Ana Sayfa Blog Sayfa 5246

Demirören AVM yasaya aykırı şekilde açılıyor

Kentsel sit alanı ilan edilen Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Demirören Alışveriş Merkezi, kentsel dokuyu bozan tartışmalı yüksekliğine rağmen, fazla olan bir katı traşlanmadan bugün açılıyor.

Anıtlar Kurulu 2004’te Demirören AVM’nin yanındaki 1. derece tarihi eser olarak tescilli Serkil Doryan binasının yüksekliğini geçemeyeceğine hükmetmişti. Buna karşın Demirören AVM’nin Serkil Doryan’ın neredeyse iki katı yüksekliğe ulaştığı saptanmıştı. Radikal Gazetesi, geçen ekim ayında Demirören AVM’nin yüksekliğini gündeme getirmiş ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bir usulsüzlük yapılıp yapılmadığını tespit için müfettiş görevlendirmişti. İstanbul 2 No’lu Yenileme Kurulu da AVM’nin yasaya aykırı olarak yapıldığını saptamıştı. Kurulun bu kararına karşın binanın fazla olan iki katından sadece biri tıraşlandı. Son haliyle tarihi Serkil Doryan binasından hayli yüksek olan Demirören AVM bugün açılıyor. Kültür Bakanlığı müfettişlerinin ise binada usulsüzlük saptandığı yönünde yeni bir rapor hazırladığı söyleniyor.

Bununla birlikte, Demirören ile Belediye arasında başka konularla ilgili de ilişki bulunuyor. Aynı zamanda Beşiktaş Jimnastik Klübü’nün başkanı olan Demirören, takımın bir futbolcusunu bedelsiz şekilde belediyenin takımına göndermişti. (Yeşil Gazete, Radikal)

Mehmet Okur sezonu kapattı

0

NBA takımlarından Utah Jazz’ın formasını giyen milli basketbolcu Mehmet Okur için bu sezon sona erdi. Okur’un belindeki sakatlık nedeniyle sezonu kapadığı açıklandı.

Geçen sezon Play-Off ilk turunda aşil tendonundan son derece ciddi bir sakatlık geçiren Mehmet, dünya basketbol şampiyonasında forma giyememişti. NBA’deki ilk 8 sezonunda sürekliliği ile dikkat çeken milli oyuncu, bu sezonun başlangıcını da kaçırmıştı. Mehmet, uzun bir aradan sonra sahalara döndü; ancak bu kez de belindeki sorunlar nedeniyle formasından uzak kaldı.

Utah jazz yönetimi, yapılan son kontrollerin ardından, yıldız basketbolcunun sezonu kapadığını açıkladı. Jazz Genel Menajeri Kevin O’connor; “Mehmet’in aşil tendonu sakatlığını bir an önce geride bırakmak için gösterdiği olağanüstü çaba, vücudunda büyük bir strese neden oldu. Aşil tendonu sakatlığına, belindeki rahatsızlığın da eklenmesiyle, Mehmet’in sezon sonuna kadar dinlendirilmesinin doğru olduğuna karar verdik. Kendisi 2011 – 2012 sezonu hazırlık kampına sağlıklı olarak katılacak” dedi.

Real Madrid ve Chelsea tur atladı

0

Şampiyonlar Ligi tarihinde 7 maçta Real Madrid’e geçit vermeyen Lyon bu kez İspanyollar karşısında tutunamadı. 1-1’lik maçın rövanşında Real Madrid Marcelo, Benzema ve Di Maria’nın golleriyle sahadan 3-0’lık skorla ayrılarak adını çeyrek finale yazdırdı. Real, tarihinde ilk kez Lyon’u yenmeyi başardı.

Şampiyonlar Ligi’nde gecenin en çok merakla beklenen maçında Lyon ile Real Madrid, İspanya’da karşı karşıya geldi. Şampiyonlar Ligi tarihinde oynadıkları 7 maçta Lyon’u hiç yenemeyen Madrid ekibi, Fransa’da oynanan ilk maçtan 1-1’lik sonuçla ayrılmıştı.

