Ana Sayfa Blog Sayfa 1778

BM: Gezegen endüstri öncesine kıyasla 3 derece ısınma yolunda

Birleşmiş Milletler Çevre Programı‘ndan (UNEP) yapılan açıklamada, dünyanın 3 dereceden fazla ısınmaya doğru gittiği uyarısında bulunuldu.

Ülkelerin, Paris İklim Anlaşması’nda verilen sözleri yerine getirmesi durumunda ısı artışının 2 derece seviyesinde tutulabileceği belirtilen açıklamada, bunun için iklim odaklı çevre yatırımlarının artırılması gerektiği kaydedildi.

Pandemide emisyonlar yüzde 7 düştü

Açıklamada bu yıl Covid-19 salgını dolayısıyla seyahat ve sanayi faaliyetleri ile enerji üretiminin azalması sonucu karbon salımının yüzde 7 düşeceği tahmininde bulunuldu.

AA’nın aktardığına göre karantina tedbirleri sonucunda ortaya çıkan daha az emisyon salımı durumunun devam etmesi durumunda ise 2030 yılında kadar emisyonların yüzde 25 azalabileceği belirtildi. Bu durumun 2050 yılına kadar devam etmesi halinde ise sıcaklık binde 1 derece düşebilecek.

Yeşil iyileşme çözüm olabilir

Açıklamada UNEP İcra Direktörü Inger Andersen’in “2020 yılı rekor seviyedeki en sıcak yıllardan biri olurken kontrol altına alınmayan yangınlar, fırtınalar ve kuraklıklar ortalığı kasıp kavurmaya devam ediyor” ifadesine yer verildi.

Andersen ayrıca, UNEP’in Emisyon Açığı raporunun, yeşil iyileşmenin, sera gazı emisyonlarından azaltılmasında büyük bir pay alabileceğini ve iklim değişikliğinin yavaşlamasına yardımcı olabileceğini gösterdiğini belirtti.

Geçen hafta yayınlanan Üretim Açığı raporunda ise, ülkelerin fosil yakıt planlarının olması gerekenden çok daha fazla olduğu gözler önüne serilmişti. Bu rapora göre eğer mevcut fosil yakıt planları hayata geçerse, 2030 yılında, 1.5°C hedefi için gerekli olan miktardan yüzde 120 daha fazla fosil yakıt üretimi yapılacak.

BioNTech ve Pfizer’in aşı belgeleri siber saldırı sonucu ele geçirildi

BioNTech ve Pfizer firmaları, Avrupa İlaç Dairesi‘ne (EMA) yapılan siber saldırı sonucu geliştirdikleri koronavirüs aşısıyla ilgili belgelere yasa dışı giriş yapıldığını açıkladı.

Firmalar, EMA’nın olayın aşının onay sürecini etkilemeyeceği yönünde kendilerine güvence verildiğini aktardı. Pfizer ve BionNTech, EMA’dan siber saldırı hakkında daha fazla bilgi bekliyor. Ancak, saldırıyı kimin gerçekleştirdiği, sorumluları, başka hangi bilgilerin tehlikede olduğuna dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı.

DW Türkçe‘nin haberine göre, Avrupa İlaç Dairesi’nden yapılan açıklamada olayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtildi. Saldırı, EMA Başkanı Emer Cooke‘un Avrupa Parlamentosu‘na aşının onay süreciyle ilgili bilgi vermesinden bir gün önce oldu.

Aşılarla ilgili karar en geç 29 Aralık’ta açıklanacak

BioNTech ve Pfizer, geliştirdikleri aşıya ruhsat alabilmek için 30 Kasım tarihinde Avrupa Birliği‘nde (AB) ilaç, aşıların değerlendirilmesi ve onaylanmasından sorumlu olan EMA’ya başvurdu. EMA, BioNTech ve Pfizer’in aşısıyla ilgili kararını en geç 29 Aralık tarihinde, Amerika menşeli biyoteknoloji şirketi Moderna‘nın geliştirdiği aşı için ise kararını 12 Ocak’ta vereceğini açıklamıştı.

Siber saldırılarda artış yaşanıyor

Koronavirüs salgını sırasında sağlık sektörüne yönelik siber saldırılarda ciddi artışlar yaşanıyor.

Birleşik Krallık, geçtiğimiz temmuz ayında Kremlin ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği hackerları, aşıyla ilgili araştırma yapan laboratuvarlara saldırmakla suçladı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli gazete Wall Street Journal, aşı geliştiren Johnson & Johnson, Novavax, AstraZeneca şirketlerinin ve Güney Kore’deki bazı laboratuvarların siber saldırıya uğradığını açıklamıştı.

İspanyol El Pais gazetesi, eylül ayında ülkedeki bazı laboratuvarların Çinli siber suçluların saldırısına uğradığını yazmıştı.

ABD merkezli dünyanın en büyük bilişim teknolojisi şirketi olan IBM, geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada, aşının dağıtımına yönelik çalışan şirketlere büyük ihtimalle bazı devletlerin de desteklediği bir dizi saldırıyı ortaya çıkardığını açıklamıştı.

