Günlerdir yoğun kar fırtınaları ile mücadele eden Yunanistan‘da kar yağışı ve soğuk nedeniyle yaşamını yitiren kişilerin sayısı dörde yükseldi.
Yunanistan Meteoroloji Dairesi, Medea olarak bilinen kar fırtınasının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini ve kar fırtınasının hafta sonuna kadar devam edeceğini açıkladı.
250 bin kişi karanlıkta kaldı
Kötü hava koşulları nedeniyle başkent Atina’nın birçok bölgesine elektrik verilemediği ve 250 bin kişinin karanlığa mahkum olduğu kaydedildi.
Yunanistan merkezli SKAİ’ye konuşan DEDDHE elektrik dağıtım şirketi CEO’su Tasos Manos durumun oldukça kritik olduğunu, elektrik dağıtımı için çalışmaların zor koşullara rağmen devam ettiğini kaydetti.
Ordu devreye girdi
38 elektrik dağıtım ana şebekesinde sıkıntı olduğunu söyleyen Manos, Atina’nın değişik bölgelerinde 600-700 ağaç elektrik dağıtım şebekesi kablolarının üzerine devrildiği, oluşan hasarın onarılması için 400 teknisyenin aralıksız çalıştığı ve bunlara ek olarak, 60 teknisyenin de başka illerden Atina’ya sevk edildiğini belirtti.
DHA’da yer alan habere göre ordunun devreye girdiği ifade edilirken, araç ve makinelerden oluşan yaklaşık 160 kişilik ekibin seferber olduğu ifade edildi.
Geçtiğimiz gün de Amerika Birleşik Devletleri‘nin Teksas eyaletinde şiddetli kar yağışı nedeniyle 4 milyon kişi elektrik kesintisi yaşamıştı.
Türkiye genelinde hafta sonundan bu yana yağan kar bugün de etkisini sürdürüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada Akdeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu‘nun güneydoğusunda yağmur ve sağanak, diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar yağışı beklendiği belirtildi.
Nevşehir, Düzce, Yozgat, Trabzon, Gümüşhane, Kırşehir, Rize, Sivas, Aksaray, Kayseri, Giresun, Ardahan, Erzincan, Artvin, Tokat, Denizli‘nin Çameli ve Kahramanmaraş‘ın 3 ilçesinde etkili olan kar nedeniyle bugün okullarda yüz yüze eğitim yapılmayacak.
İstanbul kar altında
İstanbul‘da hafta sonundan bu yana şiddetli kar yağışı etkili. Anadolu Yakası’nda Kadıköy, Maltepe, Kartal, Üsküdar, Sancaktepe ve Sultanbeyli‘de etkili şekilde devam ediyor.
Avrupa Yakası’nda Beşiktaş, Beyoğlu, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Sultangazi ilçeleri olmak üzere birçok bölgede kar yağışı aralıklı sürüyor.
Yoğun kar yağışı nedeniyle TEM Otoyolu Kavacık Mevkii Edirne istikametinde trafik yoğunluğu oluştu. Karla kaplanan yolda araç sürücüleri ilerlemekte zorluk çekti.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü‘nde görüş mesafesi zaman zaman 10 metreye kadar düştü, araçlar ilerlemekte güçlük çekti.
Kemerburgaz Kent Ormanı
İstanbul’da etkili olan kar yağışı eşsiz manzaraları da beraberinde getirdi. Sultangazi ve Kemerburgaz Kent Ormanı‘nda oluşan kar manzaraları havadan fotoğraflandı.
Kemerburgaz Kent Ormanı/ DHA
Peribacaları beyaz örtü altında
Kapadokya bölgesinde dün gece başlayan yağış, öğle saatlerinden itibaren etkisini artırdı. Yağışın ardından turistlerin yoğunlukla ziyaret ettiği Ürgüp ilçesi ile Göreme, Uçhisar, Ortahisar beldeleri ve Çavuşin köyü çevresinde peribacalarıyla kaplı alanlar beyaz ile kaplandı.
Yapılan balon turları kar yağışı nedeniyle durduruldu.