Japonya’da yaşanan deprem ve vefat eden insanlar için yapılan saygı duruşuyla başlayan karşılaşmaya Real Madrid ideal 11’iyle çıktı. Sakatlıktan kurtulan Cristiano Ronaldo da Mourinho tarafından sahaya sürüldü. 17. dakikada Ronaldo’nun kafa vuruşu kaleci Hugo Lloris’te kalırken Real Madrid Lyon kilidini 37. dakikada açtı. Ronaldo ile verkaça giren Marcelo rakibinden harika sıyrıldı, vuruşunda top ağlarla buluştu ve Lyon kalesini maç başından beri abluka altına alan Real Madrid bu güzel golle 1-0 öne geçti. Marcelo da Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez golle tanışmış oldu. 42. dakikada Benzema’nın attığı gol hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle geçerli sayılmazken karşılaşmanın ilk yarısı Real Madrid’in 1-0’lık üstünlüğüyle sona erdi.

İkinci yarıda Real Madrid’in baskısı devam ederken ikinci gol 66. dakikada geldi. Yıllarca Lyon’da oynayan Benzema sol çaprazda kaleciyle karşı karşıya kaldı ve topu filelere göndererek takımını rahatlatmayı başardı. Benzema Şampiyonlar Ligi bu sezonki gol sayısını da 6’ya çıkarmış oldu. Real Madrid’in 3. golü ise Angel Di Maria’dan geldi. Mesut Özil’in kafayla pasında topla buluşan Arjantinli yıldız Angel Di Maria ceza sahasına girdikten sonra kalecinin üzerinden topu aşırttı ve 76. dakikada farkı 3’e çıkardı. Maçın kalan dakikalarında başka gol olmayınca Real Madrid Lyon’u 3-0 yenerek adını çeyrek finale yazdırdı.

İlginç bir istatikse dikkatleri çekiyor. Real Madrid Şampiyonlar Ligi’nde ne zaman bir Fransız takımını elediyse hepsinde kupaya uzandı. Real Madrid bu geleneği sürdürebilecek mi ilerleyen aylarda göreceğiz.

CHELSEA DE ÇEYREK FİNALDE!
Şampiyonlar Ligi’nde gecenin diğer maçı ise Chelsea ile Kopenhag arasında oynandı. Danimarka’dan Anelka’nın attığı gollerle 2-0 gibi net bir skorla dönen Chelsea, Stamford Bridge’e bunun rahatlığıyla çıktı. Karşılaşma 0-0 biterken Chelsea adını çeyrek finale yazdırdı.

İŞTE TÜM ÇEYREK FİNALİSTLER
Ligde çeyrek final ve yarı final kuraları 18 Martta çekilecek. Çeyrek finale kalan 8 takım şöyle: Shakhtar Donetsk, Barcelona, Tottenham, Schalke, Manchester United, İnter, Chelsea, Real Madrid

Ermeni aday adayları 4 partiye başvurdu

Mecliste grubu bulunan dört partiye de Ermeni yurttaşlardan adaylık başvuruları gerçekleşti.

Radikal Gazetesi’nin haberine göre, Melkon Karaköse ve Herman Balyan AKP’den aday adaylık başvurusu yaparken, Arev Cebeci CHP, Keğam Garabetyan da MHP’den adaylık başvurusuna hazırlanıyor. BDP ise Artvinli Ermeni İsmet Şahin’i destekleyecek. Bununla birlikte, gazeteci Hayko Bağdat’ın da BDP için adı geçiyor.

