Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 2 milyon liralık manevi tazminat davası açtıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanının avukatı, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün bir gazetede sayın Cumhurbaşkanımıza ve aile bireylerine yine yalan ve iftira yollu hakaretleri ile saldırmış sözde yurtdışında paralar olduğundan bahsetmiştir. Buna benzer daha önceki asılsız iddiaları bağlamında tazminata mahkum olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu alışık olduğu yalan ve iftira siyasetini devam ettirmektedir. (…)
Biz bir kere daha bu yalan ve iftiraları için haksız fiili tarihi olan 17/08/2020 tarihinde yani bugün mahkemeye gidip Müvekkil Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve aile bireyleri adına 2 milyon TL’lik manevi tazminat davası açarak yasal yollara başvurularımızı yapmış bulunuyoruz.
Açıklamanın devamında Erdoğan ve aile üyelerinin yurtdışında “herhangi bir parası bulunmadığı” savunuldu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de koronavirüs nedeniyle son 24 saatte 22 kişinin daha hayatını kaybettiğini, 1233 yeni vaka tespit edildiğini açıkladı. Böylece toplam ölü sayısı 5 bin 996’ya, vaka sayısı 250 bin 542’ye yükseldi.
Bakan Koca’nın paylaşımı şöyle:
11 Marttan bu yana, tanı konmuş toplam hasta sayımız 250 bini geçti. Hastalığı yayma potansiyeline sahip, izole edilmiş Aktif Hasta sayısı 12.575. Yeni hastaların büyük kısmı kolay iyileşebiliyor. Fakat yayılım, tedavisi zor. Ağır Hasta sayısı artıyor.”
Türkiye’de ilk koronavirüs vakası 11 Mart’ta tespit edildi. O günden bu yana alınan önlemler kademeli olarak hafifletildi. 1 Haziran’dan itibarense “kontrollü normalleşmeye” geçildi. Normalleşme tablosu şu şekilde:
1 Haziran: 827 vaka, 23 ölüm (31.525 test) 2 Haziran: 786 vaka, 22 ölüm (32.325 test) 3 Haziran: 867 vaka, 24 ölüm (52.305 test) 4 Haziran: 988 vaka, 21 ölüm (54.234 test) 5 Haziran: 930 vaka, 18 ölüm (57.829 test) 6 Haziran: 878 vaka, 21 ölüm (35.846 test) 7 Haziran: 914 vaka, 23 ölüm (35.335 test) 8 Haziran: 989 vaka, 19 ölüm (39.361 test) 9 Haziran: 993 vaka, 18 ölüm (37.225 test) 10 Haziran: 922 vaka, 22 ölüm (36.521 test) 11 Haziran: 987 vaka, 17 ölüm (49.190 test) 12 Haziran: 1195 vaka, 15 ölüm (41.013 test) 13 Haziran: 1459 vaka, 14 ölüm (45.092 test) 14 Haziran: 1562 vaka, 15 ölüm (45.176 test) 15 Haziran: 1592 vaka, 18 ölüm (42.032 test) 16 Haziran: 1467 vaka, 17 ölüm (46.800 test) 17 Haziran: 1429 vaka, 19 ölüm (52.901 test) 18 Haziran: 1304 vaka, 21 ölüm (48.412 test) 19 Haziran: 1214 vaka, 23 ölüm (41.316 test) 20 Haziran: 1248 vaka, 22 ölüm (41.112 test) 21 Haziran: 1192 vaka,23 ölüm (40.496 test) 22 Haziran: 1212 vaka, 24 ölüm (41.413 test) 23 Haziran: 1268 vaka, 27 ölüm (42.982 test) 24 Haziran: 1492 vaka, 24 ölüm (53.486 test) 25 Haziran: 1458 vaka, 21 ölüm (52.303 test) 26 Haziran: 1396 vaka, 19 ölüm (51.198 test) 27 Haziran: 1372 vaka, 17 ölüm (45.213 test) 28 Haziran: 1356 vaka, 15 ölüm (48.309 test) 29 Haziran: 1374 vaka, 18 ölüm (51.014 test) 30 Haziran: 1293 vaka, 16 ölüm (50.492 test)
