Ana Sayfa Blog Sayfa 2568

Kırklareli’nde oylar yeniden sayılacak

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) itirazı sonucu, Kırklareli’nde belediye başkanlığı seçimi için kullanılan oyların yeniden sayılmasına karar verildi. Resmi olmayan sonuçlara göre Kırklareli belediye başkanı seçilen bağımsız aday Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, oyların yeniden sayılması kararına ilişkin il seçim kuruluna verdiği itiraz dilekçesi kabul edilmiş ve oy sayımı durdurulmuştu.Kırklareli adliye binasında çok sayıda vatandaş toplanırken, polis ekipleri de bölgede geniş güvenlik önlemi aldı. 

Kesimoğlu, ‘Cumhur ittifakı‘nın MHP’li adayı Derya Bulut, AKP İl Başkanı Alper Çiler, MHP İl Başkanı Şaban Savaşan ve partililer de adliye binasına gitti. Kesimoğlu ile Bulut arasında 248 oy fark bulunuyor.

Büyükçekmece’de seçimin iptali talebi reddedildi

AKP’nin Büyükçekmece seçimlerinin ‘seçmen kayıtlarında usulsüzlük yapıldığı’ gerekçesiyle ertelenmesi talebi, İl Seçim Kurulu’nca reddedildi.

AKP’nin itirazında “usulsüz seçmen kayıtlarının seçim sonuçlarını etkileyecek derecede olduğu” ileri sürülmüştü.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Büyükçekmece İlçe Başkanlığı, ilçede ‘usulsüz seçmen kaydı yapıldığını’ gerekçe göstererek seçimin iptali için İl Seçim Kurulu’na başvurdu. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
2019/2708  no’lu soruşturma evrakındaki gerekçelere ve mülkiye başmüfettişlerinin incelemelerine dayanılarak yapıldığı belirtilen başvurunun dilekçesinde “usulsüz seçmen kayıtlarının seçim sonuçlarını etkileyecek derecede olduğu” öne sürüldü.

Ancak talep, İl Seçim Kurulu tarafından reddedildi.

‘YSK’ye gitmeye henüz karar vermedik’

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz başvurunun iptaliyle ilgili şunları söyledi: “Büyükçekmece’ye yönelik bir müracat olmuş, İl Seçim Kurulu bunu reddetmiştir. YSK Son merciidir. YSK’ye şu anda gidilmiş değil, gidelim mi gitmeyelim mi diye net bir kararımız henüz yok. Usulsüz seçmen kaydından dolayı nüfus müdürü şu anda tutuklu. 20 binin üzerinde bir rakamdan bahsediliyor. Buna ilişkin soruşturma halen sürüyor.”

Büyükçekmece’de durum neydi?

Kesin olmayan sonuçlara göre, Büyükçekmece’de CHP’li aday Hasan Akgün oyların yüzde 50.34’ünü (72 bin 853 oy), eski İBB Başkanı, AKP adayı Mevlüt Uysal ise oyların yüzde 47.75’ini (68 bin 671) almıştı. 
Toplam seçmen sayısının 174 bin 661 olduğu ilçede 148 bin 68 kişi sandık başına gitmişti. İlçede kullanılan geçersiz oyların sayısı 26 bin 593’tü.

AKP’nin itirazları sonrasında ilçede yapılan yeniden sayımda AKP lehine 72 oy, CHP lehine de 72 oy kaydı yapılmıştı.

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı (YSK) Sadi Güven de, 22 Ocak tarihinde yerel seçime ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Mükerrer seçmen de sahte seçmen de hayali seçmen de yok” demişti.

Panikleri büyük; Erdoğan ‘yenilmezlik’ unvanını kaybetti! – Celal Başlangıç

Bu yazı artigercek.com sitesinden alındı

Şu anda tam da böyle bir sürecin başlangıcındayız.

İktidarının ilk yılları; 2003’ün Temmuz’u. Bayrampaşa Şehir Parkı’nın açılışı var.

Seyisi, Cihan’ın gemlerini tutup Erdoğan’ın binmesini bekliyor.

İki hamleden sonra üçüncüsünde Cihan’ın eğerine oturuyor Erdoğan.

Ancak huysuzlanıyor Cihan. Hafif bir şaha kalkıyor. Bir sallanıyor Erdoğan eğerin üzerinde. Etraftaki korumalar düşmesin diye koşuşturuyor. Bir çeyrek daire çizip hepsini boşa düşürüyor Cihan. Erdoğan eğerin üzerinden kayıp yere paralel hale geliyor.

Son hamleyi indiriyor Cihan. Bir şaha kalkıp ardından dört nala topuklayınca Erdoğan kendini sırt üstü kum pistte buluyor.