Fransa’da Bakanlar Kurulu ‘İslamcı Ayrımcılıkla Mücadele’ yasasını onayladı

Fransa‘da İslam ve Müslümanları hedef aldığı gerekçesiyle eleştirilen “İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele” yasa tasarısı Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı.

Yasa tasarısı 2 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından sunulmuştu. Bakanlar Kurulu’nun onayının ardından tasarı, 2021 yılında parlamentonun oyuna sunulacak.

İslami radikalizmle mücadele için araçlar sağlamayı amaçlayan yasa, ülkede yaşayan Müslüman toplumu hedef aldığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Eleştirilere cevap veren Başbakan Jean Castex, “Bu yasa dinlere karşı bir yasa değil, özellikle Müslüman dinine karşı bir yasa değil. Dini fanatizm ile mücadele ve kurtuluş yasasıdır” ifadelerini kullandı.

Uzun süredir gündemde

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre yasa ekim ayında Fransız öğretmen Samuel Paty‘nin başının kesilerek öldürülmesi sonrasında, “İslamcı ayrımcılıkla mücadele” yasası yoğun bir şekilde gündeme otursa da, yasanın hazırlıkları bir kaç yıl öncesine dayanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2017’de Elysee Sarayı‘ndaki ilk günlerinde, ülkede laiklik ilkesinin İslam dini ile ilişkisini yeniden organize edecek bir yasa projesinden bahsetmişti.

Fotoğraf: AA

Evde eğitim almaya yasak

Tasarı, 3 yaşından itibaren tüm çocukların, çocuğun veya ailesinin durumuyla ilgili belirli sebepler dışında, evde eğitim almamasını öngörüyor. Ailelerin çocuklarına evden eğitim vermek için yetkili kurumlardan izin alması gerekecek.

Yasa metni ayrıca kontrat dışı okullarda “sapma” tespit edilmesi durumunda idari kapatma seçeneğini sunuyor. Bunların yanı sıra okul çağındaki her çocuğa bir ulusal okul numarası atanması planlanıyor. Böylece kontrat dışı veya evden eğitim alan öğrencilerin de bir numarası olacak ve devlet tarafından takibi kolaylaştırılacak.

İfşaya para cezası

Bunlara ek olarak, bir kişinin hayatını tehlikeye atmak amacıyla, kimliği belirlenebileceği şekilde özel, aile veya profesyonel yaşamı hakkında bilgi yaymaya 3 yıl hapis, 45 bin euro para cezası öngörülüyor.

Kasım ayı ortalarında yayınlanan bir ön metne göre, “mağdurun kamu otoritesine sahip olması veya bir kamu hizmeti görevinde bulunması” halinde ceza ağırlaştırılacak.

İbadethaneye yurtdışı fonlarına denetim

Hükümet, yasa onaylanırsa ibadethane projelerine gelen yurtdışı fonları üzerindeki denetimini artıracak. Fransa’daki camilerin çoğunluğu 1901 yasası tarafından öngörülen dernek rejimine bağlı.

Buna göre, 10 bin euroyu aşan yabancı maddi destekler kaynak beyanına tabi olacak. Ayrıca, dernek yurtdışından avantaj veya kaynak sağladığında kanuni denetçi tarafından yıllık hesapları denetlenecek.

Kişilerin ırkları, etnik kökenleri, dini inançları, cinsel yönelimleri veya cinsiyetleri nedeniyle hedef alan ibadet yerleri geçici olarak kapatılacak.

Dernekler daha kolay feshedilecek

Devletten maddi destek alan dernekler artık cumhuriyet ilkelerine ve değerlerine saygı gösterme taahhüdüne tabi olacak. Derneklerin bu sözleşmeyi ihlal ettikleri tespit edilirse, aldıkları parayı geri vermek zorunda kalacaklar.

Cinsiyet eşitliğinden sorumlu devlet bakanı Marlene Schiappa, söz konusu tedbirin “Cumhuriyet düşmanlarına bir euro kamu parası verilmemesini” sağlama amaçlı olduğunu söyledi.

Ayrıca bir derneğin feshedilme gerekçeleri de genişletildi. Bir derneğin üyeleri tarafından işlenen ve bu derneğin faaliyetleriyle doğrudan bağlantılı eylemleri isnat etmek mümkün olacak.

Fotoğraf: Shutterstock

Zorla evliliklere karşı mücadele

Yasada kadınlara yönelik maddeler de bulunuyor. Buna göre sağlık çalışanlarının “bekaret sertifikaları” vermelerinin yasaklanması isteniyor. Ayrıca, STK’lar artık bir kadının zorla evlendirildiğine dair güçlü şüpheleri olduğunda doğrudan yerel yetkililerle iletişime geçebilecek.