1 Temmuz: 1192 vaka, 19 ölüm (52.313 test) 2 Temmuz: 1186 vaka, 17 ölüm (49.714 test) 3 Temmuz: 1172 vaka, 19 ölüm (52.141 test) 4 Temmuz: 1154 vaka, 20 ölüm (48.248 test) 5 Temmuz: 1148 vaka, 19 ölüm (46.414 test) 6 Temmuz: 1086 vaka, 16 ölüm (52.193 test) 7 Temmuz: 1053 vaka, 19 ölüm (50.545 test) 8 Temmuz: 1041 vaka, 22 ölüm (49.302 test) 9 Temmuz: 1024 vaka, 18 ölüm (50.103 test) 10 Temmuz: 1003 vaka, 23 ölüm (48.787 test) 11 Temmuz: 1016 vaka, 21 ölüm (48.813 test) 12 Temmuz: 1012 vaka, 19 ölüm (45.232 test) 13 Temmuz: 1008 vaka, 19 ölüm (46.492 test) 14 Temmuz: 992 vaka, 20 ölüm (43.231 test) 15 Temmuz: 947 vaka, 17 ölüm (42.320 test) 16 Temmuz: 933 vaka, 21 ölüm (42.411 test) 17 Temmuz: 926 vaka, 18 ölüm (41.215 test) 18 Temmuz: 918 vaka, 17 ölüm (40.943 test) 19 Temmuz: 924 vaka, 16 ölüm (41.310 test) 20 Temmuz: 931 vaka, 17 ölüm (43.404 test) 21 Temmuz: 928 vaka, 18 ölüm (42.846 test) 22 Temmuz: 902 vaka, 19 ölüm (43.404 test) 23 Temmuz: 913 vaka, 18 ölüm (43.343 test) 24 Temmuz: 937 vaka, 17 ölüm (42.986 test) 25 Temmuz: 921vaka, 16 ölüm (43.312 test) 26 Temmuz: 927 vaka, 17 ölüm (40.016 test) 27 Temmuz: 919 vaka, 17 ölüm (45.283 test) 28 Temmuz: 963 vaka, 15 ölüm (47.412 test) 29 Temmuz: 942 vaka, 14 ölüm (45.712 test) 30 Temmuz: 967 vaka, 15 ölüm (43.236 test) 31 Temmuz: 982 vaka, 17 ölüm (46.492 test)
1 Ağustos: 996 vaka, 19 ölüm (44.846 test) 2 Ağustos: 987 vaka, 18 ölüm (40.287 test) 3Ağustos: 995 vaka, 19 ölüm (41.301 test) 4 Ağustos: 1083 vaka, 18 ölüm (46.249 test) 5 Ağustos: 1178 vaka, 19 ölüm (53.842 test) 6 Ağustos: 1153 vaka, 14 ölüm (54.494 test) 7 Ağustos: 1185 vaka, 15 ölüm (56.726 test) 8 Ağustos: 1172 vaka, 16 ölüm (63.842 test) 9 Ağustos: 1182 vaka, 15 ölüm (61.446 test) 10 Ağustos: 1193 vaka, 14 ölüm (62.219 test) 11 Ağustos: 1183 vaka, 15 ölüm (61.716 test) 12 Ağustos: 1212 vaka, 18 ölüm (66.892 test) 13 Ağustos: 1243 vaka, 21 ölüm (66.892 test) 14 Ağustos: 1226 vaka, 22 ölüm (70.192 test) 15 Ağustos: 1256 vaka, 21 ölüm (67.214 test) 16 Ağustos: 1192 vaka, 19 ölüm (65.956 test) 17 Ağustos: 1223 vaka, 22 ölüm (74.846 test)
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Temmuz ayına ait Konut Satış İstatistikleri’ni yayınladı. Buna göre Türkiye genelinde konut satışları 2020 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 124,3 artarak 229 bin 357 oldu.
Konut satışlarında, İstanbul 39 bin 432 konut satışı ve yüzde 17,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 26 bin 885 konut satışı ve yüzde 11,7 pay ile Ankara, 15 bin 614 konut satışı ve yüzde 6,8 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en düşük olduğu iller sırasıyla 19 konut ile Hakkari, 30 konut ile Ardahan ve 74 konut ile Şırnak oldu.
İpotekli
İpotekli satış yüzde 900 arttı
Türkiye genelinde 2020 Temmuz ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 900,6 artış göstererek 130 bin 721 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 57,0 olarak gerçekleşti.İpotekli satışlarda İstanbul 24 bin konut satışı ve yüzde 18,4 pay ile ilk sırayı aldı. İpotekli konut satışının en az olduğu il 7 konut ile Hakkari oldu.