BDP İstanbul 2. bölgeden Ermeni bir adayı destekleme kararı alırken, AKP ve CHP de listelerinde Ermeni adaylara yer verme yarışına girdi. Melkon Karaköse ve Herman Balyan AKP’ye aday adayı olarak başvurdu. Bir süredir CHP ile görüşen Arev Cebeci ise önümüzdeki günlerde adaylık başvurusunda bulunacak. 2007 seçimlerinde MHP’den aday adayı olan Keğam Garabetyan’ın ise yeniden başvuracağı konuşuluyor. Garabetyan daha önce DYP’den de aday olmuştu. (Yeşil Gazete, Radikal, Ntv)

Toplantı: Medyada Irkçı, Ayrımcı Söylemler ve Türkiye’de Irk Ayrımcılığı Mevzuatı

Ayrımcılığın önlenmesi çalışmaları çerçevesinde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Eser Köker ve Doç. Ülkü Doğanay tarafından yapılan “Yazılı Basında Irkçı -Ayrımcı Söylemler” ile Avukat Hüsnü Öndül tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de Irk Ayrımcılığı Mevzuatı” konulu araştırmaların paylaşılacağı toplantı 25 Mart 2011 tarihinde Ankara’da TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nda düzenleniyor.

Yazılı Basında Irkçı – Ayrımcı Söylemler

Bu çalışma 2009-2010 yıllarında yürütülen, ulusal ve yerel yazılı basında ırkçı-ayrımcı söylemlerin dolaşıma girme, yaygınlaştırılma, yeniden üretilme ve meşrulaştırılma biçimlerine odaklanan bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymakta. Ayrımcılığı-ırkçılığı meşrulaştıran ve kuşatan ideolojik çerçevenin kurulmasında, toplumdaki çoğunluğun üyelerinin doğrudan çok az bilgi sahibi olduğu gruplar ve olaylar hakkında kamusal bilgi yayan medyanın önemli bir rolü olduğu kabulünden yola çıkan araştırma 2006 yılına ve 2007’nin ilk ayına odaklanmakta.

Türkiye’de Irk Ayrımcılığı Mevzuatı Raporu

Türkiye’nin hukuk mevzuatının, Birleşmiş Milletler’in “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” karşısındaki durumunu inceleyen araştırma, Türkiye mevzuatındaki Sözleşme’ye aykırılıklara ve mevzuattaki olumlu ve olumsuz gelişmelere dikkat çekmekte. Bu çalışmada mevzuattaki eşitlik ve ayrımcılık anlayışı; azınlık, vatandaşlık, iltica, eğitim, kültür, etnik köken, soy, ırk, dil, din, cinsiyet ve çalışma yaşamı gibi alan ve kavramlar inceleniyor.

(Yeşil Gazete)

 

 

Yerel yönetimlere katılımın güçlendirilmesi eğitimi Ankara’da

STÖ’lerin Yerel Yönetimlere Katılımlarının Güçlendirilmesi Eğitimi, özellikle hak temelli sivil toplum örgütlerinin (STÖ) kendi yerellerindeki süreçlere katılımlarının arttırılmasını ve dönüştürücü özelliklerinin güçlendirilmesini hedefliyor. Ankara’da düzenlenecek çalışmaya tüm illerden başvuru kabul ediliyor.

Eğitim programı kapsamında katılımcılar; kent, kentsel sorunlar, yerel yönetimler, kentsel demokrasi ve örgütlenme kavramlarını politika bilimi araçlarını kullanarak değerlendirebilecekleri çalışmalara katılacaklar.

Karar alma süreçlerine teorik yaklaşımlarının tartışıldığı oturumlara ek olarak katılımcılar, dünyadaki ve Türkiye’deki örnekler ışığında yerel yönetimlerde karar alma süreçlerine katılım mekanizmalarını inceleyecekler. Yerel yönetimlerin ve STÖ’lerin karar verme süreçlerine katılım süreçlerine yönelik geliştirdikleri mekanizmalarını ve etkinliklerini hep birlikte tartışılacak.

Program kapsamında yerel yönetimlere hukuksal çerçeve ile de bakılacak. Düzenlenecek grup çalışmaları ile ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik perspektifinden yaklaşımlar geliştirmeye çalışılacak.

Yerel yönetimlere katılım süreçlerinde STÖ’lerin ağ kurma ve koalisyonlar ile çalışma deneyimlerini ve sivil alana bütüncül yaklaşımı tartışma olanağı bulacaklar.