31 Mart yerel seçimlerinde alınan sonuçlar ve ardından yaşanan kaotik süreç, Erdoğan’ın aynen attan düşmesinden bir önceki durumuna, eğerin üzerinde ikinci kez kayıp yere paralel hale gelmesine benziyor.

Benzetmek gerekirse eğerin üzerindeki ilk kaykılması 7 Haziran seçimlerinde olmuştu. Patlayan bombalarla, kanlı çatışmalarla, sivil yerleşimlerin yerle bir edilmesi; insanların, ülkenin çok ağır bedeller ödemesi pahasına tutunmuştu eğere.

Ancak bu kez 31 Mart seçimlerinde kaybettikleri artık kendine adeta tapan kitlelerde derin inanç sarsılmasına yol açacak netlikte. En gözü kör olmuş “Reyizci”de bile kuşku bırakmayacak şekilde ağır bir yenilgi aldı Erdoğan.

Hani spor literatürüyle söyleyecek olursak; Erdoğan, özellikle Kılıçdaroğlu’na karşı pek bir öğündüğü “yenilmezlik” unvanını 31 Mart seçimleriyle birlikte net olarak kaybetti.

Yani artık Erdoğan “namağlup” değil. Her fani gibi 31 Mart seçimlerinde mağlubiyeti tattı.

İstediğiniz kadar oyları tekrar tekrar saydırın… İstediğiniz kadar kendi tabanınıza “aslında Erdoğan İstanbul’u kaybetmedi, uluslararası güçler sandıkta darbe yaptı” algısını yaymaya çalışın… İstediğiniz kadar “sandıkta terör kumpası kuruldu Erdoğan’a ama Reyiz halleder” imajını cilalamaya çalışın, ortada değiştirilemeyecek bir gerçek var; dünya lideri kaybetti!…

Elbette başta İstanbul’un kaybı önemli… Milyarlarca dolarlık bütçe, yüz milyarlarca dolarlık kent rantı, cemaatlere, dinci vakıflara, Saray’ın yakınlarına pompalanan milyarlarca liralar… İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden maaş alıp AKP kadrosu olarak çalıştırılan binlerce kişi… Kirası İstanbul Belediyesi’nden ödenen AKP binaları, kiralık araçları…

Kayıp büyük ama hasar bununla sınırlı değil.

Ankara da gitti; Mersin, Adana, Antalya gibi büyük kentler de…

Ağır bir darbe de “kayyımistan”dan geldi Erdoğan’a.

HDP kayyım atanan kentlerin önemli bir bölümünü kazandı. Kaybettikleri oldu ama bazı stratejik kentleri de fazladan kazandı.

Bütün bu kayıplara karşı elinde kalan son silahı kullanıyor Erdoğan; Yüksek Seçim Kurulu…

İlçesiyle, iliyle, YSK’sıyla kurul AKP’nin “oyların yeniden sayılması” talebini sektirmeden, anında yerine getiriyor. “Bir daha” diyor AKP, “hemen” diyor YSK.

Ama YSK aynı cömertliği CHP’ye, İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’ne göstermiyor.

Dersim’de seçimi tartışmasız kazanan TKP’li Fatih Mehmet Maçoğlu günlerdir YSK’dan mazbatasını alamıyor.

Hele “Kayyımistan”da HDP’ye tam bir düşman hukuku uygulanıyor. HDP’nin neredeyse kazandığı her yerde oylar yeniden sayılıyor. Beklentinin aksine HDP’nin oyları ikinci sayımda daha da artıyor. Şimdi AKP-MHP iktidarı YSK üzerinden HDP’nin kazandığı yerlerde bir daha sayım yaptırmak üzere yeni hamleler yapıyor.

Ama HDP’nin binlerce iptal oyuna karşı birkaç yüz, hatta birkaç oyla kaybettiği yerlerde yeniden sayım talebini YSK elinin tersiyle geri çeviriyor.

AKP-MHP iktidarı başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerdeki belediyeleri kaybetmekten çok korkuyordu. Çünkü Bahçeli daha geçen yıl uyarmıştı; “Eğer bu belediyeleri kaybedersen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin meşruiyeti tartışmalı hale gelir” diye.

Bahçeli’nin bu korkusu hemen hemen tümüyle gerçekleşti.

İkinci bir uyarısı daha vardı Bahçeli’nin; “Kayyım atanan yerleri kaybedersen HDP bunu plebisit sayar”.

Biraz eksiği gediği olsa da bu korktuğu da başına geldi Cumhur İttifakı’nın.