Diğer konut satışında ilk sırada İstanbul
Diğer konut satışları 2020 Temmuz ayında Türkiye genelinde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,6 artarak 98 bin 636 oldu. Diğer konut satışlarında İstanbul 15 bin 432 konut satışı ve yüzde 15,6 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 39,1 oldu.
Ankara 8 bin 961 diğer konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 5 bin 837 konut satışı ile İzmir izledi. Diğer konut satışının en az olduğu il 12 konut ile Hakkari oldu.
67 bin 937 konut ilk defa satıldı
Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı 2020 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 74,5 artarak 67 bin 937 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 29,6 oldu. İlk satışlarda İstanbul 10 bin 429 konut satışı ve yüzde 15,4 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul’u 6 bin 355 konut satışı ile Ankara ve 4 bin 524 konut satışı ile İzmir izledi.
161 bin 420 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satışları 2020 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 155,0 artış göstererek 161 bin 420 oldu. İkinci el konut satışlarında İstanbul 29 bin 3 konut satışı ve yüzde 18,0 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 73,6 oldu. Ankara 20 bin 530 konut satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 11 bin 90 konut satışı ile İzmir izledi.
Ocak-Temmuz döneminde yüzde 40,5 arttı
Ocak-Temmuz döneminde 854 bin 126 konut satışı gerçekleşerek, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40,5 artış gösterdi. Ocak-Temmuz döneminde ipotekli konut satışı yüzde 313,9 artarak 397 bin 95, diğer satış türlerinde ise yüzde 10,8 azalarak 457 bin 31 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar yüzde 8,4 artarak 265 bin 709 oldu. İkinci el konut satışları da yüzde 62,1 artarak 588 bin 417 olarak gerçekleşti.
Yabancılara 2 bin 741 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %34,6 azalarak 2 bin 741 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, Temmuz 2020’de ilk sırayı bin 46 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 615 konut satışı ile Antalya, 230 konut satışı ile Ankara, 101 konut satışı ile Mersin ve 88 konut satışı ile Yalova izledi.
Ocak-Temmuz döneminde yabancılara yapılan konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,6 azalarak 17 bin 3 oldu.
Temmuz ayında İran vatandaşları Türkiye’den 540 konut satın aldı. İran’ı sırasıyla, 388 konut ile Irak, 154 konut ile Rusya Federasyonu, 149 konut ile Afganistan ve 143 konut ile Almanya izledi.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, muhalefetin ısrarla yeniden yapılmasını istediği seçimlerin, yeni anayasanın kabulünden sonra yapılabileceğini belirtti.
Başkentteki bir fabrikanın personeliyle görüşmesi sırasında konuşan Lukaşenko, seçimlerin yenilenmesi yönündeki çağrılara yanıt verdi ve şunları söyledi:
Sizin de istediğiniz gibi ve alternatif isteyenlerin bile karşı çıkmadığı gibi öncelikle yeni anayasayı kabul etmeliyiz. Anayasa referandumla kabul edilmeli, zira önceki anayasa referandumla kabul edildi. Eğer isterseniz, yeni anayasaya göre hem parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerini hem de yerel seçimleri yapabiliriz.
200 bin kişi protesto etti
Lukaşenko, bugün gerçekleştirdiği bir başka fabrika ziyaretinde ise baskılara boyun eğmeyeceğini ve yeniden seçim yapılmayacağını söylemişti.
Aleksandr Lukaşenko’nun geçen hafta cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından başlayan gösteriler bir haftadır devam ediyor. Dün Belarus’un başkenti Minsk’te yapılan gösterilere 200 bin kişi katıldı, polisin müdahale etmediği gösteri olaysız sona erdi.
Dünya üzerinde şu ana dek güvenilir araçlarla ölçülen en yüksek sıcaklık, 54,4 derece olarak Kaliforniya‘daki Death Valley Ulusal Parkı’nda yer alan Furnace Creek Köyü‘nde kayıtlara geçti.
Söz konusu veri, ABD Ulusal Hava Durumu Servisi (NWS) tarafından teyit edilecek. NWS Las Vegas taraftan yapılan açıklamada, “Eğer doğrulanırsa bu Temmuz 1913’ten bu yana dünyanın küresel olarak gördüğü en yüksek sıcaklık olarak tarihe geçecek” denildi.