Zoraki evliliklerle mücadele konusunda nüfus dairesi görevlisi, evlilik kararının özgür biçimde alınmadığı şüphesi olduğunda müstakbel eşlerle ayrı ayrı görüşme sağlayabilecek ve şüpheler doğrultusunda savcılığa başvurulacak.

Çok eşlilere oturum izni yok

Fransa’da çok eşli şekilde yaşayan yabancılara oturum izni verilmeyecek. Çok eşli kişilerin de oturum izni iptal edilebilecek.

Bakan Schiappa, söz konusu yasanın, birden çok sevgiliye sahip olan kişileri (poliamori) kapsamadığını, sadece çok eşli evlilikleri ilgilendirdiğini ifade etti.

Laiklik ilkesi güçlendirilecek

Devleti temsil eden, bir devlet hizmeti sunan sözleşmeli özel şirketler de dahil olmak üzere herhangi bir kişi veya kuruluşlar “laiklik ilkelerine ve kamu hizmetinin tarafsızlığını” sağlamak zorunda olacak.

Mesela halka açık yüzme havuzların artık dini gerekçelerle kadınlar ve erkekler için ayrı sürelere sahip olmaları yasaklanacak . Kamu hizmeti yapan görevlilere yönelik tehdit, şiddet veya sindirme suçlarına ceza verilecek.

İçişleri Bakanlığı’ndan olta balıkçılığı genelgesi

İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine olta balıkçılığına ilişkin yeni kuralların belirlendiği  “Olta Balıkçılığına Yönelik Tedbirler” konulu genelge gönderdi.

Genelgeye göre, sahil bantlarında olta balıkçılığı faaliyetinde bulunan kişiler arasında en az üç metre mesafe bırakılacak; alan sorumlusu zabıta personeli, kişilerin sadece belirlenmiş alanlar içerisinde olta balıkçılığı yapmalarını sağlayacak.

Son dönemde koronavirüs salgınının yayılışında artış gözlendiği belirtilen genelgede sahil bantlarında olta balıkçılığı faaliyetinde bulunan kişiler arasında en az üç metre mesafe bırakılacağı söylendi.

En az bir zabıta personeli bulunacak

Bu doğrultuda gerekli yer işaretlemeleri (boya, yapışkan yer etiketi vb.) ilgili mahalli idare birimince ivedilikle yapılacak. Belediyelerce olta balıkçılığı faaliyeti icra edilen her bir alan için zabıta personeli, alan sorumlusu olarak belirlenecek.

Alan sorumlusu zabıta personeli, kişilerin sadece belirlenmiş alanlar içerisinde olta balıkçılığı yapmalarını sağlayacak. Belediyelerce olta balıkçılığı faaliyeti icra edilen her bir alan için en az bir zabıta personeli, alan sorumlusu olarak belirlenecek.

Uymayanlara adli işlem

Alan sorumlusu olarak belirlenen zabıta personelince; kişilerin sadece belirlenmiş alanlar içerisinde olta balıkçılığı yapmaları sağlanacak. Bu alanlarda maskesiz bulunmasına ve sigara içilmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek. Bu hususlarla ilgili uyarı ve ikazlarla bulunulacak. Uyarı ve ikazlara uymayan kişilere denetim ekipleri marifetiyle yaptırım uygulanacak.

Amatör ve sportif amaçlı olta balıkçılığı yapılan sahil bantlarının denetim ekipleri marifetiyle düzenli şekilde denetlenecek. Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek. Konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.

Facebook’a ‘tekelcilik’ suçlamasıyla iki ayrı dava açıldı

ABD‘de 46 eyalet ve ABD Federal Ticaret Komisyonu, ‘tekelcilik ve rekabeti imkansız hale getirmekle’ suçladığı sosyal medya devi Facebook‘a iki dava açtı.

Davalarda, Facebook, ”dijital pazardaki hakimiyetini kötüye kullanmak, tekelcilik ve rekabeti imkansız hale getirmek” ile suçlandı.

Bölünmesi talep ediliyor

New York Başsavcılığının diğer eyaletlerle Facebook’a karşı 14 ay önce başlattığı soruşturmanın ardından açılan davada, sosyal medya devinin bölünmesi istendi.

New York Başsavcısı Letitia James ise yaptığı açıklamada, Facebook’u yaklaşık 10 yıldır, pazardaki hakimiyetini ve tekel gücünü kullanarak küçük rakiplerini ezme ve yarış dışı bırakmakla suçladı.

FTC: Yazılımcıların rekabetini engellememeli

ABD Federal Ticaret Komisyonu da rakiplerini satın alarak tekel oluşturduğu gerekçesiyle Facebook’un bölünmesi için ayrı bir dava açtı. FTC’den yapılan açıklamada, Facebook’un rekabete aykırı bir şekilde sosyal ağ tekelini yasa dışı olarak yıllarca sürdürdüğü iddia edildi.