Ama bütün bu korktuklarının başlarına gelmesinin yanı sıra bütün kurulan bu sistemin temel dayanağı da ağır yara aldı. Esas korkuları da bu; Erdoğan’ın yenilmez bir ilahi güç değil de “çizilebilir karizmaya sahip” bir fani olduğunun özellikle ona tapan tabanı tarafından da anlaşılması.

31 Mart seçimlerinde sadece büyük kentleri, “kayyımistan”ın önemli bir kısmını değil Erdoğan’ın “kutsal yenilmezliği” imajını da kaybettiler.

İşte bu yüzden oylar tekrar tekrar sayılıyor, mazbatalar verilmiyor, seçimi kazandığı halde hakkını alamayan insanları sokağa çıkarmaya yönelik tahriklerle karanlık bir kaosa sürüklüyorlar Türkiye’yi.

Celal Başlangıç – Artı Gerçek

İlk komünist başkan mazbatasını aldı

Tunceli Belediye Başkanı seçilen TKP’li Fatih Maçoğlu’nun mazbatası dün ‘söylenemeyecek güvenlik gerekçesi’ ile verilmemişti

Mazbatanın nihayet verilmesini Tunceli halkı da sevinçle karşıladı.

31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 32.77 oy alarak Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) Tunceli Belediye Başkanı seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu mazbatasını nihayet aldı. Sabah saatlerinde Belediye Meclisi üyeleri ile birlikte Merkez Seçim Kurulu’na Maçoğlu, çıkışta yaptığı açıklamada, uzun bir çalışmanın sonunda bugün döktükleri terin ve mücadelenin karşılığında mazbatalarını aldıklarını söyledi. Maçoğlu, “Bütün dostlarımızı, bütün arkadaşlarımızı, hiç kimseyi ayırt etmeden, herkesin çok rahat gelebileceği bir belediye ve kapıları açık olan belediye olacağını bugün de söylemek istiyorum.” dedi.

Sokak hayvanlarına destek

Sokak hayvanları için destek isteyen Maçoğlu, “Muhtemeldir, bir önceki dönemin Ovacık Belediyesi tecrübesiyle birçok dostumuz bize hediye ya da çiçek getirmeye çalışacak ama biz sokaktaki hayvanların genel durumunu göz önünde bulundurarak onların bundan sonra daha iyi, daha rahat bir yaşamı olması adına dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan hediye ve çiçek yerine, açacağımız bir hesaba verecekleri destekle sokaktaki hayvanların sorunlarına bir nebzede katkı olmaya davet ediyoruz.” diye konuştu.

2 yıldır kayyımla yönetilen belediyenin 68 milyon TL borcuna karşılık kasasında 266 bin TL. bulunuyor.

68 milyon borç

Tunceli Belediye Meclisi Üyesi Candan Badem, ise sosyal medya hesabı Twittar’da, belediyeyi 68 milyon TL. borçla devraldıklarını açıkladı. Badem, belediyenin kasasında 266 bin TL bulunduğu söyledi.

Maçoğlu’na dün mazbatası ‘söylenemeyecek güvenlik gerekçesi’ ile verilmemişti.

Ekrem İmamoğlu: 17 ilçede sayım bitti; şu andaki fark 18 bin 742

Fox TV’de yayımlanan Gazeteci İsmail Küçükkaya‘nın sunduğu Çalar Saat programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da 119 bin 652 geçersiz oyun sayıldığını, 17 ilçede sayımın sonuçlandığını belirtti.

İmamoğlu, “Aradaki fark 18 bin 742” dedi.

İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Atatürk’ün varlığı benim için bir güvence.

Hiç kimseden korkmam.

“(Küçükkaya: İç dünyanız ne diyor size? Türkiye size tanımıyordu, şaşkın mısınız?) Şaşkın değilim. Çünkü biriktirmiş insanlarız. Ben 48 yaşındayım, bu arada iç dünyan bana çok genç olduğunu söylüyor. 48 yıl ciddi bir birikim. Atatürk Samsun’a çıkmaya karar verdiği zaman 38 yaşındaydı. Bazen sorumluluk almak gerekiyor.

Her şey bir deneyimdir. Yarınlarda yanlış yapmamak adına bir deneyim. sürece katkı veren avukatlarımıza, çalışanlarımıza, kadınlara, gençlere teşekkür ediyorum. Keşke bu süreç uzamasaydı. 17 ilçe sonuçlandı. 18 bin 742 aradaki fark. 119 bin 652 geçersiz oy sayıldı. 785 oy benim adıma geçerli hale getirildi. Aradaki fark 1389.

