bir şehrin elektrikleri derhal, ama derhal (**) kesilmeli ve sistemdeki bozulmuş olan arz-talep dengesi tekrar sağlanarak sistem rahatlatılmalı idi. Ama nedendir bilinmez, bu da yapılamamıştır. Bundan önceki kesintide de 1000 MW civarında tüketimi olan Balıkesir da dahil, civardaki bazı illerin elektrikleri kesilmiş ve oralı bir milletvekilinin TEİAŞ’a yönelik olarak “oğlunun sünnet düğünü olduğu ve eğer elektrikleri geri vermez ise, kendisini görevden aldıracağı”  tehdidi ile kesilen elektrik derhal geri verilmek orunda kalınmış ve meşhur Ovaakça kesintisi meydana gelmiş idi. Bir başka ifade ile,  bir ilin tümünün elektikleri kesmek de hiç kolay değildir. Ama tüm bu konularda TEİAŞ’a güvenmek ve onun uygulamalarına inanmak ve destekleme yerine böyle tehditler olunca TEİAŞ’ın da eli konu bağlanmaktadır. Sonunda onlar da Devlet memurudur.(****)

(d)   Sonuç olarak ne (a), ne de (b) uygulamamış ve sistemde meydana gelen 1000-1200 MW gibi, kolayca atlatılabilecek bir arz – talep açığı dünkü olaylara kadar varan son derece ciddi, tüm ülkeyi etkileyen sonuçlara kadar varmıştır.

TEİAŞ sistemi mevcut ihtiyaçlara göre güç aktarımına artık yetmiyor

Bu arada ifade edilmesi gereken  bir başka önemli husus ise, TEİAŞ sisteminin mevcut ihtiyaçlara göre güç aktarımına artık yetmediği hususudur. Bir başka ifade ile,  TEİAŞ sisteminin acil olarak yeni 380 kV hatlarla desteklemesi ve güç akışının kolaylaştırılması lazımdır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu nın İletim Sistemi Kullanım Bedellerini yükseltmesi gerekmektedir. Meslek mensubu olan herkesin bildiği gibi, İletim Sistemi Kullanım Bedeli TEİAŞ sisteminin güçlendirilmesi ve rehabilitasyonu ve işletilmesi için  tüketiciler tarafından ödenmesi gereken katkı payıdır. Her ne kadar bu katkı payının üretim ve dağıtım şirketleri tarafından ödendiği görülse, konuşlsa da, yansıtılması nedeniyle bu payı aslında son tüketici, yani bizler ödemekteyiz. Şimdi, faturadaki İletim Sistemi Kullanım Bedeline ve kayıp bedeline(*****) itiraz eden ve bu konuda dava açan bir tüketicinin veya tüketici örgütünün dün yaşanan olaylara itiraz etmeye ve onu bunu suçlamaya hakkı yoktur. Bu, apaçık bir samimiyet eksikliğidir. Bu konularda tüketicinin, yani toplumun eğitilmesi gerekmektedir. Öte yandan, TEİAŞ yatırımlarının gerektiği gibi yapılamadığı hususunda Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna giderek konuyu anlatmak ve İletim Sistemi Kullanım Bedelinin arttırılmasını talep etmek TEİAŞ Yetkililerin görevi ve sorumluluğudur. Eğer bu yeterince ve etkili bir şekilde yapılmamış ise onlar, reddedilmiş ise, o zaman da Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu bu hususta kusurlu ve sorumludur.

Son olarak, İletim Sistemi Kullanım Bedeli, Dağıtım Sistemi Kayıp Bedeli, kayıp ve kaçaklar hususunda toplumu aydınlatması gereken kuruluş, ne TEİAŞ, ne EÜAŞ, ne Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu dır. Bu kuruluş Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıdır. Bu Kuruluş halktan desteğini alıyor olması ve bu desteğin siyasi mahiyette olması nedenleri ile halka karşı doğrudan sorumludur ve de halkın İletim Sistemi Kullanım Bedeli, Dağıtım Sistemi Kayıp Bedeli, kayıp ve kaçaklar hususunda aydınlatılması bu kuruluşun temel görevlerinden birisidir. Ama bakıyorsunuz bu hususta hiçbir şey yapılmıyor, ancak böyle bir olay olunca Sayın Bakan lütfedip bir açıklama yapıyor. O açıklama da “araştırıyoruz” şeklinde bir açıklama oluyor.

“Siber saldırı, sabotaj, nükleer için bilerek yapıldı safsatadır.”

“Siber saldırı”, “sabotaj”, “bu kesinti nükleer santralın gerekli olduğunu gösterebilmek için bilerek yapıldı”, “özel sektör santralları özel oldukları için bilerek devreye girmedi” gibi söylemler geçersizdir ve safsatadır. Sayısı onlarca olan bulan bu safsatalar bile halkımızın bu hususlarda ne kadar (hadi cahil demeyelim, alınmaya yol açar) bilgi eksikliği içinde olduğunu açıkça göstermektedir. Hiçbir kamu kuruluşu, yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nükleer santralın gerekli olduğunu gösterebilmek için halkını bu durum düşürmez. Bu şekildeki bir iddia açık bir paranoyadır. Hasta bir ruh halidir. Öte yandan, dün TV da bana cevap vermek için hiç vakit kaybetmeden soluk soluğa oraya koşan ve bana cevap yetiştirmeye çalışan bu STK Yetkilisinin ifade ettiği gibi, “özel sektör santralları özel oldukları için bilerek devreye girmedi” gibi söylemler geçersizdir, zira, GÖP kurallarına göre her şirket ertesi gün ne kadar MW lık kurulu gücünü devreye alacağını bir gün öncesinden PMUM’a bildirir ve bu bildirim, ticari ve hukuki(******)  olarak onu bağlar. Ayrıca, bu özel şirketler Yan Hizmnet Anlaşmaları gereğince TEİAŞ tarafından sistem kontrol, reaktif güç kontrol, voltaj kontrol ve düzeltim “restoration” kontrol amaçları ile verilecek olan emir ve komutlara aynen evet aynen uymak zorundadır. Dünkü olayda eğer bu verilmemiş ise, TEİAŞ, verilmiş ve uyulması reddedilmiş ise emre maruz kalan onu uygulamayan ilgili şirket bundan sorumlu olacak ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun gerekli müeyyidelerine maruz kalacaktır.”

(*) O zamanki kesintiden sistemin düzeltilmesi “restoration”u için son derece hayati ve elzem olduğu ve TEİAŞ Sistem Kontrol Merkezi operatörünün “devreye gir” emri verilmiş olmasına rağmen, Oymapınar santralının yönetimini üstlenen firma Yetkilisi tarafından bu emirin uygulaması reddedilmiş ve ülke çapında elektriksiz kalınmasına yol açan Ovaakça olayı olmuş idi.

(**) 1-3 dakika içinde

(***) TEİAŞ’ın ve Bakanlığın taraf olması nedeniyle bu hususta yapılacak araştırma ve inceleme Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yapılmalıdır. Esasen Kurulun bağımsızlığı da bu nedenle gerekli ve önemlidir.

(****) Dün yapılan bazı kişiler tarafından açıklamalarda hatalı bir şekilde ifade edildiği gibi, TEİAŞ özel bir kurluş değil, bir kamu kuruluşudur. Halen böyledir, şart olmamasına rağmen, bundan sonra da böyle kalacaktır.

(*****) Kaçak değil, kayıp.

(******) PMUM tarafından uygulanacak ticari ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından uygulanacak hukuki müeyyidelere maruz kalır.

(Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.