Facebook’un 2012’de Instagram‘ı, 2014’te ise mobil mesajlaşma uygulaması WhatsApp‘ı satın aldığının hatırlatıldığı açıklamada, şirketin yazılım geliştiricilere rekabeti engelleyici koşullarını empoze ettiği kaydedildi.

FTC’nin Instagram ve WhatsApp dahil şirketin varlıklarını elden çıkarılmasını gerektirecek önlemler talep ettiğine işaret edilen açıklamada, Facebook’un yazılım geliştiricilerine rekabete aykırı koşullar empoze etmesini yasaklanmasının ve şirketin gelecekteki birleşme ve devralmalar için önceden bildirim ile onay almasını zorunlu kılınmasının istendiği aktarıldı.

 

[Türkiye’de koronavirüs] Bakan Koca: Vaka sayısında beş kattan fazla, vefatlarda yüzde 55 artış var

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. 

Koca’nın açıklamalarından satır başları özetle şöyle: 

  • Aldığımız tedbirler sayesinde yaz ayları dalgalı bir seyirle nispeten kontrollü yaşanmıştır. Gittikçe artan test kapasitemizin ve izolasyon tedbirlerinin etkisi olmuştur.
  • Yerel imkanları değerlendirme, yerel dinamikleri harekete geçirme, sağlık teşkilatımıza valilerimizin, belediyelerimizin desteğini artırma noktasında önemli adımlar attık.

‘Pozitif vaka sayısı 1.5 milyonu aştı’

  • Dünyada olduğu gibi ülkemizde son birkaç ay içerisinde hızlı bir artışla yüz yüze geldik. Test kapasitemizi artırdık. Bugün test sayımız 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayımız 1 buçuk milyonu aştı. Bunların 550 bini belirgin hastalık geçirdi. 15 bini aşkın insanımızı kayıp verdik.
  • Büyüklerimizin korunmasına yönelik kısıtlamalar, toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirler, maske ve mesafe zorunluluğu, HES kodu aracılığıyla riskli kişi talebi, temaslı taraması ve izolasyonlar gibi bir dizi tedbirleri her geçen gün daha sıkı bir şekilde uyguluyoruz. Bundan önce zirve olan nisan ayına göre günlük vaka sayısında 5 kattan fazla, vefatlarda %55 artış bulunmaktadır.
  • Filyasyon ekiplerimizi artırıyor, personel ve araç yönünden destekliyoruz. Gerekli ek tedbirlerin alınmasını sağlıyoruz.
  • Bu değerlendirmelerimizde karşılaştığımız durumu günlük olarak paylaşıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yük altında olduğunu biliyor, görüyorsunuz. Yoğun bakımlarımızda çok sayıda hastamız yaşam mücadelesi veriyor.
  • Yatan hasta sayımız artmakla birlikte bazı illerimizde bu daha belirgin. Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir.

‘Yoğun bakımlar ciddi yük altında’ 

  • Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu’da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında.
  • İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep‘te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum polikliniklere yansıdı ancak yatan hasta ve yoğun bakım açısında yüksek doluluk oranlarımız devam etmektedir. Daha sıkı kısıtlayıcı tedbirler kaçınılmaz olmuştur.

’50 milyon doz aşı geliyor’

  • Önümüzdeki birkaç gün içinde aşıların teslimatının yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz gelecektir.
  • mRNA aşısı için de görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni bir teknoloji olmakla birlikte kısa dönem sonuçları etkili ve güvenli olarak bildirilmiştir. Bu konudaki görüşmelerimiz ve ısrarımız devam etmektedir.
  • Yaptığımız sözleşme gereği önümüzdeki hafta içinde ilk kısmını teslim almayı düşündüğümüz aşı inaktif virüs aşısıdır.
  • Yerli aşı adaylarımız içinde diğer teknolojiler olan mRna ve vektör aşıları da bulunuyor. İnaktif diye tabir ettiğimiz aşı farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanan aşılarla aynı teknolojiye sahiptir.
  • İncelemelerde aşının güvenilirlik testlerinin olumlu çıkması sonucunda veriler değerlendirilecek ve onay verilecektir. Aşılama bu aşamadan sonra gerçekleşecektir. Aşı 14-20 gün arayla 2 doz olarak uygulanacaktır.

Aşı bedelsiz olacak

  • Aşı kampanyası kapsamında vatandaşlarımıza bedelsiz olarak verilecek ve başta Aile Sağlığı Merkezleri olmak üzere sağlık kuruluşlarımızda yapılacaktır. Aşı yapılan vatandaşlarımız sisteme kaydedilecektir.
  • Bu ay başı itibarıyla başlayan kısıtlayıcı tedbirlerin etkisi yakından takip edilmektedir. Henüz daha başlangıcındayız. Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor.
  • Salgın yönetimini etkin şekilde sürdürmek ve milletçe bu illetten kurtulmak için birlikte hareket etmeliyiz. Siyahi mülahaza veya başka saiklerle salgının yönetimini tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakkı yoktur.
  • Ortak bir savaş içerisindeyiz. Böyle tavırların bu tür çıkar grupları dahil kimseye faydası yoktur. Salgının ilk gününde nerede duruyorsak, tüm vatandaşlarımıza, siyasilerimize, basın mensuplarımıza hiçbir ayrım gözetmeden nasıl yaklaşmışsak bugün de aynı yerden aynı tutumla salgını yönetmeye çalışıyoruz. Sizlerden ricam, kesinlikle salgının siyasi bir alana çekilmesine müsaade etmemenizdir.
  • Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu bu ortamda aslı olmayan iddialara lütfen itibar etmeyelim. Hesaplaşma kaygısı ve güdüsüyle mücadelemize halel getirmeyelim. Mücadele ancak birlikte kazanılır.