Eğitim 8 Nisan 09.30’da başlayacak ve 10 Nisan 15.00’da sona erecek. Eğitim çalışması Ankara’da gerçekleştirilecek. Ankara dışından eğitime katılacak katılımcıların yol ve konaklama masrafları STGM tarafından karşılanacak.

Eğitim; toplumsal cinsiyet, ekoloji, çocuk hakları, insan hakları, engelli hakları, gençlik, kültürel haklar alanlarında çalışan STÖ aktivistleri ve çalışanları için.

Eğitim başvurularını STGM’nin www.stgm.org.tr adlı internet sitesinden online yapmak gerekiyor. Online başvuru için son tarih 24 Mart Perşembe günü saat 17.00.

(Yeşil Gazete, www.stgm.org.tr)

Prof. Dr. Hayrettin Kılıç: “Japonya’daki nükleer felaket Çernobil’den daha büyük”

0

94,9 Açık Radyo’da yayınlanan Açık Yeşil’de dün sabah Ömer Madra’ya birlikte Prof. Hayrettin Kılıç’la konuştuk ve Japonya’daki nükleer felaketle ilgili bilinmeyenleri dinledik. Programın kaydını dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Programda Hayrettin Kılıç Japonya’daki kazayla ilgili olarak nükleerci profesörlerin ve hükümet yetkililerinin  sürekli dezinformasyon yaptığından söz etti. Kılıç’a göre yaşanan felaket Çernobil’den daha büyük ve sonuç giderek ağırlaşıyor.

Kılıç’ın verdiği bilgiye göre Japonya’daki reaktörlerde meydana gelen hidrojen patlamaları sonucunda reaktörde sıkışan radyoaktif gazlar atmosfere salınıyor. Oysa örneğin Prof. Osman Kemal Kadiroğlu hidrojen patlaması zararsız diyerek halkı yanıltıyor.

Kılıç “Bu reaktörler eski model diyorlar. Bir nükleer reaktör istediği kadar yeni olsun, hepsinde suyla soğutma sistemi aynıdır ve kazalar soğutma sistemini çalıştıran pompaların devreden çıkmasıyla oluyor” diyor. Bir rekatör günde 4 milyar litre suya soğutuluyor ve pompalar devre dışı kalınca taşıma suyla çekirdek erimesi olan bu reaktörleri soğutmak mümkün değil: ” Bu sabah itibariyle artık dışarıdan suyla soğutmaya çalışacaklar ama bu da işe yaramıyor. Eğer buradaki işçileri de çektilerse maalesef oturup bekleyeceğiz.”

Hayrettin Kılıç “şu anda ne yazık ki Türkiye’deki nükleerciler hala bu kaza seviye 4 diyor. Bana sorarsanız Japonya’daki kazanın uluslararası seviyelerle ilgisi yok” diyor: “Patlayan 3 numaralı reaktör MOX yakıtıyla çalışıyordu, bu da uranyumla plutonyum 239’un karışık olduğu bir yakıt. Bu durumu tamamen değiştiriyor. Bence bu santralda meydana gelen kaza 7’nin üzerindedir ve Çernobil’den daha büyük bir kazadır”.

Kılıç’a göre kazada santralda çalışanlardan 70-80 kişi öldü, onu da açıklamıyorlar.

Dün yangın çıkan 4 numaralı reaktörde ise reaktör çalışmadığı için yakıt çubuğu olmadığını, ama atık havuzundaki suyun buharlaştığını söyleyen Prof. Hayrettin Kılıç bu atık havuzundaki eski yakıt çubuklarının alev almasıyla yangın çıktığını ve buradaki radyoaktif gazların da atmosfere yayıldığını, hızla yayılan radyasyon bulutlarının şu anda Alaska’ya yaklaşmak üzere olduğunu anlatıyor.

Hayrettin Kılıç’la yaptığımız söyleşiyi buradan dinleyebilirsiniz.