Fotoğraf: AA
Edirne’de buz sarkıtları
Edirne‘de cumartesi gecesi başlayan kar yağışı, kısa sürede kenti beyaza bürüdü. Hava sıcaklığının sıfırın altında 8 dereceye kadar düştüğü kentte çok sayıda ev ve iş yeri ile tarihi alanlarda buz sarkıtları oluştu.
Edirne/DHA
Bolu Dağı drone ile görüntülendi
Türkiye’nin en önemli geçiş noktası olan TEM Otoyolu Bolu Dağı ile tüneller mevkiinde etkili olan kar yağışı, dron ile havadan görüntülendi. Görüntülerde, Karayolları ekipleri tarafından sık sık temizlenen TEM otoyolunun kar tutmadığı görüldü.
Bolu Dağı/DHA
Erzurum’da 878 yerleşim biriminin yolu kapandı
Doğu Anadolu’da etkili olan kar yağışı nedeniyle bölgede birçok yerleşim yerinin merkezle bağlantısı kesildi. Erzurum‘da yağış nedeniyle merkez ve ilçelerde 878 köyün yerleşim biriminin yolu kapandı. Kar yağışı nedeniyle kent ve çevresinde eğime 1 gün ara verildi. Engelli ve hamile kamu çalışanları izinli sayıldı.
Erzurum. Fotoğraf: Turgay İpek
Erzincan’da -18 derece
Erzincan’ın Refahiye ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki etrafı çam ormanlarıyla çevrili Dumanlı Tabiat Parkı’nda kar yağışı eşsiz bir manzarayı beraberinde getirdi. Deniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikteki tabiat parkı, dronla havadan görüntülendi. Hava sıcaklığının sıfırın altında 18 dereceye kadar düştü.
Dumanlı Tabiat Parkı/DHA
Kazdağları’nda kar
Balıkesir’in Edremit ilçesindeki Kazdağları kar yağışı altında da yürüyüşçülerini ağırladı. Fauna ve florasıyla eşsiz güzellikteki Kazdağları beyaza büründü.
Edremit/DHA
Eskişehir’de okullara kar engeli
Eskişehir‘de hafta sonundan bu yana etkili olan kar yağışı nedeniyle okullara ara verildi. Meteoroloji 3’ncü Bölge Müdürlüğü kar yağışının etkili olması beklenen kent geneli için ‘turuncu uyarı’ yayınladı.
Meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı tedbir alınması istenen açıklamada, “Zaman zaman tipi şeklinde yoğun kar yağışı yağması bekleniyor. 1 hafta etkili olacak olan buzlanma ve don olayı nedeniyle dikkatli olunması ve tedbir alınması gerekmektedir” denildi.
İçinde İzmirKuş Cenneti barındıran Gediz Deltası’nda 3 bin metrekarelik bir alanda iki adet jeotermal kuyusu açılması için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatıldı.
Çevre İl Müdürlüğü‘nün yayımladığı ÇED dosyasına göre, Büyük Çiğli Mahallesi, 22466 Ada, 1 Parsel sınırları içerisinde 3395346 Erişim Numaralı ve 1598 Arama Ruhsatı bulunan parsellerdeki iki adet jeotermal kuyusu, 3000 metrekarelik bir alanda faaliyet gösterecek.
ÇED raporundaki detaylar
Egeligazete‘nin haberine göre, ÇED raporunda yer alan ifadelerden biri şöyle:
Projenin hedefi jeotermal kaynakların ekonomiye ve kamuya kazandırılması, konutlara kamu desteği olarak yatırım maliyetleri sübvanse edilmiş, mevcut yakıt maliyetinden çok daha uygun maliyetli ısınma ve sıcak su kullanım imkanı sunulmasıdır. Bu proje ile Balçova ve Narlıdere’deki jeotermal kaynak kullanımına yönelik uygulamaların bir benzeri de Karşıyaka ve Çiğli bölgelerinde hayata geçirilmiş olacaktır.”