İstanbul’da vaka sayısı düşüyor

  • Vaka sayısının arttığı iller Hatay, Mersin, Adana, Antalya, Samsun, Ordu, İzmir. Ankara, İstanbul ve Uşak birçok ilin vaka bazlı aşağı düşmeye başladığını görüyoruz. İstanbul’da vaka sayısının azaldığını ama hastane yükünün arttığını, artış hızının düştüğünü söyleyebilirim.
  • Ankara‘da vaka sayısı düşmeye başladı ama hastane yükü devam ediyor. İzmir‘de artış hızı devam ediyordu, son ik günden bu yana artış hızının düştüğünü ama hastanelerimizdeki yükünün önemli oranda artış içinde olduğunu söylemek istiyorum.
  • Hatay hasta sayısının vaka sayısının ve hastane yükünün arttığı önemli illerimizden birisi. Adana yine vakanın son iki haftadan bu yana önemli oranda arttığı, artış hızının düşmeye başladığı ama sağlık kuruluşlarımızdaki yükünün önemli oranda devam ettiği bir ilimiz.
  • Antalya hasta sayısının arttığı, hastane yükünün de devam ettiği, yoğun bakım doluluk oranının ise %68.5 oranına çıktığı ilimiz. Mersin vaka sayısının son dönemde arttığı, hastane yükünün de önemli oranda devam ettiği bir diğer ilimiz.
  • Ordu hem vaka sayısının artış gösterdiği, son 2 günden bu yana artış hızının azaldığı bir ilimiz. Bu illerimizde, birçok ilimizde olduğu gibi, yoğun bakım yatak kapasitemizi bu dönemde ayrıca önemli oranda da arttığımızı, bazı illerde de ara yoğun bakım sayılarımızı önemli oranda arttırdığımızı söylemek istiyorum. 

24 saatte 217 kişi hayatını kaybetti 

Fahrettin Koca, korona virüsü salgınına ilişkin resmi günlük verileri de açıkladı. Buna göre, Türkiye’de son 24 saatte 204 bin 411 Covid-19 testi yapıldı, 31 bin 712 kişinin testi pozitif çıktı, 217 kişi vefat etti, ağır hasta sayısı 5 bin 901 oldu.

Sağlık Bakanı basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Koca’nın yanıtlarından başlıklar ise şu şekilde: 

Geçmiş dönük tablolar yarından itibaren verilecek

  • Ortalama test çalışma süresini numuneden kabul ve onay dahil olmak üzere dokuz saate kadar indirmiş durumdayız ve test kapasitemizi de ciddi oranda artırdık. Yarından itibaren de geçmişe dönük, 29 Temmuz’dan itibaren tabloda bugüne kadar olan vaka sayılarını da toplu bir şekilde tablo vermiş olacağız.
  • Kitlesel bağışıklamada erken dönemde yoğun aşı yapabilirliğimizin önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok aşıyı geliştiren ülke ve firmalarla irtibatta olmaya devam ettik ama erken dönemde aşının teslim edilebilirliği konusunda çok rahat olmadığını gördük. Teslim sürelerine bakarsanız, erken dönemde bu teslimatların yüksek olmadığını görürsünüz. Bize nisan ayından sonra teslim edilecek aşıya bizim ihtiyacımız yok. Bir de aşıyı güvenilir ve etkin olmasını hedefliyoruz.

‘Sinovac’ta 10 gün içinde ara değerlendirmeyi alacağız’

  • (Sinovac firmasının aşısı) Sinovac aşısı içinse çocukluk aşılarımızı da üretip geliştiren, 10 yıldan fazladır bu aşı üretmeyle ilgilenen, inaktif aşı üretmede de başarısın ortaya koymuş bir firma. Aşı geliştiren firmaların birçoğunun aşı geçmişi olmadığını da bilelim. Biz inaktif aşıyı daha güvenli bulduğumuz için inaktif aşı temin etme çabası içerisinde olduk.
  • Bir hafta 10 gün içerisinde ara değerlendirmesini bileceğiz, şu anda 3 bin 700 kişiye 5 bin civarında doz yapıldı, ciddi bir yan etki olmadı.
  • İstediğimiz kadar aşıyı alamadık. Sinovac dahil olmak üzere birçok aşıyı şu an alabiliriz. Ama şubat-mart ayı içerisinde teslim edilmesi çabası içerisinde olduğumuz için zorlandığımız söylemek istiyorum.