BBC‘nin aktardığına göre, ölçüm, ABD’nin batı kıyılarını etkisi altına alan sıcak hava dalgası sırasında yapıldı.
Yüzyıl önce de rekor kırılmış, ancak onaylanmamıştı
Dünya Meteroloji Örgütü‘nün (WMO) belirttiğine göre şu anda onaylanan rekor 2013 yılında yaşanan 54 derece sıcaklıkla yine Death Walley Ulusal Parkı’nda bulunuyor. Yaklaşık yüzyıl önce, 10 Temmuz 1913’te de ulusal parkta sıcaklık 56,6 derece olarak kaydedilmiş, ancak bazı hava durumu uzmanları kaydedilen sıcaklığın farklı etkenler dikkate alınmadığı için hatalı okunduğunu belirtmişti.
Metoroloji tarihçisi Christopher Burt de yaptığı analizde Death Valley’deki 1913’teki okumanın bölgenin verileriyle uyuşmadığını öne sürmüştü.
Ülkedeki sıcak dalgasının bu hafta da etkisini artırarak sürdürmesi bekleniyor. Arizona’nın güney batısından Washington’un kuzey batısına kadar etkili olan aşırı sıcakların pazartesi ve salı günleri zirve yapacağı ve 10 gün içinde sonra kademeli olarak düşeceğini belirtiliyor.
Sıcak hava yüzünden bir elektrik santralinde arıza çıkması nedeniyle, Kaliforniya’da iki gündür elektrik kesintileri yaşanıyor.
Frenado oluştu
Öte yandan, Kaliforniya’da sıcaklıkların aşırı yükselmesine bağlı olarak Cumartesi günü Lssen Beldesi’nde bir alev hortumu (firenado) gözlendi. Bunun üzerine eyalette 3. Derece acil durum ilan edildi.
ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri’nden (CDC) konuyla ilgili yapılan açıklamada, sıcak havanın diğer iklim olaylarından çok daha fazla kişinin ölümüne yol açtığı belirtilerek vatandaşlardan önlem alması istendi. Kuruluştan yapılan açıklamada, aşırı sıcaklıkların kalk krizine, dehidrasyona ve vücut yanıklarına sebep olabileceği belirtildi.
Diğer taraftan yetkililer, sıcak hava dalgası nedeniyle eyaletin altyapısında meydana gelebilecek zarardan da endişe duyuyor. Sıcak hava nedeniyle uçakların inişinde sorunlar yaşanabileceği, yolların eriyebileceği ifade edilirken, bazı tarım alanların yok olabileceği aktarıldı.
İklim krizi, sıcak hava dalgalarının sayısı ve şiddetini artırıyor
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) 6.000’in üzerinde bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı 1.5ºC Küresel Isınma Özel Raporu küresel çapta meydana gelen sıcaklık artışlarının insanların eylemlerine bağlı sera gazı emisyonlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi tarafından yapılan bir araştırmada 1971 ile 2016 yılları arasında sıcak dalgası sayısının arttığı ortaya konuluyor.
2013 ile 2098 yılları arasında sıcak dalgası yaşanacak gün sayısına dair tahminlerde bulunulan araştırmada sera gazı emisyonlarının orta derecede azaltıldığı senaryoda yılda ortalama 42 gün (20-110 gün arasında) artış gözlemleneceği belirtiliyor.
İklim krizine yol açan sera gazı emisyonlarının şu anda olduğu gibi artarak devam ettiği senaryoda ise yılda ortalama 78 gün (27-2014 gün arasında) artması bekleniyor.
Türkiye’de yer alan ormanlar yangın alarmı vermeye devam ediyor. Bugün içerisinde Bursa’nın Nilüfer ilçesinde ve İstanbul’da yer alan Aydos Ormanı’nda yangın çıktı.
İki yangın da ekiplerin müdahalesinin ardından kontrol altına alındı ancak arkasında büyük miktarda zarar görmüş ormanlık araziyi bıraktı.
Bursa’da yangın villalara sıçradı
Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yer alan Demirci Mahallesi’nde saat 13.30’da çıkan yangın rüzgarın ani yön değiştirmesiyle çevresindeki villalara sıçradı.