(Yeşil Gazete)

Flaş: Fukuşima’da felaketi helikopterlerle kontrol altına alma çabaları sonuç vermiyor

Son dakika: Sabah saatlerinde başlatılan helikopterle su dökerek soğutma çabaları 3 numaralı reaktörü soğutmaya yetmedi. Çekirdek erimesi yaşanan reaktör soğumuyor ve radyasyon seviyesi saatte 3000 mikro Sievert seviyesinde, yani saatte bir insanın bir yılda maruz kalabileceği güvenli addedilen seviyenin 3 katında.

 

Geçen Cuma yaşanan depremin ardından kontrolden çıkmış nükleer kazalar serisi yaşanan Fukuşima 1 Nükleer Santralinde son durum şöyle:

2, 3, 4 Numaralı reaktör binalarından beyaz buhar yükseldiği görünüyor.

Salı günü patlama yaşanan 3 numaralı reaktörde bu buhar durmadan çıkıyor. Cuma günkü açıklamalara göre reaktörün muhafazasının delindiği sanılıyordu, ancak ardından çıkan buharın bu reaktör binasındaki yüksek dereceli atık havuzundan geliyor olabileceği açıklandı. Her halükarda, tehlikeli MOX yakıt yüklenmiş reaktörü soğutmakta güçlük çekiliyor.

Üstüne su boşaltılmaya çalışılan 3 numaralı reaktör.

4 Numaralı reaktör binasından arada bir buhar yükseliyor. Bu binada reaktör kazası yok, ancak yaşanan patlama sonucu artık atmosfere açık temasta kalmış olan yüksek dereceli atık havuzlarında soğutulması gereken yakıt çubukları soğutulamadığı için su kaybı halinde ciddi erime ve serpinti tehlikesi mevcut. Reaktörde deprem sırasında normalden çok fazla yakıt çubuğu olduğu açıklanıyor. Gelişmelerin seyri ayni şekilde devam ederse havaya maruz kalabilecekleri rapor ediliyor.

5 ve 6 numaralı reaktörlerin atık havuzlarında da ısının artıyor olduğu, soğutma problemleri yaşandığı rapor ediliyor.
3 numaralı reaktörü soğutmak için, daha önce denenmemiş şekilde, su fışkırtma kabiliyeti olan bir polis panzeriyle  09:48’de (TSİ 02:48) su fışkırtıldı. Bunun ardından ordu helikopterleri de uçuşlarla su bırakmaya başladı, ancak operasyonun devamı için hava ve radyoaktivite verileri çok önemli. 15 mSv ya da daha düşük bir radyoaktivite seviyesi gerekiyor, ancak daha önce 3 numaralı reaktöre müdahale için bu şartlar sağlanamamıştı. Görevlilerin radyasyona karşı korunması için kurşun plakalar dahil bazı tedbirler deneniyor. Helikopterler 7.5 ton su taşıyabiliyor, ancak bunun ne kadarı reaktöre ulaşacak ve çekirdek erimesi yaşanan reaktörü ne derece soğutabilecek bilinmiyor. 200-300 seferden bahsediliyor.

Ardından 09:54’te (TSİ 02:54’te) 4 numaralı reaktöre su boşaltıldı, ancak bu binanın çatısı kısmen kapalı. Helikopterler deniz suyu boşaltıyorlar ve yükselen buhar görülüyor. Felaket daha kötüye gitmesin diye çalışılırken, deniz suyundaki ağır minerallerin radyoaktif materyalle reaksiyonunun ne gibi sonuçları olacağı ise bilinmiyor.

Kazanın yarattığı kaygı ortamında G7 ise enerji konusunu ve geleceğin olasılıklarını tartışmak üzere acil bir toplantı yapacağını açıkladı. Japonya ayni şekilde bir G20 toplantısı çağırıyor. Nükleer planlarında ısrarkâr Türkiye hükümetinin ne tavır izleyeceği merak konusu.