‘Aşı zorunlu olmayacak’ 

  • Aşının doğrusu zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz. Daha çok vatandaşımızı ikna ederek kitlesel aşılamayı yaygın yapma hedefindeyiz. Süreçte vatandaşımıza aşının güvenilirliği ve etkinliği net izah edilirse, ben birçok kimsenin bu noktada farklı yaklaşacağına inanıyorum.
  • Aşı yapılan kişinin HES koduna, e-nabız’a işlemiş olacağız. Aşının yaygın uygulanmasıyla birlikte birçok şirket, kuruluş veya yapı aşı yapılmasını önemseyebilecek.
  • Aşının yaygın yapımla dönemi sonrası uçağa binmek için, otobüse binmek için, ulaşım için istenebilir. Bugünün konusu değil ama yaygın yapıldıktan sonra güvenilirliği daha çok sağlamak için bu istenebilir.
  • Aşıyı biz strateji olarak kimlere ne zaman yapılması gerektiğiyle ilgili Bilim Kurulu daha önce açıklama yapmıştı. Sağlık çalışanlarımızdan başlayacak, 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlar şeklinde ayırmıştık.
  • İnaktif aşıların 2-8 derece arasında korunabilirliği, altyapımız için de bu anlamda müsait olması nedeniyle Türkiye’de birçok ülkeden farklı olarak daha yaygın bu aşıyı yapabileceğimiz söylemek istiyorum.  

‘3-4 gün içinde gelebilir’ 

  • Aşı daha önce 11 Aralık’tan sonra gelecek demiştim. Zannediyorum 3-4 gün içerisinde aşı ülkemize gelebilir. Bütün izinleri alındı. Geldikten sonra da iki hafta halk sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu‘nda iki hafta güvenlik testleri yapıldıktan sonra kullanıma geçilmiş olacak. Ay sonu itibarıyla sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Önümüzdeki günlerde 20 milyon dozun ilk 3 milyonu gelmiş olacak.

’18 yaş altı için düşünülmüyor’ 

  • Hamileler, 18 yaş altı için şu an düşünülmüyor. Ama 18 yaş altı için de Çin’de çalışma devam ediyor. 18 yaş altı için uygulamaların sonuçları haziran ayına kadar çıkmış olacak.
  • Son 4-6 ay içinde hastalığı geçirenlerin aşılamanın dışında tutulması düşünülüyor.
  • (Aşilar önceden gelip bazı kişilere yapıldı iddiasına karşılık) Hangi aşı olursa olsun, Türkiye’ye Halk Sağlığı ve Tıbbi İlaç Kurumu tarafından testleri yapılmadıkça hiç kimseye yapılmasını istemiyoruz ve biz yapmıyoruz. Dolayısıyla incelemeden geçmemiş aşıların kimseye yapılmasını istemiyoruz. Sadece şu dönemde gönüllü olanlara birtakım esaslarla yapılabiliyor. Şu an için bizim bakanlık olarak izin verdiğimiz herhangi bir aşı söz konusu değil.

Yılbaşı gecesi kısıtlama olacak

  • Geçen hafta başı başlayan tedbirlerle birlikte gelecek hafta sonuçları daha net göreceğimizi düşünüyoruz. Şu an görünen bu kısıtlamaların yer yer sonuç verdiği. Tam değerlendirmek için gelecek hafta daha net söylemek mümkün. Yeni bir kısıtlama için erken, gelecek hafta bu konuyla ilgili salgının seyri belirleyecek.
  • Yılbaşıyla ilgili, yılbaşı gecesi dahil olmak üzere kısıtlamaya tabi. Ama gün sayısının artıp artmama durumunu gelecek hafta sonuçların ve salgının seyri belirleyecek.
  • Kitlesel bağışıklamada antikor testi yaparak yapılmasının uygun olmadığını biliyoruz. Kimlere yapılmayacağını belirlemek önemli. 18 yaş altı, gebeler ve muhtemelen son 4-6 ay içerisinde geçirmiş olanlar haricindeki kişilere yapılmasını planlıyoruz.

Ölüm nedenleri tartışması

  • Bizim bugüne kadar, ilk günden itibaren söylediğim, biz PCR’ı pozitif olup hayatını kaybeden ölümleri bildiriyoruz. DSÖ diyor ki, PCR pozitif olanları bildiriyor. Biz de benzer şekilde PCR pozitif olanları bildirmiş oluyoruz. Travma, trafik kazası gelmiş ama PCR’ı pozitif. Bu ölüm nedeni olarak Covid değildir diyor. Primer ölüm nedeni önemlidir.
  • Covid’le mi hayatını kaybetti yoksa Covid kolaylaştıran bir sebep olarak mı devreye girdi? Teknik raporunda bunun Covid olmayacağını belirtiyor. Bu iş teknik bir iş. Bununla ilgili kararı veren, hekimlerimiz. Birincil hekim, birincil takip eden, ayrıca bunun nedenini onaylayan hekim devreye giriyor. Bu kadar teknik bir işi yapan bizim hekimlerimiz. Hekimlerimize güvenmiyor muyuz?