Demirci ve Dağyenice mahalleleri arasındaki çamlık alanda çıkan yangına havadan 5 helikopter, karadan ise 30’dan fazla ekip müdahale etti. Yaklaşık 10 hektar alana zarar veren alevler, saat 16.40 itibariyle kontrol altına alındı.
Fotoğraf: AA
Bir itfaiye memuru yaralandı, bir kişi gözaltına alındı
Müdahale sırasında Talha Özçelik adlı itfaiye eri düşerek yaralandı. Yaralı itfaiye memuru hastaneye kaldırıldı. Ekiplerin bölgedeki soğutma çalışmaları sürüyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de yangınla ilgili, “Bursa’daki yangın kontrol altına alındı. Soğutma çalışması sürüyor” açıklaması yaptı.
Bursa Valiliği tarafından yapılan açıklamada “Meydana gelen orman yangınının madde bağımlısı V.O tarafından çıkarıldığı tespit edilmiş olup ilgili şahsın örgütsel kaydının olmadığı tespit edilmiştir. Şahıs gözaltına alınarak hakkında adli işlem başlatılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Daha önce de çıkan yangınlar sebebiyle gündeme gelen Aydos Ormanı bir kez daha alevlere teslim oldu. Kartal ilçesi sınırları içerisinde kalan ormanlık alanda çıkan yangına kısa süre içerisinde Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı arazözler ve itfaiye ekipleri müdahale etti.
AA’nın aktardığına göre helikopterler tarafından da havadan müdahale edilen yangını söndürmek için bölgedeki vatandaşlar da seferber oldu. Kontrol altına alınan yangının soğutma çalışmaları devam ediyor.
Ormanda daha önce de Temmuz ve Ağustos aylarında yangın çıkmıştı. Son olarak 5 Ağustos tarihinde çıkan yangında bir saat içerisinde 1.6 hektar orman zarar görmüştü.
“Çoklu baro” düzenlemesi olarak anılan, 7249 Sayılı “Avukatlık Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında, İstanbul 2 Nolu Baro‘nun kurulması için Türkiye Barolar Birliği‘ne müracaat yapıldı. Yeni baroya üye olunması için elektronik imza sürecine de başlanıldı.
Yeni baronun kurucu üyeleri olan ve aralarında Şengül Karslı, Necati Ceylan, Niyazi Paksoy ve Cavit Tatlı’nın da bulunduğu çok sayıda avukat, İstanbul Cevizlibağ’daki bir otelde düzenledikleri basın toplantısıyla kararlarını açıkladı.
Burada konuşan Şengül Karslı, Kurucular Kurulu olarak müracaatlarını yaptıklarını ve elektronik ortamda oy kullanabilmek için Ulusal Hukuk Ağı Projesi (UHAP) kapsamında oy kullanma sürecinin bugün itibariyle başladığını duyurdu.
Çoklu baro düzenlemesi, baro başkanları ve avukatların büyük tepkisine ve günlerce süren eylemlerine rağmen 11 temmuz 2020’de Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kabul edilmiş ve 20 Temmuz’da 7249 Sayılı Kanun ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklik yürürlüğe girmişti. Anayasa Mahkemesi CHP’nin yaptığı iptal başvurularını reddetmişti.
Avukat Ceylan: Baro özgürleştirilmiştir
Kurucular Kurulu üyelerinden Avukat Necati Ceylan İstanbul Barosu’nda yıllardır yapılan seçimlerde seçilme hakları bakımından sistemin getirdiği temsil edilemezlik çıkmazının bu yasayla aşıldığını söyledi. Ceylan şöyle konuştu:
“Baro özgürleştirilmiştir. Kuruluşumuz yenidir. Kuruluşumuzun özünü temsil eden insan hak ve adalet kavramlarının tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan olduğu her yerde haklar, hakların olduğu her yerde ihlaller, ihlallerin olduğu her yerde adalet arayışı hep var olmuştur. Adalet mülkün temelidir diyen eşsiz bir medeniyetin mensupları olmak iftihar vesilemizdir”
2 Nolu baronun hukukun üstünlüğünü esas alan ilkelerin hakim olduğu bir baro olacağını belirten Ceylan, kendileri gibi düşünen meslektaşlarını yeni kurdukları baroya davet etti.
2 bin imza tamamlanınca genel kurula gidilecek
Kurucu üyelerden Avukat Niyazi Paksoy da şu bilgileri verdi.