Geçersiz sayılan oylarla ilgili şerh koyarsınız sonra da o sandığa itiraz edersiniz. Şu an yapılan soyut kavram. Bütün geçersiz oylar sayılsın. E o zaman tüm Türkiye’de sayılsın. Bir, sizi o sandıktaki maddi hata. Bakırköy’den örnek verdim. 177 oyum vardı benim ama 1 oy yazılmış. Bunun gibi maddi hataların düzeltilmesi itiraz edilmese bile YSK düzeltme yapabiliyor. İki, benim burada itirazım var diyorsun. YSK bu konuda karar verebiliyor. Bütün oyların sayılması soyut bir kavramdır. Örnek Ankara’da sayılmadı 2014’te oylar.

Fark 18 bin 742. 17 ilçede sayım bitti. İlçe seçim kurulları bunları sisteme giriyor. Burada bir süreci daha söyleyeyim toplam 119 bin 652 geçersiz oy sayıldı. 318 bin toplam oy var biliyorsunuz. Beşte ikisi yani. Sayılan geçersiz oylarda 785 oy bizim adımıza, 198 bin oy daha var sayılmayı bekleyen. Artı eksi 18 bin ila 20 bin arasında fark olabilir. Tuzla’dan gece oy geldi, rakamı tam hatırlamıyorum 60 civarında aleyhimize sonuç çıkmış. Bu haftasonu bitmesi gerekiyor.

18 bin ile 20 bin arasında bir banda oturacak. Burada yüzde 5 yanılabiliriz tabii. 120 bin oyda 1200 fark etmiş. Bu yüzde 1.2.

Bu süreci kim gerçekleştiriyor? Partilerin insanlarının olduğu bir ortamda yapılıyor. Neden nöbet tutuyoruz? Çünkü korunması konusunda kaygılarımız var. Bugün konuşulması gereken şey, 2019’dayız yıllar öncesinden bu aslında köydeki muhtarlık muhabbetinden başlar, oy sandıkta kazanılır. Koruyacaksınız oyunuzu.

İtirazınız varsa bu zaten edilir edilmez ilçe seçimin idaresinde, orada itiraza göre bu sayımlar yapılır. Şu anda bu soyut. İtirazımız yok ama bütün geçersizleri sayalım, tamam. E daha sonrası. Bütün seçimleri sıkıntıya sokuyorsunuz. Süreci siz hazırladınız, güvenlik önlemlerini siz aldınız. Açıklama yaptınız, dünyanın en güvenilir sistemine sahibiz dediniz. Şimdi şaibe diyorsunuz. “

(Küçükkaya: AKP’li Yavuz’un açıklaması; en şaibeli seçim dedi) Çok acı. Aynı kişinin çok güvenilir seçim diye tanımladığı seçime şaibeli diyorsa, herkesi zan altında bırakıyor. Şaibe dediğiniz yerde 25 ilçede siz seçimi kazanıyorsunuz. Bütün süreci Anadolu Ajansı yönetiyor, tek bir söz yok. AA kimden veri aldı? YSK Başkanı açıklama yaptı biliyorsunuz. AA kimden veri aldı? Biz bilgi alamadık da bin tane Ak Partili’ye sorduk. Bir de CHP’ye sorsaydınız. 3 bin oyla kendinizi kazandı diye ilan ettiniz. Şimdi 20 bin oylarda hakkımız yendi diyorsunuz.

“(Küçükkaya: Siz seçimi kazandınız mı?) Ben seçimi kazandığıma inanmasan, Allah şahit vicdanım biliyor çıkar kaybettik derim. Geçersiz tüm oylar kazanılırsa seçimi kazanacağınızı söylüyorsunuz. (Küçükkaya: Bütün oylar sayılsa da kazanır mısınız?) Nereye gideceğiz. Her seçimde tekrar sayalım o zaman. Ben kaybedene kadar sayalım o zaman. Üzerindeki mühür eskisin, geçersiz sayılsın da ben kaybedeyim. Trajikomik. Biz seçimden kurtulamıyoruz. Kaybettik bir daha seçim yapalım mı yani. Ben hiçbir şeyden korkmam. Ben İstanbullu hemşerilerime çok güzel şeyler anlattığını biliyorum. Ben insanların vicdanının da aklının da şu sürece asla ama asla inanmadığını görüyorum. Bana oy vermemiş olabilir ama vicdanına esi şu olanları doğru bulmuyor. Eyüp Sultan izin verilmedi, açılmadı. Bir kadın adayımız vardı onu ziyaret etmek için oraya gitmiştim. Bazı şeylere üzülüyorum. Bu memleket bizim ya. Neleri konuşuyoruz görüyor musunuz. Tamam alışkanlıklarınız vardır, 25 yıldır yönetiyorsunuz teslim etmek zor gelebilir, anlıyorum ama bu demokrasi işte. Sizin döneminiz bitecek bir başkası gelecek, sonra bu da bitecek bir başkası gelecek. Hiç değişmeyecek kaygısı daha büyük riskler taşır.”

