DünyaManşet

İsrail toplumundan barış çağrıları yükseliyor: Filistin’deki işgale son verin!

0
Fotoğraf: Saleh Salem / Reuters

Filistinli militan grup Hamas‘ın 7 Ekim sabahı İsrail işgaline karşı başlattığı Aksa Tufanı operasyonu 48 saat içinde her iki taraftan en az 1000 kişinin ölümüyle sonuçlandı. İsrail ordusu Hamas’a karşı “savaş durumu” ilan ederken, uluslararası toplumun yanı sıra İsrailli taraflardan sivil ölümlerin önüne geçilebilmesi ve insanlık trajedisine bir son verilmesi için barış çağrıları yükselmeye başladı.

Filistinlilerin Eylül 2000-2005 yılları arasındaki İkinci İntifada’sından (Ayaklanma) bu yana İsrail ordusunda görev yapan ve işgal altındaki topraklardaki günlük yaşamın gerçekliğini kamuoyuna yansıtmayı görev edinmiş eski askerlerden oluşan Breaking the Silence [Sessizliği Bozuyoruz] örgütü, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgaline son vermesi için çağrıda bulundu.

Ürdün Nehri ile Akdeniz arasındaki bölgede barışın temin edilmesi çağrısı yapan grup, “genç askerlerin her gün sivil halkla karşı karşıya geldiği ve halkın günlük yaşamının kontrolüne dahil olduğu bir gerçeklik için ödenen bedel hakkında kamusal tartışmayı teşvik etmeyi” hedefliyor ve yaptığı çalışmalarla İsrail’in işgaline bir son vermeyi amaçlıyor.

Örgüt, sosyal medya platformu X üzerinde yaptığı paylaşımda “Hamas’ın saldırısı ve dünden bu yana yaşananları tarif etmek imkansız. Gerçekleştirdikleri zalim ve canice eylemleri hakkında konuşabilirdik ya da Yahudi üstünlükçü hükümetimizin bizi nasıl bu noktaya nasıl getirdiğine odaklanabilirdik. Ancak eski İsrail askerleri olarak bizim işimiz, yapmak üzere gönderildiğimiz şey hakkında konuşmaktır” diyerek İsrail’in yıllardır izlediği işgalci politikayı eleştirdi.

‣ İsrail, 50 yılın en ağır saldırısıyla karşı karşıya: Hamas’ın saldırılarında 700 kişi öldü

‘Terörü hedef alan saldırılar ağır sivil kayıplara yol açıyor’

“İsrail’in güvenlik politikası on yıllardır “çatışmayı yönetmek” olmuştur. Birbiri ardına gelen İsrail hükümetleri, sanki bir fark yaratacakmış gibi, tekrar tekrar şiddette ısrarcı oluyor. “Güvenlikten”, “caydırıcılıktan”, “denklemi bozmaktan” bahsediyorlar.

Tüm bunlar Gazze Şeridi’ni bombalamak için kullanılan şifreli sözcüklerdir; her zaman teröristleri hedef almakla gerekçelendirilir ama her zaman ağır sivil kayıplara yol açar. Bu şiddet eylemleriyle Gazzeliler için hayatı imkansız hale getiriyoruz ve sonra işler çığırından çıktığında şaşırmış gibi davranıyoruz.”

Fotoğraf: AFP

‘Kendi vatandaşımız için güvenlik zafiyeti yarattık’

Birleşik Arap Emirlikleri ve şimdi de Suudi Arabistan ile ‘normalleşmeden’ bahsederken, dünyanın arka bahçemizde inşa ettiğimiz açık hava hapishanesini görmezden geleceğini umuyoruz. Akıl almaz insan hakları ihlallerinin yanı sıra, kendi vatandaşlarımız için de büyük bir güvenlik zafiyeti yarattık.

Tüm İsraillilerin sorduğu soru şu: Dün askerler neredeydi? Yüzlerce İsrailli evlerinde ve sokaklarda katledilirken IDF [İsrail Savunma Kuvvetleri] neden ortalarda yoktu? Ne yazık ki gerçek şu ki “meşguldüler”. Batı Şeria’da.

Filistin şehri Nablus‘a yerleşimci akınlarını güvence altına almak, El Halil‘den Filistinli çocukları kovmak, pogromlar gerçekleştiren yerleşimcileri korumak için askerler gönderiyoruz. Yerleşimciler Huvara sokaklarından Filistin bayraklarının kaldırılmasını talep ediyor; bunu yapmaları için ise askerler gönderiliyor.”