“Baromuzun ismi var olan barodan sonra muhtemelen 2 Nolu Baro olacaktır. Mevcut şu anki Barolar Birliği’nin düzenlenmesi kapsamında olması gereken bu olarak düşünülüyor. Şu andan itibaren Barolar Birliği’ne müracaatımız gerçekleştirildi. UHAP üzerinden müracatımız kabul edilerek elektronik imza sürecimize başlanmıştır. Elektronik imza sürecinde 2 bin imzamızın bir iki gün içinde tamamlanmasını takiben Barolar Birliğinin vereceği yetkiyle birlikte Kurucular Kurulu olarak bizler baromuzun kuruluşunun ve organlarının seçilmesi için genel kurula gideceğiz. Çok kısa süre içerisinde baromuzu kuracağız”
Meslektaşlarına umut olmak istediklerini ifada eden kurucu üyelerden avukat Cavit Tatlı ise “Meslektaşlarımızın sorunlarının çözümüne katkı vermek istiyoruz. Kimse ile yarış ve kavga içerisinde değiliz. Kendi seçtiğimiz yolda hukuk devleti ilkelerine bağlı olarak, hukukun üstünlüğüne inanan avukatlar olarak meslektaşlarımızın sorunları için bir araya gelen meslektaşlarımızla inşallah daha güzel günler için yeni bir baro kuracağız. İstanbul 2 Nolu baro hayırlı uğurlu olsun inşallah” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımda Kanal İstanbul’un yapılması halinde kentin su kaynaklarının üçte birinin yok olacağını ifade etti ve şöyle yazdı:
Kanal İstanbul bu işten ihale alacak malum şirketler için rüya gibi bir proje.
Yapılırsa şehrimiz su kaynaklarının %29’unu kaybedecek, Sazlıdere Barajı yok olacak, Terkos Gölü‘ne tuzlu su karışma riski açığa çıkacak, yeraltı su kaynakları yok olacak.
İmamoğlu’nun paylaşımında ayrıca Kanal İstanbul’un İstanbul halkına maliyetini anlatan bir video da yer aldı.
‘Terkos Gölü’ne tuzlu su karışabilir’
“Kanal İstanbul bazıları için rüya gibi bir proje, mesela bu işten ihale alacak şirketler için…” ifadeleriyle açılan videoda Kanal İstanbul projesinin gerçeklemesi halinde İstanbul’un su deposu Terkos Gölü’ne tuzlu su karışma riskinin doğacağı, 20 km’lik su toplama havzası ve Sazlıdere Barajı’nın devreden çıkacağı, İstanbul’un su ihtiyacının yüzde 29’unu karşılayan kaynaklardan yoksun kalacağı ifade ediliyor ve yeraltı su kaynaklarını büyük riskler beklediği belirtiliyor.
Kanal İstanbul bu işten ihale alacak malum şirketler için rüya gibi bir proje.
Yapılırsa şehrimiz su kaynaklarının %29'unu kaybedecek, Sazlıdere Barajı yok olacak, Terkos Gölü'ne tuzlu su karışma riski açığa çıkacak, yeraltı su kaynakları yok olacak.#YaKanalYaİstanbulpic.twitter.com/d7TMwGwe1l
Japonya‘nın başkenti Tokyo‘da Sosyal Refah ve Kamu Sağlığı Bürosu yüksek sıcaklıklarda hayatını kaybedenlere ilişkin verileri güncelledi. Japonya kamu yayıncısı NHK’nın haberine göre, son bir haftada yaşları 50 ila 90 arasında bulunan 27 kişi sıcak çarpması sebebiyle öldü.
Ölümlerin yüzde 70’inin 70 yaş üzeri olduğu, 26’sının ev içinde meydana geldiği, ölenlerin 23’ünün havalandırma cihazının bulunmadığı ya da kullanmadığı kaydedildi.
Bir ayda 53 ölüm
Bu ay sıcak çarpmasından hayatını kaybedenlerin sayısının 53’e çıktığı kentte sağlık uzmanları, havalandırma cihazlarını devamlı kullanmayı ve sıklıkla su tüketmeyi tavsiye ediyor.
Ağustos başından beri Tokyo’da hava sıcaklığı 32 ila 37 derece arasında seyrediyor.
Sebep iklim krizi
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) 6.000’in üzerinde bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı 1.5ºC Küresel Isınma Özel Raporu küresel çapta meydana gelen sıcaklık artışlarının insanların eylemlerine bağlı sera gazı emisyonlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.