Geçmediğimiz yollara, köprülere 2 katrilyon verdik!

Yap-işlet-devret projeleri olarak hayata geçirilen Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 2018 yılında devletin verdiği araç geçiş rakamlarına ulaşılamadı. Böylece Hazine’den 2 milyar lira ödeme yapıldı.

Sözcü Gazetesi’nden Başak Kaya’nın haberine göre; Yap-işlet-devret projeleri olarak hayata geçirilen Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 2018 yılında devletin vermiş olduğu araç garanti rakamlarına ulaşılamadı. Hazine’den bu üç proje için 2 milyar liranın üzerinde ödeme yapıldı.

SAYI TUTMADI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in bu konuda ayrı ayrı verdiği soru önergelerini yanıtladı. Turhan, Avrasya Tüneli için 2018 yılında 25 milyon 125 milyon araç geçiş garantisi verildiğini ancak gerçekleşen geçiş sayısının 17 milyon olduğunu açıkladı. Turhan, tünel için işletmeci firmaya bu yılın şubat ayında ve 2018 yılı kapsamında Hazine’den 155 milyon 684 bin lira ödendiğini bildirdi.
Osmangazi Köprüsü’nden ise 2018 yılında 9 milyon araç geçiş yaptı. 141 TL’lik ücret yüksek bulununca bu ücret 71 TL’ye indirildi ve aradaki farkı da devlet ödedi. Bu fark da 636 milyon lira tuttu. Geçmeyen 5 milyon 600 bin araç için ise 789 milyon lira yine Hazine tarafından işletmeci firmaya ödenecek. Sadece Osmangazi Köprüsü için 2018 yılı için milletin cebinden 1 milyar 425 milyon lira çıkmış olacak.

Sadece Osmangazi Köprüsü için milletin cebinden 1 milyar 425 milyon lira çıktı.

3 .KÖPRÜ DE KÖTÜ

Yavuz Sultan Selim Köprüsü için de 2018 yılında garanti verilen araç rakamlarına ulaşılamadı. Yıllık 49 milyon 275 bin araç garantisi verilen köprüden 2018 yılında toplam 14 milyon 923 bin araç geçişi oldu. Hazine, işletmeci firmaya 34 milyon 352 bin aracın bedeli olarak, 448 milyon lira ödemek durumunda kaldı.

Fatura bu yıl daha ağır olacak

CHP Milletvekili Haydar Akar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde de 2018’de garanti verilen araç rakamlarının üçte birine ancak ulaşıldığını söyledi. Geçen yıl geçiş ücreti 13.05 lira olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için Hazine’nin 448 milyon lira ödemek zorunda kaldığını belirten Akar, şöyle konuştu:
“Tüm projelerde ücret dolar kuruna göre belirleniyor. Bugün dolar 5.65 lira seviyesinde ve bu araç geçiş rakamları 2018 yılına göre artış göstermiş dahi olsa 2019 yılında bu projeler için ödenecek tutar, 3 milyarın üzerinde olacaktır. 2020 yılında da dolar bu artış hızı ile devam ederse Hazine’de kara bir delik açılacak. Milletimiz bu tutarları ödemek zorunda kalacak.” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise “Bu zararlar anlaşmada sorumluluğu olan herkese ödettirilmeli” dedi.

Libya’da General Hafter, Trablus’a saldırı emri verdi

Libya’da General Halife Hafter komutasındaki güçler başkent Trablus’a doğru ilerliyor. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac, General Halife Hafter’e bağlı güçlerin başkent Trablus’a yaklaşması üzerine seferberlik ilan etti.

Libya’nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter kendisine bağlı güçlerle, başkent Trablus’a doğru bir harekat başlattı. Birlemiş Milletler (BM) tarafından tanınan, AB tarafından desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) kontrolündeki Trablus’a saldırı emri vererek Hafter, hükümetle olan husumetini tehlikeli bir seviyeye taşıdı.

Trablus’a doğru ilerleyişe geçen Hafter güçleri, başkentin 100 kilometre güneyinde yer alan Garyan’da kontrolü sağladı.

Haftar saatler öncesinden yayınladığı, ‘Trablus’u kurtarmak için operasyon’ isimli videoda, “Trablus’un eteklerinde konuşlanmış ordumuz için. Bugün yürüyüşümüzü tamamlıyoruz… Kısa bir süre sonra başlayacağız” dedi. Haftar, “Bugün baskıları altında bulunan toprağı sallayacağız” diye ekledi.

Başbakan Fayez al-Serraj’a müttefik kuvvetlerle Çarşamba günü yaşanan çatışmalar sonrasında, Hafter güçleri Garyan’ı ele geçirip, doğudaki Bingazi kalesinden batıya doğru ilerlememeye başladı.