‘Kuş cenneti zarar görecek’
36 yılını İzmir Kuş Cenneti’nin geliştirilmesine adayan Prof. Dr. Mehmet Sıkı, bölgenin sulak alan olduğunu ve Birinci Derece Sit kapsamında olduğunu vurgulayarak “Bu alana bırakın jeotermal santral açmayı bir otun koparılması ya da bir taşın bile yerinden oynatılması 2 milyon yılda oluşmuş doğal alana zarar verir. İzmir’i seven herkesin buna karşı çıkması gerekir” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Sıkı, bölgede 298 kuş çeşitinin olduğunu hatırlatarak şu açıklamalarda bulundu:
Geçen yıl Kuş Cenneti kurudu. Özellikle kuzey bölümünde kaçak yapılaşmalar var. Bu konularda hiçbir şey yapılmadı. Bunlarla mücadele edileceğine jeotermal kuyuları açılıyor. Kuş Cenneti’ne mutlaka zarar olacak. Milyonlarca yılda oluşan gözümüz gibi korunması geren bir alanda ekosisteme müdahale edilmesini anlamak mümkün değil. Bu girişim alanın hem jeolojik yapısına, hem de üsteki fiziksel bölümüne büyük zararlara yol açar.”
‘Mutlaka karşı çıkılmalı’
Bölgenin Uluslararası Ramsar Sözleşmesi‘yle korunması gereken bölgeler arasında yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Sıkı, bölgenin doğal sit alanı olduğuna da dikkat çekti:
Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile korunması gereken alanlar arasında sayılan bir bölge. Doğal sit alanı. Bugüne kadar değişik çevreler karşımıza çıktı. Liman ya da plaj yapmak isteyenler oldu. Ben kulaklarımla bölgenin doldurulup imara açılması gerektiğini söyleyenleri duydum. İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin bir ayağı için de bu bölge düşünüldü. Ama mahkeme kararı ile iptal edildi. Şimdi de jeotermal kuyuları açılması gündemde. Arkasından ne geleceği belli değil. Mutlaka karşı çıkılması gerekir.”
İngiltere‘de kişisel bir koleksiyonda, büyük beyaz köpek balığı büyüklüğünde balık fosili bulundu. Koleksiyon sahibinin fosili, büyüklüğünden dolayı ‘uçan yırtıcı sürüngenin kafatası’ olduğunu düşünerek satın aldığı ortaya çıktı.
Portsmouth Üniversitesi‘nde paleontolog olan David Martill‘in, özel bir koleksiyoncu tarafından satın alınan ve bir ‘uçan yırtıcı sürüngenin kafatası’ parçası olduğu düşünülen büyük bir kemiği tanımlaması istendi.
Martill kemiğin büyük bir balığa ait olduğunu belirledi. Martill yaptığı açıklamada, “Sadece bir hayvan böyle bir yapıya sahiptir ve bu bir Coelacanth’tır. Bu olağanüstü ve tuhaf görünümlü balığın ciğerinin bulunduğu kemik kafesinin bir parçasını bulduk” dedi.
4.88 metre uzunluğunda
DHA’nın aktardığına göre Martill, “Bu özel balık muazzamdı. Muhtemelen şimdiye kadar keşfedilen en büyük Coelacanth” ifadelerini kullandı.
Arkeologlar, fosil kemiğinden yola çıkarak yaptıkları araştırmada balık fosilinin 4.88 metre uzunluğunda olduğunu belirledi.
Fosilin tam halinin nasıl görüneceğine ilişkin örnek
Dinozorlardan daha eski
Coelacanths, Latimeria cinsinden derin sularda yaşayan ve iki mevcut tür içeren nadir bulunan bir balık. Coelacanth, ilk olarak 400 milyon yıl (ilk dinozorlardan 200 milyon yıl önce) önce ortaya çıktı.
Mesozoyik çağın sonuna doğru bu cinsin yok olduğuna inanılıyordu, ancak 1938’de Güney Afrika kıyılarında yaşayan bir Coelacanth bulundu.
İtalya‘nın güneyindeki aktif yanardağlardan Etna‘da şiddetli volkanik patlamalar meydana geldi ve buna bağlı lav akışı gözlemlendi.
İtalyan basınında da güçlü volkanik patlamalarla lav püskürten Etna’dan çıkan dumanın geniş bir alana yayıldığı ifade edildi. Bu nedenle Katanya kenti ve çevresinde yer yer kül yağmuru oluştuğu belirtildi.