Dünyanın, sanayi öncesi döneme göre ortalama sıcaklığında, küresel ısınma yüzünden 1 derecelik bir artış gözlemleniyor. Son birkaç yazdır görülen sıcak hava dalgalarının bu artış olmadan mümkün olamayacağını ortaya koyan çalışmalara göre, küresel ısınma 1,5 derece sınırını geçerse bu tür kavurucu sıcakların gerçekleşme ihtimalinin 2-3 yılda bire inecek. 2 derecelik bir artışta ise her sene gözlemlenebilecek.
Sıcak hava dalgasının sayısı ve şiddeti artıyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi tarafından yapılan bir araştırmada 1971 ile 2016 yılları arasında sıcak dalgası sayısının arttığı ortaya konuluyor.
2013 ile 2098 yılları arasında sıcak dalgası yaşanacak gün sayısına dair tahminlerde bulunulan araştırmada sera gazı emisyonlarının orta derecede azaltıldığı senaryoda yılda ortalama 42 gün (20-110 gün arasında) artış gözlemleneceği belirtiliyor.
İklim krizine yol açan sera gazı emisyonlarının şu anda olduğu gibi artarak devam ettiği senaryoda ise yılda ortalama 78 gün (27-2014 gün arasında) artması bekleniyor.
Van Gölü çevresinde her geçen gün artan ve önlem alınamaz hale gelen kirliliği arttıracak yeni bir tesis inşa ediliyor. Van Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan çöp aktarma tesisi, Van Gölü için yeni bir tehdit niteliğinde. Muradiye İlçesi Karahan Mahallesinde yapımı devam eden tesis, Erciş, Muradiye ve Çaldıran ilçelerinin çöp toplama noktası olacak. Van Gölü’ne sıfır denilebilecek bir noktada yapılan çöp toplama merkezinin çevresinde tarımsal alanların yanı sıra yerleşim alanları da bulunuyor.
ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, mevzuata göre, akarsuların, denizlerin, meraların, tarımsal aynı zamanda yerleşim alanların olduğu yerlerde çöp toplama ve arıtma tesislerinin olmaması gerektiğine dikkat çekti. Kalçık şunları söyledi: “Van Gölü kıyısının hemen yanında yapılan Çöp Aktarma Tesisi, yönetmeliğe yüzde yüz aykırıdır. Tesisinin yapıldığı bölgede hem BendimahiÇayı hem de Van Denizi var. Aynı zamanda aynı bölgede yerleşim alanları ve tarımsal araziler bulunuyor. Alanın mera bölgesi olması sebebiyle yoğun olarak hayvancılık da yapılıyor.”
Vatanı ve bayrağı sevmenin vatan toprağı, aynı zamanda vatan doğasını sevmekle özdeş olduğunu ifade eden Kalçık, Van Gölü’nü kirletmenin ve doğal güzellikleri tahrip etmenin vatana ihanetle eş anlamlı olduğunu kaydetti:
“Hal böyleyken, bu ülkeyi aynı zamanda ili yönetenler kendi koydukları ve belirledikleri kanunlara aykırı davranmaktadır. Kâr hırsı maalesef talanı kaçınılmaz kılıyor. Söz konusu çöp toplama alanı, hem teknik bakımdan hem de yerleşim alanına yapılmış olması nedeniyle çok ciddi bir yanlıştır. Bendimahi Deresi ve Van Gölü bölgesinin su kaynağıdır. Bu yanlıştan dönülmemesi durumunda bizler ÇEVDER olarak gerekli adli işlemler başlatarak durumun takipçisi olacağız”
Kayyım, AKP’li vekili de dikkate almıyor
Konu ile ilgili görüştüğümüz çevre sakini, aynı zamanda AKP Van Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi Cibri Özbekçi, çöp aktarma tesisinin yapımı öncesi kendilerinden hiçbir şekilde görüş alınmadığına dikkat çekti. Seçmenleriyle yüz yüze gelmekten kaçındığını anlatan Özbekçi, “Bu bölge AK Parti’nin yoğun oy aldığı bir bölge. Maalesef bir seçilmiş olarak maruz kaldığımız bu soruna karşı etkili olamıyorum” dedi. Özbekçi şöyle konuştu:
” Van büyük Şehir Belediyesi’ne kayyım atandıktan sonra AK Partili meclis üyelerinin görüş ve önerileri dikkate alınmıyor. Birkaç kez ilgili yetkililerle yaptığım görüşmede, ’tesis bittikten sonra çöp toplanmaya başladığında koku gelirse başka yere taşırız’ şeklinde cevap aldık. Ancak mesele sadece çöp kokusunun yayılıp yayılmama meselesi değil. İnsanlarımız tesisin hemen yanında olan arazilerinde ekin ekiyor, hayvanlar otluyor ve deniz kirleniyor. Tepkilerimizi her fırsatta dile getirmemize rağmen, benim bölgemle ilgili alınan kararlarda görüşlerim ve fikirlerim dikkate alınmıyor” dedi.