(Yeşil Gazete, NHK)

Bahreyn’de göstericilere ağır silahlarla operasyon

Bahreyn'de bugünkü operasyonlarda polisin bir göstericinin göğsüne yakın mesafeden ateş ettiğine dair bu görüntü El Cezire'de yayınlandı

Bahreyn’de hükümet bugün göstericilere yönelik operasyonların şiddetini arttırdı. Güvenlik güçlerinin göstericilere karşı canlı mermi de kullandığı haberleri geliyor. Operasyonun ardından sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Başkent Manama’da İnci Meydanı, sabah saatlerinde âdeta bir savaş alanına döndü. Ağır silahlarla donanmış yüzlerce güvenlik görevlisi göstericilere güç kullanarak müdahale etti. Rejim değişikliği ve reform talepleriyle haftalardır meydanda çadır kuran protestoculara göz yaşartıcı bombalar atıldı.

Muhalif hareketin bir lideri BBC’ye yüzlerce kişinin yaralandığını ve en az beş kişinin öldüğünü söyledi, El Cezire ise 2 ölü ve çok sayıda yaralı olduğunu haber verdi.

İnci Meydanı’nda şimdi panzerler bekliyor. Civar yollarda ise makineli tüfek taşıyan görevlilerin yer aldığı araçlar dolaşıyor. Bölgede çok fazla insana rastlanmıyor.

Görgü tanığı Seyid El Alevi, yaşananları “Sabahtan beri gördüğümüz şeyler inanılmaz. Apaçi savaş helikopterleri, meydandan insanlara doğru harekete geçen askerler… Yaralıları taşımak için ambulansların geçmesine bile izin vermiyorlar. Hastanelerde doktorların içeri girmesine izin verilmiyor. Doktorlara saldırılıyor. Tüm dünyadaki insanlardan bize yardım etmelerini istiyoruz. Bizler barış yanlısıyız. Sadece haklarımızı istiyoruz başka bir şey değil” sözleriyle özetledi.

Suudi askerleri katıldı mı belli değil

İnci Meydanı’ndaki askerî harekâta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen askerlerin de dâhil olup olmadığı bilinmiyor. Pazartesi günü Bahreyn Kralı’nın talebi üzerine toplam bin 500 yabancı asker ülkeye giriş yapmıştı. Ancak bu askerleri taşıyan araçlarda kimliklerini belli edecek bir işaret bulunmuyor.

Ülkedeki en büyük muhalif grup El Vefak, BM’ye bir kez daha Bahreyn halkını korumak için harekete geçmesi çağrısında bulundu. El Vefak lideri Şeyh Ali Selman, “Körfez ülkeleri güçlerinin iç çatışma yaşayan bir ülkeye gelmeleri yanlış bir karardı. Sonuçta dışarıdan bir saldırı söz konusu değildi. Tam aksine radikal siyasi reformların talep edildiği barışçıl gösteriler yapılıyordu. Körfez ülkelerinin askerlerini göndermek yerine reformları desteklemeleri daha iyi olurdu. Bu, bölgedeki insanlar arasında nefreti körükleyen bir harekettir” şeklinde konuştu. (DW, BBC)

Çin yeni nükleer santral planlarını askıya alıyor

0

Japonya’da yaşanan nükleer kazalardan sonra nükleer programlarını gözden geçiren ülkelerin sayısı artıyor.

Çin hükümeti bugün yaptığı açıklamada yeni nükleer santral yapımı projelerinin güvenlik standartları gözden geçirilinceye kadar askıya alınacağını söyledi. Çin Devlet Konseyi çalışmakta olan ve yapımı süren nükleer santrallarda da güvenlik denetiminin yapılacağını açıkladı.

Bu açıklamaların devletin halkın Japonya’da yaşanan kazadan sonraki tepki ve kaygılarını yatıştırma amaçlı olduğu söyleniyor.

Halen elektrik enerjisinin %2’ye yakınını karşılayan 11 nükleer reaktör bulunan Çin’de büyük çaplı bir nükleer program yürütülüyor. Şu anda bütün dünyada yapımı sürmekte olan 65 nükleer reaktörün 27’si Çin’de bulunuyor.

(Yeşil Gazete)

China Daily ve Huffington Post’tan derlenmiştir.