Uçuşlar durduruldu
AA’nın aktardığına göre Etna’daki patlamalar neticesinde oluşan yoğun duman ve kül bulutları, hava trafiğinin de aksamasına yol açtı. Katanya‘nın Fontanarossa havaalanında acil durum ilan edilerek tüm uçuşlar durduruldu.
Dağın güneydoğu kraterindeki patlamalarda oluşan kül ve duman yoğunluğunun 1 kilometre yüksekliğe ulaştığı ve uçuş güvenliği açısından risk oluşturduğu kaydedildi.
Sicilya adasındaki Etna yanardağında en son volkanik faaliyet, ocakta kaydedilmişti.
Psikolog ve yazar Doğan Cüceloğlu 83 yaşında, İstanbul’un Beşiktaş semtinde yaşadığı evinde vefat etti.
Cüceloğlu’nun ölüm sebebi henüz netleşmedi. DHA’dan yapılan açıklamada polisin Cüceloğlu’nun evinde incelemelerde bulunduğu, ölüm nedenine dair henüz açıklama yapılmadığı ve olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Ancak bir süre önce anjiyo olan Cüceloğlu’nun evinde yürürken ayağının takılması sonucu başının üzerine düşerek yaşamını yitirmiş olabileceği iddia ediliyor.
‘Ömrünü insan iyiliğine adadı’
Cüceloğlu’nun yayıncısı Kronik Kitap, Twitter hesabından yaptığı duyuruda, “Ülkemizin en değerli psikologlarından, ömrünü insanların iyiliğine adamış, hocamız, yazarımız Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nu kaybettik” ifadelerini kullandı.
Ülkemizin en değerli psikologlarından, ömrünü insanların iyiliğine adamış, hocamız, yazarımız Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nu kaybettik. Ailesinin, ülkemizin ve tüm sevenlerinin başı sağolsun. pic.twitter.com/Hh91nO9TvV
Doğan Cüceloğlu ölümünden birkaç saat önce Twitter hesabı üzerinden bir paylaşım yapmıştı. Nurdoğan Alkış ile gerçekleştirdiği ‘Var Misin? Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler” isimli bir podcast programınının linkini vermişti.
Doğan Cüceloğlu, 1938 yılında Mersin‘in Silifke ilçesinde doğdu. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Illinois Üniversitesi‘nde doktorasını tamamlayan Cüceloğlu, iletişim psikolojisi alanında uzmanlaştı.
Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi‘nde görev yapan Cüceloğlu, 1980-1996 yılları arasında ABD’nin Fullerton kentindeki California Eyalet Üniversitesi‘nde çalıştı.
Cüceloğlu, Fulbright bursu ile gittiği California Üniversitesi’nde de bir yıl ziyaretçi öğretim üyesi olarak görev yaptı.
‘Önceliğim kitap yazmak’
Kişisel sitesinde yer alan otobiyografisinde Cüceloğlu, “Önceliğim kitap yazmak. Şu ana kadar kendi yazdığım 13 kitap var” demişti. Bu kitaplardan en çok bilinenler “Savaşçı”, “Mış Gibi Yaşamlar“, “İçimizdeki Biz” ve “Onlar Benim Kahramanım” oldu. Cüceloğlu’nun hayatının anlatıldığı “İnsanı Ararken” adlı kitabı ise Canan Dila yazmıştı.
İlk evliliğinden Ayşen, Elif ve Timur adında üç çocuğu bulunan Cüceloğlu, daha sonra kendisi gibi yazar ve psikolog olan Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu ile evlenmişti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın Gezi Parkı eylemleri sırasında Twitter hesabından yaptığı bir paylaşım gerekçe gösterilerek dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan‘a hakaret iddiasıyla yargılandığı davanın karar duruşması bugün Anadolu Adliyesi’nde görüldü.
Fincancı’ya, Erdoğan’a hakaretten 7 bin 80 TL para cezası verildi.