Suç duyurusunda bulunulacak
Çöp toplama tesisinin yapıldığı alan Karahan, Keçikıran ve Alkasnak mahallelerinin yakınında, Van-Ağrı karayolunun hemen kenarında bulunuyor.
Alkasnak (Sor) mahalle muhtarı Muhlis Tekin, yapılan tesisin yer seçiminin yanlış olduğunu ifade ederek, bu tür tesislerin yer tespitleri yapılmadan fizibilite çalışmaları yapılması gerektiğine dikkat çekti. Şu ana kadar hiç kimsenin kendileriyle görüşmediğini, yapının bir gecekondu mantığıyla inşa edildiğini anlatan Tekin kararı verenin devlet yetkilileri olduğuna vurgu yaptı: “Devlet hiçbir şekilde vatandaşının sağlığını, malını aynı zamanda hayatını tehlikeye atacak kararlar almaz. Bu tür durumlar için mevzuatlar hazırlar. Görünen o ki, yapılan yapının mevzuatla alakası yok.”
Çöp aktarma tesisinin yaşamlarını olumsuz etkileyeceği bilinmesine rağmen ısrar edilmesine anlam veremediğini ifade eden Keçikıran Mahalle Muhtarı Yasin Bahram de tesisin yapılmasın akarşı olmadıklarını ancak yerinin yanlış seçildiğini kaydetti:“Elbette kamu yararına faydalı bir tesistir. Fakat yapıldığı konum ve yer doğru bir yer değildir. Birileri bizi cezalandırmak istiyor gibi, burnumuzun dibinde yapılmasına anlam veremiyoruz. Bize sorsaydılar, mahallemizin yukarı kısımlarında kendi arazilerimizi verecektik. Görüşümüze başvurmadan bu tesisi yapmaları ilgili yasalara da mevzuata da aykırıdır. Hazırlıklarımızı yaptık en kısa sure içinde suç duyurusunda bulunacağız”
Mevzuat ne diyor?
26/03/2010 tarih ve 27533 sayılı Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik’in ilgili maddesine göre düzenli depolama tesisi kurmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, öncelikle kuracakları tesisin bu yönetmelik ve diğer hukuki ve teknik düzenlemelerde istenen şartları sağlamak zorunda olduğunu belirtiyor. Yönetmeliğe göre, düzenli depolama tesis sınırlarının yerleşim birimlerine uzaklığı en az bir kilometre, 1’nci sınıf ve 2’nci sınıf düzenli depolama tesisleri için ise en az iki yüz elli(250 m) metre olmak zorunda.
Ayrıca böyle bir tesis için yer seçerken, bunun hava ulaşım güvenliğini etkileyip etkilemediği, orman alanları, ağaçlandırma alanları, yaban hayatı ve bitki örtüsünün korunması gibi özel amaçlarla koruma altına alınmış alanlara uzaklığı, bölgede bulunan yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve koruma havzalarının durumu, yeraltı su seviyesi ve yeraltı suyu akış yönleri, sahanın topografik, jeolojik, jeomorfolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik durumu, taşkın, heyelan, çığ, erozyon ve yüksek deprem riski, hâkim rüzgâr yönü ve yağış durumu, doğal veya kültürel miras durumu dikkate alınmalı.
Mevzuatta yer alan maddelere rağmen, Van Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Birimi tarafından ihalesi yapılıp inşasına devam edilen tesis için bu koşullara uyulmadığı görülüyor. Gölün hemen kıyısında bulunan flamingolar ile farklı türdeki göçmen kuşların tesisten nasıl etkileneceği ise bilinmiyor.