Fotoğraf: Al Jazeera

‘Yerleşimcilik ve saldırganlık uğruna güvenlikten feragat edildi’

“Ülkemiz -on yıllar önce- yerleşimci ve saldırgan bir gündem uğruna, işgal altındaki milyonlarca sivil nüfus üzerinde kontrol sağlamak adına kasaba ve şehirlerimizdeki vatandaşlarının güvenliğinden feragat etmeye karar verdi.

Çatışmayı çözmek zorunda kalmadan ‘idare edebileceğimiz’ fikri bir kez daha gözlerimizin önünde çöküyor. Şimdiye kadar çökmemişti çünkü karşı çıkmaya cüret gösteren çok az kişi olmuştu. Bu yürek parçalayıcı olaylar bunu değiştirebilir. Değiştirmeli de. Nehir ve deniz arasında kalan her birimiz için.”

‣ İsrail Filistin’in Hamas güçlerine karşı ‘savaş’ ilan etti: Ölü sayısı 256’ya yükseldi

‘Durdurulması gereken bölgesel bir savaş’

İsrail Komünist Partisi (MAKİ) ve sol partilerin oluşturduğu Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe (Hadash), Hamas’ın silahlı kanadının İsrail’e başlattığı operasyonla birlikte bölgede yaşananlara dair yayımladığı ortak açıklamada “aşırı sağcı [Binyamin] Netanyahu hükümetinin canice işgal politikasının” bölgede yaşananlardan sorumlu olduğunu ifade etti ve bu politikanın bölge barışı açısından büyük tehlikeler yarattığının altını çizdi.

Independent Türkçe‘nin aktardığına göre, MAKİ ve Hadash “masum sivillere verilen her türlü zararı açıkça kınadıklarını” vurguladı.

Hem Arap hem de Yahudi işgal mağdurlarının ailelerine başsağlığı dileklerinin iletildiği açıklamada, “İsrail’deki faşist sağ hükümetin işgali sürdürme amacıyla işlediği suçlar, durdurulması gereken bölgesel bir savaşa yol açıyor” ifadelerine de yer verildi.

Fotoğraf: Al Jazeera

‘Tek çözüm var: İşgali sona erdirmek’

“Yerleşimcilerin hükümetin himayesinde işgal altındaki topraklarda çılgına döndüğü, Mescid-i Aksa‘ya saygısızlık ettiği ve Huwara’da yeni bir pogrom gerçekleştirdiği şoke edici bir hafta geçirdik. Sonunda çok ciddi bir gerilimle uyandık. Bu, sağcı hükümetin ilk günden bu yana körüklediği savaşta tüm bölgeyi tehlikeye atıyor.”

İsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Huwara kasabası, Aksa Tufanı operasyonundan önceki gün ciddi şiddet olaylarına sahne olmuştu. Kasabada trafiğe takılan bir araçta Filistinli silahlı bir kişinin İsrailli bir aileye ateş açtığı ve kimsenin yara almadan atlattığı olayın ardından İsrailli yerleşimciler bölgede isyan çıkarmıştı. Aralarında radikal sağcı bir milletvekilinin de bulunduğu onlarca yerleşimci Huwara’ya girmiş ve yaşanan olaylarda 19 yaşındaki Filistinli bir genç öldürülmüştü.

Yerleşimcilerin Huwara baskınını “pogrom” diye niteleyen MAKİ ve Hadash, “Yaşananlar, Netanyahu hükümeti ve yerleşimcilerin tüm bölgeyi ne kadar tehlikeli bir yöne sürüklediğini gösteriyor” açıklamasında bulundu:

Çatışmayı yönetmenin ya da askeri yöntemlerle çözmenin mümkün olmadığı görülüyor. Tek çözüm var: İşgali sona erdirmek için çabalamak ve Filistin halkının meşru taleplerini ve haklarını tanımak.

Açıklamada ayrıca, “İşgalin sona ermesi ve adil bir barışın tesisi, bu ülkedeki iki halkın ortak çıkarıdır” ifadeleri yer aldı:

Netanyahu hükümetinin son gelişmeleri Gazze Şeridi’ne intikam amaçlı bir saldırı gerçekleştirmek için kullanmasından derin endişe duyuyor, uluslararası toplumu ve bölge ülkelerini savaş davullarını susturmaları için derhal müdahale etmeye çağırıyoruz. Siyasi çözümün desteklenmesini sağlayacak hamleleri başlatın.

Fotoğraf: Al Jazeera

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.