Prof. Dr. Fincancı’dan savunma
Evrensel’den Meltem Akyol‘un haberine göre, savcının duruşmada yeniden okuduğu mütalaaya karşı Prof. Dr. Fincancı şu savunmayı yaptı:
Daha önce de belirtmiştim. Ortada bir hakaret değil, hakikat var. Çünkü 15 Haziran 2013’te, bu tweeti attığım dönemde, Türkiye’de Gezi sürecinde 8 insanı kaybetmiştik, 10’un üzerinde insan görme yeteneğini kaybetti, binlerce insan ciddi bir biçimde yaralanmıştı.
O dönemde TİHV başkanıydım. Aynı zamanda İstanbul’da sağlık sorunu yaşayan insanların tedavisine katkı sunmak üzere tabip odalarının oluşturduğu gezici revirlerde görevliydim. İTO’nun revirlerinde görev yaparken kolluk görevlileri doğrudan revirin içerisine hedef gözetilerek gaz fişekleri attı. İnsanların tedavi edildiğini görüyorlardı, o kadar yakın mesafeden atıldı. Hemen birkaç gün önce dönemin Başbakanı ‘Emri ben verdim, polisimiz destan yazdı’ dedi. Polisin görevi insanları yaralamak, öldürmek, kör etmek değildir. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum.”
Mahkeme Başkanı’nın Şebnem Korur Fincancı’ya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğini sorması üzerine Fincancı: “Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Bunun sonucunda ceza çıkarsa onu da kabul etmiyorum. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da kabul etmiyorum” dedi.
‘2013’te atılan bir tweetten yargılanıyoruz’
Fincancı’nın savunmasının ardından avukatı Meriç Eyüboğlu mahkemede şunları söyledi:
Fincancı, uluslararası ölçekte bilinen bir bilim insanıdır ve olaylara tanıklık etmiştir. Uzmanlık alanı işkencedir ve uluslararası alanda da bu konuda çalışmaktadır. BM’nin İstanbul Protokolü’nü hazırlayan ekibin içerisindedir. Bunları müvekkilimin bilim insanı olduğunu anlatmak için değil, bilimsel olarak tüm bunların tanığı ve gözlemcisi olduğunu söylemek için belirtiyorum.
2013’te atılmış bir tweetten yargılanmaktayız. Aynı dönemdeki tweetlerden belki başka zaman da karşınıza çıkacağız. Müvekkilimin bahsettiği ölümler tüm bu raporlarda yer almaktadır. Aynı zamanda dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edilmiş ve özür dilenmiştir. Af Örgütü, bir yıllık gaz stoklarının 20 günde tükendiğini raporlamıştır.”
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Fincancı’ya 7 bin 80 TL para cezası verdi.
Hollanda’da bir mahkeme, hükümetin koronavirüs salgınıyla mücadele önlemleri kapsamında ülke genelinde akşam 21.00 ile sabah 4.30 saatleri arasında uyguladığı sokağa çıkma yasağının derhal kaldırılması gerektiğine hükmetti.
Lahey Bölge Mahkemesi, koronavirüs önlemleri karşıtı olan “Virüs Gerçeği” (Virus Truht) adlı grubun açtığı davayı karara bağladığını duyurdu. Mahkeme yaptığı açıklamada, Hollanda hükümetinin başvurduğu olağanüstü yetkilerin “hatalı bir şekilde” uygulandığına dikkat çekti.
‘Serbest dolaşım ve mahremiyet ihlali’
Açıklamada, 23 Ocak tarihi itibariyle Hollanda genelinde, belirli saatler arasında uygulanan sokağa çıkma yasağının “serbest dolaşım ve mahremiyet haklarının geniş çaplı ihlali olduğuna” vurgu yapıldı.
Ayrıca hükümetin sokağa çıkma yasağını, yasamanın baypas edilmesine imkan tanıyan, çok acil durumlar için, istisnai olarak öngörülen olağanüstü hal düzenlemelerine dayandırdığını hatırlatan mahkeme, koronavirüs salgını nedeniyle alınan sokağa çıkma yasağının ise bu kapsamda değerlendirilemeyeceğine dikkat çekti.