216 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi

  • Bu dönemde sağlık çalışanlarımız büyük yük altındalar. Sağlık çalışanlarımızda toplam vaka sayısı 120 bini geçti. Özellikle bu dönemde toplam çalışanların yüzde 10’unu geçmiş durumda. Testi pozitif olup hayatını kaybeden sağlık çalışan sayımız 216 oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. 

Sosyal medya paylaşımı nedeniyle 80 yaşındaki kadının evi basıldı, hakkında dava açıldı

TBMM Adalet Komisyonu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun‘un, dört maaş alması olayının sosyal medyada da yankı bulması üzerine bir paylaşımda bulunan 80 yaşındaki kadının hakkında dava açıldığını ve evine baskın yapıldığını söyledi.

Milletvekili Emre, TBMM Genel Kurulu‘nda devam eden bütçe görüşmeleri kapsamında birkaç gün önce yaşanıp kendisine iletilen bu soruşturmayı da duyurdu.

‘Dört maaş toplamı 100 bin TL’

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel‘in Fahrettin Altun’un çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından aldığı maaşları kastederek ‘Dört maaşın toplamı 100 bin liraya yakın’ açıklaması sosyal medyada da paylaşılmıştı.

Bunun üzerine birçok vatandaş konuyla ilgili yorum yazdı. O kişilerden biri de İstanbul’da yaşayan 80 yaşındaki E.B isimli bir kadındı. Emre, kadının sadece ‘yeter sömürdüğünüz’ yazdığını belirtti.

Eve polis baskını

Fahrettin Altun’un hakaretten şikayette bulunması üzerine 80 yaşındaki kadının evine polisler geldiğini belirten Zeynel Emre yaşananları şu ifadelerle anlattı:

Polisler eve geliyor, 80 yaşında kadının çocukları diyorlar ki: ‘Ya, bunu adliyeye götürmeyin. Kalıtsal hastalıkları var, Covid salgını var. Hiç olmazsa burada ifade versin.’ ‘Haklısınız.’ diyorlar. ‘Teyze, biz bir savcıya soralım. İzin verirse senin ifadeni burada alalım.’ diyorlar.”

‘Kişiye özel hukuk dediğimiz bu’

Ancak, savcılığın bu duruma izin vermediğini ve kadının adliyeye götürülüp orada ifadesi alındığını belirten Emre, ifadede hakaret olmadığını belirterek şunları söyledi:

Asliye Ceza Mahkemesi’nde savcı hakaretten ceza istiyor, 125’in bütün maddelerinden ceza istiyor. İşte kişiye özel hukuk dediğimiz bu. Bu ifadede bir hakaret yok. Bu parlamentodaki milletvekilleri de şikayetçi olsa, belki orada da dava açmayacaklar ama saray kaynaklı bir kast sistemi oluşmuş ve oradaki herkese, her şeye özel muamele!”

‘Kendi maaşınla yap hayrı’

CHP’li Zeynel Emre, Fahrettin Altun’un aldığı ikinci maaşı hayır işleri için kullandığına dair açıklamasına ise “Efendim, fazladan maaş alıyor, diyor ki ‘Ben hayır yapıyorum.’ Kardeşim kendi maaşınla yap hayrı. Var mı böyle bir şey? Türkiye’de hayır yapacaksa vatandaşımız, buyursun yapsın, herkes kendi maaşıyla yapıyor. Hayır için kime ekstra maaş veriyorlar Türkiye Cumhuriyeti’nde?” cevabını verdi.

‘Bunun’ çözümü var!

Türkiye ve Avrupa Yeşilleri, Yeşil Düşünce Derneği‘nin “‘Bunun’ Çözümü Var: Yaşam ve Gezegen İçin Yeşil Politikalar” başlığı ile 12 Aralık Cumartesi günü düzenlediği 17’nci Yeşil Diyalog’da buluşuyor.

İki oturumdan oluşan buluşmanın ilk oturumu panel ve tartışma formatında gerçekleşecek. Etkinlikte Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Milletvekili Sylwia Spurek, Avrupa Genç Yeşiller Federasyonu Eş Sözcüsü Mina Tolu ve Türkiye Yeşiller Partisi Eşsözcüleri Emine Özkan ile Koray Doğan Urbarlı yer alacak.

Çevrimiçi olarak gerçekleşecek  panelde, popülizme karşı insanların politikleşerek verdiği cevapları ve gündelik yaşama dair politik tutum örnekleri irdelenecek.  Gazeteci Burak Tatari moderatörlüğünde gerçekleşecek oturum sonunda dinleyicilerin soruları ile yeşillerin popülizme verdiği cevaplar aktarılacak.

Yeşil politika güncel sorunlara ne cevap veriyor?