ABD Genel Sekreteri Antonio Guterres, Trablus’ta uluslararası bir barış anlaşması imzalamaya çalışıyordu. Daha önce her iki tarafa da sükunet çağrısında bulunmuştu.

Gelişmeler, 2011’de Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana Libya’da yeni güç ilişkilerinin şekillenmeye başladığını işaret ediyor. Ülke, Trablus’taki Batı destekli hükümet ile Kaddafi’nin çöküşünden bu yana Haftar’a müttefik paralel bir yönetim arasında bölünmüştü.

SEFERBERLİK İLAN EDİLDİ

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac, General Halife Hafter’e bağlı güçlerin başkent Trablus’a yaklaşması üzerine seferberlik ilan etti.


Havalimanı göçü başladı…

Atatürk Havalimanı’nda yer alan THY ve diğer havayolu şirketlerine ait araç ve malzemelerin yüklendiği konteynerler, saat 03.00’te İstanbul Havalimanı’na doğru hareket etti. “Büyük Göç” adı verilen 45 saatlik taşınma, 6 Nisan Cumartesi gecesi saat 23:59’da tamamlanacak.

Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na “Büyük Göç” olarak adlandırılan ve havacılık tarihinin en büyük lojistik operasyonu olan taşınma işlemi başladı.

Türk Hava Yollarının (THY) malzeme ve araçları, 6 Nisan Cumartesi akşamı saat 23.59’da tamamlanacak toplam 45 saat planlanan taşınma sürecinde, 707 tır seferi ile yeni evi İstanbul Havalimanı’na taşınacak.

THY’ye ait ait malzeme ve araçların yüklendiği konteynerler, tırlarla aprondan İstanbul Havalimanı’na nakledilecek.

Taşınma boyunca, yaklaşık 700 operasyonel araç da kara yolu ile Basın Ekspres Yolu üzerinden İstanbul Havalimanı’na götürülüyor.

Atatürk Havalimanı’nda belirlenen üç noktada bekleyen tırlara, aralarında 44 tonluk uçak çekme aparatlarından çok hassas aletlere kadar yaklaşık 47 bin 300 ton malzeme peyderpey yükleniyor.

10 bin parçadan fazla malzemenin oluşturduğu bu yükün, 5 bin tır hacmine eş değer olduğu ve bu yükü taşıyacak tırların 45 saatte katedeceği mesafenin ise 400 bin kilometre olarak hesaplandığı bildirildi. Taşınma için tırların dünyanın çevresini 10 kez dönmeye eş değer bir yol katedeceği belirtildi.

Bin 800’den fazla personelin görev alacağı taşınma sırasında, Basın Ekspres Yolu’na alternatif güzergahlar da belirlendi.

Ayrıca, acil durum kurtarma ekipleri de tedbir amacıyla güzergahlarda görev alıyor.

Taşınma sırasında yaşanabilecek aksaklıklar göz önüne alınarak, güzergahlardaki 5 ayrı noktada “backup” istasyonları kuruldu. Araçlarda meydana gelebilecek arıza ve diğer durumlara bu noktalardaki görevliler anında müdahale edilebilecek.

(Gazete Duvar)


Google Plus kapatıldı

Google, aylar önce duyurduğu gibi 3 Nisan yani bugün Google Plus platformunu kapattı. Profil hesabına girmeye çalışan kullanıcıların karşısına uyarı mesajı çıkarken, mesajda ‘Google Plus markalar ve son kullanıcılar için artık aktif değil’ notu düşüldü.

Uzun süre beta süresince test edilen ve 2011 yılında yayın hayatına başlayan Google Plus, ilk yıllarında sıklıkla Facebook gibi sosyal medya platformlarına rakip olarak gösterildi ancak Facebook, Twitter, Instagram veya Pinterest gibi önemli bir ‘oyuncu’ olmayı başaramadı.

Son aylarında güvenlik açıkları nedeniyle kullanıcılarını mağdur etme riski ortaya çıkan Google Plus’la daha fazla yola devam etmek istemeyen şirket ise ilk olarak Ağustos 2019 tarihinde Google Plus’ın kapatılacağını açıklamıştı. Ancak Google Plus’ta ortaya çıkan bazı güvenlik risklerinin kontrol altına alınamayacağından endişe eden şirket, bu tarihi öne çekerek 2 Nisan 2019 tarihinde Google Plus’ın fişini çekeceğini duyurdu.

Google, daha önce kullanıcılarını uyardığı gibi Google Plus hesaplarına ait verileri de silmeye başladı. Ancak tüm kullanıcıların verileri aynı anda silinmediğinden dolayı bir süre daha kullanıcıların bir kısmı verilerine kısa bir süreliğine de olsa ulaşmayı sürdürecek.