Fotoğraf: AA
Mahkeme, sokağa çıkma yasağının uygulanmadan önce uzun bir süre tartışıldığına, bunun da aslında hükümetin parlamentodaki onay sürecini tamamlamak için gerekli zamana sahip olduğunu gözler önüne serdiğini kaydetti. Lahey Mahkemesi, bu nedenle mevcut yasağın “meşru olmadığı” hükmüne vurgu yaptı.
Avrupa’da bir ilk
Böylece Avrupa ülkelerinde ilk kez bir mahkeme sokağa çıkma yasağının kaldırılması yönünde karar almış oldu.
Hükümetin yargı kararını temyize götürmesi halinde bu süreçte 21:00-04:30 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı yürürlükte olmayacak. Ancak dava hükümet lehine sonuçlanırsa, yeniden sokağa çıkma yasağı uygulanabilecek.
Sokağa çıkma yasağını ihlal eden kişilere verilen 95 euroluk para cezalarının ne olacağı da şimdilik bilinmiyor. Mahkeme bu meseleyi incelemeye devam ediyor.
Bergama ve Ayvalık’ta 14 hektarlık alanda faaliyet gösteren Göltaş granit ocağının 110 hektarlık alana yayılması için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna İnceleme Değerlendirme Kurulu son şeklini verdi.
Çevre İl Müdürlüğü raporu, yönetmelik gereği 10 günlük halk görüşüne açıldı. Söz konusu genişleme ile Kozak Yaylası’nda Türkiye’nin en kaliteli doğal fıstık çamı ormanı taş ocağı tehdidi altına girdi.
8 bin 882 ağaç kesilecek
Bergama’nın Aşağıcuma Mahallesi ile Ayvalık’a bağlı Bağyüzü Mahallesi’ndeki granit ocağı orman ve kaliteli tarım arazisi içinde faaliyet gösterecek.
Ajans Bakırçay’ın aktardığına göre ÇED raporunda 8 bin 882 adet ağacın kesileceği belirtildi. Bölgede antik çağlardan beri Anadolu’nun en kaliteli doğal fıstık çamı ağaçları bulunuyor.
‘Tarım dışı kullanım izni alınacak’
İnceleme Değerlendirme Kurulu’nun son şeklini verdiği ÇED raporunda, “Bu kapsamda yaklaşık 110,28 hektar olan Proje Alanında (ÇED Alanı) tahmini ağaç sayısı 8.822 adet olmakla birlikte, bu ağaçların tamamı birden kesilmeyecek, yıllık çalışma alanı üzerindeki ağaç sayısı kadar kesim işlemi gerçekleştirilecektir” ifadeleri yer aldı.
Raporda “Proje alanı üzerinde bağ ve fıstıklık vasıflı tarım alanları bulunmakta olup, İl Tarım ve Orman Müdürlüklerine başvuruda bulunularak tarım dışı amaçla kullanım izni alınacaktır” bilgisi paylaşıldı.
Yerleşim yerine 750 metre uzaklıkta
Söz konusu taş ocağının faaliyet göstereceği bölgenin tamamının 1/100.000 binlik imar planlarında vasıflı tarım alanı olarak kayıtlı. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre ise ruhsat sahası içerisinde tarla ve fıstıklık vasıflı alanların yer aldığı da belirlendi.
Faaliyet alanı 10 kattan daha fazla genişleyecek olan taş ocağının Aşağıcuma Mahallesi’ne sadece 780 metre uzaklıkta olması planlanıyor. Ayrıca granit ocağı alanına sadece 90 metre uzaklıkta fıstık işleme tesisi bulunduğu da ÇED raporunda yer aldı.
Antik çağlardan beri gözde
Kozak (Pindasos), Antik Çağın Kaikos Irmağı (Bakırçay) Havzası’nın tacı olarak kabul ediliyor. Kentin yanı başında yükselen Kozak Yaylası, sadece Bergama’nın içinde bulunduğu bölgenin değil, ülkemizin ve hatta dünyanın oksijen deposu olarak biliniyor.
Öte yandan Kozak Yaylası, sahip olduğu fıstık çamı ekim alanları nedeni ile toplam 17 köyden oluşan, yaklaşık on bin nüfuslu özel bir ekolojik havza. Havza, kendine özgü iklim, toprak ve su yapısına sahip bölge.