İkinci oturumda ise katılımcıların sorularıyla, iklim krizi, Covid-19 krizi, ekonomi, deprem, yerel yönetimler, eğitim, gençlik politikaları, toplumsal cinsiyet gibi geniş bir yelpazede, yeşil politikaların güncel sorunlara verdiği bütüncül cevaplar tartışılacak. 

Yine Gazeteci Burak Tatari moderatörlüğünde gerçekeleşecek oturumda, Ümit Şahin (iklim krizi), Pelin Cengiz (ekonomi), Sezin Öney (dünya siyaseti), Gülce Yeniev (gençlik politikaları), Burcu Meltem Arık (eğitim politikaları) ve Emine Özkan (Türkiye Yeşilleri) gelen sorulara yanıt verebilmek için hazır bulunacaklar.

Yeşil Düşünce Derneği’nin 17. Yeşil Diyalog Etkinliği’ne katılmak için web sitesi üzerinden başvuruda bulunmanız yeterli.

Çanakkale’de kuraklık: Baraj boşaldı, su kullanım yasakları geldi

Çanakkale‘nin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı‘nda kurak geçen mevsimin ardından sadece 12 milyon metreküp su kaldı.

Bunun üzerine harekete geçen Çanakkale Belediyesi suyun kullanımına ilişkin yasak ve kısıtlama kararları aldı. Şehir şebeke suyu kullanılarak hortumla araç, halı ve kilim yıkanmasını yasaklandı.

‘Atıksu bedeli alınacak’

Sanayi tesislerinde su kullanımına ilişkin kısıtlamalar getirildi ve bahçe sulamalarının da mümkünse kuyu suyu veya damlama sistemi ile yapılması kararı alındı.

Oto yıkama, halı yıkama hamam, WC gibi su tüketimi yüksek olan iş yerlerine ön ödemeli elektronik sayaç takılması zorunluluğu getirilirken, yeraltı suyu kullanan işyerlerine de mekanik sayaç taktırılarak kullanılan suyun tespitinin yapılıp atıksu bedeli alınması kararlaştırıldı.

Bayramiç Barajı da kurudu

DHA’nın aktardığına göre çok sayıda su varlığına sahip olduğu için mitolojide adı ‘Bin Pınarlı İda’ olarak geçen Kazdağları’nın dibindeki 96 milyon 500 bin metreküp su kapasitesine sahip Bayramiç Barajı‘nda, yaklaşık 12 milyon metreküp su kaldığı belirtildi.

Su tasarrufuna yönelik Belediye Encümeni tarafından oybirliğiyle alınan radikal kararlar Çanakkale Belediye Su İşleri Müdürlüğü, tarafından yapılan uyarıdan sonra geldi.

‘Küresel ısınma sebebiyle’

Müdürlük, tüm dünyada ve ülkemizde de yaşanan küresel ısınmanın etkisiyle su kaynaklarının azaldığını, yaşanmaya başlanan sıkıntılar göz önünde bulundurularak önlem alınması gerektiğini belirtti.

Alınan kararlara uyulup uyulmadığı belediye zabıta müdürlüğü ekiplerince bilerlenecek ve kararlara uymayanlar hakkında 5326 sayılı kabahatler kanununca cezai işlem uygulanacak.

Konya’da köpek kulübesi yakıldı, dokuz yavru köpek yanarak can verdi

Konya‘nın Karatay ilçesinde hayvanseverler tarafından bölgedeki köpeklerin barınması için yapılan kulübe yakıldı, içeride bulunan 10 yavru köpekten dokuzu hayatını kaybetti.

Karatay ilçesinin Tatlıcak Mahallesi‘nde boş arazide sokak köpeklerini beslemeye giden Fadim Göbel, burada yeni doğum yapmış köpek için oluşturdukları kulübenin yakıldığını fark etti. Yanan kulübeyi kontrol ettiğindeyse içerideki 10 yavru köpekten dokuzunun can verdiğini gördü.

‘Geriye bir yavru kaldı’

Bölgede yaklaşık 10 yıldır sokak hayvanlarını gönüllü olarak beslediğini belirten Göbel, “Yanan kulübe, anne köpek doğum yapacağı için kendisine ayarlanmıştı. Ben bunun kasten yapıldığını düşünüyorum. Çünkü içerisinde 10 yavrusu olan bir köpek kulübesinin yakılmasının insanlığa sığmayacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı. 

Fotoğraf: AA

İçeride dokuz yavru köpeğin yanarak can verdiğini belirten Göbel, “Geriye sadece bir yavru kaldı. Anne köpeğin sırtında da yanık izleri mevcut. Kurtulan yavrunun da üzeri küllenmiş vaziyetteydi. Üzerini temizleyip bakım yaptık” dedi. 

AA’ya açıklama yapan Fadim Göbel, yanmaktan kurtulan yavru köpek ve annesini koruma altına aldı. İkisi için yeni bir kulübe inşa edeceklerini ifade etti.