Google Plus her ne kadar Google’ın başarısız bir projesi gibi görünse de, aslında Google Photos ve Google Hangouts gibi bugün popüler olan uygulamaların ortaya çıkmasında önemli katkıları oldu.

‘Fener Ol’ kampanyası resmen hayata geçti

Fenerbahçe, kulübü maddi açıdan ayağa kaldıracak ‘Fener Ol’ kampanyasının startını verdi. Fenerbahçe, “Fener Ol” kampanyası ile 31 Mayıs’a kadar en az 380 milyon TL toplamak istiyor. Başkan Koç, yaptığı konuşmada ” 31 Mayıs’a kadar 60 milyon Avroluk farkı kapatamazsak UEFA tarafından ceza ile karşı karşıya kalacağız” dedi.

UEFA ile yapılan Finansal Fair Play anlaşması sonrasında ekonomik anlamda sorun yaşayan ve gelecek sezon Avrupa kupalarına katılmama riski ile karşı karşıya olan Fenerbahçe’nin maddi kaynak yaratmak için hazırladığı “Fener Ol” projesi start aldı.

Fenerbahçe’den açıklama: Aydınlık Geleceğe Giden Hareket

Sabah saatlerinde, 4 Nisan 2015 tarihinde Çaykur Rizespor maçı sonrasında İstanbul’a dönmek üzere karayoluyla Trabzon Havalimanı’na giden Fenerbahçe kafilesine Trabzon’un Sürmene ilçesinde silahlı saldırı gerçekleştirenlerin tam 5 yıldır bulunamamasını, protesto etmek için FB TV, resmi site, Twitter ve Instagram hesaplarını kapatan Fenerbahçe, 19.07 itibariyle tüm hesaplarını erişime açtı.

Fenerbahçe Kulübü’nden günün ilk paylaşımında, “Fenerbahçe tarihinin en karanlık günlerinden birinde, aydınlık geleceğimize giden hareketi başlatıyoruz. Sen varsan Fenerbahçe yenilmez, unutma! Desteğinle yarınlarımıza umut, geleceğimize #FENEROL” denildi.

Yerleştirilmiş video

Resmi Siteye Gir Destek Ol

Fenerbahçe, mali anlamda kulübü maddi açıdan ayağa kaldıracak ‘Fener Ol’ kampanyası için “Fener Ol” projesi için yeni bir internet sayfası oluşturdu. “fenerbahce.org/fenerol” adresinde “Kulübümüzün içinde bulunduğu zorlu süreçten aydınlık yarınlara kavuşması için hep birlikte omuz omuza bir mücadele başlatıyor ve ‘FENER OL’ diyoruz” ifadeleri kullanılırken, kampanyaya katılmak isteyen taraftarlar için ödeme yöntemleri ise “Kredi kartı, EFT/Havale, SMS-Kısa Mesaj, PTT Şubeleri” olarak gösterildi.

– EFT/Havale işlemleri Denizbank, Yapı Kredi Bankası, Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası, Akbank’tan Türk lirası, Dolar ve Avro olarak yapılabilecek. SMS’le kampanyaya katılacak taraftarlar ise “FENEROL” yazıp 1907’ye mesaj atmaları durumunda kısa mesajla kulübe 20 TL katkıda bulunabilecek.

Kampanyanın detaylarına taraftarlar, “www.fenerbahce.org/fenerol” internet adresinden ulaşabilecek.

[Haber görseli]

İlk destek Saran’dan

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün saat 19:07 itibariyle başlattığı destek kampanyasına ilk katkı ünlü Fenerbahçeli işadamı Sadettin Saran’dan geldi. Saadettin Saran’ın, “Fener Ol” kampanyasına 1 milyon TL bağışta bulunduğu öğrenildi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç kampanyayı FB TV’den başlatırken, yaptığı konuşmada şu sözleri sarf etti:

“Değerli Fenerbahçeliler! Uzun bir gece olacak. Hep beraber olacağız. Anlatacağımız çok şey var. Biz ki bu ülke ve arma uğruna gerektiğinde canlar veren, her zaman çubuklunun yanında olan milyonlarca taraftarıyla Fenerbahçe büyüklüğünü haykıran, haksızlığa karşı yılmayan büyük Fenerbahçe ailesiyiz”

“Omuz omuza yeni bir mücadeleye başlıyoruz”