Ekolojik zenginliğiyle, üzerinde yaşayan insanlara çok önemli bir yaşam alanı sunuyor. Kozak Yaylası ekonomik yönden ise madenlerden daha çok gelir sağlayan, dünyanın başta gelen ve Türkiye’nin tek doğal fıstık çamı ormanlarını içinde barındırıyor.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara Operasyonu‘yla ilgili Mecliste açıklamalarda bulundu.
Bakan Hulusi Akar, “TSK, PKK’ya ağır zayiat verdirmiştir” derken, Bakan Süleyman Soylu ise “Devlet üzerine düşen her görevi yerine getirmiştir” dedi.
Bugün yapılan açıklamalardan önce Bakan Akar ve Bakan Soylu, saat 12.00’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nu, saat 14.00’te İYİ Parti lideri Meral Akşener‘i de ziyaret etti.
‘Operasyonlar devam ediyor’
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Irak’ın kuzeyinde başlayan operasyonların devam ettiğini söyledi:
Pençe Kartal-2 kara desteği olmadan 35 kilometre derinlikte icra edildi. Kritik ve önemli operasyon, nitelik olarak diğerlerinden farklılık gösteriyor.
Karadan destek ve irtibat olmadan icra edildi. Operasyon için yoğun gizlilik tedbirleri altında geniş hazırlık süreci yaşandı.
Operasyon, kahraman personelimiz tarafından güvenlik tedbirleri alınarak çok zor şartlar altında, her ülkenin yapamayacağı şekilde icra edildi.”
‘Devlet üzerine düşen her görevi yerine getirmiştir’
Bakanı Süleyman Soylu ise , Mecliste yaptığı konuşmasında Gara’da öldürülen asker ve polislerin aileleriyle her üç ayda bir görüşme yaptıklarını söyledi.
“Devletin üzerine düşen her görevi yerine getirdiğini iddia eden Bakan Soylu ise hak örgütleri ve HDP’ye yüklendi:
… Dedikleri şu, FETÖ ve PKK inşası, Emre Uslu denen müptezelden Avrupa’daki diğer tüm müptezellere kadar terör örgütünden merhamet, vicdan bekleyen vicdansızdır. Terör örgütünden ahlak bekleyen ahmaktır. Terör örgütünden hukuk bekleyen, ‘Acaba bir şey olur mu?’ diye ona yasalanan hain oğlu haindir.
Tam beş kere benim bakan yardımcım bir yılda görüştü ailelerle. Aileleri alıp Irak’a Erbil’e götürdüler ne oldu elleri boş döndüler. Terör örgütünün ilk katliamı mı bu hayır. 1984’ten bu yana terör örgütü, 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi.O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf söyledi mi? Orada Diyarbakır annelerinden 7 tane bunlardan vardı. Devlet burada üzerine düşen her görevi yerine getirmiştir.”
‘Şehitlerimiz onları yenecek’
“Murat Karayılan’ı bin parçaya bölmezsek rahat etmeyiz” diyen Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu çocuklar kaçırıldıklarında Pervin Buldan dedi ki, ‘biraz misafir edecekler sonra bırakacaklar’. 10 tane çocuğa acımayan, askerime, polisime ve oradaki kahraman jandarmama acımayan sivil vatandaşıma acır mı? Vücut bütünlüklerinin fotoğrafların hepsi burada. İçimiz kan ağlıyor; ama bu fotoğraflara baktığınız zaman Allah şahittir o Murat Karayılan’ı bin parçaya bölmezsek rahat etmeyiz.
Terörle mücadele bugün başlamamıştır fakat en yakın zamanda bu PKK’nın kökünü kazıyarak sona erecektir. Türkiye’de 300’ün altına düştü fakat İran ve Irak 5 bin terörist var. Aynı meseleyi Suriye‘ye yaptıkları için çocukları orada ailelerinden kopararak sözde askere aldıkları için orada 5 bin kişi var. İşimizin bitmediğini söylemek için söylüyorum. Allah şahittir bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak ailelerimiz onları yenecek. Terör örgütü şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak şehitlerimiz onları yenecek.”