“En zor günlerimizde kenetlenme, mücadele ne demek gösteren, geri dönüşlerin simgesi olan Fenerbahçe olarak, bugün 4 Nisan’da omuz omuza yeni bir mücadeleye daha başlıyoruz. 4 Nisan bizim için çok önemli bir tarih. Hain saldırı hedefe ulaşsaydı belki de dünya futbol tarihinin en kötü gecesi olacaktı. Fakat hala o faili meçhuller bulunamadı. Bundan sonra her 4 Nisan’da bugün yaptığımız eyleme devam edeceğiz. Umarız başka kulüpler de bu günü unutturmamak adına benzer eylemlerde bulunurlar”

“Bundan 1462 gün önce, 4 Nisan 2015 tarihinde 40 can taşıyan Fenerbahçe otobüsü kurşunlandı. Fenerbahçe’nin varlığına kastettiler. Bundan sonra her 4 Nisan’da bugün yaptığımız gibi eylemlere devam edeceğiz. Bugün geleceğimiz için yazacağımız tarihin ilk günü. Bugün itibariyle “Fener Ol” kampanyamızı başlatıyoruz”

“1932 günü Cumhuriyet Gazetesi’nin baş sayfasında..”

“1932 yılının 5 Haziran gecesinde Kuşdili’nde çıkan yangında Fenerbahçe’nin her şeyi yok oldu. 21 Haziran 1932 günü, Cumhuriyet Gazetesi‘nin baş sayfasında ‘Gazi hazretleri Fenerbahçe’ye 500 lira teberruh ettiler’ haberi yazıldı. Bununla birlikte 1290 lira bağış toplandı. Fenerbahçe Başkanlığı için yola çıktığım ilk günden beri Türk futbolunda mali açıdan bir çöküş olduğunda ve mevcut şartlarda devam edemeyeceğimiz dile getirdim. Bu konuda bana destek çıkan tek kişi Saffet Sancaklı’ydı. Fenerbahçe özelinde bakarsak, adaylık süresince yaptığım her konuşmada bu finansal dar boğazın çözülemez noktada olduğunu hep belirttim. Mali sıkıntılar açısından hiç kimsenin tek başına bunun altından kalkamayacağını belirttim”

“Kısa vadede kulübümüzü rahatlattık”

“Göreve geldiğimizden bu yana 140 milyon dolara yakın kaynak yaratarak kısa vadedeki ödemelerimizi yaparak kulübü biraz olsun rahatlattık. Bu 10 ayda sağlanan kaynağa ilaveten, taraftarımızın yardımı sayesinde de maddi kaynak sağladık. Kısa vadedeki yaratılan finansal kaynaklarla borç durumumuzu 15 milyon Avro azaltabildik. Yarattığımız 140 milyon Avro kaynağın tek bir kuruşu bile transfere harcanmadı”

“Şampiyonlar Ligi’ne katılımın mali açıdan çok önemli olduğunu belirttim. Önümüzdeki yıllarda en az 1-2 kez Şampiyonlar Ligi’ne gitmemiz gerekiyor. Ayrıca genç oyuncularımızla da profesyonel sözleşme imzaladık. Geldiğimizden bu yana yarattığımız 140 milyonluk ekonomik kaynağın tek bir kuruşu transfere harcanmadı. UEFA ile yaptığımız anlaşma kapsamında, futbolcular dahil tüm personellerin yer aldığı geçtiğimiz sezon 93 milyon olan gelirimizi bu sezon 80 milyona kadar indirdik”

“Katılanları tarihe kazıyacağız”

“Fener Ol kampanyasına katılım sayesinde kullanım izni ile kişisel bilgilerin paylaşımı sayesinde katılan kişilerin adını Fenerbahçe tarihine kazıyacağız. Bizim size bildirdiğimiz kampanya katılım yolları haricinde başka bir yoldan yardım yapmayınız. Bu bir dolandırıcılık girişimidir. Kampanya için tarafınıza gelen aramalar bizim tarafımızdan yapılmamaktadır. Kampanya ile ilgili umut veren, şevklendiren destek mesajları aldık. Bazı mesajlar başka takım taraftarlarından gelmişti. Kar topu yuvarlanmaya başlamış. Bu kampanya çok büyük noktalara gelecek ve biz de tarih yazacağız”

Ali Koç, bu kampanyanın bugünkü sportif sonuçlarla alakalı olmadığını anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bugün ‘Fener Ol’ma günüdür. Elimizi hep birlike taşın altına koyma günüdür. Gelin hep birlikte Fenerbahçe’nin ne olduğunu dosta düşmana birlikte bir kez daha gösterelim. Şimdiden başkanınız olarak milyonlarca Fenerbahçelinin destekleri için şükranlarımızı sunuyorum. Bu camianın en büyük gücü, sonsuz gücü tabii ki taraftarıdır. Bu şans her camiaya nasip olmaz. Fenerbahçe yıkılmaz. Yaşa Fenerbahçe”